William Harvey ilginç bir karakter. Tek bir yayımlanmış eserin son on beş yüzyılda biyomedikal bilimleri ve tıbbın akışını diğer herhangi bir yayından daha fazla belirlediğini düşünmek çarpıcıdır. Bu eserin William Harvey'ye ait 1628'de yayımlanan Exercitatio Anatomica de Motu Cordis et Sanguinis in Animalibus (Hayvanlarda kalp ve kan hareketinin anatomik incelemesi) olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Bu ince kitap, Bergamalı Galen'in zamanından beri Batı dünyasına etki eden fizyoloji ve tıp dogmalarını sonlandırmıştır.
William Harvey Kimdir?
William Harvey, Folkestone'lu varlıklı bir aileden geliyordu. Beşi daha sonra Londra'da tüccarlık yapacak yedi oğlun en büyüğüydü. 1597 yılında Cambridge Üniversitesi'nden lisans derecesini alarak Fransa, Almanya ve İtalya'ya uzun bir öğrenim turuna çıktı. 1602 yılında Padova Üniversitesi'nden tıp ve felsefe doktorası aldı, burada damarlardaki kapakçıkları keşfeden Fabricius ab Aquapendente'nin (Girolamo Fabrizio diye de bilinir) anatomi dersine girdi. Mezuniyetinden sonra hemen Londra'ya döndü ve 1604 yılında Royal College of Physicians'a (Kraliyet Hekimler Koleji) üye seçildi.
Harvey hayattayken dikkate değer bir şöhrete sahipti. Kral I. James ve oğlu I. Charles'ın özel hekimi oldu; yoğun klinik pratiğinin yanı sıra Londra'nın en eski hastanelerinden St. Bartholomew'de doktorluk yapıyordu. Aşırı derece sabırlı ve sebatkar bir insan, dikkatli bir bilim insanıydı. Çalışmalarının meyve vermesi 25 yıl aldı.
Bir keresinde bir arkadaşına kan dolaşımı üzerine yayınları nedeniyle "kafadan çatlak" görülmesinden dolayı doktorluk mesleğinin zarar gördüğünden ve meslektaşlarının şöhretini kıskandığından yakınmıştı. Tıp tarihindeki öneminin açıkça farkındaydı ve şöhretinin gelecekte de devam etmesi için elinden geleni yaptı. Royal College of Physicians'a mirasından verdiği pay ve eğitim aldığı Cambridge, Caius College'a doğduğu evi ve bitişiğindeki arazileri hibe etmesi bunun muhtemel kanıtlarıdır.
Doğanın kendisi irdelenmeli; bize gösterdiği yollar cesaretle tepilmeli; çünkü ancak böylece alt seviyeden ileri seviyelere doğru ilerlerken bir yandan uygun duyularımıza danışmak suretiyle, doğanın gizeminin tam kalbine nüfuz edebiliriz.
William Harvey, Hayvanların Oluşumu Üzerine, 1651
Kan ve kalp
Galenus'un öğretisine göre kan karaciğer ve akciğerden çekilerek kalbin sağ tarafına akıyor ve karıncıktan geçtikten sonra sol karıncık ve atardamarlar arasında gelgit hareketine başlıyordu. 17. yüzyılın başında, kalbin ısı kaynağı olduğu ve akciğerlerin kanı soğutmaya hizmet ettiği savunuluyordu. Diyastolün (kalbin ritmik genişlemesi) kan ve havayı bir araya getirdiği, ısınan ve canlanan kanın dolaşım sistemine çıktığı varsayılıyordu. Kanın toplardamarlarda daha koyu, atardamarlarda daha açık olması iki damarın dokuları besleme ve hayati ruhu devam ettirme yetenekleri gibi farklı işlevlerine atfediliyordu.
Harvey'in gözlemleri bu fikirleri tamamen değiştirdi. Kalbin sol karıncığının akciğerden gelen kanı sürekli ve tek yönlü olarak ana atardamarlara ve dokulara gönderdiğini ve son toplardamarlar vasıtasıyla sağ karıncığa gelen kanın buradan akciğerlere gönderildiğini keşfetti. Harvey sistemlerin dengeli çalışması için toplardamarlardan çıkan kan miktarının atardamarlara girmesi gerektiğini düşünerek bu kanıya varmıştı. Bunun olması için, dışarıdaki kan atardamarlardan toplardamarlara döngüsel hareketle geçmeliydi. Akciğerlerdeki dolaşım için de aynı ilke geçerli olmalıydı; kan sağ karıncıktan sol karıncığa akciğerlerden geçerek akmalıydı.
Kalp atımının nabızla eş zamanlı olduğu gözlemi, kalp ve atardamarların eş zamanlı kasılıp gevşediği gibi yanlış bir fikre yol açmıştı. Böylece elle hissedilen kalp atımının kalbin genişlemesi olduğu düşünüldü. Harvey hayvanların göğüs duvarını doğrudan gözlemleyerek bu fikrin yanlış olduğunu gösterebildi. Elle hissedilen kalp atımı kalbin kanı dışarı gönderirken kasılmasına ve kaburgalara doğru yükselerek gevşemesine bağlıydı. Yani, atardamarlardaki nabız diyastol (genişleme) ile değil sistol (kasılma) ile duyuluyordu.
William Harvey ve de Motu Cordis eseri
De Motu Cordis adlı eserinde kan dolaşımına dair savını ifade edebilmek için Harvey oldukça yeni bir yaklaşım olan niceliksel uslamlamaya başvurdu. Toplardamarlardan sürekli kalbe giren büyük miktarda kanın kaynağının sadece yenilen yemekler olduğuna inanmıyordu. Ayrıca kan damarlarında akan kanın miktarının bedenin çeşitli kısımlarını beslemek için gerek miktarın çok üstünde olduğunu fark etmişti. Bu basit akıl yürümeyle sabit miktar kanın bedende "döngüsel" hareket ettiği fikrini geliştirdi. Bu katkısı gerçekten devrimseldi ve genel kabul görmesi çok seneler aldı.
Ama Harvey sadece keşifler yapmadı, yüzlerce yıl sonra biyoloji ve tıp deneylerinde gözetilecek deneysel yöntemi de oluşturdu. İş daima sorular sorarak başlar (de Motu Cordis'in ilk bölümünde yirmiden fazla bu tip soru vardı), bazıları mevcut görüşlerin saçmalığını kibarca gösterme amaçlıdır ve cevapları fazlasıyla bellidir.
Bunları deneyin zeminini oluşturan sorular takip eder. Yönteminin merkezinde viviseksiyon –canlı hayvanlarda kesim yaparak gözlem– vardır, bu deneysel teknik Harvey'ye tüm kapıları açmıştı. Zamanın belirli bir noktasında yapılan gözlem (yani ölü hayvanın diseksiyonu) işlevsel sorulara cevap vermek için yeterli değildi. Canlı hayvanlar üzerinde sürekli, diziler halinde gözlemler gerekliydi. Beden kısımlarındaki damarların bağlanması, kesip çıkarılması ve açılması normal fizyolojiyi anlama ve açığa çıkarma araçlarıydı.
William Harvey'in Meraklı Zihni
Profesyonel kariyerinin ilk günlerinden itibaren Harvey çalıştığı her yeni türün ona yeni bir kavrayış getirdiğini anladı. İncelediği hayvan türleri çeşitliydi. Hayatının sonraki yıllarında hayvanlarda embriyogeneze geçtiğinde son derece meraklı zihni, olabilecek en açık halindeydi. Her zaman nesnel olmayı şiar edinmişti ama buna rağmen, yaradılış ve ardında yatandan hayranlık duymaktan kendini alamadı. Embriyoloji incelemesine ve gelişimin en erken evrelerine ilgi duyuyordu. İlk ne olur? Sonra bunu ne takip eder? Bu tür düşünceler Harvey'nin 1651'de yayımladığı Exercitationes de Generatione Animalium (Hayvanların Oluşumu Üzerine) adlı kitabında öne çıkar.
William Harvey tıbba yönelik yoğun merakının yanı sıra biyoloji deneylerini yürütürken özenli ve disiplinli düşünce süreci getiren devrimci bir şahıstı. Sonuç, insan bedeninin nasıl çalıştığına dair temelden yeni bir anlayıştı. Öğrencilerine doğru soruyu sorma yolunu ve bunlarla nasıl en iyi şekilde uğraşıp cevap verebileceklerini gösterdi.
William Harvey'in Sözleri
- "Pek az kişi, bildiğimiz her şeyin hala bilinmeyenlerden sonsuz derecede daha az olduğunu sürdürebilir."
- "Anatomiyi kitaplardan değil diseksiyonlardan, filozofların ilkelerinden değil, doğanın dokusundan öğrenmeyi ve öğretmeyi ikrar ediyorum."
- "Kalp tüm vücudu besleyen, koruyan, hızlandıran ve gerçekten de tüm eylemin kaynağı ve yaşamın temeli olan ilahidir."
- "Medeniyet doğaya karşı sadece bir dizi zaferdir."
- "Doğa, Tanrı'nın yazar olduğu bir kitaptır."
- "Vücudun ılımlı çalıştırılması sağlığın korunmasına yardımcı olur ve başlangıçtaki birçok hastalığın üstesinden gelir."
- "Her şeyin bir Aristoteles ya da Galen ya da başka bir kudretli isim tarafından yeteri kadar sarsıcı ve kesinlikle soruşturulduğunu ve onların bilgilerine hiçbir şey eklenemeyeceğini düşünenleri çoğu zaman merak ettim ve hatta güldüm."
- "Sadece doğal gıdaların bilgeliğini ve vücut üzerindeki etkilerini anlayarak, hastalık ve acıya hakim olabiliriz ve insanlığın yükünü hafifletebiliriz."
William Harvey Hakkında Sık Sorulanlar
William Harvey en çok ne ile tanınır?
İngiliz doktor William Harvey, insan vücudundaki kanın tam dolaşımını ilk fark eden ve bu fikri desteklemek için deneyler ve argümanlar sunan kişidir.
William Harvey ne zaman doğdu?
İngiliz hekim William Harvey 1 Nisan 1578'de Folkestone, Kent, İngiltere'de doğdu.
William Harvey hangi kralın doktoru olarak atandı?
İngiliz doktor William Harvey 1618'de I. James'in doktoru olarak atanmış ve 1625'te Charles'ın tahta çıkmasıyla birlikte I. Charles'ın doktoru olarak görevine devam etmiştir.
William Harvey neden bu kadar önemliydi?
Kalbin parçalarını ayırmış; arterleri bağlayıp bölmüş; kapakçıkların her iki tarafındaki damarlara basınç uygulamıştır. Parçalara ayrılmış kalpler üzerinde yaptığı gözlemler, kalpteki kapakçıkların kanın yalnızca tek bir yönde akmasına olanak sağladığını gösterdi.
William Harvey Rönesans'ta ne yaptı?
Kalbin işlevini ve kanın nasıl aktığını keşfetti. Bu bilgi cerrahlara yardımcı oldu ve daha sonra ilaçlar konusunda ilerleme kaydedilmesini sağladı. Harvey'in tıbbi bilgiye katkısı büyüktü ancak çalışmalarının etkisi hemen görülmedi. 1615 yılında hayvanlar ve insanlar üzerinde karşılaştırmalı bir çalışma yaptı.
William Harvey'in teorisi nedir?
1628 yılında İngiliz doktor William Harvey, kanın vücutta tekrar tekrar dolaştığını belirten devrim niteliğinde bir teori açıkladı. Sonuçlarına ulaşmak için deneylere, karşılaştırmalı anatomiye ve hesaplamalara dayanmıştır.
William Harvey neyi keşfetti?
William Harvey'in kalbin işlevini ve kan dolaşımını keşfetmesinin tüm zamanların en büyük tıbbi keşfi olmuştur. Sadece fizyoloji alanını başlatmakla kalmadı, aynı zamanda tıpta deney prensibini de ortaya koydu.
William Harvey modern fizyolojinin kurucusu mıdır?
William Harvey, Galen'i çürüttüğü ve kanın vücutta dolaştığını gösterdiği için uzun zamandır fizyolojinin kurucu babası olarak anılmaktadır.