Apartheid: Güney Afrika'da Irkçılığa Dayanan Rejim

Apartheid, Güney Afrika'da 1948'den 1991'e kadar uygulanan ırk ayrımcılığı politikasıdır. Nelson Mandela liderliğindeki isyan hareketleri buna son vermiştir.

Yazar Burcu Kara
Güney Afrika'daki bir tren istasyonundaki ayrımcılık tabelalarının fotoğrafı. apartheid
Güney Afrika'daki bir tren istasyonundaki ayrımcılık tabelalarının fotoğrafı.

Apartheid "Irk Ayrımı" (Afrikaans dilinde "apartness"), Güney Afrika'nın beyaz olmayan vatandaşlarına karşı ayrımcı politikaları destekleyen bir kanun sistemiydi. Ulusal Parti 1948'de Güney Afrika'da güç kazandıktan sonra, tamamen beyazlardan oluşan hükümeti derhal mevcut ırk ayrımcılığı politikalarını uygulamaya başladı. Bu yasaya göre Apartheid altında, beyaz olmayan Güney Afrikalılar (nüfusun çoğunluğu olmalarına rağmen) beyazlardan ayrı alanlarda yaşamaya ve ayrı kamu imkanlarından yararlanmaya zorlanacak ve iki grup arasındaki temas olabildiğince sınırlı tutulacaktı.

Güney Afrika içinde ve dışında ayrımcılığa karşı güçlü ve tutarlı bir muhalefete rağmen, yasalar 50 yılın daha geçerli kalacaktı. 1991 yılında, Cumhurbaşkanı F.W. de Klerk hükümeti ırk ayrımcılığına temel oluşturan yasanın büyük bölümünü kaldırmaya başladı. Başkan de Klerk ve aktivist Nelson Mandela daha sonra Güney Afrika için yeni bir anayasa oluşturacak çalışmaları nedeniyle Nobel Barış Ödülü'nü kazanacaklardı.

Güney Afrika'da Apartheid'i kim başlattı?

Irk ayrımcılığı ve beyaz üstünlüğü, ayrımcılık başlamadan çok önce Güney Afrika politikasının merkezi haline gelmişti. Tartışmalı 1913 Land Act (Toprak Kanunu), Güney Afrika'nın bağımsızlığını kazanmasından üç yıl sonra geçirilmişti. Bu yasa siyah Afrikalıları rezervlerde yaşamaya zorlayan ve onların çiftçi olarak çalışmalarını yasadışı hale getiren toprak ayrımcılığının başlangıcına işaret etti. Toprak Kanunu muhalifleri, daha sonra Afrika Ulusal Kongresi (ANC) olacak Güney Afrika Ulusal Yerli Kongresi'ni kurdu.

Nelson Mandela'nın Etkisi

Nelson Mandela.
Nelson Mandela.

Şubat 1990'da serbest bırakılan ANC lideri, Güney Afrika için yeni bir anayasa hazırlamak üzere Cumhurbaşkanı F.W. de Klerk hükümeti ile yakın işbirliği içinde çalıştı. Her iki taraf da taviz verdikten sonra 1993'te anlaşmaya vardılar ve çabaları için o yıl Nobel Barış Ödülünü paylaştılar.

Büyük Buhran ve II. Dünya Savaşı Güney Afrika'ya ciddi ekonomik sıkıntılar getirdi ve hükümeti ırksal ayrımcılık politikalarını daha da sertleştirmeye ikna etti. 1948'de Güney Afrika'da doğan Avrupalıların Afrikaner Ulusal Partisi "apartheid" (tam anlamıyla "apartness") sloganı altında genel seçimi kazandı. Amaçları, Güney Afrika'nın beyaz azınlığını beyaz olmayan çoğunluktan ayırmak değil, aynı zamanda beyaz olmayanları birbirinden ayırmak ve siyasal güçlerini azaltmak için siyah Güney Afrikalıları kabile düzeyinde bölmekti.

Apartheid Yasa Oluyor

Siyahların dolaşması için gerekli olan ''Pass Book'
Siyahların dolaşması için gerekli olan "Pass Book"

1950'de hükümet beyazlarla diğer ırklardan insanlar arasındaki evlilikleri yasakladı. Dolayısıyla siyah beyaz Güney Afrikalılar arasındaki cinsel ilişkilerde engellenecekti. 1950 Nüfus Kayıt Yasası Bantu (siyah Afrikalılar), Renkli (karışık ırk) ve beyaz da dahil olmak üzere tüm Güney Afrikalıları ırklarına göre sınıflandırarak ırk ayrımcılığı için temel bir çerçeve oluşturdu. Dördüncü kategori olan Asyalılar (Hint ve Pakistan) daha sonra eklendi. Bazı durumlarda, kanun aileleri bölerek ebeveynlerin beyaz, çocukları ise renkli olarak sınıflandırdı. Bir dizi toprak kanunu ile ülkenin yüzde 80'inden fazlası azınlık beyazlara verildi ve beyaz olmayanların kısıtlı bölgelerde bulunabilmesi için onaylanmış geçiş belgelerini (solda) taşıması şart koşuldu. Irklar arasındaki teması sınırlamak için hükümet, beyazlar ve beyaz olmayanlar için ayrı kamu tesisleri kurdu, beyaz olmayan işçi sendikalarının faaliyetlerini sınırladı ve ulusal hükümete beyaz olmayan katılımı engelledi.

Apartheid ve Ayrı Gelişme

1958'de başbakan olan Hendrik Verwoerd, apartheid politikasını "ayrı gelişme" (separate development) olarak adlandırdığı bir sistemde daha da ilerletecekti. 1959 yılındaki The Promotion of Bantu Self-Government Act ile Bantustanlar olarak bilinen 10 Bantu ülkesi duyuruldu. Siyah Güney Afrikalıları birbirinden ayırmak hükümetin siyahların çoğunluk olmadığını iddia etmesini sağladı ve siyahların bir milliyetçi oluşumda birleşmesi olasılığını azalttı. Her siyah Güney Afrikalı, sözde onlara tam siyasi haklar veren, ancak onları ülkenin siyasi yapısından tamamen kaldıran bir sistem olan Bantustanlar vatandaşı olarak tanımlandı.

Apartheid'in en yıkıcı yönlerinden birinde hükümet, siyah Güney Afrikalıları haritada "beyaz" olarak belirlenen kırsal alanlarından zorla çıkardı ve topraklarını düşük fiyatlarla beyaz çiftçilere sattı. 1961'den 1994'e kadar 3,5 milyondan fazla insan zorla evlerinden çıkarılarak yoksulluk ve umutsuzluğa sürüklendikleri Bantustan bölgelerine gönderildi.

Apartheid'e Ertan Muhalefet

Güney Afrika'da ayrımcılığa karşı direniş yıllar içinde şiddet içermeyen gösteriler, protestolar ve grevlerden siyasi eyleme ve nihayetinde silahlı direnişe kadar birçok farklı şekil aldı. Güney Hindistan Ulusal Kongresi ile birlikte, ANC 1952'de katılımcıların "geçiş belgelerini" yaktığı bir toplantı düzenledi. Kendilerini Halk Kongresi olarak adlandıran bir grup, 1955'te "Güney Afrika, içinde yaşayan herkese siyah ya da beyaza aittir" diyen bir Özgürlük Şartı'nı kabul etti. Hükümet toplantıdan ayrılan 150 kişiyi tutukladı ve onları ihanetle suçladı.

1960 yılında, Sharpesville'in siyahların yaşadığı ilçesinde polis, ANC'nin bir dalı olan Pan-Afrika Kongresi (PAC) ile ilişkili bir grup silahsız siyah üzerine ateş açtı. Aslında grup, karakola "geçiş izni" olmadan gelmiş ve tutuklamayı bir direniş eylemi olarak göstermek istemişti. Fakat burada en az 67 siyah öldürüldü ve 180'den fazla kişi yaralandı. Sharpesville katliamı birçok apartheid karşıtı lideri hedeflerine barışçıl yollarla ulaşamayacaklarına ikna etmişti.

Hem PAC hem de ANC, ikisi de devlet için ciddi bir askeri tehdit oluşturmayan askeri kanatlar kurdu. 1961'e kadar direniş liderlerinin çoğu yakalandı ve uzun hapis cezalarına çarptırıldı veya idam edildi. ANC'nin askeri kanadı Umkhonto we Sizwe'nin ("Ulusun Mızrağı") kurucusu Nelson Mandela, 1963'ten 1990'a kadar hapsedildi; hapis cezası uluslararası arenada dikkat çekecek ve ırkçılık karşıtı davası için destek almasına yardımcı olacaktı. 10 Haziran 1980'de takipçileri Mandela'nın kaldığı hapishaneden aldıkları mektubu halka duyurdular:

"BİRLEŞİN! HAREKETE GEÇİN! DÖVÜŞÜN! BİRLEŞİK KİTLE EYLEMİNİN ÖRSÜ VE SİLAHLI MÜCADELENİN ÇEKİCİ İLE IRK AYRIMINI EZECEĞİZ!".

10 Haziran 1980, Nelson Mandela

Apartheid Yasasının Sonu

Johannesburg dışındaki siyah bir kasaba olan Soweto'da binlerce siyah Afrikalı öğrenci, beyazların konuştuğu Afrikaans diline karşı gösteri düzenlediğinde polis göz yaşartıcı gaz ve mermiyle ateş açtı. Bunu izleyen protestolar ve hükümet baskıları, ulusal bir ekonomik durgunluk ile birleşti ve Güney Afrika'ya daha fazla uluslararası ilginin yönelmesini sağladı. Kısa süre sonra ırkçı beyazların ülkeye barış ya da refah getirdiği yanılsamaları da parçalanmış oldu. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1973'te ırk ayrımcılığını kınadı ve 1976'da BM Güvenlik Konseyi Güney Afrika'ya silah satışı konusunda zorunlu bir ambargo uygulamaya karar verdi. 1985 yılında Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler ülkeye ekonomik yaptırımlar uyguladı.

Uluslararası toplumun baskısı altında, Pieter Botha Ulusal Parti hükümeti, geçiş yasalarının kaldırılması ve ırklararası seks ve evlilik yasağı dahil olmak üzere bazı reformlar gerçekleştirmeye çalıştı. Ancak reformlar önemli esas değişikliklerden yoksundu ve 1989'a gelindiğinde Botha, F.W. de Klerk için kenara çekildi. De Klerk hükümeti daha sonra Nüfus Kayıt Yasası'nın yanı sıra ırk ayrımcılığı için yasal dayanak oluşturan diğer kanunların çoğunu yürürlükten kaldırmıştır. De Klerk, Nelson Mandela'yı 11 Şubat 1990'da serbest bıraktı. Siyahları ve diğer ırksal grupları kapsayan yeni bir anayasa, 1994 yılında yürürlüğe girdi ve o yıl yapılan seçimler, apartheid sisteminin sonunu işaret eden, beyaz olmayan bir çoğunluğa sahip bir koalisyon hükümetini oluşturdu.

APARTHEID'IN ZAMAN ÇİZELGESİ

5 Haziran 1918-Afrikaner Broederbond'un Kuruluşu

Johannesburg, Güney Afrika, 5 Haziran 1918 tarihinde Afrikaner Broederbond'un kurulduğu yerdi. Anlaşıldığı üzere Afrikaner Broederbond (AB), Afrikaner toplumunu güçlendirmek ve birleştirmek amacını taşıyan gizli bir örgüttü.

Avrupa (özellikle Hollanda, Fransa, Almanya ve İskandinavya) kökenli beyaz Güney Afrikalılar Afrikaner olarak biliniyordu. Irksal ve etnik ayrımcılığı dayatmaya çalışan apartheid hareketi, ilhamının bir kısmını bu örgütlenmede buldu.

Nelson Mandela 18 Temmuz 1918'de doğdu

Nelson Mandela 18 Temmuz 1918'de orada doğduğunda Güney Afrika Birliği henüz genç bir ülkeydi. Gençliğinde hem bir spor hayranı hem de hukuk kariyeri hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Siyasete olan ilgisi nedeniyle 1943 yılında Afrika Ulusal Kongresi'ne katıldı.

Nelson Mandela, Güney Afrika'da ırk ayrımcılığına karşı mücadeleye öncülük ettikten sonra 1994 yılında devlet başkanı olarak iktidara geldi. Nelson Mandela bu çabalarından dolayı bir yıl önce Nobel Barış Ödülü ile onurlandırıldı.

26 Mayıs 1948: Daniel Malan'ın Milliyetçi Partisi kazandı

Apartheid'ın yükselişi, o dönemde Hollanda Reform Kilisesi'nde papaz olan Daniel Malan liderliğindeki Milliyetçi Parti'nin başarısıyla ayrılmaz bir şekilde bağlantılıydı. Güney Afrika'nın o dönemki Başbakanı Daniel Malan, parlamentodaki çoğunluğunu ırk ayrımı politikasını uygulamak için kullandı. Irk ayrımı yasaları ve politikaları uygulanmaya başlandı.

1949-Güney Afrika'da karma evliliklerin yasaklanması

Apartheid çerçevesinin bir parçası olarak ırklar arası evliliği yasaklayan bir yasa çıkarıldı. Bu yeni politikanın amacı orada yaşayan çeşitli etnik grupları sınıflandırmaktı. Yasaya daha sonraki bir tarihte interseks eylemlere ilişkin resmi bir yasak eklendi.

1950 – Apartheid tarafından tanımlanan farklı Güney Afrika grupları

Güney Afrika Birliği'ni evi olarak gören insanları daha iyi sınıflandırmak için "Nüfus Kayıt Yasası" adı verilen yeni bir yasa çıkarıldı. Böylece dört farklı grup ortaya çıktı: siyahlar (dokuz farklı etnik gruptan oluşuyor), mestizolar, Kızılderililer ve beyazlar (Avrupa kökenli).

21 Mart 1960-Sharpeville Katliamı

Sharpeville'de herkesin her zaman pasaport taşımasını zorunlu kılan "Geçiş Yasası" nedeniyle sık sık gösteriler düzenleniyordu. Afrika Ulusal Kongresi ve Pan-Afrika Kongresi'nin desteğine rağmen polis göstericilere sert müdahalede bulundu.

Olaylarda 60'tan fazla gösterici hayatını kaybetti ve yaklaşık 180 kişi de yaralandı. Bu olay diğer protestolarda da şiddet olaylarının artmasına ve dünyanın dört bir yanındaki insanların tepkisini çekmesine neden oldu.

6 Kasım 1962-BM Güney Afrika'ya yaptırım uyguladı

Protestolar sırasında ve ülke genelinde şiddetin artması üzerine Birleşmiş Milletler apartheid politikasını resmi olarak kınayan bir bildiri yayınladı. Bunun ardından Avrupa grubu diğer ülkeleri Güney Afrika ile tüm diplomatik ve ticari ilişkilerini kesmeye çağırdı. Ancak bu cezanın çok az etkisi oldu. Güney Afrika'da apartheid hala hükümet tarafından aktif olarak uygulanıyordu.

12 Haziran 1964-Mandela ömür boyu hapse mahkum edildi

Nelson Mandela da dahil olmak üzere yedi ANC üyesine vatana ihanet suçundan ömür boyu hapis cezası verildi. Nelson Mandela, apartheid'a karşı şiddetten vazgeçmesi karşılığında özgürlük teklifini geri çevirdi. Robben Adası Hapishanesi'ne 46664 mahkum numarasıyla giriş yaptı ve cezasını burada çekmeye başladı. Nelson Mandela için yaşam koşulları herkes için olduğu kadar ağırdı.

Eylül 1989-de Klerk, Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı

Güney Afrika'nın demokratik yollarla seçilmiş ilk devlet başkanı Frederik de Klerk Eylül 1989'da göreve geldi. Bu, siyah nüfusun artan talepleri ve Güney Afrika'nın uluslararası sahnedeki ekonomik izolasyonu gibi faktörlerin teşvikiyle apartheid rejiminin terk edildiği bir dönemin başlangıcı oldu. Ancak apartheid, neredeyse iki yıl sonra, Haziran 1991'e kadar resmen sona ermedi.

11 Şubat 1990-Nelson Mandela serbest bırakıldı

Nelson Mandela, Frederik de Klerk'in cumhurbaşkanı olduğu dönemde cezasının 27 yılını çektikten sonra Paarl Cezaevinden tahliye edildi. Apartheid rejimine karşı mücadele etmiş ve 1964 yılında vatana ihanetten hüküm giyerek hayatının geri kalanını hapishanede geçirmişti.

Hapsedilmesinden bu yana Güney Afrika'da siyahların kurtuluş mücadelesini temsil eder hale gelmişti. Aralık 1993'te kendisinin ve de Klerk'in Nobel Barış Ödülü'nü almasının ardından Nisan 1994'te Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı seçildi.

Apartheid Haziran 1991'de sona erdi

Frederik de Klerk, Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sıfatıyla nihayet apartheid'a son verdi. Güney Afrika'daki çeşitli siyasi partiler yeni bir hükümet kurmak için görüşmelere başladı.

Nelson Mandela'nın öncülük ettiği Afrika Ulusal Kongresi (ANC) bu görüşmelerde yer aldı ve sonuçta ülkeye çok ırklı ve demokratik bir hükümet dayatmayı başardı.

15 Ekim 1993-Mandela ve de Klerk'e Nobel Barış Ödülü

Nelson Mandela ve Frederik de Klerk, ırk ayrımcılığına son verme çabalarından ötürü 1993 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldüler. Nelson Mandela, demokrasiye olan bağlılığı ve dünyanın en tanınmış siyasi mahkumu olarak uzun süredir devam eden statüsü nedeniyle kutlanıyordu.

Mandela 27 Nisan 1994'te devlet başkanı olarak yemin etti

Nelson Mandela hapisten çıktıktan sadece dört yıl sonra ve mahkumiyetinden otuz yıl sonra Güney Afrika Devlet Başkanı seçildi. Nelson Mandela'nın serbest bırakılmasının güçlü bir destekçisi olan Frederik De Klerk, 1996 yılına kadar sürdürdüğü Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. Nelson Mandela başkanlığını tek bir dönemle sınırlama sözünü yerine getirdi. Thabo Mbeki 1999'da ondan sonra görevi devraldı.