Şimdi, Journal of Archaeological Science'da yayınlanan yeni bir araştırma: Antik Mısır'da ayna üretimine ilişkin raporlar, Antik Mısırlı ustalar tarafından kullanılan metalürjik teknikler hakkında büyüleyici ayrıntıları ortaya koyuyor.
Liverpool Üniversitesi'nden Elizabeth Thomas tarafından yürütülen çalışma, Birleşik Krallık'taki çeşitli müze koleksiyonlarında bulunan ve Eski Krallık'tan Geç Dönem'e kadar geniş bir kronolojik dönemi kapsayan on dokuz Mısır aynasının metalürjik analizine odaklandı.
Araştırmacı, enerji dağılımlı X-ışını spektroskopisi (SEM-EDX) ile taramalı elektron mikroskobu gibi gelişmiş teknikler kullanarak, bu antik eserlerin kimyasal bileşimini ve mikro yapısını yakından inceleyebildi ve binlerce yıldır gizli kalan üretim sırlarını ortaya çıkardı.
Analiz sonuçları, antik Mısırlıların ayna üretiminde temel olarak üç tür alaşım kullandığını ortaya koymuştur: arsenik bakır, bakır-kalay alaşımı ve arsenik bakır ile kalaydan oluşan üçlü alaşım.
Şaşırtıcı bir şekilde, bu alaşımların bileşiminde kayda değer bir tutarlılık keşfedilmiştir; analiz edilen aynaların çoğunda ortalama %5 arsenik veya kalay bulunmaktadır ve bu da üretim sürecinde yüksek derecede kontrol ve standardizasyon olduğunu göstermektedir.
Bileşimdeki bu tutarlılık sadece antik Mısırlı metalürjistlerin teknik becerisini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda bu özel alaşım seçiminin arkasındaki nedenler hakkında ilgi çekici sorular ortaya çıkarıyor.
Araştırmacı, bu özel bileşimin sertlik ve dövülebilirlik gibi en uygun fiziksel özelliklerinin yanı sıra bitmiş aynada altın veya gümüş tonu oluşturacak metal rengi için de seçilmiş olabileceğini öne sürmektedir.
Çalışmanın en ilginç bulgularından biri, analiz edilen aynaların birçoğunda gözlemlenen ve yüzey zenginleştirme olarak bilinen bir tekniğin kanıtıdır. Arsenik bakımından zengin bir yüzey katmanı oluşturmayı içeren bu teknik, aynalara gümüş görünümü vererek potansiyel olarak çok daha değerli gümüş aynaların görünümünü taklit edebilirdi.
Araştırmacı, bu yüzey zenginleştirmesinin muhtemelen arsenikli bakırın metalürjik özelliklerinin derinlemesine anlaşılmasını gerektiren sofistike bir teknik olan ters segregasyon olarak bilinen bir süreçle elde edildiğini öne sürüyor.
Altın veya gümüş yansımalar üreten alaşımların seçimi, Mısır'ın dini inançlarıyla, özellikle de aynaların güneş tanrısı Ra ile ilişkilendirilmesiyle ilgili olabilir.
Aynaların mikroskobik incelemesi, tekrarlanan soğuk çekiçleme ve tavlama döngülerini içeren oldukça standartlaştırılmış bir üretim sürecinin kanıtlarını da ortaya koymuştur. Bu teknik metalin sertliğini arttırarak daha iyi cilalanmasını ve dolayısıyla daha net bir yansıma elde edilmesini sağlamış olmalıdır. Bu üretim sürecinin Mısır'ın farklı tarihsel dönemleri ve coğrafi bölgeleri arasındaki tutarlılığı, köklü ve geniş çapta yayılmış bir zanaat geleneğine işaret etmektedir.
Araştırma ayrıca, gerçek aynaların büyülü ikameleri olarak mezarlara bırakılması amaçlanan minyatür versiyonlar olan model aynaların yapımına da ışık tuttu. Şaşırtıcı bir şekilde, bu modeller, kompozisyonlarında tamamen sembolik işlevlerini yansıtabilecek bazı farklılıklar olsa da, tam boyutlu aynalarla aynı işlem kullanılarak yapılmıştır.