Antik Yunanlılar ile Batı Anadolu'daki Truva halkı arasındaki efsanevi çatışma olan Truva Savaşı'nın sonraki Yunan yazarları tarafından MÖ 12. veya 13. yüzyılda yaşandığı söylenir. Bu savaş, Antik Yunanlılar için tarihlerindeki diğer tüm olaylardan daha çok saygı görmüştür ve Homeros'un İlyada ve Odysseia'sı ile günümüze getirilmiştir. Klasik Çağ'ın oyun yazarları Truva'yı sık sık konu edindiler. Aynı zamanda Romalıların edebiyatında da yer aldı.
Truva Savaşı Nasıl Yaşandı?
Hikayede Truva kralının oğlu Paris, Spartalı Menelaus'un karısı Helen ile kaçar. Menelaus'un kardeşi Agamemnon bunu üzerine Truva'ya bir Yunan seferi düzenleyecektir. Ardından gelen savaş 10 yıl sürer, sonunda Yunanlılar geri çekiliyormuş gibi yapar ve arkalarında içinde bir birliğin gizlendiği büyük tahta at bırakır. Truvalılar atı şehirlerine getirdiklerinde, atın içindeki Yunanlılar dışarı çıkarak kapıları yoldaşlarına açar ve daha sonra Truva'yı yağmalarlar; erkeklerini katleder ve kadınlarını götürürler.
Şairler Truva kuşatmasının, on yıllık savaşın sonunda Yunanlıların gizli bir silah geliştirmesiyle son bulduğunu anlatırlar. Muazzam tahta atın başı Truva'nın surlarından aşağı, uzun çilelerinin bittiğine şükreden halka bakıyordu. On yıldır Yunanlıların kuşatması altında kalmışlardı. Ticaret hayatları bitmiş, açlık sınırına gelinmiş ve aralarında Kral Priamos'un en büyük oğlu ve veliahtı Hektor'un da bulunduğu en yiğit gençleri surların dışındaki mücadelelerde öldürülmüştü.
Anlaşılan Yunanlılar sonunda gitmişti. Atı yaptıktan sonra kamplarını ateşe vermiş, gemilerine binmiş ve batıya, uzun yolculuklarının ilk ayağı olan Tenedos Adası'na (Bozcaada) yelken açmışlardı. Tahta atın öyküsü klasik çağın iki büyük destanında, Yunanlı şair Homeros'un beş yüzyıl kadar sonra kaleme aldığı Odysseia ile Homeros'tan 800 yıl sonra yazılan Vergilius'un Aeneis eserinde anlatılır.
Şairler Truvalıların, Yunanlılar gittikten sonra kent kapılarını ardına kadar açtıklarını ve neşeyle atın çevresinde toplanıp onu ne yapacaklarını düşündüklerini anlatırlar. Çoğunluk, atı kentin içine alıp kaleye çıkartmaktan yanaydı. Rahip Laokoon önderliğinde daha temkinli bir grup, Yunanlıların verdiği hiçbir şeye güvenmediklerinden atı yakmaktan veya bir uçurumdan aşağıya yuvarlamaktan bahsediyordu. Laokoon bu iddiasını kanıtlamak için atın yan tarafına mızrağını savurmuş ve iç boşluğunun çınlamasını sağlamıştı.
Bu arada kırlardan bir grup çoban geldi. Yanlarında bir de Yunan tutsak vardı. Truvalılara adının Sinon olduğunu ve savaşçı Odysseus önderliğinde bir grup Yunanlının hayatını tehdit ettiğini söyledi. Güya kaçmayı başarmış ve Priamos'un merhametine sığınmıştı. Kral adamlarına Sinon'u serbest bırakmalarını emretti. O da Priamos'a Yunanlıların atı bir suçun bağışlanması için Truva'nın baş tanrıçası Athena onuruna yaptıklarını söyledi.
Yılanlar Tarafından Ölümüne Ezilmek
Bu güçlü alamet karşısında kuşkusu kalanların da korkuları dağılmıştı. Kuşkucu Laokoon deniz tanrısı Poseidon'a bir boğa kurban ederken, Tenedos tarafından bir çift yılan yüzerek geldi ve ona ve oğullarına dolanıp sıkarak öldürdü. Truvalılar bunu ata mızrak fırlatma küfrünün cezası olarak yorumlayıp atı kentin içine çekmeyi kabul etti. Atın büyüklüğü nedeniyle kent surlarının bir kısmını yıkmak zorunda kaldılar. Sonra ip geçirip ayaklarının altına makaralar koyarak kaleye kadar çıkardılar.
O gece Truvalılar kutlamaların ardından uykuya daldıklarında Yunan filosu geri gelmişti. Bir süre sonra, Kral Agamemnon'un gemisinden gelen bir işaret üzerine Sinon tahta atın yan tahtalarını söktü; içindeki savaşçılar yere atladı ve kapıdaki nöbetçileri öldürerek dışarıda bekleyen orduya kapıyı açtı. Yunanlılar Truva'yı yağmalayıp bütün binaları ateşe verdiler ve karşılarına çıkan herkesi katlettiler.
Aineias önderliğindeki bazı Truvalı savaşçılar silahlarını kapıp Yunanlılara direndi. Kral Priamos'un kentin merkezindeki sarayını kurtarmak için son bir çaba gösterildi. Yunanlılar zincirli kalkanlarının arkasına siper alıp sarayın bronz kaplamalı kapılarını döverken ya da duvarlarına merdiven dayarken, içerdekiler damdan kiremit fırlatıyor ve altın yaldızlı kirişleri dışarıdaki saldırganların üstüne atıyorlardı.
Denizin Ötesine Kaçış
Akhilleus'un dev oğlu Neoptelemos baltasıyla ana kapıyı yıktı. Kraliçe Hekabe ile kızları orta avludaki sunağın başında saklanırken Kral Priamos bronz zırhını kuşandı ve mızrağını Neoptelemos'a fırlattı. Ancak Yunanlı bunu kalkanıyla kolayca savuşturdu. Priamos'u saçlarından tutmuş kılıcını bağrına saplamıştı.
Önde gelen Truvalılar birbiri ardına öldürülmüşler ve içlerinden geriye bir tek Aineias kalmıştı. Agamemnon'un kardeşi Yunanlı Kral Menelaos'un karısı sokaklarda dolaşırken, Kral Priamos'un oğlu Paris'le kaçarak Truva Savaşı'na neden olduğu söylenen güzel Helen'i görmüştü. Onu öldürmesine annesi tanrıça Afrodit engel olmuş ve ona Helen'in aslında suçsuz olduğunu, Truva'nın insanlar yüzünden değil, insanları kullanan tanrılar tarafından yıkıldığını söylemişti. Artık Aeneas'ın yapabileceği tek şey babası Ankises'i karısı Kreusa'yı ve küçük oğlu Askanios'u kurtarmaktı.
Alevler yaklaşırken Aeneas babasını omuzlarına oturttu, sonra Askanios'un elinden tutup kentin kapısına yollandı. Kargaşada Kreusa ailesinden kopup gözden kayboldu ve bir daha onu gören olmadı. Büyükbaba, baba ve oğul tepelere doğru gidince canını kurtaran pek çok Truvalı daha onlara katıldı. Aineias'ı liderleri seçtiler; denizin ötesinde yeni bir yaşam için onu gittiği her yerde izlemeyi kabul ettiler.
Truva Neresidir?
Truva Savaşı yazımızın ikinci bölümünde Truya Savaşı sonucunda tetiklenen olayların nedenleri ve sonuçlarını ele alacağız. Böylelikle "Tahta at" hikayesinin kaynağını da öğrenmiş olacağız.
Homeros'un İlyada destanında Troya ya da Truva Savaşı'nın son günlerini anlatmasından sonra yüzyıllar boyunca insanlar Truva'nın varlığından kuşku duydular. Yunanlı kahramanlar Akhilleus ve Aias'ın, Truva Kralı Priamos'un ve kaçışıyla savaşa yol açan Sparta'nın güzel kraliçesi Helen'in öyküleri yalnızca birer destan sayılıyordu. Sonraki devirlerde yazarlar bu destanı süslemişler, örneğin Romalı şair Vergilius Aeneis'te Roma'nın kökenlerini Truva'nın düşüşüne bağlamıştı.
Ancak, Homeros'un destanını gerçek bir yere dayandırdığından kuşku duyanlar her zaman vardı. Ünlü şairin, Anadolu Yarımadası'nın kuzeybatısında Çanakkale Boğazı'nın Ege Denizi'ne açıldığı noktada Skamandros (Karamenderes) Irmağı'nın denize kavuştuğu geniş ova hakkındaki detaylı bilgisi ve büyük Truva kentini betimlemesi, kendisi orayı ziyaret etmiş olmasa da, kesinlikle orayı görmüş insanlardan dinlediğini gösteriyordu. Homeros'un kentini bulma yolundaki ciddi çabalar ancak 19. yüzyılda başladı.
1870'te Alman arkeolog Heinrich Schliemann Çanakkale Boğazı'na yakın Hisarlık'ta bir tepeye kazmaya başladığında başarıya ulaşıldı. Bir kent yerleşiminin yedi farklı düzeyinde 15 metre derinliğe kadar kazan Schliemann, yüksek bir uygarlığa ait olduğu belirgin olan kalıntılar buldu. Görünüşe göre bu uygarlık bir yangın sonucunda birdenbire yok olmuştu. Bugün Hisarlık'ta bulunan yerleşmenin efsanelerdeki Truva olduğu genelde kabul edilmektedir.
Truva Savaşı Gerçek midir?
Ancak, artık Schliemann'ın Homeros'un Truvası olarak tanımladığı kentin Truva Savaşı'nın yaşanmış olması gereken tarihten 1000 yılı aşkın bir süre önceden, Bronz Çağı'ndan kalma küçük bir kale olduğunu biliyoruz. Arkeologlar Priamos ile Hektor'un Truva'sını bu eski kalenin üstünde yer alan daha yeni kentle özdeşleştirmektedirler. Bu yeni kentin güçlü surları ve burçları vardı ve MÖ 1250 civarında, yani Truva Savaşı'nın yaklaşık tarihinde bir yangınla mahvolmuştu.
1992 yılında Alman jeolog Dr. Eberhard Zangger Truva ile kayıp Atlantis adasının aynı yer olduğunu öne sürdü. Bu kuramını Homeros'un Truva hakkında anlattıklarıyla Mısırlı bir rahibin Yunanlı devlet adamı Solon'a, onun da Platon'a Atlantis hakkında anlattıkları arasındaki benzerliğe dayandırdı. Ancak Zangger'in iddiası kabul görmedi.
Truva'daki Tahta At Hikayesi Doğru mu?
Schliemann tarafından bulunan bir rampa arkeolog tarafından yanlışlıkla Truvalıların tahta atı sürükleyerek kente soktukları yokuş olarak tanımlanmıştı. Atın hikayesi aslında Homeros'un Truva kuşatması öyküsünün herhangi bir arkeolojik bulguyla kanıtlanmamış pek az unsurundan biridir.
Homeros'un İlyada'sı Hektor'un ölümü ve cenaze oyunlarıyla, yani Truva'nın yağmalanmasından çok önce biter ve dolayısıyla attan hiç söz edilmez. Ancak Homeros'un diğer büyük destanı olan Odysseia'da gezgin kahraman Odysseus atı ayrıntılarıyla tarif eder. Truvalı kahraman Aineias'ın başrol oynadığı en geniş öykü ise MS 1. yüzyılda, olaydan hemen hemen 1200 yıl sonra Vergilius tarafından anlatılır. Dolayısıyla hikayenin tahta atı kapsayan bölümü yüzlerce yıl sonra eklenmiştir ve tarihi bir olay olup olmadığı bilinmez.
Tahta atın öyküsünün gerçeğe uygunluğunu reddeden araştırmacılar eski yazarların anlatımını çeşitli biçimlerde yorumlamışlardı. Kuramlardan biri, atın Truva surları önünde kullanılan bir tür kuşatma kulesi ya da kale duvarlarını yıkmak için kalın bir küçük kütük olduğu şeklindedir. Ancak Bronz Çağı'nda kuşatmalar olmakla beraber, kuşatma tertibatlarının kullanıldığına ilişkin hiçbir bulgu yoktur. Bir başka kuram da Homeros'un gemilere "denizin atları" demesinden hareketle, "tahta at"ın da Yunan filosunu temsil ediyor olmasıdır.
Olası bir açıklama, Truvalıların surlarının içine çektikleri atın, Homeros'un Truvalıların nasıl kendi kendilerini mahvettiklerini anlatmakta kullandığı dramatik bir sembol olduğudur. Mısırlıların da hediye sanılan çuvallar içinde gizlice bir kente sokulan askerlerle ilgili hikayeleri vardı. Tahta atın hikayesi bundan kaynaklanmış da olabilir.
Truva Savaşı'nın Nedeni
Efsaneye göre, Truva Savaşı Truva Kralı Priamos'un 50 oğlundan biri olan Paris'in Sparta Kralı Menelaos'un karısı güzel Helen'i kaçırması yüzünden başladı. Yunanlılar Helen'i geri getirmek için bir ordu gönderip Truva'yı 10 yıl süreyle kuşattılar ve sonunda tahta at aldatmacasıyla kenti yakıp yıktılar.
Günümüz tarihçileri bu çatışması yarımadadan gelen Mikenli Yunanlılar ile İstanbul ve Çanakkale boğazları üstünden Karadeniz'den gelen yün, tahıl ve başka sayısız malın ticaretinin tekelini ellerinde bulunduran Truvalılar arasında yaşanan bir dizi ticaret savaşının sonuncusu olarak görmektedirler. Büyük olasılıkla birkaç Yunan kentinin kralı bu ekonomik üstünlüğü kırmak için askerli güçlerini birleştirip pahalı bir denizaşırı harekata girişmişlerdi.
Anlaşıldığı kadarıyla Homeros'un Yunanlıları tıpkı 2000 yıl sonra Vikingler gibi vur-kaç taktiği ile yağmalama saldırılarına girişiyorlardı, ancak Truva Savaşı ölçeğinde bir saldırı pek ender düzenleniyordu.
Bir diğer neden ise tamamen efsaneye bağlıdır. Buna göre Truva Savaşı'nı tanrıçalar Athena, Afrodit ve Hera arasında kimin en adil olduğu konusunda bir tartışma başlatır. Paris Afrodit'i seçtikten sonra Athena ve Hera, Truva'ya karşı komplo kurar.
Truva Savaşı Sonrası Neler Oldu?
Yaklaşık MÖ 1250'den sonra (Truva'nın tahminen yıkıldığı tarih) Ege dünyası 400 yıl kadar süren bir karanlık çağa gömüldü. MÖ 1100 civarında büyük Mykenai / Miken kentinin de sonu geldi. Daha ilerideki anlatılar bu dönemdeki istilalardan ve göçlerden söz eder; ancak asıl neden iç çekişmeler ve isyanlar olmuştur. Kazılan alanlardan anlaşıldığına göre, MÖ 10. yüzyıla gelindiğinde Yunanistan nüfusu en azından yarı yarıya azalmıştı.
Bu dönem, büyük bir istikrarsızlık dönemiydi ve Bronz Çağı'ndan Demir Çağı'na geçişi simgeliyordu. MÖ 1000 civarında Atinalılar Ege adalarında ve Anadolu kıyılarında koloniler kurmaya başladılar. MÖ 10. yüzyılın sonlarına doğru çömlekçilik sanatında bir canlanma oldu ve geometrik üslup başladı. Bu dönemde vazolar ve içki kupaları soyut geometrik desenlerle süslendi.
Yunanlılar daha sonra kendi tarihlerini Olimpiyat Oyunları'nın yapıldığı MÖ 776'dan başlattılar. Bu tarih aynı zamanda tarihçi Homeros'un yaşamış olduğu ve Fenikeli tacirlerin Yunanlılara alfabeyi getirdiği dönemdi. MÖ 750 civarında Homeros'un da kullandığı heksametras ölçüsü çömlek parçalarının üstüne çizilir hale gelmişti ve belki de Homeros'un şiirleri de daha o dönemde elden ele dolaşmaya başlamış olabilir.
Truva Savaşı Hakkında Sık Sorulan Sorular
Truva Savaşı Nasıl Başladı?
Antik Yunan ozanı Homeros'a göre Truva Savaşı'na Truva kralının oğlu Paris ile Yunan kralı Menelaos'un karısı Helen'in birlikte Truva'ya gitmeleri neden olmuştur. Menelaus onu geri almak için, Truva'yı yenmek üzere bir Yunan ordusu toplayan kardeşi Agamemnon'dan yardım istemiştir.
Bir başka efsaneye göre Truva Savaşı'nın kökeni tanrıçalar Athena, Afrodit ve Hera arasında kimin en güzel olduğu konusunda çıkan tartışmaya dayanır. Paris Afrodit'i seçtikten sonra, Athena ve Hera Truva'ya karşı komplo kurmuşlardır.
Truva Savaşı Gerçek miydi?
Truva Savaşı'na ilişkin tarihsel kanıtlar konusunda pek çok tartışma yaşanmıştır. Türkiye'deki arkeolojik buluntular Truva kentinin var olduğunu, ancak 10 yıllık bir kuşatmanın muazzam ölçeğinde bir çatışmanın gerçekte yaşanmamış olabileceğini düşündürmektedir. Türkiye'deki kalıntıların Homeros ve diğerlerinin Yunan mitolojisinde anlattığı Truva ile aynı olup olmadığı konusunda da tartışmalar vardır.
Truva Savaşı'nı Kim Kazandı?
Truva Savaşı'nı Yunanlılar kazandı. Romalı epik şair Vergilius'a göre Truvalılar, Yunanlıların arkalarında büyük bir tahta at bırakıp evlerine doğru yelken açıyormuş gibi yapmalarının ardından yenilmişlerdir. Truvalıların haberi olmadan, tahta at Yunan savaşçılarla doluydu. Truvalıalr atı şehir surlarının içine getirdikten sonra Truva'yı yağmaladılar.
Truva Savaşı'nda Akhilleus (Aşil)'a Ne Oldu?
Truva Savaşı'nın en büyük Yunan savaşçısı olan Akhilleus'un ölümü Homeros eserlerinde anlatılmaz. Arctinus'un Aethiopis'inde Akhilleus'un Truvalı Paris tarafından öldürüldüğü söylenir.
Truva Savaşı Neydi?
Truva Savaşı, MÖ 12. yüzyılda Küçük Asya'daki Truva şehri ile Miken Kralı Agamemnon önderliğindeki Yunan devletleri koalisyonu arasında meydana gelen efsanevi bir çatışmadır. Savaş, Spartalı Menelaus'un karısı Helen'in Truva prensi Paris tarafından kaçırılmasıyla alevlenmiştir.
Truva Savaşı Ne Kadar Sürdü?
Yunan mitolojisine göre Truva Savaşı on yıl sürmüştür.
Truva Savaşı'nın Önemli İsimleri Kimlerdi?
Truva Savaşı'nın kilit isimlerinden bazıları Yunanlıların en büyük savaşçısı Akhilleus (Aşil), Truva prensi ve Truva tarafının en büyük savaşçısı Hektor, Yunan kuvvetlerinin lideri Agamemnon ve İthaka'nın zeki ve kurnaz kralı Odysseus'tur.
Truva Savaşı Nasıl Sona Erdi?
Truva Savaşı'nın sona ermesine Yunan ordusunun Truva kapılarının dışına bırakılan Yunan askerleriyle dolu tahta bir at olan Truva Atı'nı kullanması neden oldu. Truvalılar bunun bir hediye olduğunu düşünerek atı şehrin surlarından içeri sokmuşlar, ancak bunun bir tuzak olduğunu fark etmemişlerdir. O gece Yunan askerleri atın içinden çıkıp şehrin kapılarını açarak Yunan ordusunun geri kalanının içeri girmesine ve Truvalıları yenmesine izin verdi.
Kaynaklar: