Hava kirliliği terimi günlük hayatta çok sık kullanılır ve bu yüzden birçokları aslında bir tanımı olduğunu düşünmez. Hava kirliliğini tanımlamak ilk başta göründüğünden biraz daha karmaşık. Çoğu insan bunun havayı kahverengiye veya griye çeviren ve kentsel merkezlerde görülen kirli hava (dumanlı sisi) olduğunu düşünüyor.
Ancak burada da farklılıklar var. Bazı kaynaklar dumanı, yer seviyesindeki aşırı miktarda ozon olarak tanımlarken, diğer kaynaklar "dumanla karışık sis" gibi ifadeler kullanır. Hava kirliliğinin daha modern ve kesin tanımı ise "Güneş'ten gelen ultraviyole ışığın özellikle otomobil egzozundan çıkan hidrokarbonlar ve nitrojen oksitler ile kirlenmiş atmosferde oluşturduğu fotokimyasal pustur."
Hava Kirliliği Nedir ve Nasıl Oluşur?
Hava kirliliği, insanlar, hayvanlar veya bitkiler gibi canlı organizmalar için sağlık açısından tehlike oluşturan partiküller veya mikroskobik biyolojik moleküller gibi havadaki zararlı maddelerin varlığı olarak tanımlanıyor. Hava kirliliği birçok biçimde gerçekleşir ve her biri birbirinden farklı kirletici ve toksinler içerebilir.
Hava kirliliği basit bir sıkıntı veya rahatsızlıktan çok daha fazlasıdır. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre hava kirliliği dünya çapında yılda yaklaşık 4,2 milyon insanın ölümüne neden oluyor.
En yaygın iki hava kirliliği türü ozon ve partikül kirliliğidir (is, kurum), ancak hava kirliliği karbon monoksit, kurşun, azot oksitler ve kükürt dioksit, uçucu organik bileşikler (VOC'ler) ve toksinler gibi ciddi kirleticiler de içerebilir. Cıva, arsenik, benzen, formaldehit ve asit gazları buna dahil. Bu kirleticilerin çoğu insan kaynaklılar ancak bazı hava kirliliği volkanik patlamalardan yükselen kül gibi doğal nedenlerden kaynaklanabiliyor.
Belirli bir konumdaki hava kirliliğinin bileşimi öncelikli olarak kirliliğin kaynağına bağlıdır. Otomobil egzozu, kömür yakıtlı elektrik santralleri ve endüstriyel fabrikalar havaya birbirinden farklı türde kirleticiler ve toksinler yayıyor.
Hava kirliliği dışarıdaki havayı tanımlayan bir durum olarak düşünülse de evinizdeki havanın kalitesi de aynı derecede önemlidir. Pişirmeden kaynaklı buharlar, ısıtma cihazlarından gelen karbon monoksit, mobilya ve inşaat malzemelerinden gelen formaldehit ve diğer kimyasallar, pasif sigara içiciliği evlerdeki hava kirliliğinin potansiyel olarak tehlikeli formları arasında.
Hava Kirliliğinin İnsan Sağlığına Etkisi
Türkiye'de hava kirliliği çoğu şehirde ya sağlıksız ya da orta düzeyde seyrediyor. Bu durum insanların nefes alışına müdahale ederken, birçok ciddi sağlık durumuna neden oluyor veya hızlandırıyor. Dünya çapında birçok şehir (özellikle daha temiz teknolojilerin henüz standart kullanımda olmadığı Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ekonomiler) aynı sorunlarla karşı karşıya.
Ozon, partikül kirliliği veya diğer hava kirliliği türlerini solumak sağlığa ciddi zararlar verebilir. Ozonun solunması ciğerleri tahriş ederek akciğerlerde güneş yanığı gibi bir görüntüye sebebiyet veriyor. Partikül kirliliğini (is, kurum) solumak kalp krizi, felç, otizm ve erken ölüm riskini artırabiliyor ve astım, diyabet ve kardiyovasküler hastalığı olan kişiler için acil servis riski doğurabiliyor. Çok sayıda kanser türü havayı kirleten kimyasallara dayanır.
Hava kirliliği Türkiye gibi henüz gelişmekte olan, tam olarak sanayileşmemiş ülkelerde de bir sorun. Dünya nüfusunun yarısından fazlası yemeklerini üzeri açık ateşler veya evlerinin içindeki geleneksel sobalar üzerinde odun, gübre, kömür veya diğer katı yakıtlarla pişirerek partikül kirliliği ve karbon monoksit soluyor. Bu iki yüksek seviye kirleticiler her yıl 1,5 milyon gereksiz ölüme neden olmaktadır.
En Çok Kimler Risk Altında?
Hava kirliliğinin sağlık riskleri bebekler ve küçük çocuklar, büyük yetişkinler ve astım gibi solunum yolu hastalıkları olan kişiler arasında en yüksek.
Dışarıda çalışan veya egzersiz yapan kişiler, yoğun karayolları, fabrikalar veya enerji santrallerinin yakınında yaşayan ya da çalışanlar hava kirliliğinin etkilerinden dolayı artan sağlık riskleriyle karşı karşıya. Buna ek olarak, azınlıklar ve düşük gelirli insanlar, yaşadıkları yer nedeniyle hava kirliliğinden çoğunlukla orantısız şekilde etkileniyor ve bu da onları hava kirliliği ile ilgili hastalıklara dair daha yüksek risk altında bırakıyor. Düşük gelirli nüfuslar genellikle fabrikaların, kamu hizmetlerinin ve diğer endüstriyel kaynakların alışılmadık derecede yüksek düzeyde hava kirliliği oluşturduğu bölgelerin yakınında yaşıyor.
Hava Kirliliğinin Doğaya Etkisi
Hava kirliliği insanların yanında hayvanlar ve bitki yaşamı üzerinde de etkiye sahip. Birçok hayvan türü yüksek düzeyde hava kirliliği nedeniyle tehdit altında. Örneğin, fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan asit yağmuru bazı ülkelerdeki ormanların doğasını kökten değiştirdi. Hava kirliliğinin küresel hava modellerinde değişimlere neden olduğu da biliniyor — küresel sıcaklıkların yükselmesi, kutup buz tabakalarının erimesi ve okyanus su seviyelerinin yükselmesi gibi.
Hava Kirliliği Nasıl Azaltılır?
Kişisel seçimlerimizin ve endüstriyel uygulamalarımızın hava kirliliği seviyelerini etkileyebileceğine dair kanıtlar ortada. Daha temiz endüstriyel teknolojilerin hava kirliliği seviyelerini düşürdüğü ve daha ilkel uygulamaların artırdığı ise açık. İnsanların hava kirliliğini azaltmak için izleyebileceği yollardan bazıları:
- Fosil yakıt kullanmanın yenilenebilir enerji kaynakları lehine azaltılması. Elektrik güçlerini nükleer, hidroelektrik, güneş ve rüzgar enerjisinden alan ülkeler, kömür veya doğal gaz yakmayı tercih edenlerden daha düşük kirlilik seviyelerine sahip.
- Otomobillerde geliştirilmiş yakıt tüketimi ve elektrikli araçların yaygınlaşması. Bir zamanlar tehlikeli dumanlarla boğuşan şehir ve ülkeler, otomobil emisyon standartları üzerindeki sıkı kontroller sayesinde hava kalitelerini büyük ölçüde iyileştirdi. Benzer şekilde, içten yanmalı motorların kullanımındaki azalma hava kirliliğini azaltabilir. Örneğin pille veya elektrikle çalışan çim biçme makinelerine geçişin hava kalitesi üzerinde kanıtlanabilir etkisi bulunuyor.
- Tarım alanlarının yakılmasının azaltılması. Ormanlık alanların tarım için yakılmasını azaltmak havadaki duman ve karbondioksit seviyesini azaltacaktır. Bu özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere özel bir sorun.
- Odun yakımını azaltmak havadaki duman seviyelerini azaltabilir. Bazı ülkelerde odun şömineleri artık yasa dışıdır ve bu uygulama havadaki tehlikeli duman seviyelerini büyük ölçüde azaltıyor. Gazlı şömineler odunlu şöminelerden daha iyiler ve hatta hiç yakıt yakmayan elektrikli şömineler mevcut.
- Tütün içimi kurallara göre kısıtlandığında iç mekan hava kalitesini iyileştiriyor. Halka açık yerlerde sigara içmeyi yasaklamanın vatandaşların soluduğu havanın kalitesi üzerinde gerçek bir etkisi bulunuyor.
- Boyalar, yapıştırıcılar ve çözücülerdeki kimyasal bileşiklerin azaltılması iç ve dış ortam havasının kalitesini artırır. Eviniz için her zaman düşük VOC'li (uçucu organik bileşenler) malzemeleri kullanın ve uygulanabilir olduğunda solvent bazlı boyalar ve diğer malzemeler yerine su bazlı olanları seçin. Tehlikeli tütsüler yaymayan halılar, kumaşlar ve mobilyalar kullanın.
Hava kirliliğini azaltmak mümkün ancak hem bireysel hem de siyasi iradeyi bir arada gerektiriyor. Diğer yandan yeşil teknolojilerin piyasaya daha yüksek fiyatlardan sürülmesi gerçeğinin de değişmesi gerek. İnsanlar ucuz ama benzinli bir otomobil mi yoksa pahalı bir elektrikli araba mı alıyor? Veya kömür madenciliği işi temiz havadan daha mı önemli? Bunlar kolayca cevaplanabilir sorular değil ancak hava kirliliğinin gerçek etkileri düşünüldüğünde açıklıkla ele alınması ve tartışılması gereken konular oluyor.