Yediuyuklayangiller (Dormouse) ailesine ait olan cüce (Pygmy) fındık faresi neredeyse kördür ancak ekolokasyon sayesinde ağaçlara tırmanmayı, yiyecek bulmayı ve avcılardan kaçmayı başarabilir. Bu gizemli cüce fındık faresi Vietnam dağ ormanlarında ve Çin'in bazı bölgelerinde bulunur (Typhlomys chapensis adıyla bilinir). Kendisi meyve ve tohum yemek için bütün gününü ağaçları tırmanarak geçiren, yarasa benzeri kulaklara ve yüze sahip küçük bir kemirgendir. İlginç olan şey ise neredeyse tümüyle kördür.
Bu Fare Türü Kör Doğuyor Ancak Herkes Gibi Görebiliyor
Bununla birlikte, bu küçük yaratığın benzersiz yanı, korkunç derecede kötü bir görme yeteneğine sahip olmasına rağmen, karanlıkta daldan dala tırmanırken ve atlarken her türlü akrobasi hareketini yapabilmesidir. Aslında, neredeyse kördür — Typhomys ismi "kör fare" demektir. Gözleri küçüktür ve göz bebeklerine yansıtılan görüntüleri şekillendiren katlanmış retinalara sahiptir. Gözlerinin gerçekte seçebildiği tek şey dışarının aydınlık mı karanlık mı olduğundan başka bir şey değildir.
Peki bu kör fare, ağaçlara tırmanmayı, daldan dala atlamayı ve yiyecek bulmayı nasıl başarır — düşmeden veya bir avcıya denk gelmeden?
Moskova'nın Severtsov Enstitüsü'nden işlevsel morfolog uzmanlarının bulmaya karar verdiği şey tam olarak buydu. Moskova Hayvanat Bahçesi bu cüce fındık farelerinden bazılarını kafeslerinde dallara tırmanırken filme aldılar. Aynı zamanda kemirgenlerin ürettikleri sesleri özel cihazlarla kaydettiler. Uzmanlar, bu hayvanların koştuklarında ve tırmandıklarında çok ilginç gıcırtı sesleri çıkardıklarını öğrendiler: Ultrasonik sesler.
Bulgulara bakılırsa, yediuyuklayangiller familyasına ait bu cüce fındık farelerinin ürettiği sinyaller yarasalarınkine oldukça benzerdi. Ancak sesleri yarasaların ürettiğinin de altında olduğundan bunları gerekli kayıt ekipmanları olmadan duyamıyoruz. Bununla birlikte hala yarasalarınki gibi yüksek frekanslı ses üretiyorlar ve sesin nesnelere çarparak kendilerine dönmesini bekliyorlar.
Dünyada Bu Özelliğe Sahip Dört Türden Biri
Nesnelerden yansıyan yankı büyük kulak kepçeleri sayesinde sesin tam yönünü belirlemelerine izin veriyor. Sonuç olarak hayvanın beyni, çevremizdeki alanın, tıpkı gözlerimizin gördüğü gibi fakat sesle oluşturulan benzer bir resmini oluşturuyor. Bu, farenin neredeyse her şeyi hissetmesini veya "görmesini" sağlıyor.
Elbette bu resim görsel olandan daha ilkel ve daha kabataslak. Buna rağmen "kendine has avantajları" var. Yankı, inanılmaz derecede hızlı hareket ettiğinden farenin bilgiyi çok çabucak işlemesini sağlıyor. Fare, ortam ışığına bakılmaksızın zifiri karanlıkta bile gündüz olduğu gibi hareket edebiliyor.
Bu cüce fındık faresi kara memelileri arasında kesinlikle benzersiz. Zira kara memelileri arasında bugüne kadar ultrason ekolokasyonu kullanan başka bir canlının varlığına rastlanmamıştır. Bu yetenek yalnızca balinalar ve yunuslar gibi deniz memelilerinde ve yarasalar gibi uçan memelilerde mevcut oluyor.