Astronomi iki ana unsurun etkisi altında gelişti; daha önce fark edilemeyen gök cisimlerini açığa çıkaran teleskobun bulunması ve astronomi gözlemlerini açıklamakta büyük öneme sahip matematik, fizik, kimya ve bilgisayar alanındaki gelişmeler.
Erken astronomi mitoloji, din ve kehanetle yakından ilişkiliydi. Gökyüzü gözlemleri zamanı ölçmek, takvim düzenleme, dini bayramların tarihlerini saptamak ve astrolojik öngörülerde bulunmak maksadıyla kullanıldı. Bin yıl süresince Dünya'nın evrenin merkezi olduğuna inanıldı. Ancak, bu Ay, Güneş ve gezegenlerin gözlenen hareketlerini bütünüyle açıklamadı.
Modern astronomi
Nicolaus Copernicus 1543'te güneşi dünyanın merkezine koyan ve yaygın olarak modern astronominin doğuşunu belirttiğine inanılmaz güneş-merkezli modelini yayınladı. Ardından 1609'da icat edilen teleskop bir dizi astronomi cismini ortaya çıkardı. 17. yüzyılda Johannes Kepler gezegenlerin hareket yasalarını tespit etti ve Isaac Newton bu hareketleri kontrol eden yer çekimi gücünü açıkladı. 19. yüzyılda güneşe ve yakın yıldızlara olan mesafe doğru bir biçimde ölçüldü, spektroskopi kullanıma sunuldu ve teorik fizikteki ilerlemeler yıldızların enerjilerini (merkezlerindeki nükleer tepkilerle) nasıl ürettikleri gibi konularda açıklamalar getirdi.
Birçokları 1920 öncesinde evrenin sadece samanyolundan oluştuğunu düşünüyordu. Ancak Edwin Hubble uzak yıldız bulutlarının kaybolma hızını ölçtü ve bu yıldız bulutlarının bağımsız galaksiler olduğu anlaşıldı. Bu galaksiler yalnızca hareket etmiyordu; ayrılma hızları da uzaklıkla birlikte artıyordu. Bu durum evrenin her şeyin bir arada olduğu bir başlangıcı olduğunu akla getirdi. Bu genişlemenin Big Bang adı verilen muazzam bir patlamayla meydana geldiği fikri ortaya atıldı.
Modern uzay astronomisinin bulguları Big Bang kuramını desteklemekle birlikte, evrenin büyük bölümünün, doğası ve kökeni hala bilinmeyen siyah bir madde ve enerjiden oluştuğu ortaya çıkardı.
Astronominin keşfi ve gelişimi
Babilliler güneş yılının 365.25 gününü ay yılının 29.53 günüyle birleştirerek ilk takvimi üretirler. Benzeri takvimler eski Mısırda da kullanılır.
Eski Mısırlılar burçların yıldızları, gezegenleri ve bunlarla bağlantılı tanrıların göründüğü bilinen en eski sembolünü üretir. Burçlar Babil el işlerinde de ortaya çıkmaktadır.
Yunan Bilge Claudius Ptolemaios 16. yüzyıla kadar kabul gören dünya merkezli evren görüşünü öne sürer.
İranlı Uluğ Bey Semerkand'da bir gözlemevi inşa eder. Dünyanın aksının 1/1000 oranında eğilimli olduğunu ölçer.
Kopernik dünyanın güneşin çevresinde dolaştığını, bunun tersinin doğru olmadığını öne sürer. Bu görüş dünyayı bilinen altı gezegenden yalnızca biri yapar.
Almanya doğumlu Hollandalı mercek yapımcısı Hans Lippershey ilk mercekli teleskopu yapar. İngilizce bilim adamı Isaac Newton ilk yansıtıcılı teleskobu 1668 yılında yapar.
Herschel ev yapımı bir teleskop kullanarak Uranüs'ü keşfeder (1781). 1.26 metrelik reflektör dahil 400'den fazla teleskop yapar.
Hubble ABD'nin 2.5 metrelik Hooker teleskobunu kullanarak evrenin 100 milyardan fazla galaksisi olduğunu ve bunların genişlediğini keşfeder.
Astronominin yeni bir dalı olan radyo astronomi, ilk radyo teleskopların güneşten ve uzak galaksilerden radyo dalgalarını algılamalarıyla başlar.
Uzay araçları güneş sisteminin keşfedilmesinde kullanılır. Yörüngeyi geçerek diğer gezegenlere, aylara, asteroidlere ve kuyruklu yıldızlara inerler.
Teleskoplar yeryüzünün veya yörüngenin yakınına yerleştirilir ve buradan değişik dalga boylarından uzayı araştırırlar.