Haiti Devrimi genellikle Batı Yarımküre'deki en büyük ve en başarılı köle isyanı olarak tanımlanır. 8000 plantasyondan 500.000 köleleştirilmiş Afrikalı ilk isyanı 1791'de başlattı ve 1803'te sadece köleliği değil, Fransızların koloni üzerindeki kontrolünü de sona erdirdiler. Ancak Haiti Devrimi, aynı anda süre gelen birkaç devrimden oluşması yönüyle karmaşıktır. Bu devrimler aslında yeni bir insan hakları, evrensel vatandaşlık ve hükümete katılım kavramlarını temsil eden 1789 Fransız Devrimi'nden etkilenmişti.
Bağımsızlığın tarihi
Günümüz Haiti ve Dominik Cumhuriyeti'nin bulunduğu ada olan Hispanyola Kuzey Amerika'daki Karayip Denizi'nde Porto Riko, Jamaika ve Küba arasında yer alıyor. Kristof Kolomb 1492'de keşfettiği Haiti'ye İspanyollar adına Hispanyola dedi. İspanyollar adanın neredeyse tüm insanlarını öldürerek işe başladı. Adadaki yerli nüfusun soyu neredeyse tükenme noktasına geldi.
Bunlar olurken Fransız sömürgeciler birçok yerde kurdukları kolonilerin plantasyonu için milyonlarca köle ithal ediyordu. 1697'de İspanyollar adayı Fransızlara devretti. Adanın batıdaki üçte birinin kontrolünü ele geçirdi ve yeni topraklarına Saint Domingue dediler. Fransızlar da İspanyolların barbarlığını sürdürdü: Ölümler ile bir Afrikalı kölenin beklenen yaşam ömrü 7 ila 10 yıla inmişti. Bu yüzden köleleştirilmiş nüfusun sürekli yenilenmesi gerekliydi: Her yıl yaklaşık 30.000 yeni Afrikalı getirildi ve doğan Afrikalıların yaklaşık yüzde 70'iydi. Tüm plantasyonlarda 20 Afrika dili konuşuluyordu. Bu durum kreyòl isimli yeni bir iletişim dilinin geliştirilmesini bile sağladı.
Saint Domingue, kölelerin, özgür siyahların ve melezlerin organize bir isyan başlattığı 1791 yılına kadar Fransa'nın en zengin kolonisi oldu. Dünyanın şeker ve kahvesinin yaklaşık yarısını üretiyor ve Fransa'nın denizaşırı ticaretinin yüzde 40'ını oluşturuyordu ve adı "Antillerin İncisi"ydi. Bu ayaklanma hareketi tarihteki tek başarılı köle devrimidir. 10 yıldan fazla süren bir savaşın ardından Avrupa kuvvetleri 1804'te birliklerini ve sakinlerini bu eski koloniden tahliye etti, böylece ülke özgün adı olan Haiti'yi geri aldı ve bağımsızlığını kazandı.
Haiti Devrimi başlar
14 Ağustos 1791 Pazar gecesi 100 plantasyondan 200 Afrikalı köle temsilcisi devrim planlarını görüşmek üzere bir araya geldi. Fransa'daki devrimin ve bunun koloni içinde yol açtığı istikrarsızlığın farkında olarak, ayaklanma tarihini kararlaştırmaya karar verdiler. Tarih seçildikten sonra şiddetli bir fırtınanın zemininde bir vudu dini töreni düzenlendi.
Saint Domingue'deki devrim 22 Ağustos 1791 gecesi plantasyonların yakılması ve nefret edilen plantokrasinin öldürülmesiyle başladı. Bir plantasyondaki köleleştirilmiş Afrikalılar, komşu plantasyondan gelenlerle birleşir ve bulabilecekleri her türlü silahla kendilerini korurdu. Bir ay içinde ayaklanma 100.000'den fazla köleleştirilmiş Afrikalıyı içererek, Kuzey Amerika kıtasında görülmüş şimdiye kadarki en büyük ayaklanmaya dönüştü. 1000 plantasyon ateşe verildi ve 1000'den fazla Avrupalı öldürüldü. Devrim 13 yıl devam daha sürecekti.
Eski köle yeni general: Toussaint L'Ouverture
Büyük isyanın başladığı aynı zamanda eski köle Toussaint L'Ouverture tarafından yönetilen köleler 21 Ağustos 1791'de ekicilere karşı isyan ederek harekete geçtiler. Köleler 1792'de adanın üçte birini kontrol altına aldı. Fransa'dan gelen takviyelerle şiddet hızla tırmandı ancak buna rağmen isyancılar alanı elinde tuttular. Savaş sona erene dek 500.000 siyahtan 100.000'i ve 40.000 beyazdan 24.000'i öldü.
Sonuç olarak eski köleler hem Fransız kuvvetlerini hem de 1793'te koloniyi fethetmek için gelen ve L'Ouverture kuvvetleri tarafından birkaç kez yenilgiye uğratıldıktan sonra 1798'de geri çekilen İngilizleri savuşturmayı başardılar. L'Ouverture 1801'de Haiti Devrimi'ni Haiti'nin ötesine taşıyarak komşu İspanyol kolonisi Santo Domingo'yu (bugünkü Dominik Cumhuriyeti) fethetti. İspanyolca konuşulan kolonide köleliği kaldırdı ve kendisini tüm Hispanyola adası için ömür boyu General Vali ilan etti.
O noktada Haiti Devrimi ilham aldığı Fransız Devrimi'ni aşmış oldu. O zaman Fransa'nın hükümdarı olan Napolyon Bonapart, kayınbiraderi General Charles Leclerc'i ve 43.000 Fransız askerini, L'Overture'ı ele geçirmek ve hem Fransız egemenliğini hem de köleliği yeniden kurmak için gönderdi. L'Overture alınıp Fransa'ya getirildi ve 1803'te hapishanede öldü.
Haiti imparatoru: Jean-Jacques Dessalines
L'Ouverture'nin generallerinden biri olan ve kendisi de eski bir köle olan Jean-Jacques Dessalines, 18 Kasım 1803'teki Vertieres Savaşı'nda devrimcilere önderlik etmiştir ve Fransız kuvvetlerini bozguna uğratmıştır. 1 Ocak 1804'te ulusu için bağımsızlığı ilan etti ve ülkenin adını Haiti olarak değiştirdi. Fransa, Haiti'nin bağımsızlığını tanıyan ilk ülke oldu. Böylece Haiti dünyanın ilk siyah cumhuriyeti ve batı yarımkürede (ABD'den sonra) bir Avrupa gücünden bağımsızlığını kazanan ikinci ulus oldu.
Devrime götüren yol
O zaman Saint Domingue olarak bilinen Haiti, büyük ölçüde köleleştirilmiş işgücü tarafından gerçekleştirilen şeker, kahve, çivit ve pamuk üretimiyle 18. yüzyılda Fransa'nın en zengin denizaşırı kolonisiydi. 1789 Fransız Devrimi patlak verdiğinde, kolonide beş farklı çıkar grubu vardı. Bunlardan ikisi tarlalara ve kölelere sahip olan beyaz yetiştiriciler ile zanaatkar, dükkan sahibi ve öğretmen olan petit blancs yani küçük beyazlardı. Bazılarının birkaç kölesi de vardı.
Birlikte koloni sakinlerinin 40.000'ini oluşturdular. Fransa'nın koloniye ithal edilen ürünlere yüksek gümrük vergisi getirmesiyle yeni bir bağımsızlık hareketi başladı ve bunu Saint Domingue'deki birçok beyaz destekledi. Fransa, ekicileri büyük hayal kırıklığına uğratmıştı çünkü başka bir ulusla ticaret yapmaları yasaklandı. Ayrıca, Saint Domingue'nin beyaz nüfusunun Fransa'da herhangi bir temsili de yoktu. Yine de bağımsızlık çağrılarına rağmen hem yetiştiriciler hem de küçük beyazlar kölelik kurumuna bağlı kaldılar.
Geriye kalan üç grup Afrika kökenliydi: Özgür olanlar, köle olanlar ve kaçaklar. 1789'da ülkede yaklaşık 30.000 özgür siyah insan yaşıyordu. Bunların yarısı melezdi ve çoğu zaman küçük beyazlardan daha zenginlerdi. Köle nüfusu 500.000'e yakındı. Kaçak kölelere bordolar deniyordu; Saint Domingue dağlarının derinliklerine çekilmişlerdi ve tarımla geçiniyorlardı.
Haiti'de köle isyanları yeni değildi. Köleler asla statülerine boyun eğmek istemediler ve sayıları 10'a 1 olan sömürge yetkilileri ve yetiştiriciler onları kontrol etmek için mümkün olan her şeyi yaptılar. Fransızların Saint Domingue'de uyguladığı köleliğin sertliğine ve zulmüne rağmen 1791'den önce de köle isyanları olmuştu. Bir keresinde köle efendileri zehirlenmişti.
Fransız Devrimi esin oldu
Fransa'daki gelişmeler, aynı anda birçok Haiti merkezli devrimci hareketin ortaya çıkmasını sağladı. Onları cesaretlendiren Fransız Devrimi'nin "İnsan Hakları Bildirgesi" oldu. Paris'teki Genel Kurul, çeşitli kolonilere yerel düzeyde bir miktar özerklik veren yasalar çıkararak isyanlara yanıt verdi. "Tüm yerel mülk sahiplerinin… aktif vatandaşlar olması" maddesini içeren yasa radikal ancak muğlaktı.
Yasa Saint Domingue'de ekici sınıfı kapsadığı ve küçük beyazların hükümetten hariç tutulduğu şeklinde yorumlandı. Ve önemli mülk sahibi olan özgür renkli vatandaşların hükümete katılımına izin veriliyordu. Saint Domingue'yi sömürge imparatorluğuna bağlı tutmak için Paris'te yayınlanmış bu yasa, aksine çiftçiler, özgür siyahlar ve küçük beyazlar arasında üç taraflı bir iç savaşa neden oldu. Bununla birlikte, Fransa'daki olaylardan etkilenen ve ilham alan köleleştirilmiş siyah çoğunluk her üç gruba da meydan okuyacaktı.