ABD'nin kurulmasından 100 yılı aşkın süre sonra gerçekleşen 1898 İspanyol-Amerikan Savaşı neden ve nasıl yaşandı ve sonuçları ne oldu? İspanyol-Amerikan Savaşı, Amerika Birleşik Devletleri ve İspanya arasında, Amerika'daki İspanyol sömürge yönetimini sona erdiren ve ABD'nin Batı Pasifik ve Latin Amerika'daki toprakları ele geçirmesiyle sonuçlanan bir 1898 çatışmasıydı.
İspanyol-Amerikan Savaşı'nın nedenleri
Savaş, Şubat 1895'te başlayan Küba'nın İspanya'dan bağımsız olma mücadelesinden kaynaklandı. İspanya'nın isyanı durdurmak için izlediği acımasız baskıcı önlemler, sarı gazetecilikle uğraşan birkaç sansasyonel gazete tarafından ABD halkı için son derece kanlı tasvir edildi ve bu durum Kübalı isyancılara yönelik sempatiyi artırdı.
Biliyor musunuz? Sarı gazetecilik sahte haberciliktir. Bu terim 18. yüzyılın başlarında türetildi ve satışları artırmak için göz alıcı manşetlere, abartıya ve sansasyonelliğe dayanan gazeteciliğe işaret ediyor. Ülkemizde örnekleri görülebilir.
Amerikan savaş gemisi USS Maine'in Havana limanında hala açıklanamayan nedenle batışının ardından ABD'nin müdahalesine yönelik talep arttı. Gemi Havana'daki İspanyol karşıtı ayaklanmanın ardından ABD vatandaşlarını ve mülklerini korumak için gönderilmişti.
Savaşa giden yol
1868'den itibaren Küba halkı İspanyol işgalini bitirmek amacıyla On Yıl Savaşı'nı başlatmıştı. İlk savaş başarısız olunca 1879'da Küçük Savaş olarak bilinen ikinci bir isyan başlattılar. Yine mağlup edilen Kübalılara bu kez İspanyol hükümeti tarafından küçük tavizler verildi. On beş yıl sonra José Martí gibi liderlerin cesaretlendirmesi ve desteğiyle başka bir isyan çalışması başlatıldı. Önceki iki ayaklanmayı yenen İspanyollar üçüncüyü bastırmaya çalışırken elini ağır tuttu.
Toplama kampları gibi sert politikalar kullanan İspanyol General Valeriano Weyler, bağımsızlık isteyen isyancıları ezdi. Tüm bunlar Küba'da derin ticari çıkarları olan ABD'yi dehşete düşürdü. Joseph Pulitzer'in New York World ve William Randolph Hearst'un New York Journal gibi gazeteler ilgi çeken manşetlerle Amerikan halkının dikkatini olaylara yöneltti. Adadaki durumun kötüleştiğine dair haberlerin ardından Başkan William McKinley, USS Maine kruvazörünü Amerika'nın çıkarlarını korumak amacıyla Havana'ya gönderdi. 15 Şubat 1898'de gemi limanda patladı ve battı. İlk raporda bunun bir İspanyol mayınından kaynaklandığı iddia edildi. Gerçek asla bilinmese de olaydan öfkelenen ve de basın tarafından cesaretlendirilen halk 25 Nisan'da savaş talebinde bulundu.
Taraflar savaş ilan eder
İspanya 9 Nisan'da ateşkes ilan etti ve Küba'ya sınırlı özyönetim yetkisi vermek üzere yeni bir program hazırladı. Ancak ABD müdahale etmeye kararlıydı ve kongreden çıkanla kararla Küba'nın bağımsızlık hakkı olduğu ilan edildi. Ayrıca İspanya'nın silahlı kuvvetlerinin adadan çekilmesi talep edildi ve ABD Başkanı William McKinley'in Küba'daki İspanyol geri çekilmesini güvence altına almak için güç kullanmasına izin verildi. Bununla beraber Küba'yı ilhak etmeye yönelik plandan vazgeçilecekti.
İspanya, 24 Nisan'da Amerika Birleşik Devletleri'ne savaş ilan etti. Ardından 25 Nisan'da ABD de savaş ilan ettiğini açıkladı ve tarihi geriye dönük şekilde 21 Nisan olarak duyurdu.
İspanyol-Amerikan Savaşı başlar
İspanya'nın ABD'nin korkunç gücüne karşı koyabilecek ne ordusu ne de donanması vardı. Bu yüzden verilen savaş acınası bir şekilde tek taraflı gerçekleşti.
1 Mayıs 1898 sabahının erken saatlerinde, Commodore George Dewey bir ABD deniz filosunu Filipinler'deki Manila Körfezi'ne götürdü. Manila Körfezi'ne demirleyen İspanyol filosuna saldırarak Manila Körfezi Muharebesi'ni başlattı. İspanyol filosu iki saat içinde yok edildi ve Dewey'in, mürettebatına ikinci bir kahvaltı emri vermesiyle savaş sona erdi.
Toplamda 10'dan az Amerikalı denizci kaybedilirken İspanyol kayıplarının 370'in üzerinde olduğu tahmin edildi. Manila, Ağustos'a kadar ABD birlikleri tarafından işgal edildi.
Amiral Pascual Cervera komutasındaki bir İspanyol Karayip filosu Küba'daki Santiago limanında bulunuyordu. General William Shafter komutasındaki düzenli birlikler ve gönüllülerden oluşan bir ordu (o zamanki Donanma sekreteri Theodore Roosevelt ve onun gönüllü süvari birliği "Rough Riders" dahil) Santiago'nun doğusundaki kıyıya indi ve Cervera'nın filosunu limandan çıkarma hedefiyle yavaş yavaş şehre ilerledi.
Cervera, 3 Temmuz'da filosunu Santiago'dan çekti ve sahil boyunca batıya kaçmaya başladı. Ardından baş gösteren savaşta tüm İspanyol gemileri ABD toplarının ağır ateşi altında kaldı ve yanarak veya batarak karaya oturdu. Santiago, 17 Temmuz'da Shafter'e teslim oldu ve böylece kısa ama çok önemli bir savaşı etkin bir şekilde sona erdirdi.
Paris antlaşması
İspanyol-Amerikan Savaşı'nı sona erdiren Paris Antlaşması 10 Aralık 1898'de imzalandı. Antlaşma ile İspanya, Küba üzerindeki tüm iddialarından vazgeçti, Guam ve Porto Riko'yu ABD'ye bıraktı ve Filipinler üzerindeki egemenliğini 20 milyon dolara ABD'ye devretti.
İspanyol yönetimine karşı savaşan Filipinli isyancılar kısa süre sonra silahlarını yeni işgalcilere çevirdiler. Filipin-Amerikan Savaşı 1899 Şubat'ında başladı ve 1902'ye kadar sürdü. ABD, Filipinler'deki isyanları bastırmaya çalıştığı sırada İspanya ile savaşırken verdiğinden on kat fazla asker kaybetti.
İspanyol-Amerikan savaşının sonucu
İspanyol-Amerikan Savaşı her iki antagonistin tarihindeki önemli bir dönüm noktası oldu. İspanya'nın yenilgisi ülkenin dikkatini denizaşırı sömürge macerasından uzaklaştırdı ve İspanya'da baş gösteren kültürel ve edebi rönesans 20 yıldır çok ihtiyaç duyulan ekonomik gelişmenin yolunu açtı.
Öte yandan savaşın galibi Amerika Birleşik Devletleri bundan sonra kendi toprağından çok uzakta denizaşırı mülklere sahip olacak ve bir dünya gücü haline gelerek hem uluslararası politikada hem de Avrupa'nın ve geri kalan ülkelerin meselelerinde belirleyici rol oynamaya başlayacaktı.