İnsanlar hala evrimleşiyor mu? Yoksa doğal seçilim yolundan çıkalı uzun zaman mı oldu? Charles Darwin evrim üzerine çalışmasını (Türlerin Kökeni) 1859'da yayınladı. Darwin'in doğal seçilim kavramına dayanan kitabı bilim insanlarına, insanların ve hayvanların doğal dünyadaki yerini anlaması için yeni bir yol sundu. Kitap ayrıca dünyevi kökenlerin nereye ulaştığına dair ipuçları verdi. Darwin'in tezine göre, evrim yavaştır ve on binlerce yıl arayla gerçekleşen küçük genetik değişiklikler ile adım adım ileriye taşınarak büyüyor.
İnsan bugün nasıl evrimleşiyor?
Ünlü bir paleontolog olan Stephen Jay Gould 2000 yılında, insanların 40.000 veya 50.000 yıldan beri biyolojik bir değişiklik yaşamadığını açıklayarak, insanın evriminin yavaşlamış veya tamamen durmuş olduğunu öne sürdü. İngiliz doğa bilimci ve yayıncı David Attenborough buna katılmış ve dahası doğum kontrolü ve kürtajın insanlar arasındaki fiziksel evrimin durmasına katkı sunduğunu belirtmiştir.
David Attenborough'ya göre, artık doğmuş bebeklerin yüzde 90-95'ini büyütebilmeye başlamamızla bir anlamda doğal seçilimi raydan çıkardık. Doğal seçilimi kendi özgür iradesiyle durduran tek türüz. Türümüzün hayatta kalması içinse kültürel evrimi hızlandırmaya başladık.
Biyolojik doğal seçilimi ya da evrimi durdurmak kulağa önemli ve moral bozucu gelse de aslında öyle değil. Çünkü insan artık biyolojik evrimden ziyade bir kültür evrimi yaşıyor. Bilgisayarlar, televizyon, elektronikler, uçaklar ve benzerlerine dair bilgimizi sonraki bir insana miras bırakarak devam ediyoruz.
Doğal seçilim neden durdu?
Doğal seçilim çeşitlilik üzerinden çalışıyor. Yani bazı bireylerin diğerlerinden daha fazla gelişmesi gerekir. Son yüzyıllarda insanların yaşam ömrü dünya genelinde arttığından biyolojik doğal seçilim büyük ölçüde yavaşlamış veya durmuş oldu. Kültürel doğal seçilim sürüyor çünkü bugün insanın yaşadığı çevreyi kültür tanımlıyor ve yaşanılan çevre, evrimin anahtar bileşenidir.
Ulaşımdaki teknolojik ilerleme, insan gen havuzunun dünya genelinde hızlı bir şekilde karışmasını sağladı ve farklı popülasyonlar arasındaki farklılıkların azalmasına neden olarak insan sağlığına ve ömrüne genel olarak yararlı etkiler getirdi.
İnsan evrimi artık 100 kat daha hızlı
İnsan evriminin son 50.000 yılda yavaşlayarak durduğu ve bu yüzden biyolojik değişiklik yaşamadığımız görüşüne farklı bir destek Gregory Cochran ve Henry Harpending'in 10.000 Yıllık Patlama: Uygarlık İnsan Evrimini Nasıl Hızlandırdı adlı 2009 kitabından gelir. Kitap ilk uygarlıkların kurulmasıyla insan evriminin son 10.000 yılda son derece hızlandığını açıklar. Öyle ki bugün 6 milyon yıllık geçmişimizde olduğundan yaklaşık 100 kat daha hızlı evrimleşiyoruz, ama öğrenme veya kültürel gelişim yoluyla.
Modern teknoloji bize insandaki değişiklikleri moleküler düzeyde görme fırsatını sundu. 2000 yılından başlayarak ilk kez insan genomunu sıraladık yani insan genetik şifresini çözdük. Bu durum bilim insanlarına yakın evrimsel geçmişimize dair eşi görülmemiş bir anlayış sağladı. Bilim adamları insan doğal seçiliminin genlerimizde yol açtığı şu değişikliklere dair kanıtlara rastlamıştır:
- beslenme değişikliğine artan tolerans
- bulaşıcılardan daha iyi korunma
- güneş ışığının ultraviyole radyasyonuna daha iyi karşı koyma
- oksijenin azaldığı dağlık bölgelerde daha iyi yaşama
Süt devrimi
İnsanın son binlerce yılda nasıl evrimleştiğine dair anlaşılması kolay bir örnekse süttür. Bazı kıtalarda insan vücudu o bölgede en bol bulunan gıda kaynaklarını tolere etmeye adapte oluyor. Modern insanın süte tolerans kazanması evrimdir. Yaklaşık 11.000 yıl önce yetişkin insanlar sütteki şeker olan laktozu sindiremiyordu.
Bazı bölgelerdeki insanlar besin kaynağı olarak süt hayvancılığına yönelmeye başlayınca, vücutlarımız daha önce sadece bebekler ve küçük çocuklar tarafından tolere edilen bu besini daha iyi sindirebilmek için zamanla uyum sağladı.
Bugün bu evrimin kanıtlarını görebiliyoruz çünkü Avrupa gibi köklü süt çiftliği geleneğine sahip bölgelerdeki insanlar, Asya gibi süt çiftçiliği geçmişi olmayan bölgelerdeki insanlara göre beslenmede laktoza çok daha toleranslıdır. Doğu Asya kökenli insanların yüzde 90'ına kıyasla, Kuzey Avrupalı soyundan gelenlerin sadece yüzde 5'i laktoz intoleransına sahip.
Framingham Kalp Çalışması
Biyologların yakın zamandaki insan evrimine ilişkin sunduğu bir başka kanıt, dünyada en uzun süredir devam eden çok kuşaklı bir tıbbi çalışma olan Framingham Kalp Çalışması'dır.
Framingham, ABD, Massachusetts'te küçük bir kasabadır ve 1948'de kasabanın kadın nüfusu üzerine bir araştırma başlatıldı; bilim adamları kalp hastalığına neyin neden olduğunu anlamak istediler. Framingham Kalp Çalışması devam ediyor ve yalnızca kalp hastalığı ile ilgili değil, aynı zamanda insan sağlığındaki değişen genel eğilimlere dair bilimsel veriler de sağlıyor.
Framingham verileri, doğal seçilimin Framingham popülasyonunu etkilediğini gösterir. Tıpkı boy kısalması, kilo artışı, kolesterol seviyesinin ve sistolik kan basıncının düşmesi gibi.
Daha da önemli bir şeyse verilerde, Framingham'ın ortalama ağırlığının arttığının görülmesidir. Ve bunun nedeni aslında kasabadaki kadınların daha fazla yemek yemesi değil, daha fazla yemek yiyen kadınların ağırlıkta daha fazla çocuğa sahip olması olmuştur. Yani kasaba halkı, sonraki nesillere aktardığı özellikleri kendi eliyle belirlemiştir (yapay seçilim?).
Hollandalılar neden bu kadar uzun?
Doğal seleksiyon uzun boylu insanlardan mı yana? Bir 2015 araştırması bu soruyu dünyadaki en uzun insanlara bakarak cevaplamaya çalıştı: Hollandalılar.
Hollandalılar aslında geçmişte dünyadaki en uzun insanlar değildi. 18. yüzyılın ortalarında Hollandalı askerlerin ortalama boyu 165 santimetreydi ve diğer Avrupa ülkelerinden gelen askerlerin ortalamasından çok düşüktü. Hatta 5-8 santimetre daha uzun olan Amerikan askerlerine kıyasla cüce gibilerdi.
Ancak Hollandalı erkekler son 150 yılda ortalama boylarına fazladan 20 santimetre ekleyerek ani bir uzama yaşamıştır. Aynı dönemde, Amerikalı erkekler ortalama boylarına sadece 6 santimetre eklemiş ve diğer Avrupa ülkelerinden erkekler komşuları kadar uzamamıştır.
Peki neden? Cevap olarak beslenme, sosyal eşitsizlik ve sağlık hizmetlerinin mevcudiyeti ve kalitesi açısından ülkeler arası eşitsizlik dikkate alınmış ancak Hollandalıları zirveye çıkaran asıl şeyin doğal seçilim olduğu anlaşılmıştır:
Görünüşe göre bir dönemden sonra Hollandalı kadınlar artık uzun erkekleri çekici bulmaya başladılar (kültürel etki) ve bu nedenle onlardan çocuk sahibi olma olasılıkları yükseldi. Ve araştırmalar uzun Hollandalı erkeklerin, kısa Hollandalı erkeklerden daha fazla çocuğu olduğunu da doğrulamıştır.
Yine verilere göre uzun boylu Hollandalı kadınların orta boylu Hollandalı kadınlara göre çocuk sahibi olma olasılığı daha düşük olsa da, uzun boylu kadınlar kısa taşralılardan daha fazla çocuk doğurmuştur.
Tüm bunlar bir araya geldiğinde Hollanda'daki insanların ortalama boyuna dair güçlü bir doğal seçilim etkisi meydana gelmiştir.
Sonuç
Tüm bu örnekler modern insanların artık günümüzde nasıl kültür çevresinde evrimleştiğini ortaya koyuyor. Doğal bir evrimden ziyade kültürel eksenli sade bir evrim yaşıyoruz. Evrim her yerde mevcuttur ve çevre şartlarına göre insan türünü küçük adımlarla ileriye doğru götürür. İnternet gibi çığır açan iletişim teknolojileriyle bu aralar daha da hızlanmış bile olabilir.