Ünlü Diktatörlerin Ölümleri

Dünya tarihindeki baskıcı liderlerin yüzde 60'ı ölümlerine dek nispeten "mutlu" yaşadılar.

Yazar Burcu Kara
diktatör mussolini

Dünyadaki diktatörlerin ölümleri birçok kez iyi sonla bitmedi. Sertlik yanlısı olan ve kılıçla yaşa, kılıçla öl yaklaşımını benimseyen bu acımasız diktatörler ölümlerine dek zulmetti. Ne var ki istatistikler diktatörlerin yaşlılık ya da hastalıktan ölme olasılığının öfkeli halk ya da gizli bir suikastçının elinden olma olasılığından yüksek olduğunu gösteriyor. Dünya tarihindeki baskıcı liderlerin yüzde 60'ı ölümlerine dek nispeten "mutlu" yaşadılar. Kötüler için çok az adalet var ancak aşağıdaki hikayeler bu diktatörlerden bazılarının nasıl sefalet içinde öldüklerini de gösteriyor. İşte son zamanların diktatörleri.

Benito Mussolini, İtalya (1883-1945)

diktatör Bento Mussolini, Roma'daki kalabalığa hitap ediyor
Bento Mussolini, diktatörlüğünde Roma'daki kalabalığa hitap ediyor

İtalyan Faşist diktatör Benito Mussolini, Temmuz 1943'te ülkesinin II. Dünya Savaşı'ndaki zafer beklentilerinin ortadan kalkmasıyla siyasetten atıldı. Bu durum Mussolini için sonun başlangıcı oldu; İtalya'nın merkezindeki Hotel Campo Imperatore'ye hapsedildi. Ancak Eylül ayında Alman paraşütçüler tarafından kurtarıldı. Almanya'ya ve ardından İtalya'nın kuzeyindeki Lombardiya'ya götürüldü. Sonun yaklaştığını biliyor gibiydi. 1945'te bir röportajda "Yedi yıl önce ilginç bir kişiydim. Şimdi bir cesedim" dedi.

Sadece birkaç ay sonra gerçekten ceset oldu. Nisan 1945'te Mussolini ve metresi Clara Petacci İtalya'dan İspanya'ya kaçmaya çalışırken komünist partizanlar tarafından durduruldu, rehin alındı ve vuruldular. Cesetleri, bir yıl önce 15 anti-faşistin idam edildiği Milano'nun Piazzale Loreto'suna götürüldü ve baş aşağı asıldı. O zamanki BBC haberlerine göre, yoldan geçenler cesetlere tükürdü ve taş attı. Cesetlerin fotoğrafları geniş çapta yayımlandı ve hatta Amerikan askerlerine hediyelik eşya olarak satıldı.

Josef Stalin, Rusya Federasyonu (1878-1953)

diktatör Joseph Stalin
İkinci Dünya Savaşı dönemi Rus komünist lideri Joseph Stalin'in propoganda posteri

Rus diktatör Josef Stalin'in kaç kişiyi öldürdüğünü hesaplamak zor. Resmi kayıtlar, hükümdarlığı sırasında en az 3 milyon kişinin infaz edilerek veya cezaevi şartlarında öldüğünü gösteriyor. Ancak bu veriler her ölümü kapsamıyor. Tıpkı milyonlarca kişinin politikalarından kaynaklanan açlıkta ölmesi gibi. Modern tarihçiler ölüm sayısını 15 milyon ila 20 milyon arasında gösterir.

Stalin 73 yaşına kadar yaşadı. Bazı siyasi meslektaşları ile gece geç saatlerde düzenlediği bir akşam yemeği ve film etkinliğinin ardından 1 Mart 1953'te sabaha doğru yatağa gitti ve uzun süre çıkmadı. Rahatsız etmeme emri alan korumalar endişeleniyor ancak bir yandan da fazlasıyla çekiniyordu. Stalin'in altları nihayet gece 10 ya da 11'de odaya girecek cesareti topladı ve onu yerde idrarına batmış şekilde uzanırken bulundu, büyük felç geçirmişti, ancak hala hayattaydı.

Yerdeki durmuş saat, Stalin'in sabah saat 6:30'da düştüğünü gösteriyordu. 5 Mart'a kadar yaşadı. Kızı Svetlana son anlarını şöyle yazdı: "Son anda aniden gözlerini açtı. Korkunç bir bakıştı — ya kızgındı ya da öfkeliydi ve ölüm korkusuyla doluydu. … Aniden sol eliyle ya bir yere işaret etti ya da hepimize parmağını salladı. … Ardından ruhu son bir çabadan sonra bedeninden ayrıldı."

Adolf Hitler, Almanya (1889-1945)

diktatör adolf hitler ve eva braun
Adolf Hitler metresi Eva Braun ve köpekleriyle birlikte

Adolf Hitler, diktatörlerin yaşlılıklarına kadar yaşama eğiliminin istisnalarından biri. II. Dünya Savaşı'nın bitmeye yaklaştığı günlerde, Rus Ordusu Berlin'e yaklaşırken Hitler, Reich Şansölyesi binasının altındaki sığınakta saklanıyordu.

Sığınaklara kötü haberler aktıkça Hitler kendini ölüme hazırladı. Mussolini'nin ölümünü ve cesedine yapılanları duydu ve kendi vücudunun yakılmasını emretti. Metresi Eva Braun ile evlendi ve Alman propaganda bakanı Joseph Goebbels'in çocuklarının köpeği üzerinde test edilen siyanür kapsüllerinden istedi. 30 Nisan'da Hitler ve Braun sığınaktaki daha aşağı bir odaya girdiler. Braun siyanürü alırken Hitler kendini vurdu. Teğmenler Hitler'in isteğini gerçekleştirdi ve tam olmasa da cesetleri yaktı. Rus ordusu kalıntıları keşfetti, cesetleri tespit etti ve Hitler'in mezarının tapınak yapılmasını önlemek için kalanları yok etti.

Francisco Franco, İspanya (1892-1975)

diktatör franco
Francisco Franco ve İspanyol pulu

Diktatör Francisco Franco 1939'dan ölümüne kadar İspanya'yı yönetti. Rakiplerini susturdu, siyasi toplama kampları yarattı ve kendisine karşı konuşan bazı insanlara ölüm cezası verdi.

70'lerin sonlarına doğru Franco'nun sağlığı kötüleşti ve hastalığıyla beraber büyük ölçüde günlük siyasetten geri çekildi. Diktatör, hareket problemlerine neden olan dejeneratif hastalık Parkinson ile mücadele ediyordu. 30 Ekim 1975'te komaya girdi. 20 Kasım'a kadar yaşam destek ünitesiyle sağ tutuldu ve 82 yaşında öldü.

Mao Zedong, Çin (1893-1976)

diktatör mao zedong
Mao Zedong, ABD Başkanı Richard Nixon'u 1972'de selamlarken

82 yaşında ölen bir başka diktatör olan Çinli komünist lider Mao Zedong da Franco gibi ölümünden önce uzun süre ağır hastalıkla yaşadı. Mao'nun hastalığı tam olarak belli değil, ancak Lou Gehrig hastalığı olarak da bilinen, hareketten sorumlu sinir hücrelerinin dejenerasyonu olan amyotrofik lateral skleroz (ALS) geçirmiş olabilir.

Çinli diktatör Mao, 2 Eylül 1976'da yaşadığı kalp krizi ile tahttan inmiş oldu. İzleyen günlerde kötüleşen akciğer enfeksiyonu da dahil olmak üzere çeşitli krizler yaşadı. Mao 7 Eylül'de hiç uyanmadığı bir komaya girdi. Doktorlar ertesi gün yaşam desteğini kesti ve 9 Eylül'de gece yarısından birkaç dakika sonra öldü.

François Duvalier, "Papa Doc", Haiti (1907-1971)

"Papa Doc" François Duvalier

François "Papa Doc" Duvalier, 1957 yılında Haiti cumhurbaşkanlığına seçildi ve derhal iktidarı güçlendirmeye, rakiplerini destekleyenleri sürgüne göndermeye, siyasi muhaliflere işkence etmeye ve çizgisini aşanların infazlarını emretmeye başladı. Vudu dinine inanan Duvalier, zaman zaman kurbanlarının kopmuş kafalarıyla iletişim kurdu.

Diktatör Duvalier, 1959'da kalp krizi de dahil olmak üzere bir dizi sağlık sorunları ile boğuştu. Kronik diyabet ve kalp rahatsızlıkları sonunda 1971'deki ölümünü getirdi.

Kim Il-sung, Kuzey Kore (1912-1994)

Kuzey Kore'nin ilk lideri Kim Il-sung

Kim Il-sung, Kuzey Kore'nin ilk lideriydi, 1948'de göreve başladı ve kendi hanedanını kurdu. Torunu Kim Jong-un şimdi ülkeyi yönetiyor. Teknik olarak Kim Il-sung hala cumhurbaşkanı, zira 1994'teki ölümünden sonra bu pozisyonu sonsuza kadar taşıdığı ilan edildi.

Kim'in diktatör rejimi dış dünyadan hayal edilemeyecek şekilde soyutlanmış Kuzey Kore'yi meydana getirdi. Ancak kendi düşüşünü soyutlayamadı: 1980'lerin sonlarında, boynundaki kemik tümörünü resmi haber yayınlarının kamerasından gizleyecek şekilde durmaya çalışsa da resim net bir şekilde görüldü.

Bununla birlikte, diktatör Kim'i öldüren şey kalp krizi oldu. Lider 8 Temmuz 1994'te aniden yıkıldı ve birkaç saat sonra öldü. 82 yaşındaydı.

Augusto Pinochet, Şili (1915-2006)

Şili askeri lideri Augusto Pinochet

Augusto Pinochet 1973'te askeri darbe ile iktidara geldi. Diktatör rejiminde muhalifleri öldürüp hapsetti ve binlerce vatandaşa işkence yaptı.

Pinochet 1990 yılında barışçıl bir şekilde istifa etti ve iktidarı demokratik olarak seçilen Patricio Aylwin Azócar'a devretti. Bununla birlikte, iktidarda kaldığı sürede çiğnediği insan hakları ihlalleri başına bela oldu. 1998 yılında İngiltere'de tutuklandı ve sadece iki yıl sonra hafif demans gibi tıbbi nedenlerle Şili'ye teslim edildi.

Pinochet'nin sağlığı kötüleşmeye devam ederken bu kez de yasal savaş başladı. Pinochet 36 adam kaçırma, 23 işkence ve bir cinayetle suçlandıktan iki aydan az bir süre sonra 3 Aralık 2006 tarihinde son bir kalp krizi geçirdi. 10 Aralık'ta akciğer ödemi ve konjestif kalp yetmezliği ile yoğun bakımdayken ailesinin yanında öldü ve asla işlediği suçlardan hüküm giymedi.

Nikolay Çavuşesku, Romanya (1918-1989)

Romanya'nın son komünist lideri Nikolay Çavuşesku

Romanya'nın son Komünist lideri 1989'da Noel Günü'nde öldü. Ulus o Aralık ayında isyandaydı ve Nikolay Çavuşesku, 21 Aralık'ta dikkatlice hazırlanmış bir konuşmayla halkın algısını değiştirmeye ve onları yatıştırmaya çalıştı. Ancak kabalık diktatörü yuhaladı. Çavuşesku'nun soru almayı reddeden tavrı isyanları güçlendirdi.

Ertesi gün, Çavuşesku ve eşi Elena öfkeli kalabalıkla yüzleşmesine dakikalar kala helikopterle Bükreş'ten kaçtı. Ancak çaba geçiciydi; ​​ordu ikiliyi gözaltına aldı, göstermelik bir duruşma yapıldı ve soykırım ile yolsuzluk yapmaktan ölüm cezasına çarptırıldı. Karara itiraz etmek için verilen 10 günlük nominal bir süre olmasına rağmen, infaz derhal başlatıldı: Çavuşesku'nun elleri bağlandı ve kurşunlara tutuldu. İnfaz ekibinden Dorin Marian Cirlan bu deneyimi sonraki zamanlarda "unutulmaz" olarak nitelendirdi. Cirlan, "Gözlerimin içine baktı ve gelecekte bir anda değil, o anda öleceğini fark etti, sonra ağlamaya başladı" dedi.

Idi Amin, Uganda (1925-2003)

uganda diktatörü Idi Amin (1)
Idi Amin

1971'de askeri darbe ile iktidara gelen Idi Amin'in diktatör yönetimi altında yüz binlerce insan Uganda'da öldü. Amin 1979'da tahttan indirildi ve sürgüne gönderildi. Suudi Arabistan'da Cidde şehrine yerleşti.

Amin, Temmuz 2003'te böbrek yetmezliğinin neden olduğu bir komaya girdi ve Ağustos ayında beşinci karısı yanındayken öldü. O zamanki haber kanalları ölümünün aşırı kilodan olduğunu söyledi ve rakamları 220 kilograma kadar şişirdi. Amin'in kesin doğum yılı bilinmiyor, ancak öldüğünde 80 yaşındaydı.

Saddam Hüseyin, Irak (1937-2006)

Saddam Hüseyin Aralık 2003'teki yakalandı
Saddam Hüseyin Aralık 2003'teki yakalandı

Iraklı diktatör Saddam Hüseyin, 2003 yılında ABD liderliğindeki Irak istilasında iktidardaki konumunu kaybetti. ABD kuvvetleri, Hüseyin'i memleketine yakın bir yerdeki "örümcek deliği"nde saklanırken buldu. Tutuklandı ve kendisine düzenlenen bir suikast girişimi üzerine 1982'de 148 Iraklıyı öldürmekle suçlanarak idam cezasına çarptırıldı.

Saddam Hüseyin 30 Aralık 2005'te Bağdat'ın kuzeydoğusundaki Adalet Kampı'nda darağacına götürüldü. Sızdırılan cep telefonu videosunda Saddam Hüseyin'in ölümüne giderkenki konuştuğu hali görüldü. Kendisinin Irak'ın kurtarıcısı olduğunu savundu ve Iraklıların Amerikalılarla savaşmasını istedi. Diktatörün ölü bedeni memleketi El Avja'ya gömüldü. Saddam, kötü yönetimi ve yolsuzlukları ile ülkesini işgale hazır hale getirdi.

Muammer Kaddafi, Libya (1942-2011)

Muammer Kaddafi

Muammer Kaddafi 1969'da iktidara geldi ve 2011'e kadar Libya'yı tek güç olarak yönetti. Libya İç Savaşı'nda isyancılara yenilmesiyle Trablus'tan kaçtı. Memleketi Sirte'de ekibiyle ortaya çıkana dek nerede olduğu aylarca bilinmedi. Sirte 20 Ekim'de düşerken Kaddafi ve beraberindekiler konvoyla kaçmaya çalıştı ancak konvoy NATO kuvvetleri tarafından bombalandı.

Muammer Kaddafi, Libya kuvvetlerinin onu bulduğu yol kenarındaki drenaj borusunda saklandı. Bundan sonra neler olduğu tartışma konusudur. İlk raporlar Kaddafi'nin çapraz ateşte kazayla öldürüldüğü yönünde. Ancak 2012 İnsan Hakları İzleme Örgütü raporuna göre hikayenin bu versiyonu kanıtlara dayanmıyor. Cep telefonu videoları Kaddafi'yi yaralı biçimde sürüklenirken, dövülürken ve süngü veya bıçakla itilirken gösterdi. Hengamenin bir noktasında kafasından vurularak öldürüldü. Cesedi birkaç gün boyunca Mısrata şehrinde dondurucuda sergilendi. Saddam gibi Kaddafi de diktatörlüğünde kendisine büyük servet yaptı ve ülkesinin direncini kırdı.

Kim Jong-il, Kuzey Kore (1941-2011)

Kim Jong-il Rusya'da 2011 zirvesinde

Babası Kim Il-sung gibi, diktatör Kim Jong-il de kalp krizi geçirerek öldüğü güne dek yıllarca ülkesini yönetti. Kim, yüz binler ila milyonlarca Kuzey Koreli'nin ölümüne neden olan kıtlık ve açlığa diktatörlük etti. 2011 yılında 69 yaşında trenle seyahat ederken kalbi durdu; bundan daha önce felç geçirmişti.

Kuzey Koreli lideri çevreleyen kişilik kültü ölümünden sonra zirveye yükseldi. Kuzey Kore devlet haber ajansı, Kim'in öldüğü kutsal bir yer olan Paektu Dağı'nda gökyüzünün o esnada kırmızıya döndüğünü bildirdi. Aynı zamanda yakındaki Cennet Gölü'ndeki buzun çok yüksek sesle çatlayarak cennetten duyulduğu haber yapıldı.