NASA'nın Goddard Enstitüsü'ne göre Dünya'nın ortalama sıcaklığı insan faaliyetlerinden kaynaklanan artan sera gazı emisyonu nedeniyle 1880'lerden bu yana en az 1,1°C arttı. Isınmanın çoğu 1975'ten sonra başladı ve her on yılda kabaca 0,15 ila 0,20°C artarak devam etti. Dünyada görülen daha uzun ve yoğun sıcaklık dalgaları iklim krizine işaret ediyor.
Şiddetli sıcak hava dalgaları iklim değişikliğinin en kesin etkileri arasında ve Dünya'nın artan hızla ısındığını gösteriyor. Aşırı sıcaklar milyonlarca insanın hayatını ve geçim kaynaklarını tehdit ediyor. Bu ortalama 1,1°C'lik ısı artışının bugün dünyada görülen daha sıcak ve uzun ısı dalgaları ve daha uzun süreli kuraklıklar gibi kötüleşen hava koşullarına neden olduğu düşünülüyor.
Sıcak Hava Dalgası Nasıl Oluşuyor?
Sıcak hava dalgası atmosferdeki yüksek basınç sıcak havayı aşağı doğru ittiğinde meydana geliyor. Atmosferik kuvvet sıcak havanın yükselmesini engelleyerek ısı kubbesi oluşturur. Artık yükselen hava olmadığından basınç sistemi hava durumunu değiştirir: Rüzgar ve bulut örtüsü azalır, yağmur oluşumu döngüsü aksar ve tüm bunlar hava sıcaklığını artırarak boğucu bir noktaya getirir. İklim değişikliği sıcak hava dalgası gibi aşırı hava olaylarını artırıyor.
Aşırı Sıcaklık Artışının Nedenleri
2022 Mart ayında kuzey ve güney kutupları rekor sıcaklıklara ulaştı. Mayıs ayında Delhi'de sıcaklık 49°C'ye yükseldi. Aynı dönemlerde Madrid 40°C sıcaklık yaşadı. Dünya, Sanayi Devrimi'nden bu yana ısınıyor. Doğal değişkenlik aşırı ısılarda rol oynasa da, kanıtların gösterdiği gibi insan faaliyetleri, özellikle sera gazı emisyonları ısıyı hapsederek gezegenimizi daha sıcak hale getiriyor.
1°C'lik sıcaklık artışı az gelebilir ancak değil. Tüm okyanusları, atmosferi ve kara kütlelerini bu kadar ısıtmak çok büyük miktarda ısı demektir. Gezegenin sıcaklığını bir santigrat derece yükseltmek için yaklaşık 5 exaJoule (5'ten sonra 18 sıfır) enerji gerekir. Bu güç ABD'nin 4 milyon yıllık enerji tüketimi demek.
Geçmişte Dünya ısısı 1 ila 2°C düştüğünde gezegen Küçük Buz Çağı'na girdi. 5°C'lik bir düşüş 20.000 yıl önce Kuzey Amerika'yı yükselen bir buz kütlesinin içine gömdü.
İklim değiştikçe Dünya'nın ısınma eğilimi etkileniyor. İnsanların petrol, benzin, dizel, propan, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtları aşırı kullanmasıyla atmosfere eklenen karbondioksit ve diğer ısı tutucu sera gazları iklim değişikliğine ve bugün görülen aşırı sıcaklara neden oluyor.
Atmosferde daha fazla gaz tutuldukça gezegenin üzerinde kalın bir örtü oluşur. Güneş'ten gelen ısı atmosfere daha çok hapsolur ve küresel yüzey ısısı artar. Buna sera etkisi deniyor. Doğal etkenler de aşırı sıcakların oluşmasında önemli rol oynuyor.
Aşırı sıcaklık olayları daha yaygın, şiddetli ve uzun süreli hale geldikçe savunmasız nüfuslar arasında sıcaktan kaynaklanan ölüm ve hastalıklarda artış olacağı düşünülüyor. Bunlar çocuklar, yaşlılar, ekonomik olarak dezavantajlılar ve artan ısıyla kötüleşen kronik hastalığı olan insanlardır.
Dünya Giderek Isınıyor
Diğer yerlere kıyasla en az iki kat daha hızlı ısınan Kuzey Kutbu gibi dünyanın bazı bölgeleri diğerlerinden daha çok ısınıyor. Örneğin, bugün Dünya nüfusunun beşte biri 1880'lerden beri ortalama sıcaklığın 1,5°C'den fazla arttığı bölgelerde yaşıyor.
Paris İklim Anlaşması küresel ısınmayı 2°C'nin altında tutup 1,5°C seviyesinde korumak istiyor. Ancak 1,5°C ısı korunsa bile bugün ortalama 45 milyon insan en sıcak ayda sıcaklığın insan vücudunun sağlıklı işlev gösteremeyeceği bölgelerde yaşıyor.
Dahası dünya, Paris İklim Anlaşması'nın 1,5°C hedefini fazlasıyla aşmaya doğru gidiyor: Dünyada sıcaklıkların 2100 yılına dek 3°C yükseleceği tahmin ediliyor. Orta Doğu gibi bölgelerde bu artış 4°C olacak. 2050 yılına dek dünyada insanların %70'inden fazlası şiddetli sıcak hava dalgası ile karşılacak.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir araştırmada ülkedeki sıcaklık dalgalarının uzunluğunun 20. yüzyılın ortasından bugüne 40 gün arttığı görüldü. Sera gazı emisyon düzeyine göre 2050 yılına kadar ülkede ısı indeksinin (hissedilen sıcak) 32°C'nin üzerinde olduğu gün sayısı %70 artacak. Isı indeksinin en az 30 gün boyunca 40°C'nin üzerinde olduğu bölgelerde yaşayan insan sayısı 900.000'den 90 milyona çıkacak. Bu hesaplamaya nüfus artışı dahil değil.
Columbia Üniversitesi'ne göre küresel ısınma önümüzdeki 80 yılda 80 milyondan fazla insanı öldürebilir.
Yaş Termometre Sıcaklığı
Sıcaklığın insan sağlığına etkisini ölçmenin iyi bir yolu yaş termometre sıcaklığıdır. Yoğun bir ısı ve nem noktası olan 35°C, insanın hayatta kalması için sınır yaş termometre sıcaklığı olarak biliniyor. Yaş termometre sınırı aşıldığında ter artık kişinin cildinden buharlaşmaz ve vücut soğumaz. Sadece birkaç saat bu tür ısıya maruz kalmak ölüme yol açabiliyor.
İklim modelleri önümüzdeki 30 ila 50 yıl içinde belirli bölgelerin 35°C yaş termometre sıcaklığı sınırını aşmasının muhtemel olduğunu gösteriyor. Bu bölgeler 2050 yılına kadar en başta Güney Asya, Basra Körfezi ve Kızıldeniz; ve 2070 yılına dek Doğu Çin, Güneydoğu Asya'nın bölgeleri ve Brezilya'dır.
İklim değişikliği nedeniyle bu kritik eşiğe ulaşma olasılığımız arttı. Dünya'da birçok bölge halihazırda bu sınırda yaşıyor. Bir araştırmaya göre yalnızca Hindistan'da 2030 yılına dek aşırı sıcak hava dalgaları 200 milyon insanı etkileyecek.
Paris merkezli bir araştırmaya göre dünyada evlerin üçte birinde klima varken Dünya'nın en sıcak bölgelerinde yaşayan 2,8 milyar insandan yalnızca %8'i klimaya sahip.
Aşırı Sıcaklık Nedir?
Aşırı sıcaklık, belirli bir zaman ve yerdeki ortalamadan çok daha sıcak ve nemli havadır. Aşırı ısı dünyada her yıl on binlerce insanı öldürüyor. Isı indeksi, bağıl nemin gerçek hava sıcaklığına eklenmesiyle ölçülen hissedilen sıcaklıktır. Bağıl nem, havanın tutabileceği maksimum nem miktarına kıyasla havadaki nem yüzdesidir. Nem, hissedilen sıcaklık konusunda önemli bir faktör çünkü nem yüksek olduğunda su kolay buharlaşmaz ve vücudun terleyerek soğuması zor olur.
İklim Değişikliği Nedir?
İklim değişikliği, artan sıcaklıklar gibi uzun yıllarda meydana gelen ortalama hava koşullarındaki değişiklik modelidir. Ortalama küresel sıcaklık artışı, değişen yağmur ve kar desenleri, daha aşırı hava olayları, eriyen buzullar ve daha sıcak denizler gibi dünya çapında – atmosfer, kara, okyanuslar – değişikliklere yol açıyor.