Pers-Yunan Savaşlarının Tarihi

Pers-Yunan Savaşları günümüzdeki Avrupa toplumlarının sınırlarını asırlar öncesinden belirlemeye başlamıştır.

Yazar Burcu Kara
yunan pers savaşları

MÖ 5. yüzyılda gerçekleşen Pers savaşları veya Pers-Yunan savaşları, MÖ 490 ve 480'de Persler tarafından Yunanlılara yapılmış iki istilayı kapsar. Pers-Yunan savaşları tarihteki bazı en ünlü ve önemli savaşlara sahne oldu. Bunlar Maraton Muharebesi, Termopylae Muharebesi, Salamis Deniz Muharebesi ve Platea Muharebesi olarak sıralanabilir. Yapılan tüm muharebelerin neticesinde Yunanlılar galip geldi ve medeniyetlerini korudular. Eğer yenilselerdi batı dünyası hiçbir zaman demokrasi, klasik mimari, heykelcilik, tiyatro ve Olimpiyat Oyunları gibi kalıcı kültürel miraslara sahip olmayacaktı.

Pers-Yunan savaşlarının kökeni

Darius (MÖ 522-486) ​​yönetimindeki Pers ülkesi halihazırda Avrupa'ya genişliyordu ve MÖ 5. yüzyılın başlarında İyonya, Trakya ve Makedonya'ya boyun eğdirmişti. Artık Kral Darius'un önünde gördüğü tek şey Atina ve Yunanistan'ın silüetiydi. Pers'in Yunanistan'ı neden bu kadar fazla arzuladığı belli değildir. Zenginlik ve kaynak muhtemel bir neden olamazdı. Ancak bazı makul öneriler arasında kralın ülkedeki prestijini artırmak veya imparatorluğa sorun teşkil edebilecek isyancı devletleri bir defada ve tamamen bastırmak istemesi var. Zira Yunanlıların MÖ 508'de toprak ve su karşılığında Pers satrapı haline geldikleri İyon ayaklanması ve MÖ 499'da Eretria ve Atinalıların Sardis şehrine saldırmaları henüz unutulmamıştı.

Pers-Yunan savaşlarının sebebi ne olursa olsun, Darius MÖ 491'de Yunanlıların bir kez daha Pers yönetimine boyun eğmesi için ülkeye elçiler gönderdi. Yunanlılar, elçileri infaz etmek gibi orantısız bir cevap verdiler. Atina ile Sparta birleşti ve Yunanistan'ın savunmasına destek olma sözü verdi. Darius'un bu diplomatik kıyıma cevabı öfkeli oldu. 600 gemi ve 25.000 adamını bugünkü adıyla Kiklad Adaları ve Eğriboz'a saldırmak üzere gönderdi. Persler artık Yunanistan ana karasına bir adım uzaktaydı.

Maraton Muharebesi

maraton savaşı

Darius şahsen Yunanistan'ın işgaline liderlik etmedi ancak generali Datis'i çok uluslu ordunun başına getirdi. İkinci komutan Darius'un yeğeni Artaphernes'ti ve tahmini 2.000 kişilik Pers süvarisine liderlik ediyordu. Pers ordusunun toplam gücü ise yaklaşık 90.000 adamdı.

Yunanlılar ise ya Miltiades ya da Callimachus tarafından yönetiliyordu ve toplamda sadece 10.000 ila 15.000 arasında bir kuvveti komuta ediyorlardı. Persli okçuların uzun menzilli saldırıları vardı. Yunanlıların ise büyük yuvarlak kalkanlı, mızraklı ve kılıçlı ağır piyade hoplitleri bulunuyordu. Falanks denilen düz bir çizgi halinde organize olmaları her bir kalkanın tunçtan bir duvar halinde hem taşıyanı hem de yanındakini korumasını sağlıyordu.

Sayıca kat ve kat az olmalarına rağmen Yunan hoplit askerlerinin uzun mızrağı, ağır kılıcı, daha iyi zırhı ve falanks dizilişi Perslere karşı zafer kazanmalarını sağladı.

MÖ 490 yılının Eylül ayında iki ordu Maraton düzlüğünde çarpıştı. Perslerin düşmana hızla çok sayıda ok atma gibi etkileyici görsellik sunan bir taktiği vardı. Ne var ki okların hafif yapısı tunç zırhlı hoplitlere karşı büyük ölçüde etkisiz kaldı. Mesafe kapandıkça Yunanlılar merkezlerini seyreltti ve düşman hatlarını kanatlardan sardılar. Bu taktik, daha uzun mızrak, daha ağır kılıç, daha iyi zırh ve falanks diziliminin katı disiplini ile birleşince Yunan hoplitler tüm zorluklara karşı büyük zafer kazandılar.

Kayıtlara göre sadece 192 Yunana karşı 6.400 Pers ölmüştür. Maraton savaşından sonra zafer adakları verildi ve heykeller dikildi. Maraton, Yunanlılar için hızla bir efsane haline geldi. Pers filosu Anadolu'ya kaçmıştı ancak bir dahaki sefere daha da büyük bir orduyla geri döneceklerdi.

Termopylae Muharebesi

termopylae savaşı

Darius yerini Kral I. Xerxes (Serhas) 'a bıraktı ve Xerxes, selefinin vizyonunu sürdürdü. MÖ 480'de Yunanistan'a tekrar saldırmak üzere büyük bir istila gücü topladı. Bu kez Yunanistan'ın doğu kıyısındaki Termopylae'ye vardı. MÖ 480 yılının Ağustos ayında Sparta Kralı Leonidas liderliğindeki küçük bir Yunan birliği Termopylae'ye vardı ve geçişi üç gün boyunca tuttular. Geçitte zorlu bir direniş gösterdiler ve sonunda her biri orada öldürüldü. Bunlar olurken Yunan deniz filosu Artemision'da Perslerle bir deniz savaşına girişti ve çarpışma kesin bir kazanan olmadan sonlandı. Tüm bu fedakarlıklar zafer getirmedi ancak Yunanistan'a önlerindeki tehlikeye karşı hazırlanmak için zaman kazandırdı.

Salamis Deniz Muharebesi

Termopylae'deki yenilgi şanlı bir yenilgi olsa da Perslerin Yunanistan'a girmesine engel olunamadı. Sonuç olarak birçok Yunan şehir devleti artık Perslerin elindeydi ve Atinalılar dağılmıştı. Bunlar olurken Leonidas'ın kardeşi Kleombrotos'un liderliğindeki bir Yunan ordusu Korint yakınlarında savunma duvarı inşa etmeye başladı. Ancak kışın gelmesiyle Perslerin kara harekatı durmuştu. Bir sonraki hayati savaş denizde olacaktı.

Yunanlılar MÖ 480 yılının Eylül ayında, Saronik Körfezi'ndeki Salamis'te yine öncekinden daha büyük bir düşman gücüyle karşılaştılar. Kesin rakamlar çok tartışılır ancak 300 kişilik bir Yunan filosuna karşı 500 Pers gemisi en olası tahmin olarak görülüyor. Hoplitler Maraton'da galip gelmişti. Şimdiyse sahneyi alma sırası trireme gemilerindeydi.

Salamis

Bunlar yan yana üç sıra kürekçi tarafından çekilen ve tunçtan bir koçla donanmış olan hızlı ve manevra kabiliyeti yüksek Yunan savaş gemileriydi. Perslerin de triremeleri bulunuyor ama Yunanlıların tarafında bir as vardı: Atinalı büyük general Themistokles. 20 yıllık tecrübesi ve Artemision'daki liderliğinden aldığı güvenle Pers filosunu Salamis'in dar boğazına çekmeyi ve düşman filosunu orada var gücüyle vurmayı planlıyordu. Cesur bir plandı çünkü geri çekilecek hiçbir nokta yoktu.

Themistokles büyük bir zafer kazandı ve geri kalan Pers gemileri Anadolu'ya kaçtı. Delphi'deki Apollo kahini haklı çıkmıştı: "Sadece ahşap bir duvar seni güvende tutacak". Yunanlıların ahşap triremeleri savaşı kazanmıştı. Buna rağmen Pers-Yunan savaşlarında Salamis son olmadı. Sıradaki savaş tüm Pers-Yunan savaşları arasında en büyüğü olacak ve Yunanistan'ın kaderine yüzyıllar boyu yön verecektir.

Platea Muharebesi

Salamis'ten sonra I. Xerxes, Sousa'daki sarayına döndü ancak yetenekli generali Mardonius'u hala devam eden işgalden sorumlu bıraktı. Denizdeki yenilgiye rağmen Persler hala karadaki konumlarında güçlüydü ve hala Yunanistan'ın çoğunu kontrol ediyorlardı. Birkaç siyasi müzakereden sonra Persler karada diplomasi yoluyla zafer kazanamayacağını anladı. Bunun üzerine iki ordu MÖ 479 Ağustos'unda Boeotia'daki Platea'da bir araya geldi.

platea savaşı

Yunanlılar, yaklaşık 30 şehir devletinden topladıkları askerlerle sayının 110.000 civarına ulaştığı şimdiye kadar görülen en büyük hoplit ordusunu kurmuştu. Persler ise bundan sadece biraz daha büyük bir birliğe sahipti. Süvari ve okçular üzerlerine düşeni yapsa da savaşı Yunanlılara kazandıran yine hoplit ve falanksın üstünlüğü oldu. Kral Xerxes sonunda Yunanistan'daki emellerinden vazgeçti.

Çarpışmaların ardından

Platea'daki çarpışmayla neredeyse aynı anda İyonya'da Mykale Muharebesi yapıldı. Leotychides liderliğindeki Yunan filosu karaya indirdiği orduyla oradaki Pers garnizonunu ortadan kaldırdı ve komutan Tigran'i öldürdü. İyonya devletleri yeniden Yunan İttifakı ile birleşti ve gelecekteki Pers saldırılarını engellemek için Attika-Delos Birliği'ni kurdular.

Ayrıca, Karadeniz'i kontrol eden Hersonisos ve Boğaziçi'ni kontrol eden Bizans geri alındı. Pers sonraki 30 yıl boyunca Ege'de meydana gelen beklenmedik çatışmalarla tehdit olmaya devam etti ancak Yunanistan anakarası artık en büyük tehlikeyi atlatmıştı. MÖ 449'da iki karşıt medeniyet arasında bazen Kallias Barışı olarak anılan bir barış antlaşması imzalandı.

Yunanlılar aldıkları zaferin coşkusunu yaşarken, Pers İmparatorluğu'nun yenilgisi pek ölümcül değildi. Xerxes yenilmişti ancak Atina'yı yağmalamıştı ve eve döndüğünde halkına kendisini bir kahraman gibi gösterdi. Ancak diğer savaşlarda olduğu gibi Perslerin tuttuğu yazılı kayıtlar olmadığından halkın Pers-Yunan savaşlarına ilişkin gerçek görüşü bilinmez.

Pers İmparatorluğu 100 yıl daha gelişimini sürdürdü. Pers-Yunan savaşlarının Yunanistan için zaferle sonuçlanması sadece bağımsızlığını garanti etmekle kalmadı aynı zamanda gelecekteki tüm Batı medeniyetlerinin kültürel temellerini atacak şaşırtıcı derecede zengin bir sanatsal ve kültürel çabaya girişmesine olanak tanıdı.