Matbaa bilginin daha önce hiçbir tasavvur edilemeyecek şekilde ve hızla iletilmesini ve yayılmasını mümkün hale getirerek – hatta dilin kendisini de değiştirerek – dinden, bilimsel ve siyasal devrimlere kadar bugün hala ortaya çıkmayı sürdüren değişiklikler getirdi. Matbaa, çeşitli işaretlerin bir araç ile basılmasıdır – genellikle mürekkebin kağıt üzerine uygulanmasıyla. İlk yazı biçimi olan çivi yazısı bir aletin kil üzerine bastırılmasıyla meydana getirilen bir basım şekliydi.
Baskı yönteminin ortaya çıkışı
Çin'de icat edilen matbaa 15. yüzyılda Johannes Gutenberg ve onun Gutenberg matbaasını geliştirmesi ile Avrupa'ya adım atmadan önce Çin toplumunda devrim yarattı. İlk matbaanın ne zaman icat edildiğini veya kimin icat ettiğini kimse kesin olarak bilmiyor ancak bilinen en eski basılı metin MS ilk 1000 yılda Çin'de ortaya çıktı.
İlk olarak 8. yüzyılda Çin'de blok baskının geliştirilmesi görüldü. Tarihlendirilebilen ilk basılı kitap olan Elmas Sutra gibi resimli bir metnin çok sayıda örneğinin üretilmesi şekillerin kabartma olarak işlenmesini ve kalıbının çıkarılmasını sağlayan tahta blok kullanımı ile mümkün oldu.
MS 877 civarında basılmış takvim, matematik çizelgeleri, kelime bilgisi kılavuzu, görgü kuralları talimatı, cenaze ve düğün rehberleri, çocuklar için eğitim materyalleri, sözlükler ve almanaklar gibi diğer bazı basılı metinler de Çin'in Dunhuang şehrinden günümüze ulaşmıştır.
Baskı yönteminin bu ilk döneminde rulo parşömenlerin yerini kitap biçimli metinler almaya başladı. O dönemde Japonya ve Kore'de de tahta blok baskı kullanılıyordu ve aynı dönemde bir noktada Budist ve Taocu metinler için metal blok baskı geliştirildi.
Taşınabilir tür baskı yöntemi
Taşınabilir tür (moveable type) baskı olarak isimlendirilen bu yöntemde her birinin üzerinde harf bulunan baskı blokları kullanılıyordu ve basılacak metne göre bloklar hizalanıyordu. MS 970'den 1051'e kadar yaşamış Çinli Bi Sheng tarafından geliştirildi.
İlk taşınabilir tür baskı aleti kile oyulup sert bloklar haline getirilerek elde edildi. Ardından demir plakalı demir çerçeve üzerine yerleştirildi. Bi Sheng'in matbaasından bahsedilen ilk kaynak Düş Havuzu Denemeleri'dir ve 1086 yılında bilim adamı Shen Kuo tarafından yazıldı. Bi Sheng'in matbaasının o öldükten sonra yeğenlerine geçtiğini belirtti.
Shen Kuo, Bi Sheng'in ahşap kullanmadığını, çünkü dokunun tutarsız olduğunu ve nemi çok kolay emdiğini ve ayrıca mürekkebin yapışma sorunu olduğunu açıkladı. Pişmiş kili yeniden kullanım için temizlemek daha kolaydı.
MS 1127'den 1279'a kadar hüküm süren Güney Song Hanedanlığı döneminde kitaplar toplumda yaygınlaştı ve bilimle ilgilenen ve devlet memuru olma imkanına sahip bir vatandaş sınıfı yaratıldı. Büyük basılı kitap koleksiyonları zengin sınıf için statü sembolü haline geldi.
İlk seri basılan kitap
Ching-te yargıcı Wang Chen'in 1297'de Nung Shu adlı tarım ve çiftçilik uygulamaları üzerine yayınladığı makalesi ile tahta kalıp baskı yöntemi geri döndü. Wang Chen ahşabı daha dayanıklı ve hassas hale getiren için bir süreç tasarlamıştı. Ardından baskı sürecini dizgiciler için daha verimli hale getirmek için kalıpların düzene koyulduğu döner bir masa tasarladı ve bu da baskının daha yüksek hızla yapılmasını sağladı.
Tahta kalıp matbaadan çıkan Nung Shu dünyanın ilk seri üretilen kitabı olarak kabul edilir. Avrupa'ya ihraç edildi ve önceleri tesadüfen Avrupalılara atfedilen birçok icadın Çin kaynaklı olduğunu gösterdi. Wang Chen'in tahta kalıp baskı yöntemi Çin'deki matbaacılar tarafından kullanılmaya devam etti.
Matbaanın gelişimi
Blok baskı her bloğun bir sayfaya ait olduğu, çok emek gerektiren, yavaş bir yöntemdi. İlk defa Doğu Asya'da bulunmasına karşın makineli olan sürümü ilk kez Alman matbaacı Johannes Gutenberg tarafından geliştirildi. Yeni harf yüzleri, baskı ve kağıt işlemlerinin mekanizasyonu gibi incelikler sayesinde matbaası 19. yüzyıla kadar değişmeden kalacak kadar gelişkindi.
Matbaa Avrupa'da Wang Chen'in icadından 150 yıl sonra ortaya çıktı. Kuyumcu ve mucit Johannes Gutenberg, 1440 yılında Fransa'nın Strazburg kentinde matbaacılık deneylerine başladığında Mainz, Almanya'dan siyasi olarak sürgün edilmişti. Birkaç yıl sonra Mainz'e döndü ve 1450'de mükemmelleştirilmiş ve ticari olarak kullanıma hazır bir baskı makinesine sahipti: Gutenberg matbaası.
Gutenberg Matbaası
Gutenberg'in tasarımının ayrılmaz bir parçası ahşabı metal ile ve baskı bloklarını harfler ile değiştirmesiydi. Böylece Asyalıların taşınabilir tür matbaasının Avrupa versiyonunu oluşturdu. Türü büyük miktarda erişilebilir kılmak ve farklı baskı aşamalarına hazır hale getirmek isteyen Gutenberg, kopya döküm yöntemini geliştirdi: Harfleri pirinç kalıpta ters oluşturuyor ve ardından pirinç dökerek bu kalıplardan kopyalar meydana getiriyordu. Metal kalıplar için kum döküm sistemini kullandı. Metala işleyen kendi mürekkebini yapmasaydı sistemi bu kadar mükemmel işlemeyecekti. Gutenberg tek bir kitap bastı: İncil için 300 ayrı kalıplanmış harf bloğu ve 50.000 sayfa kağıt kullandı. Kitapların birçok parçası günümüze geldi.
Matbaası için Fust'tan borç alan Gutenberg 1455'te Fust tarafından haciz edildi. Davada Gutenberg'in tüm ekipmanları Fust'a ve Almanya'nın Gernsheim kentindeki eski bir hattat olan Peter Schoffer'a gitti. Gutenberg'in baskıya devam ettiği ve 1460'da Latince bir sözlük olan Catholicon'u baskısını çıkardığına inanılıyor. Ancak 1460'dan sonra yaşadığı muhtemel görme bozukluğu nedeniyle matbaaya dair çabalarını durdurdu ve 1468'de öldü.
Peter Schoffer
Schoffer, Gutenberg'in ekipmanlarını ele geçirdikten sonra onun baskı makinesinden yararlandı ve Gutenberg'den teknik olarak daha iyi bir matbaacı ve tipograf olduğu görülür. İki yıl sonra üç renkli başlık sayfası olan ve çeşitli baskı türlerinin kullanıldığı Mezmurlar Kitabı'nı çıkardı. Bu baskının en büyük özelliği tarihte ilk kez kolofon içermesi oldu. Kolofon, kitabın yayın bilgilerinin ayrıntılarını veren bölümüdür. Mezmurlar Kitabı'nın bu baskısının on nüshasının hala var olduğu biliniyor.
Matbaa Avrupa'ya yayılıyor
Matbaa bir ticaret kolu olarak yayılması Gutenberg'e ilk matbaa denemelerinde yardımcı olan ve işi daha sonra başkalarına öğreten Almanya'daki işçiler sayesinde oldu. Almanya'dan sonra matbaa 1465'te İtalya'ya getirildi. 1470'e gelindiğinde İtalyan matbaacılar basılı malzeme işinde başarılı olmaya başladı. Alman matbaacılar 1470'de Paris'teki Sorbonne'da matbaa kurmaya davet edildi ve oradaki kütüphaneci çoğunlukla öğrenciler için ders kitapları bastı. Diğer Alman matbaacılar da 1476'da Paris'e taşındı ve özel şirketler kurdu.
İspanya 1473'te Alman matbaacıları Valencia'da ağırladı ve 1475'te Barselona'ya yayıldılar. Gutenberg'in icadı yıllarca Belçika'nın Bruges kentinde yaşamış İngiliz William Caxton tarafından 1476'da İngiltere'ye getirildi. Caxton bundan önce 1471'de Bruges'de bir matbaa kurmak ve çeşitli eserlerin kendi çevirilerini yayımlamak için Köln'e gitmişti. Portekiz 1495'te matbaacıları Lizbon'a davet etti.
Osmanlı'da matbaa
Bundan önce 1493'te İspanyol göçmeni Yahudi David ve Samuel İbn Nahmias kardeşler Osmanlı'da ilk matbaayı kurdu. Ancak Osmanlı matbaayı 1727'ye kadar yasaklayarak Türk toplumunun görece bilgisizlik içinde yaşamaya devam etmesinin temel sebebi oldu. Yaklaşık 1450 ila 1500 arasında dünyada 5.000 farklı eser üretilip basılırken, bir iki yüz yıl sonra Osmanlı'da yaklaşık 1730 ila 1800 arasında sadece 70 eser üretilip basılmıştır.
Matbaa dünyayı değiştiriyor
Matbaanın dünya çapında yaygınlaşması bilginin ve fikirlerin geniş çapta yayılması ve Avrupa'daki monarşilerin gücünün tehdit edilmesi anlamına geliyordu. 1501 yılında, Papa 6. Alexander kilisenin onayı olmadan el yazmaları basan herkesi aforoz edeceğini söyledi. Ancak 20 yıl sonra John Calvin ve Martin Luther'in kitapları basıldı ve İskender'in korktuğu şeyi gerçeğe dönüştürdü.
Bu "tehdidi" daha da ileri götüren Copernicus kilise tarafından sapkınlık olarak görülen Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine adlı eserini yayımladı. 1605 yılında ilk resmi gazete Relation Strasbourg'da basıldı ve dağıtıldı. Tüm Avrupa'da gazeteler çıktı ve matbaanın okuryazarlığın ve eğitimin büyümesine ve sıradan insanların bilgiye geniş kapsamlı erişimine katkısı resmileşti.
Linotipin (satır satır baskı yapabilen makine) 1880'lerde geliştirilmesi, dizgicilerin el yerine bir tür klavye kullanarak dizgi yapması imkanını verdi. Stereotip baskı klişesi sayfaların çok sayıda baskı için çoğaltılmasını mümkün hale getirdi. 20. yüzyılda film kullanımı baskı kalıplarının fotoğrafik şekilde hızlı üretimini sağladı. Yüzyılın sonunda bilgisayarlar dizgi ve grafikten, mürekkepleme ve kurutmaya kadar matbaanın tüm yönlerinin tek bir makineyle yapılmasını mümkün hale getirdi.
Matbaanın zaman çizelgesi
MÖ 2291 – 2254: Sümer çivi yazısı
Çivi yazısını elle işlemek yerine ıstampayla basma yöntemi kullanılmaya başlanır. Istampalar yumuşak kil tuğlalar halinde preslenir ve daha sonra fırınlanır.
8. yüzyıl: Blok basım
Yontulmuş tahta blok ve mürekkep kullanarak basım işlemi ksilografi adıyla bilinir; bilinen en eski ksilografi parşömen, Kore'den bir Budist dharani (özdeyiş) tomarıdır.
868: Blok basım kitap
En eski tarihli kitap (tam metin) Çin, Dunhuang'da bir mağarada bulunan bir Budist metni Diamond Sutra'dır.
1275 – 1313: Taşınabilir baskı
Çin'de 11. yüzyılda Wang Shen tarafından her biri taşınabilir olan tahta harf baskı tekniği geliştirilir ve 60.000'den fazla harf içerir.
1377: Taşınabilir metal harf
Taşınabilir ilk metal harf Kore'de bronz dökümle yapılır ve kutsal Budist Jikji Simche Yojeol metninin üretilmesinde kullanılır.
1455 – 56: Baskı makinesi
Gutenberg Avrupa'daki ilk kitabı basar: Gutenberg veya 42 satır İncil (her sayfadaki satır sayısı nedeniyle bu isim verilmiştir).
1790'lar – 1820'ler: Metal baskı makinesi
Tam metal yapılı Columbia baskı makinesinde vidanın yerine ilk defa manivela ve ağırlık kullanılır.
1886: Linotip
Linotip makinesi tüm harfleri elle teker teker dizmek yerine mürettibe klavye şeklinde bir daktilo kullanarak baskı satırlarını hazırlama imkanı verir.
1903: Ofset baskı
Yağ bazlı baskı mürekkebi ile suyun birbirine karışmamasıdır. Ofset baskı levhanın aşınması azaltılarak aktarılmasını (veya ofsetlenmesini) sağladı. Renkli resim baskı levha, kağıda kauçuk bir tabaka vasıtasıyla düzgün ve pürüzsüz bir şekilde işlenir.
1949: Fotokopi
Amerikalı Chester Carlson tarafından ABD'de Xerox Şirketi'nde geliştirilen fotokopi makinesi sıvı mürekkep yerine toz mürekkep veya toner kullanır ve elektrostatik şekilde dağıtır.
20. yüzyıl sonu – günümüz: Masaüstü baskı
Lazer yazıcılar bütün bir ofisin ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeteneklere sahiptir.