Salı günü yayımlanan yeni bir araştırmaya göre nöromühendisler, basit düşünceleri yapay zeka ve konuşma sentezleyici kullanarak tanınabilir sözcüklere dönüştürebilen yeni bir sistem oluşturdu. Düşünceleri konuşmaya çevirmek için kullanabilecek bu sistem beyin-bilgisayar arayüzü teknolojisini temel alıyor.
Beyin-bilgisayar arayüzü birçok konuda çığır açıcı olacak
New York merkezli bir araştırma ekibi, düşünceleri yalnızca beyin aktivitesini kullanarak kelimelere dönüştürdü. Bu işlem beyin kontrollü teknolojilerin önünü açabilecek bir inovasyon olarak görüldü: Akıllı telefonların düşünceleri metin mesajlarına dönüştürmesi bunun örneklerinden biri olarak gösteriliyor. Elbette bunun için hala zaman var.
Araştırmaya önderlik eden Columbia Üniversitesi, beyin-bilgisayar arayüzü teknolojisinin inme geçiren veya amiyotrofik lateral skleroz (ALS) ile yaşayan insanların tekrar konuşabilmelerinin önünü açabileceğine inanıyor. Bunun daha da ilerisinde, bu tür bir teknoloji, yine de hala uzak olsa da, bilgisayar ya da telefon kullanıcılarının zihinlerinden geçenleri anında ekranlarına yansıtmalarına izin verecek. Bu sayede çevrimiçi iletişim farklı boyutlara taşınacak.
Beyin-bilgisayar arayüzü araştırması son birkaç yılda yeni yatırımlar almaya başladı. Nisan 2017'de Facebook, yıllık F8 konferansında bir BCI (Beyin-Bilgisayar Arayüzü) üzerinde çalıştığını açıkladı. Elon Musk ise 2018 yılının Kasım ayında, kendi BCI şirketi olan Neuralink'in işe alımlara başladığını duyurdu. Her ikisi de heyecan verici haberler.
Yöntem insan-bilgisayar etkileşimini temel alıyor demiştik. İnsan-bilgisayar arayüzü on yılı aşkın bir süredir araştırılan ve bir cihaz ile insan beyni arasında doğrudan bağlantı kurulmasını sağlayan yöntem. Diğer bir adıyla zihin-makine arayüzü, şu anda bilişsel ve duygusal motor eksiklikleri yaşayan insanlara yardım etmek için kullanılıyor.
Elektro implantlar, beyin-bilgisayar arayüzü çalışmalarının gelişiminde büyük öneme sahip. Doktorlar, elektro implantlar sayesinde hastaların nöbetlerini daha yakından inceleyebiliyor ve bunlarla ilgili veriler toplayabiliyor. Örneğin, bir hastanın sıfır ile dokuz arasındaki sayıları okuması istenerek bunun beyinde yarattığı sinyaller birer veri haline getiriliyor ve bilgisayar ortamına taşınıyor.
Yeni araştırma beyin-bilgisayar arayüzünü cerrahi yöntemler olmadan mümkün kılacak
Hastaların sayıları okumaları ile beraber beyinlerinde oluşan sinyaller bilgisayar aracılığı ile kaydedilerek bir sinir ağı (insan beynindeki nöron yapısını taklit eden bir program) oluşturuluyor. Bu sinir ağı ya da asıl adıyla neural network sinyallerdeki kalıpları tanıyor ve onları ses kodlayıcı olarak bilinen bir konuşma sentezleyici yardımıyla robotik seslere çeviriyor.
Sonuç ise, hasta konuştukça, Microsoft Sam gibi gelen bir sesle sıfırdan dokuza kadar sayan bir bilgisayar. Etkileyici kısım ise, bu konuşmanın araştırmacıların test ettiği diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında ne kadar net olduğu. Yine de yapılacak çok iş var. Bu teknolojinin gerçek anlamda kullanıma sunulması en az 10 yılı alabilir. İnsan vücuduna yerleştirilebilir biyo-uyumlu elektrotların veya cerrahi yöntem gerektirmeyen teknolojilerin yeterince gelişmesi için daha fazla ilerleme şart.
Teknolojinin özellikle non-invazif yani cerrahi işlem getirmeyen bir boyuta ulaşması büyük önem taşıyor. Zira mevcut yöntemlerin neredeyse tümü beyin ameliyatını şart koşuyor. Araştırmanın parçası olan hastalar bile elektrokortikografi (zor bir kelime olduğu doğru) monitörlerinin yerleştirilmesi için beyin ameliyatı olmak zorunda kalıyor. Araştırmanın amaçları arasında konuşma terapisi alan insanların bunun gibi korkutucu işlemlere ihtiyaç duymaması var.
Beyin-bilgisayar arayüzü ile düşünceleri konuşmaya çevirmek mümkün yazımız burada son buldu. Daha fazla içerik için bu bağlantıyı takip edebilirsiniz: https://evrenatlasi.com/k/bilim