İş, ekonomi, eğitim ve sosyal tabakalaşma tartışmalarında sıklıkla "beyaz yakalı" ve "mavi yakalı" mesleklere atıfta bulunulur. Ancak, birçok insanın mesleğinden bağımsız olarak işe giderken tişört ve kapüşonlu sweatshirt gibi gündelik kıyafetler giydiği bir dünyada, işler neden yaka renklerine göre, adeta yıkanacak çamaşırlar gibi ayrılıyor? Bu tanımların geçmişi yaklaşık bir yüzyıl öncesine dayanıyor.
Beyaz yaka aslında ilk olarak 1910 yılında ortaya çıkmıştır. Bu terim, bir Nebraska gazetesi tarafından kentli profesyoneller ile Orta Batı kırsalındaki ırgatlar arasında paralellik kurmak amacıyla ortaya atıldı. Pazar günleri kiliseye giden erkekler genellikle gıcır gıcır, kolalı beyaz yakalı gömlekler giyerlerdi. Gazete, çiftçi olarak çalışarak kirlenmek ve terlemek istemeyen herkesin beyaz yaka giyebileceği bir işi tercih edeceğini düşünüyordu.
"Beyaz yakalı" teriminin dile dahil olmasından kısa bir süre sonra, işyerindeki karşılığı da ortaya çıktı.
Iowa'da 1924 yılında yayınlanan bir gazetede, marangozluk gibi el emeğine dayalı mesleklerde çalışan erkek işçileri tanımlamak için "mavi yakalı" terimi ortaya atıldı. Mavi yakalı gömleklerle pek sık görülmeyen bu erkeklerin mavi boyalı kot pantolon ve tulumlarla görülme olasılığı vardı. Yaptıkları iş kaçınılmaz olarak kir bırakacağı için, koyu renkli "gömlekler" giyerlerdi.
"Beyaz yakalı" ve "mavi yakalı" terimleri neyi ifade ediyor?
II. Dünya Savaşı'nın ardından bu iki terim popülerlik kazandı ve 20. yüzyılda farklı meslekler için kullanılan metonimilere dönüştü. Beyaz yakalı işlerde çalışan çoğu insan bunu ofis ortamında çalışan maaşlı profesyoneller oldukları için yapıyordu. Bu pozisyonların çoğu lisans eğitimi gerektiriyordu.
Mavi yakalı çalışanlar ise şantiyelerde ya da başka yerlerde el emeği ya da teknik işlerde çalışır ve parça başı ya da saatlik ücret alırlardı. Bu pozisyonlar tipik olarak bir tür resmi mesleki eğitim, çıraklık veya iş başında eğitim gerektiriyordu.
Benzer şekilde, bu terimler zaman içinde sosyal bir çağrışım kazanmıştır. Mavi yakalı çalışanlar, beyaz yakalı çalışanlara kıyasla "alt sınıf" olarak algılanmıştır. Her ne kadar bu pozisyonların birçoğu benzer ücretler alsa da, ister yönetimde ister ticarette olsun, durum böyleydi.
Bu ifadelerin modası geçti mi?
Bu terimlerin yanlış sınıfsal çağrışımları, demode olmalarının nedenlerinden sadece biri. Ayrıca bu terimlerin kökeni geleneksel olarak erkek egemen mesleklere dayanıyor. Ayrıca, pek çok meslekte artık yakalı gömlek giyilmiyor.
İşyeri modası "Mad Men"deki takım elbiselerden "The Social Network"teki gibi daha rahat stillere doğru ilerledi. Fabrikalardaki gibi geleneksel "mavi yakalı" işler artık daha uzmanlaşmış ve teknik olarak daha ileri düzeydedir. "Sanayi işçileri" ve "sanayi zanaatkârları" gibi eski terimlerin yerine sürekli yeni terimler üretiliyor gibi görünüyor.
Son olarak; pembe yaka
1970'lerde kadınların hem mavi hem de beyaz yakalı işgücüne girişte önemli engellerle karşılaştıkları ortaya çıktı. Öğretmenler ( profesörler değil), sekreterler, hemşireler ve diğer tüm hizmet sektörü kadınlara açıktı. Pembe renk 1950'lerden bu yana kadınlarla ilişkilendirildiğinden, bu meslekler kadınların bu alanlardaki yaygınlığı nedeniyle "pembe yakalı" işler olarak adlandırılmıştır.