Alan Turing: Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka Öncüsü

Alan Turing, II Dünya Savaşı sırasında Bletchley Park'taki İngiliz şifre kırma ekibinin bir parçası olarak Nazi şifrelerinin kırılmasına yaptığı katkılarla tanınır ve burada Alman Enigma makinesi tarafından şifrelenen mesajların deşifre edilmesinde kilit rol oynamıştır.

Alan Turing kimdir?

Alan Turing sık sık modern bilgisayar biliminin babası olarak anılır. II. Dünya Savaşı'ndan önceki yıllarda, en genel biçiminde bilgisayar için model oluşturan çok amaçlı makinelere yönelik kuramsal altyapıyı inşa etti. Yeni ufuklar açan 1936 tarihli makalesi, "On computable numbers with an application on the Entscheidungsproblem" (Entscheidungsproblem [Saptama problemi] hakkında bir uygulamayla birlikte hesaplanabilir sayılar üzerine) sonradan anlaşılmıştır ki, modern bilgisayarların yapabileceklerini haber veriyordu.

Savaş esnasında, çözülemeyeceği düşünülen şifreli düşman mesajlarını çözerek savaşı iki yıl kısalttığı söylenen bilgi işlem cihazlarının geliştirilmesine yardımcı oldu. Bazı teorisyenlerin tersine, uygulamalarla ilgili konularda da çalışmaya istekliydi. Yani eşsiz bir açıyla yaklaşıp boğuştuğu bir matematik problemi gibi bir lehim havyası kullanmaktan da mutluydu.

Alan Turing Kimdir?

Alan Mathison Turing 23 Haziran 1912'de doğdu. Babası Hindistan'da görevli bir devlet memuruydu. Anne ve babası doğumu için İngiltere'ye, Londra, Maida Vale'ye döndü. 14 yaşında Güney İngiltere, Dorset'teki geleneksel devlet okulu Sherborne School'a gönderildi. Bilime ilgisi okuldaki öğretmenleri tarafından fark edildi ama bu tutucu kurumda kendisine özel bir destek verilmedi. Örneğin henüz calculus öğrenmeden, ilk ilkelerle gelişmiş ileri matematik problemlerini çözebilmekteydi. 16 yaşında, Albert Einstein'ın çalışmalarına rastladı ve bunları kavradı. Okuldayken bir öğrenciyle yakınlık kurdu, ancak arkadaşı Sherborne'daki son döneminde öldü. Bu olayın onun üzerinde travmatik bir etkisi oldu ve tüm dinsel inançlarını yitirdi. Zamanla ateist oldu.

Alan Turing, eğitimine 1931-1934 yıllarında Cambridge, King's College'da matematik okuyarak devam etti ve yüksek onur derecesiyle mezun oldu. Bu sayede koleje akademik üye seçildi. 1936 yılında, kariyerinin devamının temelini teşkil edecek hesaplanabilir sayılar üzerine çığır açıcı makalesini teslim etti. Bu makalede hesaplama yapabilen makine kavramı ve özellikle çok çeşitli matematiksel problemleri hesap edebilecek evrensel bir makine tanımlanır. Turing'in evrensellik düşüncesi günümüzde "bilgisayarlarda programlanabilirlik" kavramıyla karşılanır. 1939'da yayımlanan bir makalesinde insan-bilgisayar bağlamında, belirttiği gibi "kalem, kağıt ve silgisi olan ve katı bir disipline tabi olan bir insan aslında evrensel bir makinedir."

Turing'in çabaları Alman matematikçi Kurt Gödel'in 1931'deki araştırmalarını geliştirdi ve bu evrensel makine için "Turing makinesi" teriminin kullanılmasına yol açtı. Bu tür bir makinenin algoritma ile ifade edilebilen her matematik hesaplamayı yapabileceğini gösterdi. 1936 tarihli makalesinde bahsettiği Entscheidungsproblem, 1928 senesinde Alman matematikçi David Hilbert tarafından ortaya konulan bir matematik önermenin doğruluğuna ya da yanlışlığına karar verebilecek bir algoritmanın her zaman mevcut olup olmadığına dair matematiksel problemdi.

Church-Turing Tezi

üç-çarklı Enigma şifre makinesi
Almanların çözülemez bir şifre ürettiği düşündükleri ve bu nedenle askeri planları için kullandıkları üç-çarklı Enigma şifre makinesi.

Alan Turing ayrıca belirli herhangi bir Turing makinesinin yeterliliğine algoritma ile karar vermenin imkansızlığını göstererek problemin çözümsüzlüğünü gösterdi. Bu mefhum, günümüzde durma problemi diye bilinir, matematikçiler açısından can sıkıcı bir meseledir. Turing makinesi bu güne kadar hesaplanabilirlik  teorisinde önemli bir kavram olarak kalmıştır. Soyut bir kavram olmasına rağmen – Turing böyle bir makine yapmayı aslı düşünmedi – aslında yapılabilirdi ve çağdaş bilgisayar özelliklerinin ve süreçlerinin girdi, çıktı, hafıza ve programlama gibi pek çok özelliğini öngörüyordu.

Alan Turing 1936'dan 1938'e kadar Princeton Üniversitesi'nde Amerikalı matematikçi Alonzo Crunch gözetiminde çalışarak kayda değer derecede kısa bir sürede doktorasını tamamladı. Alan'ın tezinden daha önce hesaplanabilirliğin doğasını niteleyen ve herhangi bir yolla üretilen her etkin hesaplanabilir fonksiyonun Turing makinesi kullanılarak da hesaplanabileceğini ileri süren Church-Turing tezini geliştirmişlerdi. Bu tez kanıtlanamasa da, matematikçiler ve teorik bilgisayar bilimciler tarafından genel kabul görmüştür. Turing Cambridge'e geri dönerek, felsefeci Ludwig Wittgenstein'ın matematik temelleri derslerine katıldı. Wittgenstein matematiğin gerçeği keşfetmediğini, icat ettiğini ileri sürüyordu ama Turing bu sava katılmadı.

Şifreyi Çözmek

Bletchley Park'taki Hut 6 makine odası. Burası İngilizlerin, Alman ordu ve hava kuvvetlerinin Enigma şifresinin çözümü ile uğraştığı yerdi
Bletchley Park'taki Hut 6 makine odası. Burası İngilizlerin, Alman ordu ve hava kuvvetlerinin Enigma şifresinin çözümü ile uğraştığı yerdi.

Savaş Turing'in kariyerinin yönüne radikal ama tesadüfü bir değişim getirdi. Eşsiz matematik yeteneği Cambridge'deyken fark edilmişti ve İngiltere'nin Alman şifrelerini çözme çabalarının gizli merkezi Bletchley Park'a katılmaya çağrıldı. Bir süre Government Code and Cypher School'da (Hükümet Kod ve Şifre Okulu) (şimdi Government Communication Headquarters, GCHO, Hükümet İletişim Genel Merkezi) yarı zamanlı çalıştıktan sonra, tam zamanlı çalışmaya başladı.

Elle şifre açma işlemi hem zordu hem de yaklaşan düşmanla karşı karşıya kalmış bir ülke için çok uzun zaman alıyordu. Turing makinelerin insanın sınırsız yaratıcılığıyla birleştirildiğinde problemi çok daha kısa sürede ve daha güvenilir şekilde çözebileceğini fark etti. Savaştan önce Almanların mesajları şifrelemek için kullandığı Enigma makinesinin şifresini açma girişimlerine zaten katkıda bulunmuştu.

Katıldıktan birkaç hafta sonra Enigma'nın şifresini çözmeye yardımcı olabilecek bir makine kurdu. Çözümüne daha önceki, Polonya tasarımlı bomba adlı alete ithafen bombe adı verildi. Bombe (crypt denilen) özgün metinden olası basit bir parça alıyor ve Enigma'nın çark ve dağıtım tablosunun kombinasyonlarından geçiriyordu. En olası düzenlemeler hızla çelişki üretiyor, böylece eleniyordu ve geriye daha ayrıntılı incelenecek birkaç kombinasyon kalıyordu. Makine matematiksel bir ispatı mekanik şekilde, bir insandan hatta bir ekibin yapabileceğin çok daha etkin şekilde yerine getiriyordu.

Alan Turing Nasıl Bir İnsandı?

Turing'in özgün bombe makinelerinden birinin önden görünüşü; bombe makineleri Turing'in 1939 yılında Bletchley Park'ta Enigma şifresini çözmek için tasarladığı elektromekanik aletlerdi
Turing'in özgün bombe makinelerinden birinin önden görünüşü; bombe makineleri Turing'in 1939 yılında Bletchley Park'ta Enigma şifresini çözmek için tasarladığı elektromekanik aletlerdi

Alan Turing deniz kuvvetlerinde kullanılan Enigma mesajlarının şifre çözme işleminde çalışmayı seçti ve bunun nedenini de, "başka kimse bu konuda bir şey yapmıyordu, bu tamamen benim işim olabilirdi." cümlesiyle açıkladı. Bu, diğerleriyle rahatlıkla işbirliği yapmasına rağmen, onun için çok tipikti. Bletchley Park'ta katıldığı dönemde yeni şifre çözme yöntemleri geliştirdi. Genellikle bunlara argo isimler verirdi. Bunlardan bir tanesi, 1942'de geliştirdiği "Turingery" ya da "Turingismus", Almanların yüksek seviye stratejik emirleri şifrelemek için kullandığı Lorenz şifre makinesinin çarklarındaki dizgiyi bulmak için geliştirdiği elle hesaplama tekniğiydi. İngilizler bu makinenin şifresini de çözdüler. Bu ilerleme özellikle faydalı oldu, çünkü aktarılan bilgi belli bir süre geçerli kaldı.

Bletchley Park'taki çalışma arkadaşları Turing'in ilginç hallerinin farkındaydı. Kaybolmasın, çalınmasın diye kahve kupasını radyatöre zincirlemişti. İşe bisikletle gelirken, gaz korkusundan değil, saman nezlesinden korunmak için gaz maskesi takardı. Ancak Bletchley Park'taki çalışmalara katkısının da yardımıyla Colossus adlı verilen dünyanın ilk programlanabilir dijital elektronik bilgisayarını geliştirdi. Alan Turing savaş esnasındaki çalışmalarından dolayı 1945 yılında OBE, şövalyelik nişanı ile ödüllendirilirdi, ancak katkıları yıllarca gizli kaldı.

Alan Turing İçin Zor Zamanlar

Pilot ACE'nin (Otomatik Hesaplama Motoru) devreleri, yönerge saklayan ilk bilgisayarlardandı. İlk kez National Physical Laboratory, NPL'de 1950'de işletildi.
Pilot ACE'nin (Otomatik Hesaplama Motoru) devreleri, yönerge saklayan ilk bilgisayarlardandı. İlk kez National Physical Laboratory, NPL'de 1950'de işletildi.

Savaştan sonra Turing Londra'nın batısındaki Teddington'da, National Physical Laboratory'de (Ulusal Fizik Laboratuvarı) görev aldı. Burada ilk bilgisayarlardan Automatic Computing Engine, ACE (Otomatik Hesaplama Motoru) üzerinde çalıştı. Basitleştirilmiş bir Pilot ACE versiyonu ne yazık ki yaşanan ertelemeler nedeniyle ve Turing'in bir yıllığına maaşlı izinle Cambridge'e dönmesiyle asla tamamlanamadı.

1948 yılında Manchester Üniversitesi matematik bölümüne katıldı. Üniversitenin bilgisayar laboratuvarına müdür yardımcısı atandı. Manchester Mark 1'in yazılımı üzerine çalıştı. Turing daha teorik ve soyut fikirler üzerinde düşünmeye devam ediyordu, bunlardan bir tanesi yapay zekaydı, bir makinenin düşünüp düşünemeyeceğini araştırıyordu. Makinenin zekasının olası gösterimi için Turing testini hazırladı: Bir bilgisayarın testi geçmesi için, bir insanla temas ettiğinde gerçek insanlardan ayırt edilemez olması gerekiyordu. Bu test, gerçekleşebilir olduğu varsayılan amacına rağmen halen geçilememiştir ve günümüzde önemini yitirmiş değildir. Aslında testin pek çok çeşidi şu an kullanımdadır.

Alan Turing homoseksüelliğin İngiltere'de yasa dışı olduğu bir zamanda yaşadı. 1952 yılında müstehcen davranışlar nedeniyle suçlandı ve güvenlik iznini kaybetti. Hapis yerine "tedavi" amacıyla bir yıl boyunca kadın hormonları almaya zorlandı. Bu noktadan sonra, disiplinler arası matematiksel biyolojide, özellikle organizmaların farklı biçimler almasına olanak veren süreç ile ilgilenen morfogenez üzerine çalıştı. Bu çalışmalarının çoğu 1992 yılında makalelerinin derlemesinin çıkmasıyla yayımlandı.

Alan Turing'in Ölümü

Turing 8 Haziran 1954'te hizmetçisi tarafından evinde ölü bulundu. Ölüm nedeni siyanür zehirlenmesiydi, yatağının başucunda duran yarı yenmiş elmadan zehirlendiği düşünüldü ama elma asla test edilmedi. İntihar ettiğine karar verildi, ancak ölümün kaza olması muhtemeldi.

Alan Turing 1951 yılında, gözden düşmeden bir sene önce, Royal Society'ye (Kraliyet Cemiyeti) üye kabul edildi. Ancak gerçek anlamda takdir edilmesi ölümünden çok uzun zaman sonra oldu. Şimdi biri Manchester'da biri de Bletchley Park'ta anısına dikilmiş heykeller vardır. Londra'daki doğum yerinde ve Wilmslow'da öldüğü evde anısına levhalar vardır. İngiliz hükümeti 2009 yılında Turing'i ölüme götüren, resmi düzeyde gördüğü muamele dolayısıyla resmen özür dilemiştir. Ancak belki de en uygunu, her yıl en önde gelen bilgisayar bilimcisine verilen, Nobel Ödülü'nün dengi olan A. M. Turing Ödülü'dür. 41 yaşındaki zamansız ölümüne rağmen, Turing'in etkisi yakın gelecekte bilgisayar alanında yaşamaya devam edecektir.

Alan Turing Hakkında Sık Sorulanlar

Alan Turing, II. Dünya Savaşı'nda neler yaptı?

Turing, II. Dünya Savaşı sırasında İngiliz hükümeti için Alman şifrelerini çözmek için çalıştı. Bunun için "Enigma" adlı şifreleme cihazını kırdı ve bu sayede savaşın sonucunu etkileyen önemli bilgileri çözümledi.

Alan Turing hakkında filmler ve kitaplar var mı?

Evet, Turing hakkında birçok kitap ve film bulunmaktadır. En bilinenleri, "The Imitation Game" adlı film ve "Alan Turing: The Enigma" adlı kitaptır.

Almanlar neden şifrenin kırıldığını hiç fark etmedi?

Bu bilgi Britanya/Commonwealth ve Amerika'da çok küçük bir gruba ulaştırılmış ve sıkı bir şekilde kısıtlanmıştır; Özgür Fransa ve Sovyetler Birliği gibi müttefiklerin bile bu sırdan haberdar olmasına asla izin verilmemiştir (kısmen siyasi nedenlerle ama aynı zamanda güvenliklerinin tehlikeye girmesinden korkulduğu için). Ayrıca son derece idareli bir şekilde kullanılmış, U-botları tamamen batırmak yerine konvoyları onlardan uzağa yönlendirmek ve kayıpları kabul edilebilir bir düzeye indirmek için kullanılmıştır. Enigma'nın bir sonucu olarak doğrudan batırılan tek U-botlar 'Süt İnekleri' olarak adlandırılan, denizdeki diğer U-botları yeniden silahlandırabilen ve yakıt ikmali yapabilen ikmal denizaltılarıydı, bunların imhası Alman saldırılarını ciddi şekilde sınırlandırırken kayıpları şüpheli bir sayıya yükseltmedi.

Bir başka teori de Alman yüksek komuta kademesindeki bazı unsurların şifrelerinin kırıldığından şüphelendikleri, ancak o zamana kadar savaşın kaybedilmiş olduğu ve başarısızlıklarını Hitler'e itiraf etmelerinin idam edilmeleriyle sonuçlanabileceği, bunun da onları sessiz kalmaya teşvik ettiği yönündedir. Almanlar Müttefiklerin şifreyi çözmesini engellemek için kod kitaplarını düzenli olarak değiştirmiş ve kod makinelerini güncellemiş, bu da Bletchley Park için büyük sorun teşkil etmiştir. Savaştan sonra Alman iletişim uzmanları Enigma'nın teorik olarak kırılabileceğini bildiklerini ancak bunun için harcanacak zaman ve çabanın çok fazla olacağını düşündüklerini itiraf etmişlerdir.

Almanlar hiç Müttefiklerin şifrelerini kırdı mı?

Almanlar hiç Müttefiklerin şifrelerini kırdı mı?
Evet ve önemli ölçüde başarılı oldular. Alman B-Dienst örgütü, ele geçirilen kod defterlerinin yardımıyla 2. Dünya Savaşı'nın önemli dönemlerinde Kraliyet Donanması, İngiliz Ticaret Donanması, İngiliz Ordusu, ABD Donanması ve ABD Diplomatik Servisi'nin iletişimini okuyabilmiştir (özellikle sonuncusu, İngiliz yüksek komutanlığına bağlı ABD Ordusu gözlemcilerinin raporları için kullanıldığından yararlıydı).

Almanlar aynı zamanda işgal altındaki Fransa, Hollanda ve Norveç'teki dinleme noktaları ve Dublin'deki büyükelçilikleri (İrlanda Özgür Devleti çatışma boyunca tarafsız kalarak Almanların neredeyse tüm Britanya Adalarını ve Atlantik'in derinliklerini izlemesine olanak sağlamıştır) tarafından toplanan düşük seviyeli şifresiz iletişimleri dinleme ve analiz etme konusunda da uzmandılar. Ayrıca sözde güvenli telefon hatlarını dinleyebiliyor ve İngiltere ile ABD arasındaki, hatta İngiltere Başbakanı Winston Churchill ile ABD Başkanı Franklin Roosevelt arasındaki konuşmaları çözebiliyorlardı.

Ancak Almanların eksikliğini hissettiği şey, mesajları zamanında deşifre ederek savaş çabaları için faydalı hale getirmelerini sağlayan bilgisayar buluşlarıydı. İronik bir şekilde bu başarılar Almanları kendi iletişimlerinin hala güvenli olduğuna ikna etmeye yaramış olabilir, zira Alman mesajlarını deşifre ediyor olsalardı Müttefiklerin kendi radyo trafiğini güvence altına almak için daha fazla çaba harcayacaklarını düşündüler.

Alan Turing testi dünyayı nasıl değiştirdi?

Genellikle modern bilgisayar biliminin babası olarak kabul edilen Alan Turing, ilk modern bilgisayarları geliştirmesi, II. Dünya Savaşı sırasında Alman Enigma makinelerinin şifresini çözmesi ve Turing Testi olarak bilinen ve yapay zekanın temelini oluşturan bir prosedürü detaylandırmasıyla ünlüdür.

Alan Turing yapay zeka kullandı mı?

Yapay zeka alanındaki ilk önemli çalışmalar 20. yüzyılın ortalarında İngiliz mantıkçı ve bilgisayar öncüsü Alan Mathison Turing tarafından yapılmıştır.

Alan Turing ne kadar zekiydi?

Turing'in IQ'sunun 185 olduğu söyleniyordu ama birçok açıdan tipik bir gençti. Turing'in Dorset, İngiltere'deki Sherborne Okulu'ndan aldığı karne, İngilizce ve Fransızca derslerindeki zayıflığını not etmektedir. Matematiği 'belirgin bir umut vaat etse de' düzensiz çalışması nedeniyle zayıflamış ve yazdığı denemeler görkemli ve yeteneklerinin ötesinde görülmüştür.

Turing Testi bugün hala kullanılıyor mu?

Turing Testi'nin varyasyonları genellikle mevcut yapay zeka anlayışımız için daha uygulanabilir olsa da, testin orijinal formatı günümüzde hala kullanılmaktadır. Örneğin, Loebner Ödülü 1990 yılından bu yana her yıl bir jüri heyeti tarafından oylanan en insan benzeri bilgisayar programına verilmektedir.

Alan Turing Enigma'yı kırmak için kiminle çalıştı?

Turing, Enigma'yı kırmak için çalışan büyük bir organizasyonun parçası olarak çalıştı, bu nedenle birlikte çalıştığı insanlar çok sayıda ve çeşitliydi. Savaşın başında Turing, Fransa'da Polonyalılarla doğrudan çalışmış ve bu da devam eden şifre kırma çalışmalarını beslemiştir. Bombe makinesi için yaptığı tasarım hiç şüphesiz Polonyalı şifre kırıcılar tarafından inşa edilen Bomba adlı daha önceki bir versiyondan esinlenmiştir. Bomba makinesinde bir iyileştirme tasarlayan Gordon Welchman ile birlikte çalıştı (yaptığı ekleme "diyagonal pano" olarak biliniyordu ve yanlış sonuç sayısını azaltıyordu). Turing ayrıca bir süre Amerika'da kalarak Amerikalı kriptanalistlerle Bombe'nin ABD Donanması versiyonu da dahil olmak üzere çeşitli konularda çalıştı. Bletchley Park'ta geçirdiği süre boyunca Hut 8'de Donanma Enigma'sını kırmak için bir ekibin parçası olarak çalıştı.

Alan Turing savaştan sonra ne yaptı?

Turing'e 1945 yılında savaş zamanındaki hizmetlerinden dolayı OBE nişanı verildi ve Ulusal Fizik Laboratuvarı'nda Otomatik Hesaplama Motoru'nun (ACE) tasarımına öncülük etti. 1949'da Manchester Üniversitesi'nde Bilgi İşlem Şirketi'nin Müdür Yardımcısı olarak görevlendirildi. Bir makinenin zeki olup olmadığını belirlemek için bir yöntemin ana hatlarını çizdiği Computing Machinery and Intelligence (1950) adlı makalesinde dikkatini yapay zeka konusuna çevirdi. Bu yöntemi "imitation game" olarak adlandırdı, ancak daha çok " Turing testi " olarak bilinmektedir.

Alan Turing'in eşcinselliği ne zaman kamusal bir gerçek haline geldi (açık bir şekilde eşcinsel miydi)?

Görünüşe göre Turing eşcinselliği konusunda utangaç değildi ve eşcinsel olmakla mücadele ediyor gibi görünmüyordu, ancak eşcinsellik cezai bir suç olduğu için bunu insanlara söyleme gereği de duymuyordu. 1941 yılında meslektaşı, matematikçi ve kriptanalist Joan Clarke'a evlenme teklif etmiş, ancak kısa bir süre sonra eşcinsel olduğunu söyleyerek nişanı bozmuştur. Görünüşe göre Clarke bu ifşadan etkilenmemişti. Turing'in genel olarak homoseksüel olduğu anlaşılıyordu, ancak bu konu kamuoyu önünde konuşulmuyordu.

Ocak 1952'de Turing, Arnold Murray ile bir ilişkiye başladı ve 23 Ocak'ta Turing'in evi soyuldu. Murray, Turing'e hırsızı tanıdığını söyledi. Turing bunu polise bildirdi ve soruşturma sırasında Murray ile ilişkisi olduğunu itiraf etti. Her iki adam da 'ağır ahlaksızlık' ile suçlandı. Turing 31 Mart 1952'deki duruşmada 'suçlu' olduğunu kabul etti ve hapis ya da şartlı tahliye seçeneklerinden birini seçti (ikincisi hormonal bir tedavi sürecini içeriyordu). Bugün Turing sıklıkla eşcinsellerin hakları için bir figür olarak kullanılmaktadır. Kendisi nispeten tanınmış bir kişidir ve geçmişte eşcinsel erkeklere yapılan kötü muameleyi vurgulamak için kullanılmaktadır.

Alan Turing nasıl ve neden intihar etti?

Alan Turing 8 Haziran 1954'te hizmetçisi tarafından siyanür zehirlenmesinden ölmüş halde bulundu. Muhtemelen mahkumiyeti ve hormonal 'tedavisi' nedeniyle zehirli bir elma yiyerek intihar ettiğine inanılmaktadır. Elmanın, en sevdiği hikayelerden biri olan Pamuk Prenses'teki zehirli elmaya bir gönderme olduğu öne sürülmüştür.

Ölümünün kazara olabileceği, evinde yaptığı bazı kimya deneylerinin onu zehirleyen siyanürü ürettiği de öne sürüldüğünden, ölümü bir tartışma konusu haline gelmiştir.

Alan Turing'in makinesine ne oldu?

ABD Ulusal Bilgisayar Müzesi, savaş zamanının en ünlü makinelerinden birinin çalışan bir rekonstrüksiyonunu sergiliyor.

Alan Turing'in ilk işi neydi?

Turing, 1948 yılında Manchester Victoria Üniversitesi Matematik Bölümü'ne okutman olarak atandı.

Alan Turing bir özür alabildi mi?

İngiltere Başbakanı Gordon Brown 2009 yılında Alan Turing'den özür dilemiştir.

Basit şekilde Alan Turing Enigma kodunu nasıl kırdı?

Enigma mükemmel değildi ve Turing tarafından kodu çözmek için kullanılan bir kusur içeriyordu. Bunu, makinenin her gün nasıl ayarlandığını belirlemek için Enigma Makinesi kodlama süreci boyunca geriye doğru çalışan Bombe adlı dev bir makine inşa ederek yaptı.


Kaynaklar: