Tarihin en büyük kalecisi Lev Yaşin

Lev Yaşin

Futbol dünyanın en popüler sporu. İster yerel bir takımın futbol maçı olsun, isterse ülkelerin küresel futbol şampiyonunu belirlemek için kafa kafaya yarıştığı Dünya Kupası olsun, dünya genelinde birçok kişi bu maçları izliyor. Sonuç olarak, bu sporu oynayanlar dünya çapında tanınırlık ve haftada yarım milyon dolar kazanan bazı en iyi oyuncularla eşleşmek için ödeme alır.

Tarih boyunca, oyuncular rekorlar kırdılar veya sporda olağanüstü beceriler sergilediler ve bu sayede tarih kitaplarında en iyilerin yanında yer aldılar. Bu efsanelerden biri, geçmişi ve ülkesinin batı ile olan ilişkisi nedeniyle genellikle göz ardı edilir. Bu oyuncu Lev Yaşin'dir.

SSCB

Lev Ivanoviç Yaşin 22 Ekim 1929'da SSCB'nin başkenti Moskova'da doğdu. Çocukluğu, İkinci Dünya Savaşı başladığında kısa kesilecekti. 12 yaşındayken, savaşta ülkesine yardımcı olması için Moskova'daki bir mühimmat fabrikasında çalışmaya zorlandı. 6 yıl mühimmat fabrikasında çalıştıktan sonra, mevcut koşullarda ruh sağlığının bozulacağı korkusuyla Moskova'daki bir askeri fabrikaya taşındı.

1960'ların başında Lev Yaşin

Moskova'daki askeri fabrikada çalışırken fabrikanın geri kalan işçileriyle birlikte futbol oynardı. Yeteneği o genç yaşta bile öne çıktı ve askeri fabrikaya taşınmasından kısa süre sonra genç Yaşin'e Dinamo Moskova genç takımında yer teklif edildi. Dinamo Moskova, SSCB'deki en büyük futbol kulüplerinden biri olduğu için, SSCB'de futbolla ilgilenen her genç böyle bir fırsatı hayal ederdi.

SSCB milli takımı izcileri kendisini çabuk fark etti. Yaşin, Dinamo için oynamaya başladıktan sadece 4 yıl sonra 1954'te milli takıma alındı. Lev Yaşin futbol kariyerinin sonuna doğru 326 maça çıktığı Dinamo Moskova'da sergilediği kalecilik becerileriyle unutulmaz hale geldi.

Kara Örümcek

Lev Yaşin
Lev Yaşin havadan gelen topa yumruk atma tekniğini geliştiren ilk kalecidir.

Sovyetler Birliği'nde öne çıktıktan sonra Yaşin, adını Demir Perde'nin dışına yaymaya başladı ve ilk uluslarlarası tanınırlığı 1956 Yaz Olimpiyatları'nda oldu. Burada SSCB milli takımının olimpiyat şampiyonu olmasına yardım etti. Dünya Kupası kariyeri boyunca (1958, 1962 ve 1966 Dünya Kupaları'nda SSCB için oynadı). Takımla oynadığı 12 maçtan 4'ündü gol yemedi. Genç Pele gibi oyuncularla karşılaştığı düşünüldüğünde etkileyici bir başarı.

Lev Yaşin havadan gelen topa yumruk atma tekniğini geliştiren ilk kalecidir. O zamanlar tüm kalecilere ne pahasına olursa olsun topu yakalamaları öğretilirdi. Bu teknik Yaşin'in kimsenin yapamayacağı şutları kurtarmasını sağlıyordu. Ayrıca kalesini terk ederek savunma yapma alışkanlığı olan ilk kaleciydi. O zamanlar kaleciler kaleye neredeyse yapışık oynardı.

60'ların başındaki performansı özellikle dikkat çekti. 1960 ve 1961'de Balon d'Or'a aday gösterildi. 1962'deki cansız yıla rağmen 1963'teki performansıyla uluslararası futbol camiasını yeniden şaşırttı. Özellikle 1963'teki İngiltere – Dünyanın Geri Kalanı adlı maçtaki performansı manşetlere taşındı. Bu maçtaki performansı Lev Yaşin'in 1963'teki Ballon d'Or'u kazanmasının önde gelen faktörlerinden biriydi. 60 yıl sonra halen tarihte Ballon d'Or'u ödülü kazanan tek kaleci olmaya devam ediyor.

Tarzı, cesareti ve giysisi ona "Kara Örümcek" veya "Kara Ahtapot" lakabını kazandırdı. Bunun nedeni karakteristik siyah giysisi ve hücum oyuncuları tarafından yapılan tüm gol denemelerini olmasa da çoğunu kurtarmasıyla "8 elli" olduğuna inanılmasıydı. Kariyeri boyunca 151 penaltı vuruşu kurtardı ve tarihte hala en çok penaltı kurtaran kalecidir. Ayrıca 270 maçta hiç gol yemedi. Ulusu için gösterdiği performans ona Lenin Nişanı ödülünü kazandırdı. O sırada SSCB'de mevcut olan en yüksek ödüldü.

Tarihin en büyük kalecisi

Allison bir Lev Yaşin kaleci ödülü kazananı.

1990'daki zamansız ölümünden 30 yıl sonra bile, futbol topluluğu Lev Yaşin efsanesini anıyor. Sadece kaleci pozisyonunun oynanma biçiminde devrim yapmakla kalmadı, aynı zamanda bir takımın kale sahasının dışına çıkmayan yıldız bir oyuncusu olabileceğini gösterdi.

Mirası, en çok 1994 yılında başlatılan Lev Yaşin ödülü ile yaşatılmaktadır. Ödül, her yıl dünyanın en iyi kalecisine veriliyor. Ayrıca 20. yüzyılın Dünya Takımı'nda tek kaleci olarak yer aldı ve World Soccer dergisi tarafından 20. yüzyılın en iyi 100 oyuncusundan biri kabul edildi. Yine 20. yüzyılın en iyi ve tarihin en büyük kalecisi olarak görülüyor.

Futbolun bu kadar popüler bir spor olması düşünülürse sporun az bilinen efsanelerinden birine ışık tutmak önemliydi. Lev Yaşin başka bir ülkede doğmuş olsaydı bugün Ronaldo, Messi veya Pele gibi anılabilirdi.