Gluten (ya da Glüten) hakkında detaylı bir yazı hazırladık. İnsanlar binlerce yıldır buğday yiyor olsalar da, araştırmalara göre sadece ABD'de yetişkinlerin üçte biri glüten alımını önlemek için buğday içeren yiyecekleri tüketmeyi bıraktı. Peki, glüten gerçekten kilo aldırır mı yoksa bu bir yanılgı mı? Glüten nedir ve sahip olduğu kötü ünün arkasında ne yatıyor? Glütensiz beslenme hakkında bilinmesi gerekenler.
Glüten Neden Bu Kadar Zararlı Olarak Düşünülüyor?
Glüteni bir "yapıştırıcı" olarak düşünebilirsiniz. Bu proteinler suda çözünmez ve gıdaların şeklini korumalarını sağlar; tüm besini alçı gibi bir arada tutar. Glütenle ilgili yapılan araştırmalar kesinlikle kilo aldırdığına dair net bir sonuç vermemiştir. İşte merak edilen bazı sorular:
Glüten, tüm buğday, arpa ve çavdar ürünlerinde bulunan proteinlerin bir kombinasyonu. Ekmeğin yapısına ve tadına katkıda bulunan önemli bir bileşen. Mide rahatsızlığından, eklem ağrısına ve demansa (bunama) kadar uzanan rahatsızlıkların nedeni olarak görülüyor. Çölyak hastalığına sahip olduğu için glütenden kaçınması gereken bazı insanlar olmasına rağmen, normal insanlar için bu gerekli değil.
Bazı insanlar, glütenle yemek yemekten kaçındıklarında kilo verdiklerini ve kendilerini daha iyi hissettiklerini düşünürler. Amerikalılar çok fazla buğday ürünü yer ve bunların yüzde 90'ı beyaz ekmeklerde, tatlılarda, pizzalarda ve makarnalarda bulunan rafine tahıllardır. İnsanlar kilo vermek istediklerinde genellikle bu besinlerin alımını azaltarak daha besleyici seçimlere yönelir. Biraz kilo verdiklerinde daha sağlıklı beslenmenin bir sonucu olarak daha iyi hissetmeye başlayabilirler. Sonuç olarak işlenmiş gıdalardaki boş kalorileri kesmek yerine glütenden kaçınmayı tercih ederler. Bunun ışığında, birçok insan için glütenden vazgeçmek "moda" bir diyet stratejisi haline geldi.
İşlenmiş yiyecekleri meyve ve sebze gibi daha sağlıklı seçeneklerle değiştirmek kesinlikle yanlış olmasa da, kilo aldığınız için glüteni suçlamak bir tür yanılgıdır. Kilo verebilir ve daha iyi hissedebilirsiniz ancak bunun nedeni glüteni kesmiş olmaktan daha ziyade sağlıklı besinler yemeye başlamakla ilgilidir.
Çölyak Hastalığı Nedir?
Sık sık duyulduğu üzere glüten, çölyak hastalığı olan insanlara zarar verebiliyor. Ancak bunun rapor edildiği vakalar oldukça nadirdir. Çölyak hastalığı birçok toplumun yaklaşık yüzde 1'ini etkiler. Bağışıklık sistemi vücuttaki sağlıklı hücrelere yanlışlıkla saldırdığında meydana gelen otoimmün bir hastalıktır. Glüteni olan insanlarda bağırsaklarının iç yüzeyi tahrip olur. Sonuç olarak gıdalardaki besinler doğru şekilde emilmez.
Belirtileri ve semptomları ağrı, ishal, osteoporoz ve anemi dahil olmak üzere şiddetli şekilde olabilir. Doktorlar çölyak hastalığını kan testi ve biyopsi ile doğrulayabilir. Ayrıca Çölyak olmayan glüten duyarlılığına (NCGS) sahip insanlar da vardır ve bunlar daha yaygındır.
NCGS'li insanlar gaz, şişkinlik, yorgunluk, beyin sisi, eklem ağrıları, cilt problemleri ve depresyon gibi glüten yediklerinde ortaya çıkan kötü reaksiyonlara sahip olabilirler. NCGS belirtileri, irritabl barsak sendromu (IBS) gibi diğer gastrointestinal hastalıklarınkilerle örtüşebilir. Son zamanlarda yapılan bir çalışmada IBS'li kişilerin yüzde 30'unun glütene duyarlı olduğu öğrenildi. Ancak bu kişilerin çoğunun süt ve diğer yiyeceklere de duyarlı olduğu ortaya çıktı.
Glütenin Zararlı Olduğu İddia Edilerek Diyet Ürünler Satılıyor
NCGS'in prevalansı hakkında yeterli veri yok. Ancak insanların inandığı kadar yaygın olmaması muhtemel. Aslında, son çalışmalarda NCGS ile ilgili endişeler nedeniyle glütensiz diyet uygulayanların çoğunun, glütene dair herhangi bir semptomunun olmadığı bulunmuştur.
Hiçbir istatistik glüten yiyemediğini söyleyenlerin sayısını içermiyor. Glütensiz yiyecekler artık birçok restoran menüsünde ve süpermarket rafında mevcut. İyi bir tıbbi uygulama sağlam bilimsel kanıtlar üzerine kurulu olduğundan, glütenin normal insandaki zararlarına ilişkin kanıt bulunmaması sorunun büyük olasılıkla abartıldığını göstermektedir.
Glüten rahatsızlığına dair kanıtlar olsa da, genel eğilim glüten ile ilgili hemen her şeyi suçlama yönündedir. Günümüzde glütensiz ürünlerin çoğalması, düşük karbonhidratlı gıdaların moda olmasıyla son hız pazarlanan "diyet" ürünlerden farklı değildir (eski bir araştırma 2016'da glütensiz gıda satışlarının 15 milyar dolar geliri aşacağını göstermiştir).
Bununla birlikte, Çölyak veya NCGS teşhisi konulmamasına rağmen glüteni diyetinizden azaltmaya veya çıkarmaya karar verirseniz, glütensiz olduğu iddia edilen cips veya kurabiye gibi işlenmiş gıdalardan ziyade, bitki bazlı yiyecekler tüketilmesi önerilmektedir.
İnsanlarda Glüten Duyarlılığının Yükseldiğine Dair Kanıt Var mı?
Glütene karşı duyarlı olduğunu bildiren birçok kişi, süt ürünleri gibi diğer yiyeceklere de duyarlıdır. Bu aslında glütenden daha büyük bir sorundur. Bilinen bir başka şeyse yiyeceklerdeki glütenin çoğunun yüksek oranda işlenmiş sağlıksız yiyeceklerden geldiğidir. Bu yiyeceklerin kesilmesi çok daha önemli.
Çölyak hastalığı ciddidir ve teşhis konulursa ne yenilip ne yenilmeyeceği konusunda doktorun talimatlarına uymak şart. Ne var ki, çölyaka sahip değilseniz ancak glüten tüketmekle ilgili semptomlarınız olduğunu düşünüyorsanız, çölyak olmayan glüten duyarlılığınız (NCGS) olabilir. Yine doktorunuzla konuşmak ve belirtilere neyin sebep olabileceğini öğrenmeye çalışmak en iyisidir.
Neyi yememeye odaklanmak yerine, günlük öğünlere sağlıklı besinler eklemeye dikkat etmek daha önemlidir:
- Daha çok bitkisel gıdalar (sebzeler, meyveler, baklagiller) tüketin.
- Daha fazla lif bakımından zengin gıdalar (bitki bazlı besinlere ek olarak tam tahıllar) tüketin.
- Sınırlı miktarda süt ve et ürünleri tüketin.
Düşük yağ düzeyine sahip bitki kaynaklı bir diyetin kalp hastalığını, diyabeti ve diğer hastalıkları azalttığı ve bunun da sağlık açısından daha iyi sonuçlar verdiği kanıtlanmıştır.