Domuz Gibi Terlemek Deyimi Neden Yanlıştır?

Domuzlar düşündüğünüzden çok daha az terliyor. Domuz gibi terlemek deyiminin kaynağı bambaşka bir yerden geliyor.

pig
Domuzlar her zaman çamurda oynar, ama neden?

"Domuz gibi terliyor" deyimi size, bunaltıcı-sıcak bir günde domuzdan akan ter damlarının görüntüsünü düşündürecektir. Ancak bu, İngilizcenin son derece yanıltıcı deyimlerinden biridir. Domuzların sadece sınırlı sayıda çalışabilen ter bezleri vardır. Bu nedenle son derece az miktarda terlerler ve ürettikleri az miktardaki ter vücut sıcaklıklarını insanlardaki kadar etkilemez. Peki, domuzlar kendilerini nasıl soğutuyor?

Domuzlar endotermik veya sıcak kanlıdır. Bu da çevrelerinin sıcaklığından ayrı olarak sabit bir vücut sıcaklığını muhafaza ettikleri anlamına gelir. Çoğu durumda, endotermik hayvanların vücut sıcaklığı, bulundukları ortamdan daha sıcaktır. Tersi durumda yani, ektotermler veya soğukkanlı hayvanlar, esas olarak dış ısı kaynaklarına bağımlı yaşarlar. Bu nedenle vücut sıcaklıkları, ortamlarının sıcaklığı ile birlikte sürekli değişmek zorundadır.

Hayvanların vücut ısısını düzenlemesinin iki yolu vardır: metabolizma ve davranış. Bu iki tür termoregülasyon arasındaki en büyük fark, birinin hızlı ve diğerinin uzun zaman almasıdır.

İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi'nde veteriner halk sağlığı profesörü olan Dan Tucker, "Termoregülasyon metabolik açıdan gerçekten oldukça yavaş" der. Bu durumda, tiroksin olarak bilinen tiroid bezi tarafından üretilen bir hormon, domuzun temel metabolizmasını veya vücudun kullandığı kalorileri enerjiye dönüştürme sürecini kontrol etmeye yardımcı olur. Buna karşılık, metabolik döngüler ısı üretir. Physiological Reviews dergisinde yayınlanan 2006 tarihli bir makale, domuzların günler hatta haftalar boyunca sürekli olarak sıcak veya soğuk ısılara maruz kaldığında, bu döngülerin ek ısı veya vücudu soğutma etkinliği için tiroksin tarafından açılıp kapatılabileceğini göstermiştir.

Davranışsal termoregülasyon, aksine, vücut ısısını çok daha kısa sürede soğutmaya veya yükseltmeye yardımcı oluyor. Tucker, verdiği bir röportajda, sıcak havalarda domuzların su veya çamurda oynamaları, vücut ısılarını insan terine benzer şekilde etkiliyor. Su veya çamur domuzun vücudundan çevre sıcaklığıyla uzaklaştıkça hayvanı soğutur. Tucker, domuzların ayrıca gölgeli bölgeler arayabileceklerini veya "soğuk bir zemin üzerinde düz bir şekilde uzanarak ısıyı vücutlarından uzaklaştırabileceklerini" ekliyor. Domuzlar da soğumak için terlerler. Gereğinden fazla yorulmaları da, hava dolaşımını ve akciğerlerdeki suyun buharlaşmasını hızlandırır, bu da vücutlarından ek ısı yayar.

Bununla birlikte, daha kalabalık domuz aileleri içindeki birçok grup, serin kalmaktan daha çok sıcak tutmak için daha fazla enerji harcamak zorunda kaldıkları dünyanın daha ılıman bölgelerinde yaşıyor. Soğuk havalarda, domuzlar ısınmak ve barınak oluşturmak için bir araya gelirler. Bunlar genellikle domuz yavrularında doğduktan birkaç saat sonra görülen bir davranış. Özellikle yavrular bir arada olmayı çok sever.

Domuzlar daha yüksek sıcaklıklara maruz kaldıklarında tükettikleri yemek miktarını azaltırlar. Daha az yiyeceği sindirmek, gıda arama, yeme ve sindirim sırasında üretilen ısı oranını azalttığından, bu da soğuma için başka bir yöntem olarak görülüyor. Bir domuzun vücut ölçüsü aslında onun termoregülasyonu için önemli bir etkendir: Küçük domuzlar derileri yoluyla büyük domuzlara kıyasla daha büyük ısı kaybederler. Çünkü yüzey alanının vücut hacmine oranı daha küçük ve dolayısıyla ısının kaybedilmesi için daha küçük bir yüzey alanı söz konusu. Hızlı büyüme ve daha verimli et üretimi için seçilmiş olarak domuz yetiştiren çiftçiler, domuzlar daha büyük olduğunda sürülerinde sıcaklı odaklı stresin daha yaygın olduğunu fark ediyorlar.

Sıcak ortamlara maruz kalmanın domuzların daha az gıda tüketmesine neden olabileceği ve bunun da daha küçük domuzların doğumuna yol açabileceği düşünüldüğünde, domuz çiftçileri dünyadaki ortalama küresel sıcaklıklar arttıkça iklim değişikliğinin etkileri konusunda endişelenmeleri gerekiyor. Sonuçta, Acta Veterinaria Scandinavica dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, sıcaklık stresi domuzlarda sperm kalitesinin azalmasına, daha küçük yavruların doğmasına ve dişi domuzlarda hamile kalmanın imkansıza doğru gitmesine neden olabilir. Yüksek sıcaklıklara daha uzun süre maruz kalmak, domuzların bağışıklık sistemlerini zayıf düşürebilir ve daha yüksek senaryolarda domuzlar hipertermik şoka neden olabilir – bu da gerçek anlamda kardiyovasküler çöküştür. Tansiyonları düştüğü için bilinç kaybına ve hatta ölüme neden olabilir.

Domuz eti, tavuk etinden sonra dünya çapında en çok yenen ikinci et. Çiftçilerin yükselen sıcaklık stresi olasılığını yalnızca sürülerinin kalitesi için değil, aynı zamanda genel bir hayvan refahı sorunu olarak da dikkate almaları gerekiyor.

Peki, "domuz gibi terlemek" deyimi nereden dilimizde yer aldı. Deyim, demir eritme işlemlerinden gelmektedir. Sıcak demir kumun üzerine dökülürken soğuyan külçeler bir domuzu veya domuz yavrularını andırır. Ortamdaki hava çiy noktasına ulaştığında, metalin yüzeyinde nem tanecikleri oluşur ve bu terleme artık demirin dokunulabilecek kadar soğuk olduğunu gösterir. Bu demirlere yabancı dilde "pig iron" yani pik demir denir.