Starfish Prime: Uzayda Gerçekleştirilen Büyük Nükleer Test

Starfish Prime, 9 Temmuz 1962 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri tarafından gerçekleştirilen yüksek irtifa nükleer denemesinin kod adıdır.

Yazar Burcu Kara
star fish nükleer testi uzay
Starfish Prime nükleer uzay testi Hawaii adasından yapay bir gün batımı gibi göründü

Starfish Prime, Fishbowl Operasyonu olarak bilinen bir grup testin parçası olarak 9 Temmuz 1962'de gerçekleştirilen yüksek irtifalı bir nükleer testti. Starfish Prime ilk yüksek irtifalı test olmasa da, ABD tarafından uzayda yapılan en büyük nükleer test oldu. Test nükleer elektromanyetik darbenin (EMP) etkisinin keşfedilmesini ve anlaşılmasını sağladı. Aynı zamanda tropik ve kutupsal hava kütlelerinin mevsimsel karışım oranlarının haritalanmasını sağladı.

  • Starfish Prime, 9 Temmuz 1962'de ABD tarafından yürütülen yüksek irtifalı bir nükleer testti. Fishbowl Operasyonu'nun bir parçasıydı.
  • 1.4 megaton TNT'ye eşit enerjisiyle, uzayda yapılan en büyük nükleer test oldu.
  • Starfish Prime, 1450 kilometre uzaklıktaki Hawaii'deki elektrik sistemlerine zarar veren bir elektromanyetik darbe (EMP) üretti.

Starfish Prime nükleer testi nasıl yapıldı?

Fishbowl Operasyonu, Sovyet Rusya'nın 30 Ağustos 1961'deki açıklamasının ardından geldi. Ruslar üç yıllık moratoryumunu sınamaya son vermek istediğini açıklamıştı. Amerika Birleşik Devletleri buna cevaben Enerjisi Komisyonu (AEC) ve Savunma Atom Destek Ajansı aracılığıyla bir dizi nükleer test başlattı. Amerika Birleşik Devletleri 1958'de altı farklı yüksek irtifa testi yapmıştı ancak testin sonuçları yanıtladığından daha fazla soru sordu.

Starfish, planlanan beş Fishbowl testinden biriydi. 20 Haziran'da gerçekleştirilen ilk test başarısız oldu. Thor fırlatma aracı fırlatmadan bir dakika sonra dağılmaya başladı. Saha emniyet görevlisi imha emri verdiğinde füze 9.1 ila 10.7 kilometre arasındaydı. Savaş başlığındaki radyoaktivite ve füzenin enkazı Pasifik Okyanusu'na, Johnston Atoll yaban hayatı koruma sığınağına ve çok sayıda nükleer test için kullanılan bir hava üssüne düştü. Başarısız test sonuçta bir kirliliğe dönüştü. Devamında Bluegill, Bluegill Prime ve Bluegill Double Prime ile gelen benzer başarısızlıklar ada ve çevresini günümüzde devam eden plütonyum ve americium elementleri ile kirletti.

Starfish Prime testi, W49 termonükleer savaş başlığı ile Mk. 2 yeniden giriş aracını taşıyan bir Thor roketinden oluşuyordu. Füze, Hawaii'den yaklaşık 1450 kilometre uzaklıktaki Johnston Adası'ndan fırlatıldı. Nükleer patlama Hawaii'nin yaklaşık 32 kilometre güneybatısında bir noktadan 400 kilometre yükseklikte gerçekleşti. Savaş başlığının verimi 1.4 megatondu. Tasarımdan beklenen 1.4 ile 1.45 megaton değerleriyle aynıydı.

Hawaii'den bakan bir kimse patlamayı ufuk çizgisinin 10 derece üstünde görüyordu. Patlama Honolulu'dan parlak turuncu-kırmızı bir gün batımı gibi göründü. Patlamanın ardından patlama bölgesini ve de ekvatorun karşı tarafını çevreleyen birkaç dakikalık parlak kırmızı ve sarı-beyaz auroralar gözlendi.

Johnston'daki gözlemciler patlamadan sonra beyaz bir flaş gördüler ancak patlama ile ilgili herhangi bir ses duymadıklarını bildirdiler. Patlamadan kaynaklanan nükleer elektromanyetik darbe (EMP), Hawaii'de elektrik hasarına neden oldu. Telefon şirketinin mikrodalga bağlantısını kopardı ve sokak lambalarını söndürdü. Patlamadan 1300 kilometre uzaklıktaki Yeni Zelanda'daki elektronik aletler de olaydan etkilendi.

Atmosferik testler ile uzay testleri

Starfish Prime'ın ulaştığı irtifa kendisini bir uzay testi yapıyor. Uzaydaki nükleer patlamalar küresel bir bulut oluşturur, yarımküreleri aşarak aurora üretir, kalıcı yapay radyasyon kemerleri yapar ve çok uzaktaki hassas ekipmanları parçalayabilen bir EMP yayar. Atmosferik nükleer patlamalar da yüksek irtifa testleri olarak adlandırılabilir ancak farklı bir görünüme (mantar bulutları) sahiptir ve farklı etkilere neden olurlar.

Etkileri ve sonraki bilimsel keşifler

Starfish Prime tarafından üretilen beta parçacıkları gökyüzünü aydınlattı ve enerji yüklü elektronlar Dünya çevresinde yapay radyasyon kemerleri oluşturdu. Testi izleyen aylarda kemerlerden gelen radyasyon hasarı düşük Dünya yörüngesindeki uyduların üçte birini engelledi. 1968'de bir çalışmada, testten beş yıl sonra hala Starfish elektronlarının kalıntılarına rastlandı.

Starfish'in taşıdığı yüke kadmiyum-109 izleyicisi dahil edilmişti. İzleyiciyi takip etmek bilim adamlarının kutup ve tropik hava kütlelerinin farklı mevsimlerdeki karışma oranını anlamalarına yardımcı oldu.

Starfish Prime tarafından üretilen EMP'nin analizi, modern sistemlere verdiği hasarın ve risklerin daha iyi anlaşılmasını sağladı. Starfish Prime, Pasifik Okyanusu yerine Amerika Birleşik Devletleri'nde patlatılmış olsaydı, EMP'nin etkileri daha yüksek manyetik alan nedeniyle daha belirgin olacaktı. Eğer bir kıtanın üstündeki uzayda bir nükleer cihaz patlatılmış olsaydı, EMP'nin verdiği zarar tüm kıtayı etkilerdi. 1962'de Hawaii yaşanan elektronik bozulma nispeten daha küçük olmakla birlikte, modern elektronik cihazlar elektromanyetik darbelere karşı çok daha hassastır. Bir uzay nükleer patlamasından kaynaklanan modern bir EMP, modern altyapıya ve düşük Dünya yörüngesindeki uydulara ve uzay gemilerine önemli hasarlar verecektir.