Çin ve Japonya dinleri her iki ülkede de sülale ve aile bağlarına geleneklerine ve devlet kurumlarına kalıcı değer verilmesini sağlayan asıl etkendir. Özellikle Şinto ve Konfüçyüsçülük geleneklere uymayı ve topluma hizmeti öne çıkaran saygın davranış kuralları ortaya koymuşlardır. Doğu Asya dinleri özümseme ve değişim bakımından esnektir; dolayısıyla toplumun bütün katmanları din ve kült ihtiyaçlarına kolayca ayak uydurabilmiştir.
Şinto Dini
Şintoistler doğa güçlerine ve tanrılara (kami) tapar; yardım dilemek için törenler düzenler. Artık bir devlet dini değildir ama, Şinto tarih boyunca hep Japon imparator kültüyle bağlantılı olmuştur.
Şinto "tanrıların yolu" anlamına gelir ve Japon kültürüne geçmişte olduğu gibi bugün de şekil veren yerli animist dindir. Çok sayıda kültleri ve çeşitli ibaret biçimlerini kapsar. Günümüzde Japon halkının %80'i hala bu dine inanır. Zaman içinde Şinto kavramları ile Konfüçyüsçülük ve Budizm arasında çok yönlü geçişler ortaya çıkmıştır.
Kami
Şinto dininde birçok tanrı (kami) yer alır; çünkü her olağanüstü olay dinsel huşu uyandırır ve doğal fenomenler animist ruhlara bağlanır. Bu nedenle kami kavramı kişisel varlıkları değil, doğa güçlerini, dağ ya da pınar gibi olağanüstü yerleri, ayrıca ölülerin ruhlarını kapsar. Önemli kişiler bile ilahi yaratım sayılır. Kami yaşam gücü insanlara da "geçebilir" ve özel başarılar elde etmelerini sağlayabilir.
Şinto'ya inananların kami'yle uyumlu yaşaması, onların anısına dualar sunması ve tapınaklara şükran ziyaretlerinde bulunması gerekir. Başta gelen kültürsel uğraşlar arasında arınma ayinleri, doğaya saygı gösterileri, çoğu kez oyunların ve yarışların eşlik ettiği dinsel şenlikler sayılabilir.
Mitoloji ve İmparator Kültü
Japon devletinin kökenine ilişkin Şinto mitolojik masalları, İzanagi ve İzanami adlı tanrıların imparatorluk hanedanıyla evlilik birliğiyle devletin ortaya çıkışını ayrıntılı olarak anlatır. Japon imparatorunun (tenno) bir tanrı sayılması bu ilahi soy çizgisine dayanır.
Şinto ve Konfüçyüsçülük karışımının etkisiyle katı bir ahlak düsturunu benimseyen samuraylar için en büyük onur, imparatorun hizmetinde savaşmak ve ölmektir. Bu anlayış 19. yüzyılda milliyetçi ve emperyalist bir çağrışım kazandı. Japonya'nın 1945'te teslim olmasından sonra, imparator "ilahi köken" savına resmen son verdi. Ama tenno'nun önemli toplu Şinto törenlerine katılması halen süren bir gelenektir.
Amaterasu ve İse'de büyük mabet
Güneş tanrıçası Amaterasu Japon mitolojisinde en çok saygı gösterilen tanrıçadır. İse'de bulunan ve 65'ten fazla karmaşık yapıyı barındıran Büyük Mabet, gördüğü itibarın bir kanıtını sunar. Şinto dininin ana tapınağı olarak, "devleti ve Japon halkının birliğini" simgeler. Kutsal Şinto simgeleri ve Amaterasu'nun alametleri –kılıç, ayna ve yeşim taşı – en içteki tapınakta saklanır.
Mitolojiye göre, Amaterasu'nun torunu Ninigi no Mikoto yeryüzüne iner ve böylece tenno soy çizgisini başlatır. Onun da torunu olan ilk imparator Cimmu, imparator kültünü başlattığı sanılan kişidir.
Konfüçyüsçülük ve Taoculuk
Konfüçyüsçülük başlangıçta bir dizi etik öğretiye dayanırken, Taoculuk evrenin temel güçlerine dönük arayışı esas alan bir dinsel topluluk olarak ortaya çıktı.
Çindeki en önemli dinsel gelenekler Taoculuk ve Hindistan'da doğan Budizm'dir. Bir ahlak felsefesi olarak ortaya çıkan Konfüçyüsçülük ancak sonraki bir evrede dinsel unsurlar kazanmıştır. Her iki yerli Çin dini de yin ve yang gibi Çin kavramlarının yanı sıra atalara tapınma kültüne göndermeler içerir.
Konfüçyüsçülük: İnsanlık Ahlakı
Konfüçyüsçülük ahlaki siyasal bir dünya görüşü sunan bir seküler ideoloji olarak ortaya çıktı. Hala Çin halkı için ahlaki görüşleri ve davranış kurallarını tanımlayan bir sistemdir. Öğretilerinin kökleri devlet memuru ve bilgin Konfüçyüs'e kadar indirebilir. Konfüçyüs tanrıların doğasına ve işlevine ilişkin herhangi bir saptamada bulunmamakla birlikte, geleneksel ayinlere uyulmasını, atalara saygı gösterilmesini ve aile bağlarının korunmasını güçlü biçimde savunur. Bunların hepsi toplumdaki her kişinin yaşamına istikrar getirir. Böylece "insanlık" temel kavram olur; yani insanın hemcinsleriyle etkileşimi esastır.
"Üstün" (junzi) olarak nitelendirilen ideal kişi "ömür boyu öğrenme" hemen her sanat biçiminde yetkinleşir ve vardığı kavrayışları günlük yaşamda uygulamaya geçirir. Bilgi ve becerilerini topluma hizmet etmek için kullanır.
Konfüçyüsçülüğün ikinci büyük düşünürü Mengzi MÖ 4. yüzyılda bu öğretileri güncelleştirerek, "adalete uygun davranma ve görev duygusu" anlamına gelen yi kavramını vurguladı. Bu kavram kişinin doğası itibariyle iyi olduğunu varsayar; ancak kişiliğin sürekli eğitimden ve arınmadan geçmesi gerektiğini öngörür. Bu da atalara saygı ve hükümdara ya da devlete bağlılık gibi belli zorunlu ilkelere uymakla sağlanır.
MÖ 200'den itibaren Konfüçyüsçülük devlet ideolojisi haline geldi ve Çin Devrimi'nin başladığı 1911 / 1912'ye kadar, yani iki bin yıla yakın bir süre devlet memurlarını yetiştirmede kullanıldı. Konfüçyüsçülük aynı süreçte dinsel nitelikler de kazandı.
İlgili: Çin İç Savaşı: Modern Tarihin En Kanlı Olayı
Konfüçyüs'ün Tanrılaştırılması
Devlet kültü: Çin'de Konfüçyüsçülüğün devlet ideolojisi haline gelmesiyle birlikte; insanlar onu kutsal adam ve sonunda tanrı konumuna yükseltti. Devlet de Konfüçyüsü toplum idealini kurumlaştırmanın ve kitlelere benimsetmenin bir yolu olarak buna destek verdi. Bizzat imparator MÖ 194'te Konfüçyüs'ün Qufu'daki tapınağa dönüştürülen evinde ilk kez kurban sundu.
Aşamalı itibar yükselişi: Konfüçyüs ve 72 çömezi onuruna bütün Çin okullarında kurban sunma adeti MS 1. yüzyılda başladı. İmparator 555'te her il merkezinde Konfüçyüs'ün anısına birer tapınak inşa edilmesi emrini verdi. Konfüçyüs 739'da "kral", 1008'de "kusursuz bilgi kişi" ve 1086'da "imparator" ilan edildi. 1657'de "en kutsal bilgin" sıfatına layık görüldü ve sonunda 1906'da tanrılaştırıldı.
Taoculuk: Dünyayla uyum ilkesi
Konfüçyüsçülükle karşılaştırıldığında, Taoculuğun bir din olarak nitelendirilmeye daha uygun düşen bazı belirgin özellikleri vardır. Laozi'nin (MÖ 4. yüzyıl) yazdığı Tao-te Ching (Yüce Aklın Erdemi) kitabıyla Taoculuğa özgü bir ruhban hiyerarşisi, bir manastır düzeni ve karmaşık bir ilahi doktrinler dizisi ortaya çıkmıştır. Bu doktrinlerde ismi geçen tanrıların çoğu belirli bir önem taşıyan tarihsel kişiliklere göndermedir. Tıpkı Konfüçyüs gibi, Laozi de dünyanın kurtarıcısı olarak övülür.
"Tao" kelime olarak "yol" anlamına gelir; ama dünyanın ilkesini ve bütün canlıların kozmosu doğuran nihai temelini ifade eder. Her kişi kendine özgü bir tao'ya sahiptir; bunun kasıtlı ahlak dışı davranışlarla bozulmaması ve özgürce gelişmesi gerekir. Taocular meditasyon, ayinler ve simya işleri gibi tao'yla uyum sağlamaya yönelik çeşitli ibadetlerde bulunur.
Çin ve Japon Dinleriyle İlgili Kilit Bilgiler
Çin ve Japonya dinlerine dair bazı ek bilgiler paylaşalım:
- Damga: Çin ve Japonya dinleri ve öğretileri imparatorluğa ilişkin kültürel algılamalara damgasını vurmuştur.
- Budizm: Öğretilerin çoğu Budizm gibi diğer dinlerin etkisini taşır.
- Kült: Şinto ve konfüçyüsçülük Doğu Asya'nın imparator ve devlet kültlerini yüceltmede kullanılmıştır.
- Halk: Öğretilerin halk dinlerine dönüşmesi sıradan kitleler arasında tutulmasını sağlayan bir süreçtir.
- Taoculuk: Taocu topluluk öteden beri "Taocu rahipler" olarak da anılan "göksel öğretmenlerin" denetimi altındadır.
Çin ve Japon Dinleri Hakkında Sık Sorulanlar
Şinto nedir?
Şinto, doğal unsurlarda, atalarda ve önemli yerlerde bulunan ruhlar veya tanrılar olan kami'ye tapınmaya odaklanan Japonya'nın yerli bir dinidir. Ritüeller, dualar ve doğaya karşı derin bir saygı içerir.
Şinto'da kami kimdir veya nedir?
Kami, Şinto'da saygı duyulan ruhlar veya tanrılardır. Çeşitli doğa olaylarını, ataları, efsanevi figürleri ve hatta belirli nesneleri temsil edebilirler. Kami'lerin hayatın her alanında var olduklarına inanılır ve ritüeller ve ibadetler yoluyla onurlandırılırlar.
Şinto'da torii nedir?
Torii, genellikle Şinto tapınaklarının girişinde bulunan geleneksel bir Japon kapısıdır. Kutsal ve seküler alemler arasında sembolik bir geçit görevi görür ve kutsal bir alana geçişi işaret eder.
Konfüçyüsçülük nedir?
Konfüçyüsçülük, antik Çin'de Konfüçyüs tarafından geliştirilen bir felsefe ve etik sistemdir. İdeal bir toplum yaratmak için ahlaki değerleri, sosyal uyumu, evlat dindarlığını ve erdemlerin geliştirilmesini vurgular.
Konfüçyüsçülükte Beş İlişki nedir?
Konfüçyüsçülükteki Beş İlişki, toplumda var olması gereken hiyerarşik sosyal ilişkileri ifade eder. Bunlar arasında yönetici-tebaa, baba-oğul, karı-koca, ağabey-küçük kardeş ve arkadaş-arkadaş yer alır. Konfüçyüsçülük bu ilişkiler içinde doğru davranış ve uyumu vurgular.
Konfüçyüsçülükte Analektler nedir?
Analektler, Konfüçyüs'e atfedilen sözlerin ve öğretilerin bir derlemesidir. Konfüçyüsçülüğün temel metni olarak hizmet ederler ve etik, ahlak ve sosyal düzen hakkında rehberlik sunarlar.
Konfüçyüsçülükte aileye saygı nedir?
Aileye saygı, Konfüçyüsçülükte vurgulanan, kişinin ebeveynlerine ve atalarına karşı saygı ve bağlılık erdemidir. Ebeveynleri onurlandırmayı ve onlara özen göstermeyi, isteklerine itaat etmeyi ve aile geleneklerini sürdürmeyi içerir.
Taoizm nedir?
Taoizm, kökeni antik Çin'e dayanan felsefi ve ruhani bir gelenektir. "Yol" veya "Doğanın Yolu" olarak çevrilebilecek Tao kavramı etrafında döner. Taoizm, yaşamın doğal akışıyla uyum içinde yaşamayı ve içsel dengeyi geliştirmeyi vurgular.
Taoizm'de Yin ve Yang'ın önemi nedir?
Yin ve Yang, Taoizm'de her şeyin birbirine bağlılığını ve ikiliğini temsil eden tamamlayıcı güçler veya enerjilerdir. Yin karanlık, dişilik ve pasiflikle ilişkilendirilirken, Yang ışığı, erkekliği ve aktiviteyi temsil eder. Yin ve Yang'ın dengesi ve etkileşimi uyum ve esenlik için gerekli görülür.
Taoizm'de Tao Te Ching nedir?
Tao Te Ching, Taoizm'de filozof Lao Tzu'ya atfedilen merkezi bir metindir. Tao'nun doğasını, uyum içinde yaşama sanatını ve bilgelik, sadelik ve eylemsizlik (wu wei) ilkelerini araştıran şiirsel dizelerden oluşur.