Ekolokasyon, yarasaların yön bulmak için kullandığı bir ses ve duyu tekniği. Morfolojinin (fiziksel yapı) ve sonarın (SOund NAvigation and Ranging) birlikte kullanılmasıyla üretiliyor. Yarasanın gırtlaktan ürettiği ultrasonik dalga burnundan ya da ağzından yayılıyor. Ayrıca dilleriyle klik sesi çıkarabiliyor. Yarasa, bir cisimden dönen yankıyı duyduktan sonra, sesin gönderildiği ve geri döndüğü zaman dilimi arasındaki süreyi hesap ediyor. Ardından çevresinin bir haritasını çıkarmak için sesin frekansındaki kaymayı karşılaştırıyor. Tümüyle kör değiller ancak yarasaların yön bulması için karanlıkta sesten yardım alması şarttır.
Yarasanın ekolokasyon ile yön bulması
Yarasanın kulakları oldukça duyarlı yapıdadır ve avını sadece dinleyerek bulmasına izin verir. Yarasanın kulak çıkıntıları akustik özellikteki bir Fresnel lens gibi çalışıyor. Hayvan bu sayede toprakta yaşayan böceklerin hareketini ve havadakilerin kanat çırpmasını duyabiliyor.
Yarasaların bu adaptasyonu fiziksel bedenlerine bakılarak görülebilir. Örneğin, burnu oldukça buruşuktur ancak aslında sesi daha şiddetli iletmesini sağlar. Kıvrımlı ve kırışık dış kulağı ise sesin daha yoğun alınmasını sağlar. Bedeninin iç kısmında da bazı anahtar adaptasyonlar var. Kulaklarında çok sayıda reseptör bulunuyor ve sesteki küçük frekans değişikliklerini bile algılıyor.
Yarasalar, çağrılarını kulaklarının frekans aralığının dışında yaparak kendisini sağır etmekten kaçınır.
Yarasanın beyni sinyalleri haritaya dönüştürüyor ve kanat çırpışının yankılanma üzerindeki Doppler etkisini azaltabiliyor. Çıkardığı sesler o kadar güçlü ki teoride kendisini bile sağır edebilir. Ancak ses çıkarmaya başlamadan hemen önce iç kulaklarında bulunan küçük kemikler birbirinden uzaklaşıyor ve bu sayede işitme hassasiyeti azalıyor. Larinks (gırtlak) kaslarının kasılması orta kulağın gevşemesini ve yankının tekrar duyulmasını sağlıyor.
Kullandığı ekolokasyon türleri
İki ana ekolokasyon türü var:
- Yüksek frekanslı ekolokasyon yarasanın bir sesin yayıldığı zaman ile yankılanıp döndüğü zaman arasındaki farkı hesaplayarak nesneye olan mesafesini ölçmesini sağlar. Yarasanın bunu yaparken çıkardığı ses bir hayvan tarafından üretilen en güçlü sesler arasında. Sinyal yoğunluğu, 60 ila 140 desibel arasında değişiyor ve 10 cm mesafedeki bir duman detektörü tarafından duyulan sese denktir. Ultrasonik özellikteki bu sesler insanlar tarafından duyulmaz. İnsanların işitme frekansı 20 ila 20.000 Hz arasında ve küçük yarasalar 14.000 ila 100.000 Hz frekansında ses üretiyor.
- Düşük frekanslı ekolokasyon avın hareketleri ve üç boyutlu konumu hakkında bilgi verir. Bu ekolokasyon türünde yarasa dönen yankının frekansındaki değişimi dinlerken ses çıkarmayı sürdürür. Böylece frekanstaki minik farklılıkları bile algılayabilir. Örneğin, nal burunlu yarasa 0,1 Hz gibi küçük bir frekans değişimini bile yorumlayabiliyor.
Yarasanın çıkardığı ultrasonik sesler duyulmaz ancak bazı türlerin çıkardığı klik sesi herkesçe işitilebiliyor. Benekli yarasanın sesi (Euderma maculatum) birbirine vuran iki taşın sesi gibidir. Yarasa yankıdaki gecikmeyi ölçümler.
Yarasaların çağrıları hem sabit frekanslı (CF) hem de frekans modülasyonlu (FM) ses özelliği taşıyor. En çok yüksek frekanslı ekolokasyonu kullanırlar. Zira avın hızı, yönü, büyüklüğü ve mesafesi hakkında detaylar verir. Düşük frekanslı ekolokasyonun ise daha fazla yol alma özelliği var. O nedenle avlanmadan ziyade yön bulmak için tercih edilir.
Güvelerin yarasadan kaçma yetenekleri
Yarasaların favori avı güvelerdir. Bu nedenle bazı türler yarasaları alt edecek özel teknikler kullanıyor. Kaplan güvesi (Bertholdia trigona) ultrasonik sesi bozabiliyor ve başka bir güve türü ise kendi ultrasonik sesini yayarak yarasanın kendisinin zehirli ya da lezzetsiz olduğunu düşünmesini sağlıyor. Bazı güve türlerinde tipman (kulak zarı) denilen bir organ bulunur ve yarasanın çıkardığı sesi algıladığında kanat kaslarının titremesini sağlar. Güvenin uçuş stili de oldukça karmaşıktır ve yarasa için zor bir av haline gelebilir.
Bazı inanılmaz yarasa özellikleri
Ekolokasyon dışında, yarasaların insanlarda bulunmayan başka duyuları da var. Küçük yarasalar loş ortamda etrafını görebiliyor. İnsanların aksine, ultraviyole ışığı görenler dahi var. "Yarasa gibi kör" deyişi, büyük yarasalar için geçerli değil. Zira bu yarasalar insanlardan daha iyi görüşe sahip. Kuşlar gibi yarasalar da dünyanın manyetik alanını sezebiliyor. Kuşlar bu yeteneği bulundukları enlemleri tahmin etmek için kullanırken yarasanın ise kuzeyi ve güneyi ayırt etmesini sağlar.