Zamana direnen kentler yalnızca tarihin izlerini taşımaktan fazlasını yapıyor; insan uygarlığının olumlu ve olumsuz etkilerini bir arada gösteriyorlar. Dünyanın en eski şehirleri güzel mimariye ve harika hikayelere sahip ancak bugün önemli düzeyde az sayıda antik kent hala ayakta. Kalıntılar keşfedilmeye devam ediyor ve bazı tarihi kayıtlar şüpheli olsa da bu kentlerin hepsi önemli kültürel değerlere sahip. Sanılanın aksine Atina antik kenti dünyanın en eski kenti değildir. Öyleyse dünyanın en eski sürekli yerleşim yerlerine göz atalım.
Eriha, Batı Şeria
Eriha, Dünya'da üzerinde sürekli yaşanılan en eski kenttir. Kent MÖ 11.000 ile 9.300 arasına tarihleniyor. Kentte MÖ 9.000 ile 8.000'e uzanan surlar bulundu. Bu yüzden Eriha aynı zamanda bilinen en eski duvarlı kenttir. Bu şehir deniz seviyesinin oldukça altında bulunmasına rağmen tarih boyunca sel baskını yaşamadı. Bu gerçek Eriha'yı aynı zamanda dünyada en alçakta bulunan kalıcı yerleşim yeri yapıyor.
Şam, Suriye
Şam'da MÖ 10.000 ila 8.000 yıllarına dayanan yerleşim kanıtları mevcut ve bu bilgiler ışığında Şam dünyanın en eski sürekli yerleşim yerlerinden biridir. Konumu ve uzun geçmişi kenti birçok uygarlığın buluşma noktası haline getirdi. 2018'de bu metropolde yaklaşık 2,3 milyon kişi yaşıyordu ve UNESCO 2008'de kenti Arap Kültür Başkenti yaptı. Dünyadaki en eski ikinci kent.
Rey, İran
Büyük Tahran metropol bölgesinde yer alan İran'ın Rey kenti tarihi MÖ 6000'e işaret eden yerleşim kalıntılarına sahip. Ancak insan yerleşimi muhtemelen bundan daha eskiye uzanıyor. Rey kentinde 5.000 yıllık Çeşme Ali tepesi ve 3.000 yıllık Gebri Kalesi gibi çok sayıda tarihi yapıt var. Burası Zerdüştler için önemli bir kutsal kentti. Dünyanın en eski şehirlerinden biridir ve Selçuklular'ın başkentiydi.
Erbil, Irak Kürdistanı
Hewler olarak da bilinen Erbil kenti, şu anda Irak'ın Kürdistan bölgesinde bulunuyor. MÖ 6.000'den beri sürekli olarak insan gören kentte Erbil Kalesi'ni çevreleyen berkem bir yerleşim mevcut. Erbil'in tarihi kent merkezindeki yapay höyük, UNESCO Dünya Mirası listesinde. Höyük, insan yerleşiminin bir sonucu olarak yavaş yavaş oluştu ve kerpiç yapılar ve diğer döküntüler ufalanıp altındaki zemine sıkıştıkça 30 metre yüksekliğe erişti.
Halep, Suriye
Halep'te insan yerleşimine dair kanıtlar MÖ 6.000 ila 5.000 yıllarına ulaşıyor. Halep gerek Akdeniz ile Mezopotamya arasındaki ve gerekse Orta Asya ile Mezopotamya'dan geçen İpek Yolu'nun sonundaki konumu nedeniyle antik dünyanın merkezindedir. Kentin yapıları ve eserleri, tarihinin farklı kültürlerini yansıtıyor. Halep antik kenti, bir UNESCO Dünya Mirası alanı ancak şehirdeki yıllarca süren çatışmalar nedeniyle tarihi anıtlar hasar gördü veya yıkıldı. Bu yüzden UNESCO'nun tehlike altındaki alanlar listesinde. Üzerinde daima yerleşim olmuş en eski şehirlerden biri.
Feyyum, Mısır
Modern Mısır kenti Feyyum Nil Nehri üzerindeki bir alanda yer alıyor. Antik Mısırlılar Feyyum'a Şedet dedi ve bu alan binlerce yıldır insan yerleşimlerine ev sahipliği yapıyor. Şedet halkı, Petsuchos adlı canlı bir timsahı tanrı Sobek'in somutlaşmış hali olarak kabul etti ve Yunanlıların kente "Crokodilopolis" (Timsah Kenti) demesini sağladı. MÖ 5.000 civarından başlayarak bölgede tarım toplulukları yaşamaya başladı ancak kuraklık nedeniyle nüfusu yüzyıllar içinde azaldı. Toparlanması ancak MÖ 4.000 civarında olmuştur.
Atina, Yunanistan
Felsefenin kadim evi ve Batı uygarlığının doğum yeri olan Atina, Sokrates, Platon ve Aristoteles günlerinden çok öncelere uzanan bir yerleşim geçmişine sahiptir. Kanıtlara göre kent MÖ 5000'den beri ve tahminen MÖ 7.000'den beri sürekli olarak iskan edildi. Atina'nın en ünlü anıtları Akropolis'te bulunuyor. Tıpkı Parthenon, Erechtheion ve Propylaea gibi. Hepsi MÖ 5. yüzyılda yapıldı.
Biblos, Lübnan
Fenikelilerin MÖ 7.000 gibi önceki bir tarihe dek Biblos'ta yaşadığına dair kanıtlar var. Biblos'un sürekli yerleşim gördüğü tarih ise MÖ 5000'den başlar. Biblos'ta en eski Fenike alfabesinin kullanıldığı antik bir lahit bulundu. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Akdeniz kıyısında bir kıyı kenti olan Biblos uzun tarihi nedeniyle birçok uygarlığın kalıntılarına sahip.
Şuş, İran
Şuş eskiden Susa antik kenti olarak biliniyordu. MÖ 5.000 ila 4.000'den beri sürekli yerleşim gören Susa bölgesinden geriye Şuş bölümü kalmıştır. Burası bugün dünyanın en eski kentlerinden biri. Bazı yapay arkeolojik höyükler ve bir saray dahil olmak üzere çeşitli anıtlar bölgenin UNESCO Dünya Mirası alanı olmasını sağladı.
Kudüs
Kudüs, gelişen Levant bölgesinde MÖ 4.500 ile 3.400 arasında ortaya çıkan birkaç kentten biri. Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam gibi üç büyük dinin bağlantı noktası olarak tarihteki yeri özeldir. Antik kent 220 tarihi anıt ve çok sayıda manevi ve dini mekana sahip. Kentin savaşlı uzun bir geçmişi bulunuyor ve bugün hem İsrail hem de Filistin Kudüs'ü başkentleri olarak görüyor.
Antik kent bir UNESCO Dünya Mirası alanı ancak tarihi anıtları vandalizm, doğal etkenler ve yapay bozulmadan kaynaklı risklerle karşı karşıya olduğundan tehlike altındaki alanlar arasında.
Filibe, Bulgaristan
Diğer adıyla Plovdiv aslen Yunanlılar tarafından Philippopolis olarak bilinen bir Trak (Trakya'ya adını veren halk) yerleşimiydi ve Romalılar için önemli bir kentti. Güzel şehir bir süre Osmanlılar tarafından da yönetildi ve yerleşim kanıtı MÖ 4.000'e dek uzanır. Bugün Filibe, Bulgaristan'ın en büyük ikinci şehri olmasının yanı sıra önemli bir ekonomik, kültürel ve eğitim merkezi.
Sidon, Lübnan
İnsanların MÖ 4.000'den beri yaşadığı bir yer olan Sidon'un Akdeniz'deki önemli bir liman üzerinde yer alması onu en önemli Fenike kentleri arasına yerleştirdi. Bu özelliği aynı zamanda Asurlular, Babilliler, Mısırlılar, Yunanlılar, Romalılar ve Osmanlılar dahil dünyanın birçok büyük imparatorluğu tarafından fethedilmesine yol açmıştır.
Luksor, Mısır
Eskiden adı Thebes antik kenti olan Luksor, MÖ 3.200'den beri sürekli iskan edilmiştir. Bu yüzden dünyanın en eski şehirleri arasında. Luksor Tapınağı, Karnak, Krallar Vadisi ve Kraliçeler Vadisi gibi kalıntılar kentin 1979'da UNESCO Dünya Mirası alanına girmesini sağladı. Bir zamanlar Mısır'ın başkenti olan yerde bulunan Luksor, Nil Nehri üzerinde yer alıyor.
Argos, Yunanistan
Dünyanın en eski şehirleri arasında Antik Yunanistan'ın en büyük illerinden olan Argos var. Argos, MÖ 3.000'den başlayarak kentsel bir yerleşim yeri oldu. Verimli Argolis ovasındaki hakim konumu nedeniyle kent daima güçlü kaldı. Argos özellikle Miken döneminde gelişti. Bu yüzden Miken mezarları, bir Yunan tiyatrosu ve Roma hamamları gibi Yunan, Roma ve Miken'e ait yapıların arkeolojik kalıntıları bulunmuştur.
Kaynakça ve ek bilgiler:
- Kapak görseli: Sven Hansche / EyeEm /
- https://unwatch.org/damascus-uses-unesco-designation-to-claim-title-as-capital-of-resistance-culture/
- (PDF) https://www.un.org/en/events/citiesday/assets/pdf/the_worlds_cities_in_2018_data_booklet.pdf
- https://www.penn.museum/sites/expedition/re-excavating-cheshmeh-ali/
- https://www.cambridge.org/core/journals/mrs-bulletin/article/abs/an-8500yearold-sculpted-plaster-head-from-jericho-israel/F2A8DA174E6D734CAF0686CDBE7D7FAA