Galya, Kelt Galyalılarının Ren Irmağı'nın batı kıyılarında şimdiki Fransa, Belçika, Lüksemburg ile kısmen İsviçre, Almanya ve Hollanda'da ve bugünkü İtalya'nın Po Vadisi'ni içeren bölgede yaşadığı yerdir. Galya ismi Romalılar tarafından konuldu. Galya'nın sınırları doğuda Ren Irmağı ve Alpler, güneyde Mare Nostrum (Akdeniz), Po Vadisi ve Pireneler, batı ve kuzeyde Atlantik Okyanusu'ydu. Bölgenin Jül Sezar (MÖ 58-51) tarafından Roma adına fethinden önce, "Galya" adı ortak kökene sahip olduklarına inanan ve ortak dinleri olan halklardan oluşan kültürel ve askeri bir alanı simgeliyordu. Bu ortak köken Tunç Çağı'nın Urnfield kültüründen göçmen grupların yavaşça bu Galya bölgesine yayıldığı MÖ 8. yüzyıla dek uzanır. Bu kültür ölülerini yakmasıyla biliniyor ve adını ölü küllerinin saklandığı kaptan (Urn) alıyor.
Galyalıların Roma'yı istilası
Roma'nın ilk kez yağmalanmasının hikayesi söylencelerle doludur. Genç kent, savaş ağası Brennus tarafından yönetilen bir grup Galya Keltiyle çatışmaya girer. MÖ 18 Temmuz 387'de iki taraf, Allia Irmağı kıyısında bir savaşta karşılaşırlar. Romalılar, kendi lejyonlarına has o ünlü dövüş stilini henüz öğrenmektedir ve ordunun çoğu vahşi saçlı, çıplak göğüslü Galya ordusunun ilk saldırısında dağılır. Geri kalanlar ise katledilir ve Brennus'a Roma'ya giden açık bir yol kalır. Galyalı Brennus'un adamları birkaç gün sonra kente girer ve bir tecavüz ve yağma dalgası başlar. Binalar yakılır veya tüm değerli eşyaları yağmalanır. Roma senatosunun çoğu Forum'da kılıçtan geçirilir.
Galyalılar kentin geri kalanına zarar verirken hayatta kalan Romalılar Kapitolin Tepesi'ne sığındılar. Burada birkaç Galya saldırısını püskürttüler ancak aylar süren kuşatmadan sonra Brennus ve ordusunun kenti terk etmesi karşılığında 500 kg altın ödemeyi kabul ettiler. Söylenceye göre Brennus fidyeyi tartmak için hileli teraziler kullandı. Romalılar şikayet edince kılıcını teraziye attı ve "Vae Victis!" ("Yenilenlerin vay haline!") diye bağırdı. Galyalılar ayrıldıktan sonra Romalılar kenti yeniden inşa ettiler ancak Allia Irmağı'ndaki yenilgi derin yaralar bıraktı. Romalılar tarihin geri kalanı boyunca 18 Temmuz'u lanetli gün olarak kabul ettiler.
Jül Sezar'a göre Galya
Roma öncesi Galya'ya dair bilinen en iyi tanım Caius Jül Sezar'ın Commentarii de Bello Gallico (Gallia Savaşı) kitabından gelir. Kitaba göre tüm Galya, biri Belgaların (Belçikalılar) yaşadığı, diğeri Aquitani'nin yaşadığı ve son olarak Galyalıların yaşadığı üç bölüme ayrılmıştır. Roma üçüncü gruba "Galyalı" der ancak kendi dillerinde isimleri Kelttir. Bütün bu gruplar dil, gelenek ve yasa bakımından farklıdır.
Jül Sezar tüm Galyalılar içinde Belgaların en cesur olduğunu yazar. Çünkü uygarlıktan ve Bizans'tan en uzak olduğunu belirtir. Sezar, tüccarların "aklı kadınsı yapan" şeyler için onlarla az sıklıkla alışveriş yaptığını söyler. Belgalar Cermenlere en yakın konumlu boydur. Ren Irmağı'nın ötesinde dolaşırlar ve Cermenlerle savaşırlar. Sezar'a göre Kelt kabilesi Helvetler de bu yönden yiğitlikte geri kalan Galyalıları geçer: İsviçre Platosunda yaşar ve her gün Cermenlerle çatışırlar ve onları kendi bölgelerinden atar ve de onların bölgesine saldırırlar.
Galyalıların ortaya çıkışı
Galyalılar ilk kez MÖ 5. yüzyılda Alplerin kuzeyindeki La Tène kültürünün parçası olarak ortaya çıktılar. Seine, Orta Ren ve yukarı Elbe arasındaki topraklara yayılmış bir topluluktu. MÖ 5. yüzyılda Galyalılar, Ren Irmağı vadisinden güneye, Akdeniz kıyılarına göç etti. MÖ 4. yüzyılın ortalarında, çeşitli Galya kabileleri, Milano'dan Adriyatik kıyılarına dek kuzey İtalya'ya yerleştiler. İtalya'nın Galyalılar tarafından işgal edilen bölgesi, Romalılar tarafından Cisalpina Galyası ("Alplerin bu tarafındaki Galya") olarak adlandırıldı. MÖ 390'a gelindiğinde Galyalılar bir Roma kentini ele geçirdi ve yağmaladı. Roma bu zamanlarda henüz ünlü askeri gücüne ulaşmamıştı.
Romalılar barbarlar tarafından yağmalanmayı aşağılanma olarak gördüler ve Galya'yı fethetme dürtüsü burada oluştu. 284'te Cisalpina Galyalıları orta İtalya'ya girdiler. Ancak çatışmalarda Romalılar Keltli Insubres kabilesini yendi, Milano'yu aldı ve bölgede bir tampon koloni kurdu. İkinci Pön Savaşı'nda Kartacalı Hannibal Barca, Romalılara karşı Galyalı Cenomani ile ittifak yapmıştır. Ancak Romalılar galip gelir ve 181'de Roma, Cisalpina Galyasını boyunduruk altına alarak sömürgeleştirir.
MÖ 2. yüzyıla gelindiğinde Romalılar topraklarını Alpler üzerinden Fransa'nın güneyine genişletir ve Akdeniz'in bu bölgesindeki ticaretin çoğunun hakimidirler. Galya halkı Allobroges ve Arverni'ye karşı bir başka Galya halkı Aedui ile ittifak kuran Roma MÖ 120'den sonra Rhone Irmağı vadisinin kontrolünü aldı. 118'de kıyıda Roma kolonisi Narbo Martius (Narbonne şimdi bir Fransa ili) kuruldu ve güney eyaleti Gallia Narbonensis (Latince "Narbonne Galyası") olarak tanındı. Cermen Cimbri ve Teutones'un işgal girişimi 102'de Romalı Marius tarafından yenilgiye uğratıldı ancak 50 yıl sonra İsviçre'den Helvetler ve Almanya'dan Sueviler tarafından Galya'ya yeni bir istila dalgası başladı. Bu durum 58'de Jül Sezar'ın Galya'nın geri kalanını fethetmesini tetikledi.
Roma'nın Galya'yı fethi
53-50 yılları arasında Sezar, Keltlerden Arvernilerin lideri Vercingetorix'in başlattığı Galya isyanını bastırmakla meşguldü. Sezar, Galyalılara cömert davrandı, kentlerini önemli ölçüde özerk bıraktı ve bu sayede 49-45'te Pompey'e karşı yaptığı iç savaşlarda Galyalı askerlerin bağlılığını aldı. Galya toplumunun eski bir dini merkezi olan Lugdunum (Lyon), Roma Galyasının başkenti oldu. Ülke dört eyalete bölündü: Narbonensis, Aquitania, Fransa'nın merkezinde Celtica ve Belgica. Daha fazlası için: Galya Savaşları: Jül Sezar Galya'yı nasıl ele geçirdi?
Romalılar, Galya boyunca kasabalar ve yollar inşa ettiler ve orta sınıf tüccarın gelişimini teşvik ederken eski Galyalı toprak sahibi sınıfı vergilendirdiler. İmparator Tiberius, M.S. 21'de soyluların isyanını bastırmakla uğraştı. Ayrıca Galya aristokrasisinin asimilasyonu için onlara Roma Senatosu'nda koltuk ve Galya yönetiminde görev verdi.
Sonraki iki yüzyıl ara sıra isyanlar yaşandı ve orta Ren'den yukarı Tuna'ya dek Cermen kabilelerinin Galya'yı istilası sıklaştı. 2. yüzyılın başlarında Galyalılar Hristiyanlık ile tanıştı. İmparator Marcus Aurelius'un (161-180) saltanatı sırasında Cermen işgalciler Roma sınır engellerini aştılar. Ren Irmağı boyunca uzanan sınır lejyonları isyan etti ve imparator Commodus'un 192'de ölümünü takiben iç savaşlar başladı. Enflasyon ve yükselen fiyatların damgasını vurduğu ekonomik durgunluk kasabalara ve küçük çiftçilere zarar verdi.
Galya İmparatorluğu
260'da Galya, İspanya ve İngiltere, Trier'den yönetilen bağımsız bir Galya İmparatorluğu kurdular. Roma imparatoru Aurelian 273'te Galya'yı geri aldı ancak Cermen kabileleri ülkeyi İspanya'ya dek harap etti. Diocletianus ve halefleri altında savunma ve yönetimde reformlar yapıldı ancak Galya'daki huzursuzluk imparatorluğu yavaşça parçaladı. 4. yüzyılın ortalarında bir istila dalgası başladı. 5. yüzyılda Vizigotlar Aquitania'yı ele geçirdiler, Franklar Belgica'ya hükmettiler ve Burgonyalılar Ren'e hakim oldular. Frank Merovingian krallığı 6. yüzyılın başlarında ortaya çıktığında Romalılar Galya'nın kontrolünü kaybetmişti.
Nihayetinde Galya, Roma kültürünün önemli bir temsilcisi oldu. Galyalı yazarlar, klasik Roma edebi geleneğini uzun süre canlı tuttu. Galya'da inşa edilen amfi tiyatroların, su kemerlerinin ve diğer Roma eserlerinin çoğu hala ayaktadır.