Kızlar için pembe, erkekler için mavi. Kadınlar için topuklu ayakkabılar, erkekler için düz ayakkabılar. Bayanlar için korse, beyler için iri silüetler? Bu seçimler geçmişte her zaman böyle değildi. Hatta 20. yüzyıla kadar pembe bir erkek rengiydi, topuklu ayakkabı erkekler için icat edilmişti ve evet, erkekler korse giydiler. Bu bağcıklı iç giysisi insanlarda daima kadın görüntüsünü çağrıştırır. Yani "korse" deyince aklınıza bir erkek gelmesi pek olası değildir. Ancak tarihte daha farklıydı.
Korsenin ortaya çıkışı
Korse, 1500'lerde Catherine de Medici (bkz: Medici Hanedanı) tarafından moda haline getirilmesinden, II. Dünya Savaşı'nın havasıyla kullanımının azalmasına kadar yüzlerce kez elden geçirildi. Ancak erkekler korse icat edildiğinden beri onu giydiler. Amerika'nın kurucularından Thomas Paine aile mesleği olarak korse üreticisiydi. Korseler orduda (özellikle süvariler arasında), avcılık ve yorucu egzersiz için günümüzdeki halter kemeri gibi kullanıldı. 1812 Savaşı'nda savaşan 30 yıllık deniz subayı Purser Thomas Chew denizde korse giydi. Tarihin birçok kez gösterdiği gibi bazen işlevsellik yerini modaya bırakır ve korsenin popülerliği de böyle başladı.
19. yüzyılda Fransızlar şıklık olarak belin inceliği ve darlığına önem vermeye başladılar. Omuzlar geniş, etek bölümü uzun ve beli dar erkek giyimi moda olmaya başladı.
Dandicilik erkek modasında etkileyici bir dönemdir. 18. yüzyılın sonları ile 19. yüzyılın başlarında Avrupa'da, özellikle Büyük Britanya'da akım haline geldi. Dandiler, fiziksel görünüme özel önem vererek ve modaya uygun dış giyimi rafine terzilikle abartarak aristokrat yaşam tarzını taklit etmeye çalışan, ağır davranışlı sıradan insanlardı.
Bir dandi (dandy), duruşunu güçlendirmek için kadınsılığı vurgulayan modaları benimsemeyi de içeren çeşitli yatkınlıklara sahipti. Yeterince ince değilse korse giyer ve dahası göğsünü, omzunu, uyluklarını, inciklerini ve kalçasını öne çıkarmak için özel pedler kullanabilirdi.
18. yüzyılda pantolonlar kısaydı ve dizin hemen altındaydı, bu yüzden baldırlarda güçlü bir S-eğrisi olması arzu edilirdi. Dolayısıyla erkeklerde iç dolgulu çoraplar popüler oldu. 1820 civarında erkekler giyim tarihinde ilk kez yaygın şekilde korse giymeye başladılar çünkü çok sıkı ve ince bir bele sahip olmak zenginlik ve soyluluğa en yakın duruştu.
Dandi (züppe) denilen insanlardan önce 18. yüzyıl İngiltere'sinde makaroniler vardı. Bunlar aşırı özenti ve cinsiyetsiz giyinen, hatta konuşan erkeklerdi. XIV. Louis ve Marie Antoinette'in Fransız sarayındaki gösterişli erkeklere özenen sıradan insanlardı. Güneş Kral lakabıyla XIV. Louis dansa ve dramatik sanatlara olan aşkını tayt ve etekle birleşmişti.
"Makaroni" adı Avrupa'dan dönen zengin aristokratlar tarafından İngiltere'ye getirilen yeni İtalyan makarnasının popülaritesinden geldi. Farklı dilleri karıştırarak ve iki dilli kelime oyunları yaparak sohbet ettiği bilinen makaroniler dandinin de ötesindeydi. Daha dar yelek, topuklu ayakkabı, allı dudak ve yanaklar, yüzde noktalar, pudralı peruk, mücevherli parmaklar ve manikürlü tırnakları olan çok seyahat eden erkeklerdi. Onlar yüzünden modaya uygun ve çağdaş olan her şeye "çok makarna" veya makaroni denildi. Ayrıca çok kumar oynar, çok az yer ve genel olarak modanın sınırlarını aşmasıyla alay edilirdi.
Korsenin erkek giyimi olarak bitişi
Fransız Devrimi'nin toplumsal kargaşasıyla dandiler daha sade bir erkek giyimi olarak ortaya çıktı. Ancak İngiliz aristokrasisinin çoğu o heykelsi Greko-Romen erkek siluetine ulaşmak için hala korse kullanıyordu çünkü beden ölçüleri istenilen noktadan uzaktı.
"Binici paltosu"nun (riding coat) Fransızcada yanlış telaffuzu olan "redingot" 1820'lerde erkekler için daha sağduyulu ve alternatif bir korse biçimi oldu. En az bir 10 yıl popüler kaldı ancak makaroni gibi dandi de alay konusu olduğundan sonunda yavaşça ortadan kalktı. İngiliz ve Fransızlar arasında uzun süredir devam eden rekabetin parçası olarak, 19. yüzyıl İngiliz karikatüristleri Fransız dandileri yetersiz beslenmiş cılız kişiler olarak resmederken, onları iyi beslenmiş İngiliz erkekliğiyle karşılaştırdı.
Sonraki yıllarda erkekler nihayet giyimde güzellik ve benzersizlik arzusundan vazgeçti ve daha pratik, basit ve işlevsel olmayı seçti. Dandicilik Sanayi Devrimi'den sonra tamamen azaldı ve moda kadınların işi haline geldi. Aynı zamanda kadınlar da daha fazla hak ve cinsiyet eşitliği talep ettiğinden bu arzularını ifade etmek için yavaş yavaş erkeksi giyinmeye başladılar.