Küresel Isınma Neden Daha Fazla Değil de 2°C ile Sınırlandırılmalı?

Uluslararası toplum, iklim değişikliğinin en ciddi etkilerinden kaçınmak için küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelere kıyasla 2°C ile sınırlama hedefi belirlemiştir. Bu 2°C eşiği, daha yüksek ısınmadan kaynaklanabilecek potansiyel sonuçların büyüklüğü nedeniyle belirlenmiştir.

küresel ısınma

Küresel ısınmanın 2050 yılına kadar, 1990 kriterine göre en fazla +2°C ile sınırlandırılmasına yönelik bir hedefin önerilmesi, 100.000 yıl öncesine dayanan tarihsel bir bağlama dayanmaktadır. Bu uzak dönem boyunca Dünya, önemli bir iklim felaketi yaşamadan karşılaştırılabilir bir ortalama sıcaklık yaşamıştır. Bu tarihsel emsal, aynı ilkenin içinde bulunduğumuz çağda da uygulanmasının potansiyel geçerliliğine işaret etmektedir.

Bununla birlikte, iklim modellerinin doğrusal olmayan davranışlar sergilediğini ve kritik eşikleri kapsadığını kabul etmek önemlidir. Bu nedenle, ortalama sıcaklıkta 2°C'lik bir artışın aşılmasının kontrol edilemez bir iklimsel tırmanışı tetiklemeyeceğine dair mutlak bir güvence sağlanamaz.

İklim Değişikliği Geri Bildirimi

Geri besleme döngüsü: Isınma daha fazla CO2'ye yol açar, bu da daha fazla ısınmaya neden olur.
Geri besleme döngüsü: Isınma daha fazla CO2'ye yol açar, bu da daha fazla ısınmaya neden olur. Görsel: Climate Atlas.

Sıcaklık 2°C eşiğini aştığında, pozitif geri besleme döngülerini harekete geçirme potansiyeli artar. Örneğin, permafrostun çözülmesi sonucu metanın serbest kalması, ısınma sürecini hızlandırma kapasitesine sahip bir olgudur.

Aslında mevcut iklim sistemi, belirli sıcaklık ve nem kombinasyonları altında ani dönüşümlere yol açabilen karbon yutakları ve albedo gibi inceliklerle çalışmaktadır. Bu dönüşümler ekosistemlere ve toplumlara ciddi zarar verme potansiyeline sahiptir. Buna ek olarak, CO2'den 25 kat daha fazla güce sahip bir sera gazı olan metan emisyonlarındaki artış da endişe verici bir başka sonuçtur. Bu artış, permafrostun çözülmesi ve metan klatratların atmosfere salınmasıyla tetiklenmektedir.

2°C Isınmanın Ötesinde

Sağduyu, her ne kadar esneklikten yoksun olmasa da, 2°C eşiğine bağlı kalmamızı gerektirmektedir. Yine de, bu standarttan daha fazla saptıkça, önemli yansımaların ortaya çıkma potansiyeli de artmaktadır.

Ecosystem Tipping Points

Grönland Buz Tabakası ya da Grönland'ın %80'ini kaplayan İç Buz'un havadan görünümü.
Grönland Buz Tabakası ya da Grönland'ın %80'ini kaplayan İç Buz'un havadan görünümü.

Bazı bölgeler kritik eşikleri aşarak ekosistemler üzerinde geri dönüşü olmayan etkilere yol açabilir. Örneğin, Grönland buz tabakasının ortadan kalkması 2°C'nin üzerindeki ısınmayla tetiklenebilir.

COP21'in sonuçlanmasının ardından Paris Anlaşması +1.5°C'lik bir üst sınırın ulaşılabilir olduğunu kabul etmiştir. Ancak aradan geçen iki yılın ardından bu hedefe ulaşılması zor görünüyor. Ülkeler önümüzdeki on yıl içinde sera gazı emisyonlarını azaltma çabalarını yoğunlaştırmazlarsa, yüzyılın başında sıcaklığın +4°C'ye yükselmesi ihtimali oldukça yüksek.

Gelecekteki Emisyonlara İlişkin Sorumluluk

2°C hedefinin amacı, sera gazlarının salınımını, kontrol edilemeyen ısınma modellerinin ortaya çıkmasını önleyecek şekilde sınırlamaktır. Sıcaklık bu sınırın ötesine yükseldikçe, atmosferdeki sera gazı seviyelerini sabit tutma görevi giderek daha zorlu hale gelmektedir.

2°C'nin üzerinde mevcut iklim sisteminden uzaklaşmaya başlarız ve +4°C'de bilinmeyen bir modele gireriz. 3°C'de iklim değişikliği doğrusal olmayacak; yerel ve ani etkiler olacaktır.