Latin İmparatorluğu: İstanbul'un 57 Yıl Süren Haçlı İşgali

Dördüncü Haçlı Seferi'nin yoldan çıkarak İstanbul'u işgal etmesi ve kurulan Latin İmparatorluğu.

Yazar Burcu Kara
latin imparatorluğu

Latin İmparatorluğu kimdi? Latin İmparatorluğu'nun tarihi diğer adı Konstantinopolis veya Konstantiniyye olan İstanbul ile kesişir. Ülkeye Romanya adı da verilir. Dördüncü Haçlı Seferi'nin askerleri Haziran 1203'te Bizans prensi Aleksios'un isteği üzerine Konstantinopolis şehrine saldırdılar. III. Aleksios şehirden kaçtı ve bunun üzerine prens IV. Aleksios kör babası II. İsaakios ile birlikte tahta geçti. Tahtı alan IV. Aleksios şimdi haçlı ordusuna söz verdiği ödemeyi yapmalıydı.

Latin İmparatorluğu'nun tarihi

Ancak IV. Aleksios çok geçmeden parasız kaldı. Kısa süre sonra halk arasında Latin karşıtı bir nefret doğdu ve popülerliğini yitirdi. Ocak 1204'te yapılan bir saray darbesiyle devrildi. Haçlılar anlaşmadaki ödüllerini alamamıştı. Bunun üzerine Bizans'a savaş ilan ettiler ve Nisan 1204'te İstanbul'u ele geçirdiler.

Haçlılar şehri ele geçirmeden önce 6 Venedikli ve 6 Frenk'ten oluşan 12 elektörün Bizans topraklarının ¼'ünü yönetecek bir imparator seçmesine ve kalan ¾'ün Bizans'tan ayrılmasına karar verdi. Flandreli Baldwin Latin İmparatorluğu'nun ilk imparatoru oldu ve Venedikli Thomas Morosini patrik olarak seçildi.

Bizans yerine Venedik düzeni

Latin İmparatorluğu Bizans yönetiminden yalnızca küçük unsurlar (taç giyme töreni, mor imparatorluk botları ve bazı unvanlar) aldı ve daha çok batının feodal monarşi ilkelerini hayata geçirdi. İmparatorluğun seçkinleri Frenk ve Venedikli lordlardı. Ayrıca baronlar, alt düzey vasallar ve Bizanslı aristokratları kapsayan derebeyine bağlı lordlar vardı. Bir baron konseyi, bir Venedik podesti (İtalya'da şehrin baş hakimi olan yüksek yetkili) ve sadece 6 üyeli başka bir konsey imparatora yardım ediyordu. Görüleceği üzere Venedik, Latin İmparatorluğu üzerinde yüksek bir etkiye sahipti. Bu yüzdendir İstanbul'un bir bölümünü elinde tutan podest aslında çok önemli ve etkiliydi; pratik olarak imparatordan bağımsızdı. Latin İmparatorluğu'nun ayrıca yazılı bir anayasası vardı ki Orta Çağ feodal devletleri arasında ilkti.

Parasızlık diz boyu

Konsey de özellikle vekillik zamanlarında çok etkiliydi. Şehrin fethinden hemen sonra Latinler, Bizans'ın ekonomik yönetimini reddetti. Ancak bu kararları tüm üretimi ve ticareti kesintiye uğratacak ve Latin İmparatorluğunu papalıktan yardım isteyen bir dilenciye çevirecekti. Trakya'dan buğday ve kürk ihraç ettiler ve Konstantinopolis'in stratejik konumunu kullanarak ticaretten kar elde ettiler ancak yeterli değildi. 1230'da Konstantinopolis'in nüfusu azalmasına rağmen şehir yiyecek sıkıntısı çekiyordu. Kötü yönetim Latin İmparatorluğu'nun tek ekonomik kazancını yağmalanan Bizans kiliselerinden Batı Avrupa'ya satılan eserler yapmıştı. İmparator II. Baldwin'in Dikenli Taç'ı (Hz. İsa veya o olduğu zannedilen havari çarmıha gerilmeden önce başına konulan taç) Fransa'da sattığı biliniyor. Konstantinopolis tarihindeki en felaket dönemdi. Bronz heykeller bile madeni para için eritildi; değerli olan her şey satıldı.

Tarikatların artışı

İnanç düzeni de değiştirildi. Tüm Ortodoks hiyerarşisi kaldırıldı ve Latin başpiskopos ile Papalık elçisinin gözetiminde Roma Katolik papazları getirildi. İki birim 1231'de birleştirildi. Daha sonra manastır, Dominikan ve Fransisken gibi Batı Katolik manastır tarikatları kuruldu. Ortodoks din adamları evlenme hakkı gibi haklarını ve geleneklerini korumuştu ancak Latin piskoposlara bağlı ikincil bir konuma indirildiler.

Savaşlar: Trakya, Edirne, Selanik, İznik

Haçlıların Latin İmparatorluğu, Küçük Asya'da askeri bir harekata giriştiler ve 1205'te Bitinya'nın çoğunu ele geçirdiler. 1207'de İznik imparatoru I. Theodore, Laskaris (I. Theodoros) ile ateşkes imzaladı. 1211'de Rhyndakos Nehri'nde (Mustafakemalpaşa Çayı) bir zafer daha kazandılar ve 1214'te başka bir antlaşma imzalandı. Bununla birlikte Avrupa'da durumlar farklıydı. Trakya'daki Bizans beyleri yardım için Bulgar çarı Kaloyan'a ulaşmıştı. Kaloyan ordusunu Latin şövalyelerine yöneltti ve Bulgarlar ve Kumanlar 1205 yılındaki Edirne Savaşı'nda Latinlere ağır bir yenilgi yaşattılar. İmparator Baldwin yakalandı ve Tırnova'da bir kuleye hapsedildi. O yıl esirken öldü. Kule bugün hala Baldwin Kulesi adını taşır.

1206'da Latin İmparatorluğu tahtına Flandreli Henry yükseldi. 1207'de Kaloyan'ın ölümünden sonra, ülkesinin Trakya'da Bulgarlara kaybettiği toprakların çoğunu geri aldı. 1210'da barış imzalandı ve Henry, Kaloyan'ın kızı Bulgar Maria ile evlendi. Latinlerin yüzleştiği bir başka tehdit de Yunanistan'daki Epirli Despot I. Mihail Komnenos Dukas idi. 1209'da Mihail'in kızı Henry'nin erkek kardeşiyle evlendi. Henry bu evliliği kullanarak Makedonya, Teselya ve Orta Yunanistan'ı işgal etti ancak Mihail 1210'da Selanik Krallığı'na saldırarak Henry'yi seferden geri dönmeye ve şehre yardım etmeye zorladı. Henry, Selanik duvarlarının onarımını denetlerken ölmüştür ve 1216 yılında yerine Courtenaylı Peter geçti.

İstanbul kapılarına ulaşılır

I. Mihail'in hükümdarlığı fazla uzun sürmedi: 1214 yılında Theodoros Komnenos Dukas tarafından yakalanıp idam edildi ve Mihail'in yerini aldı. Peter'ın karısı Frandreli Yolanda tahta çıktı ancak o da 1219'da öldü. Courtenaylı Robert'ın Konstantinopolis'e geri döndüğü 1221 yılına kadar imparatorluk naiplik ile yönetildi. İznik ile yapılan savaş 1222'de devam ediyordu. Latinler 1224'teki Poimanenon savaşında yenildiler. Şehir devleti Epir, Latinlerin İznik'te uğradığı yıkımı kullandı ve 1224'te Selanik'i aldı. Ardından 1225-1226'da Trakya'yı fethetti ve Konstantinopolis kapılarına kadar ulaştı. Ancak Bulgar kralı II. İvan Asen, Theodoros'u daha fazla ilerlememesi için tehdit edince 1228'de ateşkes yapıldı. Bunlar olurken Latin İmparatorluğu, Nikomedia (İzmit Körfezi'nde bir şehir) hariç Asya'daki tüm topraklarını kaybetti.

Latin İmparatorluğu'nun yıkılışı

Robert 1228'de öldü ve Brienne'li John Latin İmparatorluğu'nun yeni naibi oldu. Epir tehdidi Bulgarlar tarafından ortandan kaldırılmıştı. Ancak III. İoannis yönetimindeki İznik, Yunanistan'daki bazı toprakları fethederek Bulgaristan ile ittifak kurdu. 1235'te Konstantinopolis'i kuşattılar ama başarısız oldular. 1237'de II. Baldwin Latin tahtına çıktı. İmparatorluk çok zayıftı, bu yüzden sık sık yardım için Batı Avrupa'ya gitti ancak sonuç alamadı.

İmparatorluğunun hiçbir para kaynağı yoktu. O kadar kötüydü ki II. Baldwin Büyük Saray'ın çatısını söküp sattı. Hatta kredi garantisi olarak tek oğlu Philip'i Venedikli tüccarlara verdi. İznik 1247'de Konstantinopolis'i kuşattı. 1558'deki Pelagonia savaşı, Latin İmparatorluğu'nun sonunun başlangıcıydı. İznik generali Aleksios Strategopulos 1261'de Konstantinopolis'e girdi ve VIII. Mihail'i başa getirerek Bizans'ı tekrar ilan etti.

VIII. Mihail, Paleologos Hanedanı'nı kurmuş ve hanedan 1453'te İstanbul'un fethine kadar yönetimde kalmıştır. Konstantinopolis ele geçirilip Latin İmparatorluğu sona erdikten sonra bile II. Baldwin, Konstantinopolis unvanını benimsedi. Varisleri, şehri bir daha asla yönetmeyecek olsalar bile bu unvanı kullanmayı sürdürdüler.