Homeros'un İlyada'sı Troya Savaşı'nı tanrıların, savaşçıların ve kralların destansı bir çatışması olarak sunar. Batı edebiyatının bu ufuk açıcı eseri, modern çağda bile temel okuma olmaya devam ediyor. Efsaneye göre Büyük İskender yastığının altında iki şey saklardı: Bir hançer ve Homeros'un İlyada'sı. Savaşçı prens Aşil, çocukluğundan beri onun idolüydü. Çanakkale Boğazı'ndan Asya'ya geçtiğinde ona haraç ödemek için bir sunak inşa etti. İskender'in Pers seferinde bile 800 yıl önce gerçekleşmiş olan tarihi Troya Savaşı hakkında çok az şey biliniyordu. Ünü, yalnızca Homeros'un destanı ile varlığını sürdürmüştü.
İlyada Destanı
Bugün bazı tarihçiler İlyada'daki Truva kentinin arkeologların Troya VI ve VII olarak adlandırdıkları, Geç Tunç Çağı Çöküşü sırasında yıkılan antik kent alanı olabileceğine inanıyor. Anadolu'daki Hititler ve Yunanistan'daki Mikenler gibi tüm imparatorluklar, sözde Deniz Halkları'nın düşmanca akınları nedeniyle bu dönemde yıkıldılar.
Buna rağmen tarihsel olarak konuşursak Troya VII'nın tam olarak nasıl veya neden yıkıldığı gerçeğini asla kesin olarak bilemeyebiliriz. Homeros'un efsanevi Troya Savaşı'nı anlatısı 2.300 yıl önce İskender için olduğu kadar bugün de önemini koruyor.
İlyada'daki Troya Savaşı'nın nedeni neydi?
Homeros'un destanı, Troya prensi Paris'in dünyanın en güzel kadını ve Yunan Kralı Menelaus'un karısı Helen'i Sparta'dan kaçırmasından sonra çıkan çatışmayı merkez alıyor. Buna karşılık, bir Yunan ittifakı Helen'i yeniden ele geçirmek ve şehri yok etmek için Troya'ya yürür. Böylece "bin gemiyi denize indiren surat" deyimi doğar. Bununla birlikte, eski Troya kralı Priam'ın yüksek duvarlarını kuşatmak ya da azılı savaşçı oğlu Hektor'a boyun eğdirmek basit bir iş değildir.
Yunanların mücadeleleri özellikle de Peleus'un Yunan prensi olan eşsiz savaşçı Aşil'in yarattığı sorunlarla daha da kötüleşir. Agamemnon ile çıkan anlaşmazlık nedeniyle Aşil, Troya Savaşı'nın ilk çarpışmalarına katılmayı reddeder. Aşil'in yakın arkadaşı olan Patroklus savaşta öldürülünceye dek Aşil çatışmaya girmez.
Aşil ve Agamemnon'un kavgası
"Öfkeli bir adam – işte benim hikayem: Peleus hanedanının prensi Aşil'in Akalı ordunun başına binlerce bela getiren acı kini."
— İlyada, I. Kitap
İlyada'nın I. Kitabı, Yunan ittifakının başındaki krallar kralı Agamemnon ile Aşil arasında tartışmayla başlar. Bu kavganın nedeni Agamemnon'un, Aşil'in (veya Akhilleus) savaşta kendine ganimet aldığı güzel bakire Briseis'i gasp etmesidir. Agamemnon, Aşil'i Briseis'i bırakmaya zorlar ve sonuç olarak Aşil onun adına savaşmayı reddeder.
Aşil, Briseis'in kaybına kederlenirken bir deniz perisi olan annesi Thetis ona yaklaşır. Oğlunun Troya Savaşı'nda ölmeye mahkum olduğunu bildiğinden acır ve Zeus'la olan kötü durumunu düzeltmeye karar verir. Thetis Olimpos Dağı'na uçar ve Zeus'tan Agamemnon'u yaşattığı zulüm için cezalandırması için yalvarır. Zeus, Troya'dan nefret eden ve Yunan şehirleri Sparta ve Argos'u tercih eden karısı Hera'ya karşı gelerek isteği kabul eder.
Troyalı Helen için düello: Menelaus ve Paris
Homeros'un tarif ettiği Yunan ordusu muazzamdır, Troyalılardan çok daha fazlalardı. Ancak Troyalılar, Frigler ve Lidyalılar gibi birçok komşu müttefiki çağırabilme avantajına sahipti ve Priam'ın duvarları daha önce hiç aşılmamıştı. Paris (İlyada'da Aleksandros olarak da bilinir) potansiyel katliamdan kaçınmak için Menelaus'u düelloya davet etti.
Menelaus ile Paris arasındaki düellonun kuralları kazanan her şeyi alırdı: Paris Menelaus'u öldürecek olursa Helen Troya'da kalacaktı ve Yunan ordusu dağılıp Argos'a dönecekti. Ancak Menelaus, genç Troya prensinden çok daha büyük bir savaşçıydı. Paris'i düelloda neredeyse yenerken aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit adamın hayatını kurtardı. Onu sisin içinden taşıdı ve Helen'in yanındaki yatak odasında dinlenmeye bıraktı.
Menelaus öfkeye kapıldı. Zaferini ilan etti ve Helen'in teslim edilmesini istedi. Sıradaki hedef Sparta kralına saldırıydı. Bu hareket Troya Savaşı'nın ilk büyük çarpışmasını başlatacaktı.
Troya Savaşı'nın ilk çarpışması
"Priam'ın ya da Priam'ın oğulları sana ne zarar verdi ki, asil kenti bir çöl haline getirmeye çalışmaktan asla vazgeçmiyorsun!"
— Zeus, Hera ile konuşuyor, İlyada, IV. Kitap
Her ikisi de Yunanlarla sıkı ittifak içinde olan Zeus'un kızı ve karısı Athena ve Hera, Truva'daki olayları gökten izlediler. Priam'ın şehrinin yok edildiğini görmek istediler ve Athena olaylara müdahale etmeye karar verdi. Athena Troya askeri kılığında savaş alanına indi ve onlardan Pandaros adlı bir okçuya yaklaştı. Troya'nın onurunu geri kazanması için onu Menelaus'a ok atarak öldürmeye teşvik etti.
Pandaros, tanrıçanın oyununa düştü. Nişan aldı ancak okunu Menelaus'a saplayamadan Athena oku savurdu. Menelaus ve Agamemnon, Troyalıların yeminlerini bozduğunu ilan etti. Akalılar artık savaşa hazırlanıyordu – Aşil ve Mirmidonlar hariç. Olimpos tanrıları taraf tuttu ve kendi favorilerini seçtiler. Athena ve Hera Akaların saflarında oldu.
Zeus ise Thetis'e yeminini yerine getirerek Troyalıları tercih etti. Savaş tanrısı Ares de onların safına katıldı; savaş boyunca güçlü Prens Hektor'a yakın durdu. Apollon ve Afrodit de zaman zaman olaylara müdahale ederek Troya savaşçılarını desteklediler.
Bu ilk savaşta Troya Savaşı'nın önde gelen Yunan kahramanlarıyla tanışırız: Dev, güçlü bir savaşçı olan ve Ajax da denilen Teleimonian Aiax vardı; İthaca kralı ve daha sonra Odise'nin kahramanı Odysseus Laertes; ve Athena'nın kutsamasını alan ve birçok Troyalıyı yenen Diomedes adlı azılı asker. Troya tarafında, Aeneid destanının kahramanı ve Roma ırkının efsanevi kurucusu Aeneas bulunur. Prens Hektor, Aşil'in ellerinden zamansız ölümüne dek Troya ordusunun merkezinde oldu.
Troya savunuluyor: Hektor ve Ajax
Zeus, Thetis'e verdiği sözü tutarak ilk çatışmaların Troyalılar için iyi sonuçlar getirmesini sağladı. Troya ile ittifak yapan diğer tanrılar da buna yardımcı oldu. Ares, Hektor'a bağlı kaldı ve bir noktada Afrodit araya girerek oğlu Aeneas'ı kurtardı ama oğlu Diomedes tarafından bıçaklandı; bir daha savaş alanına dönmemek üzere Olimpos'a kaçtı.
Apollo da Troyalılardan yana müdahale etti. Yine de Homeros "birçok Troyalı ve birçok Akalı o gün düştü ve yan yana toz içinde yattı" diye yazar. Apollo ve Athena favorisinin savaşta düştüğünü görmekten bıkarak ateşkes getirmeye çalıştılar. VII. Kitap'ın açılışında Hektor'u Ajax ile yüzleşmesi için cesaretlendirdiler.
Hektor ve Ajax meydanda denk olduklarını gösterdi ve düello geceye dek sürdü. İki taraf sonunda ateşkes ilan edip arkadaş olarak ayrıldılar. Akalar ve Troyalılar ölülerini toplamak için bir günlük ateşkes ilan ettiler. Priam ve 50 oğlu, yüksek duvarlarının arkasında stratejiler geliştirdi ve Yunanlar gemilerinin ve kamp yerlerinin etrafına hendek ve tahkimat inşa etti.
VIII. Kitap'ın açılışında Zeus, Troya Savaşı'na başka müdahale yapılmaması için diğer tanrılara sert tavır alır. Troyalıların ilk savaşları kazanması yönündeki iradesini yeniden ortaya koyar ve VIII. Kitap'ın sonunda Yunanlar çıkmaza girmiştir.
Hektor savaşta acımasızdır ve Troyalılar Aka kampını başarıyla işgal ederler. Agamemnon, önce Zeus'a Akaların hayatlarını bağışlaması için dua eder. Ardından, Aşil'e savaşa girmesi ve Yunanlar için son umut olan yurttaşlarını kurtarması için yalvarır.
Agamemnon Aşil'e yalvarıyor
Agamemnon, Aşil'e elçiler göndererek özür dileme koşullarını belirtir. Briseis'i kendisine geri vereceğine ve Troya'nın ganimetlerinden zengin olacağına söz verir. Ancak Aşil, kralın teklifini reddeder ve Akalar, Hektor'un ellerinde acı çekmeye devam ederler. Ancak XIV. Kitap'ta dengeler değişir. Hera, Zeus'a bir oyun oynar. Zeus'u Troya Savaşı olaylarından uzaklaştırmak için Afrodit'in büyüsünü kullanır. Sonra onu baştan çıkarır ve ardından uyutur.
Zeus uyuklarken, Hera dahil diğer tüm tanrılar tekrar savaşa müdahale etmeye başlarlar. Ama Apollon'un cesaretiyle dolu olan Hektor acımasızdır. O ve adamları Aka kampına girer ve Yunan gemilerini ateşe verirler. Yangını gören Aşil'in sevgili dostu Patroklus artık hareketsiz duramaz. Mirmidonlara savaşa katılmaları için çaresizce yalvardıktan sonra Aşil'in zırhını giyip savaşa kendisi girmeye karar verir.
Hektor Patroklus'u öldürür
Hektor ve Troyalılar Yunan kampını ateşe vermişlerdi. Patroklus amansız yangının içinden Troyalılara doğru hücum ederek onları sağa sola savurarak çıkar. Likya kralı olan Zeus'un oğlu Sarpedon'a vardığında ikili karşı karşıya geldi. Patroklus onu öldürdü ve böylece Hektor'u çileden çıkarmış oldu.
Hektor, Sarpedon'un intikamını almaya yemin etti, ancak bunu yapamadan Patroklus ve cesur Yunanlar, Troyalıları şehir surlarına geri sürdüler. Akalar o kadar şiddetliydi ki, Apollo'nun müdahalesi olmasaydı o gün Troya'yı alacaklardı.
Troya'nın koruyucu tanrısı şehir surlarının tepesinde duruyordu ve Patroklus ve Yunanlara geri çekilmelerini emretti. Sonra tanrı onu şaşırtmak ve yormak için oyunlar oynadı. Hektor bu esnada Patroklus'a saldırma fırsatını yakaladı. Genç Yunanı mızrağıyla karnından bıçaklayarak öldürdü.
Aşil'in yeni zırhı ve Hektor'un ölümü
XVIII. Kitap'ta Thetis, Aşil'i ziyaret eder ve onun için özel yeni zırhlar yaptırmayı teklif eder. Eski zırhı Patroklus'un bedeninden alınmış ve Prens Hektor tarafından geçitle Troya'ya getirilmiştir.
Aşil elbette sevgili arkadaşının ölümüyle harap olur ve sonradan onu ayrıntılı bir cenaze töreniyle onurlandırır. Thetis, metal işleme tanrısı Hephaestus'u oğluna ilahi güçle dolu bir kalkan yapmakla görevlendirir.
"Aslanlar ve erkekler ateşkes yapmaz."
—Aşil, İlyada, XXII. Kitap'ta Hektor'a hitap ediyor
Aşil daha sonra yeni zırhıyla savaş alanına gitti. Tanrıların Troya prensinin kaderi hakkında son görüşmeleri yaptığı Troya surlarının dışında Hektor ile buluştu.
Kaderin terazisi Aşil'in lehineydi ve Apollo ve Zeus gönülsüzce favorilerini desteklemeyi bıraktı. Aşil, Hektor'u savaşta yendi ve ardından onu şehrin etrafında üç kez kovaladı. Sonunda mızrağını Hektor'un boynuna sapladı ve cesedini Aka kampına götürdü.
O gece Aşil, festival oyunları ve 12 Troya prensinin kurban edildiği Patroklus'un cenazesini yaptı. Önce Hektor'un bedenini etrafa savurdu ancak sonra Kral Priam'ın isteğine saygı duyarak onu Troyalılara geri verdi.
Şunu okumak şok edici olabilir ancak İlyada'da Troya Atı'ndan söz edilmez. Ek olarak Homeros'un destanı biterken Troy yağmalanmamıştır ve hangi tarafın galip geleceği belli değildir. 10 yıllık bir savaşın Troya'nın düşmesine yol açtığı bilgisini sonraki Aeneid destanının açılışında öğreniyoruz. Bu durum Troyalıların Ege dünyasının sınırlarının çok ötesine dağıldığı bir göç dalgasını tetikliyor.