Hunlar göçebe savaşçılardı ve MS 4. ve 5. yüzyıllarda Avrupa'nın ve Roma İmparatorluğu'nun çoğuna sahip oldular. Hunların her biri etkileyici atlılardı ve en çok, şaşırtıcı askeri başarılarıyla tanındılar. Avrupa kıtası boyunca yol aldıkça ve önlerine çıkan her şeyi yağmaladıkça amansız, yılmaz bir topluluk olarak ün kazandılar. Hunlar ile Roma arasındaki mücadele tarihe "soylu batı" ile "barbar doğu"nun çatışması olarak yansımıştır.
Hunların ortaya çıkışı
Hunlar, Roma kaynaklarında ilk kez MS 91'de ortaya çıkar ve tarihçi Tacitus tarafından Hazar Denizi çevresinde yaşadıkları bildirilir. Tıpkı diğer barbar kabileler gibi o zamanlar Roma için sadece bir tehdit unsuruydular. Ancak zamanla büyüyen bir güç haline geldiler ve Roma'nın etrafındaki bölgeleri ele geçirerek Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne doğrudan katkıda bulundular. Saldırıları MS 376-476'da Kavimler Göçü'nü başlattı. Alanlar, Gotlar ve Vandallar gibi halkları kapsayan bu göç Roma toplumunun sürerdurumunu bozdu ve çeşitli baskınlar ve ayaklanmalar ile imparatorluğu zayıflattı.
Bir örnek vermek gerekirse, Fritigern yönetimindeki Vizigotlar MS 376'da Hunlar tarafından Roma topraklarına sürülmüş ve Romalı yöneticiler tarafından kötü muameleye maruz kaldıklarında isyan çıkarmışlardır. MS 376-382'deki Birinci Got Savaşı böyle verildi. 378'de yapılan Hadrianapolis (Edirne) Savaşı'nda Romalılar yenildi ve imparator Valens öldürüldü.
Hunlar, özellikle Jordanes (MS 6. yüzyıl) ve Ammianus Marcellinus (MS 4. yüzyıl) gibi antik yazarlar tarafından rutin şekilde vahşi ve barbar olarak tasvir edilse de Priskos (MS 5. yüzyıl) onları yüceltmiştir. Priskos bizzat Attila Han ile tanıştı, onunla yemek yedi ve Hunlarla kaldı. Attila'yı ve Hun yaşam tarzını tanımlama şekli bir barbardan daha fazlası olduklarına işaret ediyor. Attila ile (MS 434-453) Hunlar Avrupa'nın en güçlü ve en korkulan askeri gücü oldular ve gittikleri her yere ölüm ve yıkım getirdiler. Attila'nın ölümünden sonra oğulları üstünlük için birbirleriyle savaştı ve ulusun kaynaklarını israf etti. Attila'nın inşa ettiği imparatorluk MS 469'da yıkıldı.
Hunların kökeni
Hunların tam olarak nereden geldiği bilinmez. Ancak bazı tarihçiler onların tarihi kayıtlara MÖ 318'de giren göçebe Hiung-nu halkından geldiğine inanıyor. Teoman tarafından kurulan Hiung-nu veya Asya Hun, özellikle Çin Hanedanlığı ve daha sonraki Han Hanedanlığı (MÖ 202-MS 220) döneminde Çin'de terör estirdi. Bu yüzden Çin Seddi'nin güçlü Hiung-nu'ya karşı koruma sağlaması için inşa edildiği bilinir.
Hunlar birçok Türk boyundan oluştuğu için, Türk dili Hun dili üzerinde büyük etkiye sahipti. Hunların diline dair bilgiler yalnızca kişisel isimler ve etnik kabile isimlerinden gelir. Bu isimlere dayanarak bilim adamları Hun dilinin Moğolca ve Türkçe arasında bir Türk dili olabileceğini öne sürer. Bu da Hunların kuvvetle Altaylı olduğunu yani Moğollardan ve Türklerden oluştuğunu gösteriyor.
Diğer tarihçiler Hunların Kazakistan'dan veya Asya'nın farklı bir noktasından geldiğini belirtir. 4. yüzyıla kadar Hunlar her biri bir reis tarafından yönetilen küçük gruplar halinde hareket ettiler ve bilinen hiçbir hükümdar veya liderleri yoktu. Güneydoğu Avrupa'ya MS 370 civarında ayak bastılar ve 70 yıldan fazla bir süre boyunca kıtayı bölge bölge fethettiler.
Hayatta ve savaşta Hunlar
Hunlar atlara saygı duyan ve bazen at sırtında uyuyan binicilik ustalarıydı. Biniciliği üç yaşlarında öğrenir ve efsaneye göre, acıya dayanmayı öğrenmeleri için genç yaşta yüzlerine kılıçla kesik atılırdı. Hun askerleri basit bir giyime sahipken, atlarını çoğu zaman altın, gümüş ve değerli taşlarla süsledikleri eyer ve üzengiyle donattılar. Çiftlik hayvanları yetiştirdiler ancak çiftçi olmadılar ve herhangi bir yere nadiren yerleştiler. Vahşi av hayvanlarıyla besleniyor ve de kök ve bitki toplayarak avcı-toplayıcı hayatı yaşıyorlardı.
MÖ 4. yüzyılda Antakya'da yaşamış olan tarihçi Marcellinus hayatı yaşayış biçimlerinde Hunların diğer tüm barbarları geçtiğini söyler. Ateş kullanmadıklarını ve yiyeceklerini yarı pişmiş şekilde yediklerini belirtir. Bunun için eti kalçalarına ve atlarının arkasına koyduklarını ekler. Düşmanlarına uyarmadan saldıran Hunların savaşmaya dair yaklaşımı benzersizdi. Savaş alanında hızlı hareket eder, nizamsız gibi görünüp düşmanının kafasını karıştırarak onları kaçar halde tutarlardı.
Kurutulmuş huş ağacı, kemik ve yapıştırıcıdan yapılmış bükük yaylar kullanan uzman okçulardı. Bir Hun 70 metre ötedeki bir adamı vurabilir ve nadiren hedefi ıskalardı. Kementle at ve sığır yakalamaya dair deneyimleri sayesinde Hunlar savaş alanında düşmanı kementle ustaca yakalar, atından ayırır ve şiddetli bir ölüme doğru sürüklerdi. Ayrıca Roma savunma duvarlarını kırmak için koçbaşı kullandılar.
Ancak Hunların ana silahı korkuydu. Hun ebeveynleri çocuklarının başlarına düzleştirici yerleştirerek kafatasının yavaş yavaş deforme olmasını ve tehditkar bir görünüme bürünmesini sağlardı. Hunlar, erkek, kadın, çocuk ayırt etmeden öldürdü ve yollarına çıkan neredeyse her şeyi ve herkesi yok ettiler. Talan edip yağmaladılar ve nadiren esir aldılar; esir aldıklarında köleleştirdiler.
Hunlar Roma İmparatorluğu'na ulaşır
Hunlar Avrupa tarihinde ilk kez MS 4. yüzyılın sonlarında sahneye çıktı. MS 370 yılında İdil Nehri'ni geçerek bir başka göçebe atlı kabilesi olan Alanları fethettiler. İki yıl sonra, sık sık Roma İmparatorluğu'nun bölgelerini taciz eden ve bir Cermen Got kabilesi olan doğudaki Ostrogotlara saldırdılar. Hunlar 376'da ise Vizigotlara (Gotların batı kabilesi) saldırdı ve onları Roma İmparatorluğu'na sığınmaya zorladı. Alanlar, Gotlar ve Vizigotlardan bazıları Hun piyadesi yapıldı. Hunlar, Got ve Vizigot topraklarına hükmederek Avrupa'nın yeni barbarları olarak ün kazandılar. Durdurulamaz görünüyorlardı. MS 395'te Roma topraklarını istila etmeye başladılar. Bazı Romalı Hristiyanlar onlara cehennemden gelen şeytan ismini taktı.
Hunlar birleşiyor
Hun kabileleri ilk kez 430'da birleşti ve Rua ve kardeşi Oktar tarafından yönetildi. Ancak 432'de Oktar savaşta öldürüldü ve Rua tek başına hüküm sürdü. Rua bir dönem Roma İmparatoru Theodosius ile anlaşma yaparak Gotları yenmek üzere ordusunun yardımını sunması karşılığında haraç aldı.
5. yüzyıla gelindiğinde Hunlar göçebe savaşçı bir kabileden Doğu Avrupa'nın Büyük Macar Ovası'nda yaşayan biraz yerleşik bir medeniyete dönüştü. Çeşitli geçmişleri olan süvari ve piyade birliklerinden oluşan muazzam bir ordu toplamışlardı. Romalılar, Rua'nın yönetimindeki Hunların acımasız olduğunu düşünse de aslında henüz hiçbir şey görmemişlerdi.
Attila Han
Hükümdar Rua 434 yılında öldü ve yerine iki yeğeni geçti: Attila ve Bleda kardeşler. Aslında Hun Kurultayı yeni Han olarak Bleda'yı seçmişti ancak Attila zamanla devlet yönetiminde söz sahibi asıl isim oldu. Hem Latince hem de Gotça bilen ve usta bir müzakereci olan büyük başlı, ince sakallı kısa bir adamdı.
Saltanatına başladıktan kısa bir süre sonra Doğu Roma İmparatorluğu ile barış yaptı ve karşılığında Romalılardan altın aldı. Ancak Romalılar bir noktada anlaşmadan döndüler ve bunun üzerine Attila 441'de ordusu ile Balkanlar ve Tuna hududuna hücum etti. 442'de başka bir barış antlaşması yapıldı ancak Attila 443'te tekrar saldırdı. İyi tahkim edilmiş Konstantinopolis'e yol alarak önüne çıkan herkesi öldürdü, talan etti ve yağmaladı ve sonunda "Tanrı'nın kırbacı" lakabını aldı.
Şehrin duvarlarını kıramayan Attila, başka bir barış anlaşması imzaladı: Konstantinopolis'i, yıllık 950 kg altın gibi sarsıcı bir meblağ karşılığında yalnız bırakacaktı. Attila kendisine suikast edeceği iddiasıyla 445'te Bleda'yı öldürdü ve Hunların tek hükümdarı oldu. Bir süre sonra Doğu Roma İmparatorluğu'na karşı yeni bir sefer başlattı ve Balkanlar'da terör estirdi.
Katalon savaşı
Attila, 451'de günümüz Fransa'sını, kuzey İtalya'yı ve batı Almanya'yı içeren Galya'yı işgal etmiştir. Ancak Romalılar akıllanmıştı. Hunlara karşı koymak için Vizigotlar ve diğer barbar kabilelerle ittifak kurdular. Efsaneye göre Attila savaştan önceki gece kurban edilmiş kemiklere danıştı ve ordusundan binlercesinin savaşta düşeceğini gördü. Önsezisi ertesi gün gerçek oldu.
İki taraf doğu Fransa'nın Katalonya ovasındaki savaş alanında karşılaştılar. Hunlar etkileyici bir mücadele vermişti ancak sonunda denk bir düşman bulmuşlardı. Romalılar ve Vizigotlar, Hunlarla önceki karşılaşmalardan çok şey öğrenmiş ve onlarla at sırtında göğüs göğse çarpmışlardı. Gecenin karanlığına kadar süren şiddetli çatışmalardan sonra on binlerce asker öldü ve Roma ittifakı Hun ordusunu geri çekilmeye zorladı. Attila'nın ilk ve tek askeri yenilgisi oldu.
Attila ve ordusu İtalya'ya döndüler ve şehirleri yağmalamaya devam ettiler. 452'de Roma ufuktayken Attila, Roma elçisi olarak görev yapan Papa I. Leo ile tanıştı. Attila ile Leo arasında ne görüşüldüğü bilinmez ancak Attila aldığı son yenilgiden ve de askerleri sıtma yüzünden çok zayıfladığından İtalya'dan çekilip Büyük Macaristan Ovası'na dönmeye karar verdi.
Attila'nın ölümü
Attila Han şöhreti kötü bir savaşçıydı ama ölümü bir savaşçının ölümü olmadı. Doğu Roma İmparatorluğu'nun yeni imparatoru Markiyan, 453'te Attila'ya yıllık haraç ödemeyi reddetti. Attila yeniden bir araya geldi ve Konstantinopolis'e saldırmayı planladı. Ancak saldırıya geçmeden önceki düğün gecesinde sarhoşluk sersemliği altındayken kendi kanıyla boğulmuş halde ölü bulundu. Hiç yara izi yoktu ancak kötü bir burun kanaması yaşamıştı.
Attila, en büyük oğlu İlek'i halefi yapmıştı ancak bütün oğulları iktidar için iç savaşa giriştiler ve Hun İmparatorluğu aralarında bölünene dek devam ettiler. Attila artık başta olmadığından zayıflamış Hunlar dağıldı ve artık büyük bir tehdit değillerdi. Hun İmparatorluğu 459'da çöktü ve birçok Hun bir zamanlar egemen oldukları medeniyetlerin içinde asimile olup Avrupa'nın büyük bir bölümüne izlerini bıraktılar.
Zaman çizelgesi
- MS 91 – Hunlardan ilk kez tarihçi Tacitus'un eserlerinde bahsedilir.
- MS 370 – Hunlar Alanları fethediyor.
- MS 372 – Hunlar Ostrogotları fethetti.
- MS 376 – Hunlar, Fritigern komutasındaki Gotları Roma'ya sürer.
- MS y. 379 – Hun istilası ile Atanarik komutasındaki Gotlar Kafkasya'ya sürülür.
- MS 395 – 398 – Hunlar Roma topraklarını işgal etti.
- MS 406 – Hun istilaları sonucu Vandallar Ren nehrini geçerek Galya'ya ulaşır.
- MS 408 – Hunların ilk hanı olan Uldin, Trakya Romasını yok eder.
- MS 430 – Rua, Hunlara liderlik ediyor.
- MS 433 – Rua ölür; Attila ve Bleda, Hunları ortak yönetmeye başlar.
- MS 439 – Hunlar ve Roma arasında Margus Antlaşması yapılır.
- MS 441 – Hunlar Tuna Taarruzu'nu başlatarak Margus Antlaşmasını bozar.
- MS 445 – Bleda öldürüldü; Attila, Hunların tek hükümdarıdır.
- MS 445 – 453 – Attila Han hükümdarlığı.
- MS 450 – Hindistan, Hindukuş dağları boyunca Ak Hunlar tarafından işgal edildi.
- MS 451 – Aetius, Roma'yı müttefiki yaparak Attila Han'ı Katalon Çayırları'nda yener.
- MS 451 – Galya'nın Hun istilası ve Katalon Savaşı.
- MS 452 – Hunlar İtalya'yı işgal eder.
- MS 453 – Attila Han'ın ölümü.
- MS 454 – Hunlar Nedao Savaşı'nda kesin şekilde mağlup oldu.
- MS 455–484 – Khingila Han yönetiminde Ak Hunlar, Gandhara bölgesine yerleşir.
- MS 469 – Hun İmparatorluğu'nun yıkılışı.
- MS 470 – Hindistan'a Ak Hun akınlarının başlangıcı.