Geçen yıl yapılan endişe verici bir araştırma, Dünya'nın başlıca okyanus akıntılarından birinin çöküşe doğru gittiğini öne sürmüştü. Ne yazık ki, yeni veriler artık bunu destekliyor. Son çalışmanın yazarları The Conversation için kaleme aldıkları bir makalede "Sıcaklık, deniz seviyesi ve yağış değişiklikleri toplumu ciddi şekilde etkileyecek ve iklim değişiklikleri insani zaman ölçeklerinde durdurulamaz" uyarısında bulunuyor.
Bu korkutucu bir olasılık ve yeni çalışmanın en önemli kısımlarından biri, Utrecht Üniversitesi'nden okyanus bilimci René van Westen ve meslektaşları tarafından tanımlanan bir erken uyarı sistemi.
Geleceğe yönelik bu bakış açısı, dünyaya en azından gelecek olana hazırlanmak için bir kapasite sağlayabilir.
Van Westen ve ekibi, "Atlas Okyanusu'nun güney sınırındaki tuzluluk taşınımını içeren fizik temelli ve gözlemlenebilir bir erken uyarı sinyali geliştirmeyi başardık" diye açıklıyor.
Atlantik Meridyonel Devinim Dolaşımı (AMOC), ılık tuzlu suyu kuzeye doğru aktaran büyük bir okyanus akıntıları sistemidir. Bu su kuzeye doğru dolambaçlı yolculuğunda soğuyarak daha yoğun hale gelir. Soğuk su battıkça, diğer okyanuslardan gelen su yüzeyi doldurmak için çekilir ve dolaşım sistemini tekrar güneye doğru iter.
AMOC 1900'lerin ortalarından bu yana önemli ölçüde yavaşlamaktadır.
Eriyen buzullar ve daha fazla yağmurdan gelen tatlı su katkısının artmasıyla, deniz suyundaki tuz konsantrasyonları düşer ve tuzlu su daha az yoğun hale gelerek batma sürecini bozar ve tüm fiziksel döngüyü zayıflatır.
Şimdi, van Westen ve meslektaşları bu okyanus sistemlerini modelleyerek AMOC 'devrilme noktasının' ne zaman yaklaştığını tespit etmenin bir yolunu buldular: Tuzluluktaki düşüş Atlas Okyanusu'nun en güney sınırında yavaşlayacak.
Yazarlar, "Bir eşiğe ulaşıldığında, devrilme noktasının bir ila kırk yıl içinde gerçekleşmesi muhtemeldir" diyor.
AMOC sadece 2004 yılından bu yana doğrudan izlenmektedir, bu nedenle mevcut yavaşlama eğiliminin tam yörüngesini anlamak için yeterince uzun bir süre olmamıştır. Sonuç olarak, bilim insanları bilgi boşluklarını doldurmak için tuzluluk seviyeleri gibi dolaylı göstergeler kullanıyorlar.
Van Westen ve ekibi AMOC çöküşünün ne zaman gerçekleşeceğini doğru bir şekilde tahmin etmek için henüz tüm faktörleri bir araya getiremedi, ancak felaket anının mevcut simülasyonların önerdiğinden çok daha yakın olduğuna inanıyorlar.
Yeni modelleme, zamanlamasını tahmin etmeye çalışmak yerine tatlı su kaynaklı devrilme noktasının kendisini araştırıyor. Ancak elde edilen veriler AMOC'un değişikliklere karşı çoğu iklim modelinin hesaba kattığından çok daha hassas olduğunu gösteriyor.
Çalışmada yer almayan Potsdam Üniversitesi iklimbilimcisi Stefan Rahmstorf, RealClimate için yaptığı açıklamada, "Yeni çalışma, iklim modellerinin AMOC'nin istikrarını sistematik olarak abarttığına dair geçmişteki endişeleri doğruluyor" dedi.
AMOC Dünya'nın ikliminin büyük bir kısmını etkilemektedir, bu nedenle Dünya'nın iklim sisteminde araştırmacıların en çok endişe duyduğu devrilme unsurlarından biridir. AMOC'nin çöküşü döngüsel olarak bir milyon yıl boyunca gerçekleşir ve geçmişteki olaylara dayanarak, Kuzey Kutbu'nun bu süre zarfında güneye doğru uzanması gerektiğini biliyoruz, bu da kuzeybatı Avrupa'daki sıcaklıkların 15 °C'ye kadar düşmesine, tropikal musonların bozulmasına ve Güney Yarımküre'nin daha da ısınmasına neden olur.
Bunu takip eden reaksiyonlar zinciri, tüm ekosistemleri ve küresel gıda güvenliğini ciddi şekilde etkileyecektir.
Rahmstorf Associated Press'e verdiği demeçte, "Yeni çalışma, çok da uzak olmayan bir gelecekte AMOC'nin çökeceğine dair artan endişelere önemli ölçüde katkıda bulunuyor" dedi. Bunu göz ardı edersek kendimizi tehlikeye atmış oluruz.