Antik çağlarda veba salgını görülmemiş bir şey değildi. Güçlü imparatorlukları ve şehir devletlerini yıkan salgın hastalıklar nadir değildi ve tarihi kronikler bu tür birçok olayı detaylandırmaktadır. MÖ 430 yılında şehri vuran Atina Vebası en bilinen örneklerden biridir.
Böylesine korkunç bir olayın iyi detaylandırılmış, canlı bir görgü tanığına sahip olduğumuz için olağanüstü şanslıyız. Atinalı bir komutan ve tarihçi olan Thukididis veba salgını patlak verdiğinde şehirdeydi. Hatta veba onu öldürmemiş ve nihayetinde iyileşmiştir. İlk elden anlattıkları, bu eski hastalığın belirtileri ve ilerleyişi hakkında ayrıntılı bir tablo çizmektedir.
Tarihteki diğer veba salgınları:
Thukididis'in yaşanan trajediden tanrıları sorumlu tutmaması da anlattıklarına güvenilirlik katmaktadır. Tukidides'in mantıklı açıklaması, araştırmacılar hastalığın ne olduğunu bulmaya çalıştıkça, yeni arkeolojik buluntularla birlikte zamana meydan okumuştur.
Atinalıları Hangi Veba Öldürdü?
Salgının kesin nedeni bilinmemekle birlikte, Thukididis Afrika'dan geldiğini ve Atina'ya Pire limanından girdiğini iddia etmektedir. Atina'yı Akdeniz'in geri kalanına bağlayan Pire limanı, antik Yunanistan'da ticaret ve zanaat için bir merkezdi. Vebaya yakalanan ilk insanların Pire'de yaşayan Atinalılar olması şaşırtıcı değildir.
MÖ 430 yılında Atina'da meydana gelen aşırı kalabalığı hatırlamak önemlidir. Politikacı Perikles, Sparta ile bir kara savaşından kaçınmak için muhteşem bir plan tasarlamış ve tüm Atinalıların şehrin geniş surlarının güvenliği arkasına çekilmeleri için emir vermişti. Planı Sparta'ya denizden saldırmaktı. Zekice bir plandı ama feci bir şekilde geri tepti.
Yaygın bir yoksulluk vardı ve şehir tamamen mültecilerle dolmuştu. Ayrıca Atina'nın ünlü Uzun Surları ile Pire limanı arasındaki bölgeyi de tıka basa doldurmuşlardı. Gözünüzde canlandırın: Atina'dan Pire'ye uzanan enfekte göçmenlerden oluşan bir insan zinciri. Bu bulaşma hattı, hastalığın Pire limanından Atina şehrine hızla yayılmasını sağladı.
Klasik Yunanistan salgın hastalıklara yabancı değildi, ancak daha önce hiçbir şey Atina Vebası'nın felaket boyutlarına ulaşmamıştı. Şehir devletindeki insanların yaklaşık yarısı salgın nedeniyle hayatını kaybetti. Kimsenin canı bağışlanmamıştı; tamamen rastlantısaldı. Her yaştan insan burada eşit derecede zayıf ve güçlü olarak temsil edilmekteydi. Hepsinin kendi sonlarıyla karşılaşmaları için eşit şansları vardı.
Atina Vebası Şehri Nasıl Etkiledi?
Sonuç olarak Atina halkının neşesi dibe vurdu. Hastalığın ilk belirtileri ortaya çıktığında, birçok insan yaşamaktan vazgeçti. Thukididis gibi hayatta kalmayı başaran nadir karakterler, çağdaşları tarafından tanrı benzeri figürler olarak saygı görüyordu. Hastaları tedavi ederken virüsün ikinci bir dalgasına karşı bağışıklık kazanmışlardı.
Hastalık eninde sonunda seyrini tamamladı. Sonraki yıllarda daha küçük dozlarda tekrar ortaya çıktı, ancak MÖ 430'daki dönem en kötü dönemdi.
Perikles salgının en geniş alana yayılmış kurbanıydı. Kentin altın dönemine yaptığı katkılar nedeniyle Atinalılar arasında popüler olan ve hayranlık duyulan lider hastalığa yenik düşmüştü. Onun bu tercihi nedeniyle Atina'daki herkes şehrin devasa surlarının arkasında toplanmış, bu da hastalığın yayılmasını hızlandırmıştı. Planı askeri açıdan etkili olmuştu. Ancak sonuç olarak hastalığın olağanüstü yayılmasının önünü açtı.
Arhidamos (Archidamian) Savaşı
Bu veba salgını başkenti kasıp kavururken bile Atina şehir devleti savaş halinde olmaya devam ediyordu. Peloponez Savaşı'nın ilk aşaması olan Arhidamos (Archidamian) Savaşı hala devam ediyordu. Önleyici bir tedbir olarak, Sparta stratejik olarak adamlarını vebanın istila ettiği şehrin dışına yerleştirdi. Yine de şaşırtıcı olan, Atina'nın depremden sonra ne kadar hızlı ve verimli bir şekilde yeniden inşa edildiğidir.
Şehrin muazzam nüfusu ve büyüklüğü, MÖ 430'dan sonra da askeri gücünün devam etmesini sağlamıştır. Atina, Arhidamos (Archidamian) Savaşı'nda tartışmasız en başarılı taraftı. Yaklaşık 25 yıl sonra Atina Peloponez Savaşı'nı kaybetti, ancak salgının bu yenilgide çok az rolü vardı ya da hiç yoktu. Aegospotami Muhareberesi'ndeki yıkıcı yenilgilerinden önce Atina salgının etkilerinden tamamen kurtulmuştu.