Konfüçyüs: Yaşamı ve düşünceleri

konfüçyüs

Çinli filozof Konfüçyüs'ün yaşamı hakkında kesin anlamda çok az şey biliyoruz. MÖ 551'de Çin'de doğduğu söylenir. Taocu usta Lao Tzu'nun öğrencisi olduğu düşünülür. Anlatıya göre devlet hizmetine başladı ve Lu eyaletinde Dük Ding'in altında Suç Bakanı görevinde bulundu. Ancak Ding'in komşu hükümdardan aldığı bir hediye Konfüçyüs ile arasını açtı: 80 güzel kadın ve 124 at. Dük tüm zamanını ata binerek ve kadınlarla eğlenerek geçirince Konfüçyüs bunu bir hükümdar için uygunsuz buldu. Sarayı terk etti ve yıllarca gezindi. Konfüçyüs'ün yapıtları 3. ve 5. yüzyıllar arasında sözler bütünü halinde "Konuşmalar (Lunyu)" adıyla toplandı. Konfüçyüs'ün öğrettiği bazı ahlak kuralları herkesçe bilinir. Din kitaplarında peygamberlere atfedilen şu söz aslında ona aittir: "Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma". Ve belki de ondan öncekilere.

Konfüçyüs'ün yaşamı

Konfüçyüs'ün Çin, Şangay tapınağındaki heykeli.
Konfüçyüs'ün Çin, Şangay tapınağındaki heykeli.

Konfüçyüs (Kongzi), MÖ 6. yüzyılda yaşamış Çinli filozoftur. Konfüçyüsçülük felsefesinde geçen düşünceleri günümüze dek gelerek Çin kültürünü etkiledi. Konfüçyüs'ten bahsederken gerçeği söylenceden ayırmak zordur. İlk öğretmen olarak kabul edildi ve öğretileri çeşitli yorumlara açık kısa ifadeler taşır.

Onun felsefinin başında erdemli bir hayatın, anne babaya bağlılığın ve atalara tapınmanın önemi geliyor. Ayrıca hayırsever ve tutumlu yöneticilerin gerekliliği, içsel ahlaki uyumun önemi ve fiziksel dünyadaki uyum ile doğrudan bağlantısı ve yöneticilerin ve öğretmenlerin geniş toplumda önemli rol modelleri olduğunu vurguladı.

Konfüçyüs'ün MÖ 551-479 arasında Lu eyaletinde (şimdiki Shantung) yaşadığı geçer. Ancak hakkındaki en eski yazılı kayıt ölümünden 400 yıl sonra gelmesiyle şüphelidir. Bu kayıtlar tarihçi Sima Qian'ın Tarihsel Kayıtlar yapıtında bulunuyor. Kufu kentinde büyüyen Konfüçyüs, Lu Prensi için çeşitli görevlerde çalıştı, özellikle MÖ 503'te Bayındırlık İşleri Müdürü ve ardından MÖ 501'de Adalet Departmanı Müdürü oldu. Daha sonra tüm Çin'de yolculuk etti ve birisiyle karıştırılması nedeniyle 5 gün hapis cezası alması gibi küçük olaylar yaşadı. Konfüçyüs'ün hapis boyunca telli çalgısını sakince çaldığı ve olayın çözülmesini beklediği söylenir. Konfüçyüs yolculuğu sonunda memleketine döndüğünde öğrencilere eskilerin öğretilerini aktarmak için kendi okulunu kurdu. Kendisine bu eski ahlaki geleneklerin "yaratıcısı" değil, "ileticisi" dedi. Okulu zengin ve yoksul herkese açıktı.

Konfüçyüsçülük 2. yüzyıldan itibaren Çin'in resmi̇ devlet di̇ni̇ oldu.

Konfüçyüs'ün yapıtları

Konfüçyüs okulunda öğretmenlik yaptığı sırada ilk yapıtlarını hazırlamaya başladı. İki şiir koleksiyonu Odes Kitabı (Shijing/Shi Kralı) ve Belgeler Kitabı (Shujing/Shu Kralı) oldu. Lu'nun tarihini anlattığı İlkbahar ve Sonbahar Yıllıkları (Lin Jing/Lin Kralı) ve Değişiklikler Kitabı (Yi Jing/Yi Kralı) kehanet üzerine incelemeler koleksiyonuydu. Ancak bunlar Konfüçyüsçülük düşüncesini yansıtan yazılar değildi. Konfüçyüsçülük fesfesi aslında sonraki insanlar tarafından oluşturuldu ve Konuşmalar kaynak kabul edildi. Ancak böyle bile sözlerinin ve kısa öykülerin aslında onun tarafından söylendiğine dair kesin kanıt yok ve bağlam ve netlik eksikliğinin sıklığı öğretilerini bireysel yoruma açık bırakıyor. Konfüçyüsçü düşüncenin diğer üç ana kaynağı Mencius, Büyük Öğrenme ve Ortalama oldu. Konuşmalar ile birlikte bu yapıtlara Konfüçyüsçülüğün Dört Kitabı veya Konfüçyüsçü Klasikler denildi. Bu metinlerle Konfüçyüsçülük MÖ 2. yüzyıldan itibaren Çin'in resmi devlet dini haline geldi.

Konfüçyüsçülük

孔子konfüçyüs
Çinli öğrencilerin Konfüçyüs'ün doğumunun 2563. yıldönümündeki tören sırasında Çinli filozof ve eğitimciye saygılarını göstermeleri.
Çinli öğrencilerin Konfüçyüs'ün doğumunun 2563. yıldönümündeki tören sırasında Çinli filozof ve eğitimciye saygılarını göstermeleri.

Çin düşüncesi ve siyaset felsefesinde özellikle Konfüçyüsçülük dahil her zaman ahlak ve etikle ilgili sorunlarla ilgilenildi. İnsan çevresine hakim olmak, uygun yönetimi ve ahlaki uyumu sağlamak için nasıl yaşaması gerektiği merak edildi. Konfüçyüsçülüğün merkezinde bireyin ahlaki uyumunun evrenle uyum içinde olması vardır. Bir kimsenin yaptığı diğerini etkiler. Örneğin, zayıf siyasi kararların sel gibi doğal afetlere yol açması. Konfüçyüsçülükte fiziksel ve ahlaki dünya arasındaki ilişkinin örneği "Cennetin iki güneşi ve insanların iki kralı yoktur" sözüyle verilir. Bu düşüncede tek bir evrensel çevre olması gibi yaşamanın da tek bir gerçek yolu ve tek bir doğru siyasi sistemi vardır.

Konfüçyüs'ün fikirlerinin bir diğer önemli yönü öğretmenlerin ve özellikle yöneticilerin örnek liderler olması gerektiğidir. Halkın sevgisini ve saygısını kazanmak için hayırsever olmalı ve gaddar olmamalıdır. Ayrıca tutumluluk ve yüksek ahlaki duruş sergilenmelidir. Çin eğitim sisteminde bu nedenle genelde belirli entelektüel becerilerden ziyade ahlaki duyarlılıkların geliştirilmesi tercihti. Yine Konfüçyüsçü etkinin sonucu olarak Çin siyasetinde kurumlardan ziyade ilişkilerin yakınlığına odaklanıldı.

Mencius ve Xunzi

Konfüçyüs'ün düşünceleri iki önemli filozof, Mencius (veya Mengzi) ve Xunzi (veya Hsun Tzu) tarafından ilerletildi ve yasalaştırıldı. Her ikisi de insanın ahlak ve adalet duygusunun onu diğer hayvanlardan ayırdığına inanırken, Mencius insan doğasının özünde iyi olduğu inancını açıkladı ve Xunzi karşı olmasa da insan doğasına dair biraz daha karamsardı ve bu nedenle insanları doğru ahlaki yolda tutmak için eğitim ve ritüelin önemini vurguladı. Bu nedenle Konfüçyüsçülük'te hepimizin sahip olduğu dört erdemin önemine değinildi: İyilikseverlik (jen), doğruluk (i), geleneğe saygı (li) ve ahlaki bilgelik (te).

Daha sonra dörtlüye beşinci olarak "inanç" eklendi ve Çin düşüncesinde toprak, odun, ateş, metal ve sudan oluşan beş element ile uyumluluk sağlandı. Fiziksel ve ahlaki alanlar arasında yakın bir bağlantı olduğu inancı bir kez daha öne çıkarıldı. Bütün insanların bu tür erdemlere sahip olduğunu söyleyerek iki düşünce savunuldu: Eğitim insanı beslemeli ve geliştirmeli ve tüm insanlar eşittir: "Dört denizde tüm insanlar kardeştir". Uygun uygulama ve uygun davranışla herkes bilge (sheng) olabilir. Konfüçyüsçülükte önemli olan doğuştan gelen yetenek değil, kişinin karakterini mümkün olan en erdemli hale getirmesi isteğidir.

Konfüçyüs özellikle anne ve babaya karşı nasıl davranılması gerektiği konusunda kesindi. Küçükken onlara itaat etmemiz, yaşlandıklarında onlara bakmamız, öldüklerinde uzunca yas tutmamız ve onların anısına büyük fedakarlıklar yapmamız gerektiğine inanıyordu. Hatta anne baba yaşarken çok uzaklara gitmemeyi bile önerdi. Bugünse insanlar ebevenylerini yabancı olarak görüyor. Konfüçyüs ahlaki yaşamın birçok yönden ailede başladığına inandı. Ayrıca onurlu insanlara itaat etmek gerektiğini söyledi. Konfüçyüs insanın doğuştan iyi olduğuna inanmasına rağmen bu tür erdemlerin tıpkı bahçedeki bitkiler gibi sürekli olarak bayındır edilmesi gerektiğini de görmüştü.

Ölümü

MÖ 479'da ölümünün ardından Konfüçyüs ailesinin Qufu'daki (Shandong) mezarına gömüldü ve sonraki yüzyıllarda Han Hanedanlığı döneminde (MÖ 206-MS 220) okullarda ibadet edilecek kadar kutsallaştı. Tang Hanedanlığı (MS 618-907) döneminde tüm başkentlerde onun adına tapınaklar kuruldu. İmparatorluk döneminde kamu hizmeti sınavlarını geçmek için Konfüçyüsçülüğün temel metinlerini kapsamlıca bilmek gerekiyordu.

Eğitimli insanlar ve aristokrat ailelerin evlerinde Konfüçyüs'ün yazılarından bir tablet ve bazen heykeli olurdu ve "tahtsız kral" sıfatını göstermek için heykelde imparatorluk kostümü giyerdi. Portreleri popülerdi, özellikle Wu Daozi'nin MS 8. yüzyıldaki yapıtı gibi. Ancak Konfüçyüs'ün hiçbir portresi günümüze ulaşmadı. Genelde uzun gri saçlı ve bıyıklı resmedilir ve elinde parşömeni olan bilge yaşlı bir adamdır.

Konfüçyüs ve takipçilerinin öğretileri yüzyıllar boyu Çin eğitiminin ayrılmaz parçası oldu ve Konfüçyüsçülük aile ilişkileri ve anne babaya saygıda çağdaş Çin kültüründe ve diğer Doğu Asya kültürlerinde bugün hala etkisini sürdürüyor. Buna ritüellerin önemi, yasak ve törenlere verilen değer ve eğitimin gücüne ve yararına olan güçlü inanç dahil.

Konfüçyüs, ahlak ve kültürel yönden çöküşte olan yetkilileri reforme edemeden 11 Nisan MÖ 479'da öldü. Ama onun ölümünden sonra takipçileri, öğretilerini 2000 yıl aktararak Doğu Asya'da onuruna okullar ve tapınaklar kurdular. Bugün milyonlarca insan hala Konfüçyüs'ün manevi veya dini bir disiplin olarak öğretilerini uyguluyor ve onun düşüncesi Doğu'nun ahlaki itaat ve iyi liderliğe dair politik düşüncesi üzerinde büyük etki yarattı.


Referanslar: