Otçul hayvanlar nasıl bu denli büyük olabiliyor? Yaşayan en büyük kara hayvanı otçuldu. Patagonya'da bir çiftçi, bu hayvanın uyluk kemiğine rastladığında bunun taşlaşmış devasa bir ağaç parçası olduğunu düşündü. Ancak dünyanın dört bir yanından paleontologlar kazı yapmaya başladıkça belki de yeryüzünde yaşamış en büyük hayvan türünün fosilleşmiş kalıntılarını buldular. Önlerinde 40 metre uzunluğunda, 20 metre yüksekliğinde ve 90 ton ağırlığında olduğu tahmin edilen yeni bir Titanozor türü yatıyordu.
Bu devlerin varlığını daha inanılmaz yapan şey otobur olmalarıdır. Bu tür devasa boyutlara ulaşmak için gerekli olan tüm enerjiyi nispeten besleyici olmayan otlardan elde etmişlerdi. Hatta şimdiye dek yaşamış en büyük 10 kara hayvanının tümü otçuldur. Fosil kayıtları ve Dünya'nın biyoçeşitliliği devasa otoburlarla dolu, peki bitki yiyen hayvanlar nasıl bu denli büyük boyuta ulaşıyor ve neden?
Otçul Hayvanlar Etçillerden Daha İyi Besleniyor
Otobursanız endişelenmeniz gereken üç şey vardır: Yeterince beslenebilmek, üremek ve bir avcı tarafından yenmeden önce bu ilk iki şeyi yapmak.
Otoburlar bol ve yaygınlar, çünkü kısmen bol miktarda yiyecek vardır. Eski bir ekolojik kurala göre besin zincirinde yukarı çıktığınız her trofik düzeyde enerjinin %90'ı kayboluyor. Bu nedenle en temel seviyeden beslenmek, güneşten gelen enerjiyi dönüştüren ototroflarda (bitkiler gibi) bulunan bol miktarda enerjiyi almak anlamına geliyor. Tam olarak bu nedenle aslandan çok daha fazla antilop var çünkü antilop yiyeceğinden çok daha az aslan yiyeceği var. Tabii bu strateji eğer yediğiniz yiyecekten enerji elde edebiliyorsanız yararlıdır.
Bitkileri yemekle ilgili sorun bitki hücrelerinin büyük bölümünü oluşturan ve muhtemelen Dünya'da en bol bulunan kimyasallardan selülozun sindiriminin zor olması. Yani birçok hayvan ondan enerji alamıyor. Çoğu otçul türün bu denli büyümesinin nedeni selüloza uygun tüm sindirim organlarını barındıracak biçimde adapte olmalarında gizli. Etkili etoburların beslenmek için büyük dişler, hızlı tepkiler ve pençeler gibi belirli özelliklere ihtiyaç duymaları gibi, otçulların da kendilerine özgü adaptasyonları var. Bunlardan en önemlisi mide.
Otçul Hayvanlarda Sindirim Uyarlaması
Birçok otçul hayvan dörde dek midesi olan geviş getiren hayvanlardır. Çoğu hepçil (omnivor) ve etçil hayvan ise yalnız bir mideye sahip. Geviş getirenler inatçı bitki maddelerini parçalamaya yardımcı olmak için kusma ve yeniden çiğneme yoluyla sindirimden önce yiyeceklerini fermente ediyor. En büyük geviş getirenlerden zürafa, yak ve hatta bazı kangurular dikkat çekici olsa da Titanozor gibi antik sauropodların aşırı büyüklüğünü açıklayan daha ilginç yollar var.
Bildiğiniz gibi bitkilerin büyük kısmı selülozdur. Parçalanması zordur ancak vücutta yeterince uzun tutabilirseniz sonunda sindirilir ve ardından büyük bir enerji alırsınız. Hayvanlar büyüdükçe sindirim süresi uzar ve bir teoriye göre otçulların büyük boyutlu olmasının bir nedeni ve avantajı budur.
Ancak diğer bilim insanları aynı düşüncede değil ve şaşırtıcı ki çiğnemede önemli bir sınırlama olduğuna inanıyorlar. Yemeğinizi çiğnemek için evrimleştiyseniz, yiyecek arama zamanınızın belirli miktarını çiğnemeye ayırmanız gerekir. Memeliler ve aynı zamanda bazı dinozor grupları gibi çiğneyicilerin 15-20 tonluk eşiği asla aşamamasının nedeni bu olabilir. Arjantin'de yaşamış devasa Titanozor gibi Sauropodlar besinlerini çiğnemedi, yalnızca yuttu ve tüm işi sindirim sistemine bıraktılar.
Daha Büyük Olmanın Sağladığı Avantaj
Daha büyük olmak, aynı türden diğer hayvanlarla rekabet ederken bariz avantajlar sunuyor. Bu tür içi rekabetin örnekleri var. Bir yiyecek kaynağı ya da dişilerden oluşan bir haremdeki rekabeti düşünün. Daha büyük olmayla ilişkili maliyetler (daha fazla kaynağa ihtiyaç duymak) dengelenmek zorundadır ve boyutun soylar boyunca yavaşça artması dengeli görünüyor.
İlginç ki bazı vahşi hayvanlar üzerindeki insan etkisinin aslında onları küçülmeye zorladığına dair kanıtlar var. Kuzey Amerika'daki büyük boynuzlu koyunlar (Ovis Canadensis) onlarca yıldır ödül avcılığına kurban gider ve avcılar tercihen en büyük olanları hedef alırlar. Bu nedenle bugün yaşayan gen havuzu giderek daha küçük bireylere kaydı ve her nesil ortalamada biraz küçülüyor.
Besin Zincirinde Tepeye Yükseliş
Günün sonunda otçulları endişelendiren asıl şey yırtıcı hayvanlar. Yırtıcıları hayatınızın dışında tutabilirseniz, yemek ve üremek için dünyanın tüm zamanı sizin olur. Bu da bizi en havalı uyarlamalardan birine götürüyor. Sizi yiyebilecek şeylerin sayısını azaltmanın bir yolu büyümek, gerçekten büyük olmaktır.
Yırtıcılardan kaçmak çok önemli. Yenmemek, üreme veriminizi artırır. Avcılar normalde yaralanma veya ölüm riskinden kaçınmak için daha küçük olan avları hedefler. Çok nadiren, özellikle cesur (veya umutsuz) bir aslan grubu küçük bir fili hedef alabilir veya bir orka sürüsü genç bir balinaya saldırabilir ancak genellikle büyüklük otoburun en iyi savunması.
Titanozor gibi bir otçulun bu denli büyümesinin nedeni bu olabilir. O zamanlar etrafta tarihin en yırtıcı etoburları vardı. Buna rağmen bilinen en büyük T. Rex aslında 7 ton ağırlığıyla Titanozora göre hala çok küçüktü. Titanozorların bu yırtıcılardan korkacak bir şeyi yoktu. Ancak muazzam kütleleri çöküşlerini getirdi. Arjantin'de kazılan bir fosilleşmiş Titanozorun olası bir fırtına sırasında çamura saplanıp öldüğü düşünülür. 95 milyon yıldır orada yatıyor ve birinin öyküsünü keşfetmesini bekliyordu. Ayrıca büyük kütleli hayvanların çok beslenmesi gerektiğinden doğal felaketlerde ilk ölen onlar olur.