Hepimiz bu acıyı biliyoruz: Parmağınızdaki deriye hasar veren ince bir kesik derin bir yanma hissi doğurur. Kağıt kesiği olarak bilinen bu olgu neden bu denli acı verir? Kağıt, inanılmaz derecede ince olduğu için cildinizi kesebilir ve yüksek güçte bir mikroskop altında bakarsanız, kağıdın kenarları tırtıklıdır. Kağıt yaprağı fazla yumuşak ve esnektir ve uyguladığı basınç cildi delmeye yetmez. Bu nedenle kağıt kesiği sık görülmez. Ancak kağıt yerine sabitlenirse tek bir yaprağı cildi kesme basıncına ulaşacak kadar sertleşebiliyor.
Sinir Lifleri
Ellerimiz dokunma dünyasına açılan penceredir ve bu nedenle sinir lifleriyle dolu ve vücudun herhangi bir yerinde olduğundan çok daha fazla sayıdalar. Bu onları acı için birincil hedef yapıyor. Bu sinir liflerine "nosiseptörler" deniyor ve omurilik yoluyla beyne yaşamsal bilgiler iletirler.
Bu bilgi basınç, sıcaklık ve kimyasal ipuçları içeriyor – hepsi kendini "acı" olarak adlandırdığımız şey olarak gösterir. Mekanik nosiseptörler basınca tepki verir ve cilt yüzeyindeki kırılmaları algılayabilirler. Kağıt kesiği gerçekleştiğinde ağrı sinyalinin iletilmesinden sorumlu olan bu reseptörler oluyor.
Kağıt Kesikleri
Kağıt kesikleri, jilet tipi kesik nedeniyle çok küçük bir alanda çok sayıda ağrı reseptörünü (nosiseptörler omuriliğe ve beyne sinir sinyalleri gönderir) uyardığı için bir kez gerçekleştiğinde çok acı veriyor. Ayrıca kağıt kesikleri çok derin olmama eğiliminde olduğundan kanama sınırlıdır ve ağrı reseptörleri çevreleyen ortama maruz kalır.
Mutfak bıçağı gibi keskin bir nesneden doğan kesiğe kıyasla, kağıt kesikleri nispeten sığ ve düzensizler ve kağıdın kenarının tırtıklı, mat yapısı nedeniyle çok daha fazla mikroskobik hasara yol açarlar. Kağıt lifleri yaranın içinde kalabileceğinden mikroskobik hasar şiddetlenir.
En hassas nosiseptörler aslında deri yüzeyine en yakın noktada olduğundan kağıt kesikleri en yüksek hasara neden oluyor, kesik en hassas reseptörlerin en yüksek yoğunlukta olduğu yere yakındır.
Sığ bir kesik olduğundan kağıt kesiklerinde çok az kan olma eğiliminde, bu da nadiren belirgin pıhtı oluştuğu anlamına geliyor. Dolayısıyla kesilen yara çevresel etkilere daha açıktır ve havadaki partiküller veya mikroskobik tahriş edici maddeler yüzeydeki yaraya girerek hasarı ilerletebilir ve maruz kalınan ağrıyı artırır.
Ayrıca parmaklarımızı çeşitli görevlerde sürekli olarak kullandığımızdan cilt üzerindeki stres, yarayı vücudun herhangi bir yerinde olduğundan çok daha uzun süre açık tutuyor.
Ağrıyı Giderme ve İyileşme
Yaraya sıkıca bastırırsanız basınç sinyali, beyindeki ağrı sinyalinin üstüne çıkarak etkili bir ağrı kesici işlev görür. Gençken düştükten sonra bacağınızı ovuşturduğunuzda bu olguyu uygulamış oluyordunuz. Kağıt kesiği yarayı sıvı plaster ve hatta bal kullanarak kapatarak da rahatlatılabilir. Bu işlem tahriş edici maddelerin yaraya girmesini engellerken aynı zamanda enfeksiyonu önlüyor ve iyileşme sürecini hızlandırıyor.