İmparatoriçe Dowager Cixi kesinlikle tanınması gereken bir kişilik. 19. yüzyılda Qing (Türkçe: Çing) Hanedanlığı siyasi kargaşa ve ekonomik sıkıntıların içinde yüzüyordu. Batı'nın yaptırımları ve güçlenen Japonya'nın tehditleriyle yüz yüze kalan Çin hükümeti şüphesiz ince bir ip üstündeydi. Su alan bu imparatorluk gemisinin başındaysa İmparatoriçe Dowager Cixi vardı. Yanlış ifade edilen ve sürekli artan sorunların altında görmezden gelinen Cixi'nin hükümdarlığı, genellikle imparatorluğun beklenmedik yıkılışının arkasındaki katalizör olarak gösterilir.
Tarihçiler ve batılı eleştirmenler için Cixi hakkında konuşmak, iktidara sıkı sıkıya sarılmış ve ilerlemenin karşısında duran bir despotun grotesk görüntüsünü çağrıştırıyor. Ancak daha sonraki farklı görüşler, naib Cixi'nin hanedanın çöküşüyle ilgili günah keçisi olarak belirlendiğini iddia ediyor. Peki, "Dragon Lady" lakaplı bu kadın, Çin tarihini nasıl değiştirdi ve neden yıllar sonra dahi fikir ayrılıklarını çözebilmiş değiliz.
İmparatoriçe Dowager Cixi iktidara giden yolu arıyor
İmparatoriçe Dowager Cixi, 1835 yılında en güçlü Mançu ailesinin birinde Yehe Nara Xingzhen ismiyle dünyaya geldi. Geleceğin Çin imparatorunun resmi bir eğitimi yoktu. Fakat daima çok zeki bir çocuk olduğu söyleniyor. Daha 16 yaşındayken, 21 yaşındaki İmparator Xianfeng'in cariyesi olarak alınmış ve Yasak Şehir (Forbidden City – İmparatorluk tebaasının girmesinin yasak olduğu bölge-)'e giriş bileti elde etmişti. İlk olarak düşük kademe bir cariye olarak çalışmaya başlasa da, 1856'da geleceğin İmparatoru Tongzhi'nin büyük oğlu Zaichun'u doğurmasıyla dikkat çekmeye başladı. Gelecekteki önemli bir yeri olan varisin gelişiyle, sarayın tamamı gösterişli kutlamalara başladı.
Ancak sarayın dışında işler başka bir durumdaydı. Hala devam eden Taiping Ayakalanması (1850-1864) ve İkinci Afyon Savaşı (1856-1860) nedeniyle hanedanlık çöküş sürecindeydi. Özellikle son savaştaki yenilgi toprak kaybının yanı sıra, ağır borçlanmalara neden olan antlaşmalar yapılmasına neden oldu. Artık can güvenliğini ön planda tutan İmparator Xianfeng, ailesinin yanına alarak yazlık konutunun olduğu Chengde'ye yol aldı. Bürokratik işlerin tamamını kardeşi Prens Gong'a bırakacaktı. Arka arkaya rencide edici olayın içinde kalan İmparator Xianfeng, 1861 yılında yoğun depresyon içinde yaşamını yitirerek, tahta 5 yaşındaki oğlu Zaichun (daha sonra Tongzhi)'un çıkmasına neden olmuştu.
Naiplik döneminde İmparatoriçe Dowager Cixi
İmparator Xianfeng ölümünden önce, çocuk İmparator Tongzhi büyüyene kadar ona yol gösterecek sekiz devlet bürokratı belirlemişti. O zamanlar Soylu Eş Yi olarak tanınan Cixi, gücün tamamını ele geçirmek için ölen imparatorun ilk karısı İmparatoriçe Zhen ve Prens Gong ile ittifak kurarak Xinyou Darbesi'ni gerçekleştirdi. Bu iki dul eş, yeni isimlerini alarak imparatorluğu ele geçirmeyi başarmıştı. Buna göre İmparatoriçe Zhen, İmparatoriçe Dowager "Ci'an" ve Soylu Eş Yi ise İmparatoriçe Dowager "Cixi" olarak yeniden isimlendirildi.
Fiili (De facto) hükümdarlar olsalar da, naiplerin saraydaki toplantılar sırasında kendilerinin görünmesine izin verilmezdi ve emirleri bir perdenin arkasından vermek zorundaydılar. Günümüzde "Perde arkasından yönetme" olarak bilinen bu model, Çin tarihindeki pek çok kadın hükümdar ya da otoriter kişi tarafından titizlikle uygunlanmıştır.
Fakat hiyerarşinin önem kazandığı durumlarda Ci'an, Cixi'nin önündeydi. Yine de Ci'an politikaya yönelmediği için ipler gerçekten de Cixi'nin eline bırakılmıştı. Bu güç dengesine dair geleneksel yorumlar ve özellikle Xinyou Darbesi, Cixi'ye dair olumsuz bir görüntünün oluşmasına neden olmuştur. Kimi araştırmacıları bu darbeyi Cixi'nin gerçekten de acımasız karaktere sahip olduğunu göstermek için kullanmış, atanan naiplerin yaşamlarına son vermelerini ya da güçlerinin elinden alındığını belirtmişlerdir. Kimileri ise Cixi'yi iktidarını güçlendirmek için daha pasif olan Ci'an'ı oyunun dışına itmekle eleştirmiştir ki bu da onun kurnaz yapısının bir sonucudur.
İmparatoriçe Dowager Cixi'nin Kendini Güçlendirme Hareketi
Her ne kadar Dowager Cixi'ye yönelik sayısız olumsuz tespit yapılsa da, 19. yüzyılın ortalarında Prens Gong eşliğinde Çin'i modernize etme planları kesinlikle gözden kaçırılmamalıdır. Kendini Güçlendirme Hareketi (Self-Strengthening Movement)'nin bir bölümü olan Tongzhi Restorasyonu, imparatorluğu yeniden eski günlerine getirmek için 1861 yılında Cixi tarafından uygulamaya koyuldu. Kısa dönemli bir iyileşme dönemine giren Qing (Çing) hükümeti, Taiping Ayaklanması'nı ve ülkedeki diğer ayaklanmalara son vermeyi başardı. Batı ülkelerine bakılarak inşa edilen birkaç cephanelik de Çin'in askeri savunmasını şüphesiz çok güçlendirmişti.
Bunlar yaşanırken, Çin'in batıdaki barbar ulus görüntüsünü yok etmek amacıyla batılı ülkelerle diplomasi yolları kademeli olarak açıldı ve geliştirildi. Bu kapsamda Zongli Yamen (Dışişleri Bakanlığı Kurulu) ve Tongwen Guan (Batı dillerinin öğretildiği Birleşik Öğrenim Okulu) açıldı. En önemlisi; hükümet içindeki reformlar da yolsuzluğu daha "makul" düzeye indirdi ve etnik kökeni Mançu kökenli olsun ya da olmasın yetki her zaman yetenekli memurlara verildi. Cixi tarafından arkasında durulan bu reformlar, imparatorluk sarayındaki geleneklerinden büyük bir ayrılmaydı.
İmparatoriçe Dowager Cixi gücü kavrıyor
İmparatoriçe Dowager Cixi, imparatorluk sarayındaki kademelere yetenekli kişileri kabul ederken, bu yeteneklerin gücü elde ettiğinde neler yapabileceği konusunda kuşku göstermeye başlamıştı. Bu paranoya özellikle Prens Gong'a zarar verdi. İmparator Xianfeng'in ölümünden sonra ülkeyi düzene kavuşturmak için ortaklık kurduğu Prens Gong artık bir hedefti. Prens Gong, Naip-Prens olarak 1864'teki Taiping Ayaklanması'nın sona erdirilmesinde etkili olmuş ve özellikle Zongli Yamen ile Büyük Konsey'de dikkat çekici bir güç elde etmişti. Eski ortağının fazla güç kazandığına inanan Cixi, 1865 yılında onu açıkça küstah birisi olmakla suçladı ve tüm yetkilerini elinden aldı. Prens Gong zamanla gücünü yeniden elde etmiş olsa da, aynı şey üvey kız kardeşi Cixi ile giderek gerilen ilişkisi için geçerli değildi.
İmparatoriçe Dowager Cixi'nin siyasi oyunları
1873 yılında, iki ortak naip, İmparatoriçe Dowager Cixi ve İmparatoriçe Dowager Ci'an, tüm yetkileri 16 yaşındaki İmparator Tongzhi'ye vermek zorundaydı. Fakat, genç imparatorun devlet yönetimi konusundaki kötü tecrübesi, Cixi'nin naipliğe devam etmesi için bir kaldıraç görevi görmesini sağlayacaktı. Tongzhi'nin 1875'teki ani ölümü, Çin tarihinde eşi benzeri yaşanmamış bir durum olarak, tahtı varissiz bir şekilde ortada bıraktı.
Cixi tam olarak bu dönemde imparatorluğu istediği yöne çekecek fırsatı aramaya başladı. İlk olarak 3 yaşındaki yeğeni Zaitan'ı evlatlık aldığını duyurdu. Dolayısıyla taht onun hakkıydı. Oysa bu davranış Qing yasalarına kesin olarak aykırıydı. Çünkü veliaht bir önceki imparatorun soyundan gelmeliydi. Nasıl olduysa Cixi'nin bu hamlesi sarayda tartışma konusu edilmedi. Çocuk yürümeye başladığında, 1875 yılında İmparator Guangxu adıyla tahta getirildi. Bu hamlelerden sonra Cixi, perde arkasındaki en büyük güç olmuştu.
Cixi'nin sıra dışı yöntemi sayesinde Çin veraset krizi son buldu. Ardından Kendini Güçlendirme Hareketi'nin ikinci aşamasına geçildi. Bu aşamada Çin, Cixi'nin sadık yardımcısı Li Hongzhang'ın liderliğinde ticaret, tarım ve sanayi alanlarına yöneldi. Üstün bir general ve diplomat olan Li, hızla büyüyen Japon imparatorluğuna rakip olabilmek için Çin askerlerinin güçlendirilmesinde ve donanmanın yeni teknolojilerden yararlanmasında etkili oldu.
İmparatoriçe Dowager Cixi'nin reformistlikten vazgeçmesi
Çin, Kendini Güçlendirme Hareketi'inde yenilenme ve zamana ayak uydurma yolunda gidiyor gibi görünürken, İmparatoriçe Dowager Cixi kontrolüden çıkan batılılaşma sürecinden şüphelenmeye başladı. Ortak naibi Ci'an'ın 1881'deki ani ölümü, Cixi'yi saraydaki batıcıları baskı altına almaya yöneltti. Bu hamlelerden birisini ilk olarak, kendine düşman olduğunu düşündüğü Prens Gong'a karşı yaptı. Cixi 1884'te, Çin yönetimindeki bölge Vietnam'ın Tonkin kentindeki Fransız saldırılarını durduramaması yüzünden Gong'a karşı çok kızgındı. Ardından Büyük Konsey ve Zongli Yamen'de Gong'u yetki alanlarından uzaklaştırmayı başararak, yerine kendi adamlarını getirdi.
Cixi 1889'da ikinci naiplik pozisyonunu kapattı ve iktidarı artık reşit olan Guangxu'ya geri verdi. "İnzivaya çekildiğini" söylemesine rağmen, imparatorluk sarayında her zaman kilit bir karakterdi. Çünkü çoğu bürokrat çeşitli konularla ilgili sadece onunla konuşuyor, imparatoru önemsemiyordu. Çin'in Birinci Çin-Japon Savaşı'ndaki (1894-1895) açık hezimetinden sonra, teknolojik ve askeri kalitedeki eskimişliği artık daha da ortadaydı. Batılı genişlemeci ülkeler bu durumdan yararlanarak, Qing hükümetinden sonsuz imtiyazlar istemeye devam etti.
Artık bir reform ihtiyacının farkında olan İmparator Guangxu, Kang Yuwei ve Liang Qichao gibi reformistleri yanına alarak, 1898 yılında Yüz Gün Reform hareketini başlattı. Reform ateşiyle İmparator Guangxu, siyasi görüşü muhafazakar olan Cixi'nin yetkilerini almak için bir plan hazırladı. Buna çok sinirlenen Cixi, İmparator Guangxu'yu devirmek için bir darbe düzenledi ve Yüz Gün Reform'u kısa sürede sona erdirildi. Pek çok araştırmacı, düşünülen reformların tam tersini uygulayan Cixi'yi bu konuda eleştiriyor. Cixi'deki aşırı muhafazakarlık, Çin'in yaşayacağı modernleşmeyle ilgili tek şansını kaybetmesine neden olmuştu. Dolayısıyla hanedanın çöküşü hızlandı.
Sonun başlangıcı: Boxer Ayaklanması
İmparatorluk sarayındaki iktidar kavgalarının içinde, Çin halkı giderek daha fazla parçaya bölündü. Siyasi düzensizlik ve tabana yayılmış sosyo-ekonomik mutsuzluk nedeniyle hayal kırıklığı yaşayan birçok köylü, Çin'in yoksullaşmasının nedeni olarak batılıları görüyordu .
1899 yılında, batı ülkeleri tarafından "Boxer" olarak adlandırılan ayaklanmacılar, Çin'in kuzeyinde Batılı yerleşimlere yönelik ayaklanmalar düzenledi. Yerleşim yerlerini tahrip ederek, batılı misyonerlere ve Çinli Hristiyanlara saldırdılar. Haziran 1900'de, ayaklanma Pekin'e kadar ulaşıp, yabancı elçiliklere zararlar verdi. Bu durumda Qing yönetimi yaşananları görmezden gelemezdi. İmparatoriçe Dowager Cixi bir kararname hazırladı ve tüm yabancıları saldırıya açık hale getirdi. Cixi'nin ayaklanmacılara verdiği destek, batılı orduların neler yapabileceğine dair her şeyi gözler önüne serecekti.
Ağustos ayında Sekiz Uluslu İttifak Pekin'e büyük bir saldırı düzenledi. Bu ittifakta Almanya, Japonya, Rusya, İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, İtalya ve Avusturya-Macaristan yer alıyordu. Bu destek bölgedeki yabancıları ve Çinli Hristiyanlara güven verirken, birlikler başkenti yağmalamıştı. Cixi kaçarak Xi'an'a sığındı. İttifak ülkelerinin açık zaferi sonrası Eylül 1901'de günümüzde hala eleştirilen Boxer Protokolü Çin hükümetine baskılar altında dayatılacaktı. Bu imzadan sonra Çin, 330 milyon dolar civarında tazminata mahkum edildi. En önemlisi 2 sene boyunca silah satın alamayacaktı.
İmparatoriçe Dowager Cixi'nin etkisiz kalan son mücadelesi
Boxer Ayaklanması, Qing imparatorluğunun Batılı istilacılara ve artık açığa çıkmış toplumsal huzursuzluğa karşı zayıf kaldığı, toparlanması imkansız bir aşama olarak görülüyordu. İmparatoriçe Dowager Cixi, Çin imparatorluğunun hayal edilmesi imkansız yaptırımlarla karşı karşıya kalmasına sebep olduğu için kendisini suçladı. Çin'e itibarını tekrar kazandırmak ve yabancılardan destek görmek için, için on yıl sürecek bir hareket başlattı.
1900'lerin başından itibaren eğitim, kamu yönetimi, ordu ve anayasal hükümeti güçlendirmeye yönelik Yeni Politikalar reformları üstünde çalışmalara başladı. Cixi, imparatorluğun yıkıcı askeri yenilgilerinden ders çıkarmak için, askeri reformların hedeflerini tespit ederek, anayasal monarşiyi gerçekleştirme yoluna girdi. Eski imparatorluk sınav sistemi batı tarzı eğitimi uygulamak için kaldırıldı. Askeri okullar ülke genelinde çoğaltıldı. Cixi sosyal açıdan da bazı reformlar yapacaktı. Örneğin Han-Mançu evliliklerine izin vermesi ve ayak bağlamanın (Bir çin geleneği – Footbinding-) kaldırılması gibi Çin tarihinde eşi görülmemiş birçok reformu gerçekleştirmek için çabaladı.
Bütün samimiyetine karşın, Cixi'nin reformları imparatorluğun yıkılmasını durduracak kadar etkili değildi ve bunun yerine halk içinde daha fazla tedirginliğe yol açtı. Sun Yat Sen gibi emperyalizm karşıtı radikallerin ve devrimcilerin yükseldiği döneminde, Qing bir kez daha karmaşa içindeydi. İmparator Guangxu 1908'de 37 yaşında öldü. Bu ölümün Cixi tarafından planlandığı düşünülüyordu. Güçlü İmparatoriçe Dowager Cixi ölmeden önce tahta bir varis getirdi: Son Qing imparatoru olan bebeklik çağındaki yeğeni Pu Yi. "Dragon Lady" nin ölümünün ardından, 1911 Xinhai Devrimi'yle beraber Qing hanedanı yok hükmündeydi. Artık Çin modern bir cumhuriyete geçiş sürecindeydi ve başka sorunlarla boğuşmalıydı.
İmparatoriçe Dowager Cixi'nin bıraktıkları
En yüksek yetki sahibi olarak İmparatoriçe Dowager Cixi'nin yanlış hamleleri imparatorluğu dönülmez bir yıkıma sürecine soktu. En dikkat çekici olanı, Batı'ya karşı duyduğu şüpheler ve diplomatik ilişkilerdeki kararsızlığı, Boxer'lara verdiği ve Batılı güçleri öfkelendirecek destekle sonuçlandı.
Sarayının aşırı lüks görünümüyle de ortada olan yüksek para harcama alışkanlıkları, isminin yozlaşmasına katkı sağladı. Cixi'nin gösterişi, fotoğrafçılara olan aşkı ve lüks yaşam tarzı günümüz tarihçilerinin hala ilgisi konusu. Siyasi zekası açıkça ortada olan Cixi, Çin tarihinde herhangi bir muhalif düşünceyi yanında barındırmayan, pragmatist bir hükümdar olarak yerini aldı.
Ancak revizyonistler, Cixi'nin aynı Fransız Devrimi'ndeki Marie Antoinette gibi muhafazakar düşüncenin günah keçisi yapıldığını iddia ediyor. Batılı işgalcilerin ve iç çatışmaların büyüklüğü düşünüldüğünde, Cixi şüphesiz bu koşulların kurbanıydı. Ci'an ve Prens Gong ile birlikte Kendini Güçlendirme Hareketi'ne verdiği destek, II. Afyon Savaşı'ndan sonra imparatorluğu geliştirmişti. Daha da değerlisi, Yeni Politikalar döneminde yaptığı reformlar 1911 Devrimi'nin ardından büyük sosyal ve kurumsal değişimlerin temellerini oluşturuyordu
Herkes gibi biz de, tarihe mal olmuş kişilerin iktidara yükselişini ve yok olmasını anlatan hikayeleri severiz. Ancak Cixi'nin Qing hanedanlığını tek başına yıktığını söylemek en iyi ihtimalle haksızlık olurdu. Cixi'nin 1908'deki ölümünün üstünden 100 yıldan fazla geçmesine rağmen Çin tarihi üzerindeki etkisi hala bir tartışma konusudur.