Frida Kahlo küresel ölçekte benzersizliği ve meydan okumayı temsil etmektedir. Şu anki ticari değeri, gerçek bir cesaret ve kararlılıkla dolu bir hayata dayanmaktadır. Çocukluğunda geçirdiği çocuk felcini, on sekiz yaşındayken geçirdiği ciddi bir kaza izlemiş, otuzdan fazla cerrahi işlem ve yıllarca yatak istirahati gerekmiştir.
Aşk hayatı da bir o kadar çalkantılıydı, çünkü kendisinden yirmi yaş büyük olan ünlü Meksikalı duvar ressamı Diego Rivera ile evlendi. 1929'da nikâh masasına oturdular ama 1939'da boşanıp yeniden evlendiler. Kısa süreli ayrılıklarının yanı sıra, her iki eş de evlilik dışı birçok aşk yaşadı; Frida, Meksika'ya sığınmasına izin verilen Leon Troçki ile bir ilişki yaşadı. Sanatı, hayatının aşırı iniş ve çıkışlarından derinden etkilendi.
Frida Kahlo'nun Eserleri
The Bus (Otobüs), 1929
Frida Kahlo'nun " The Bus" (Otobüs) gibi tabloları, 1925 yılında hayatını değiştiren kazayı akla getiriyor. O ve o zamanki erkek arkadaşı Alejandro Arias, Mexico City'de bir otobüs yolculuğundayken, kendisinin ifadesiyle, "elektrikli bir tren otobüsün yan tarafına çarparak onu ikiye böldü." Bir tırabzan Frida'nın üzerine düşüp leğen kemiğini deldiğinde ciddi şekilde yaralanmasına neden oldu. Kaza sonucunda Frida'nın sağ ayağında çıkık ve ezilme, sağ bacağında on bir kırık, sol omzunda çıkık, leğen kemiğinde ve omurgasında kırıklar meydana geldi. Doktorlar hayatta kalmasının ve tekrar yürüyebilmesinin bir mucize olduğunu söyledi.
Gerçekten de Diego Rivera'nın siyasi inançları sanat eserine yön vermiştir. Resim, çiftin evlendiği yıl tamamlandı. Resmin Meksika kültürünün bazı yönlerini sembolize ettiği düşünülüyor. Soldan bakıldığında, elinde para çantası olan bir işadamı, Frida olabilecek genç bir kadın, bir ev kadını, mavi yakalı bir işçi, yalınayak emziren bir anne, pencereden dışarı bakan bir genç ve bir işadamı görüyoruz. Anti-kapitalist imaları karıştırmak mümkün değil. Çıplak ayaklı anne Madonna'yı andırırken, işadamı muhtemelen Meksika kültüründeki mavi gözlü, yabancı kapitalisti simgeliyor
Self Portrait in a Velvet Dress (Kadife Elbiseli Otoportre, 1926
1926 yılına gelindiğinde Frida Kahlo'nun Alejandro Arias'a karşı hisleri değişmemişti. 1922'de tanıştıktan ve National Prep'te tüm zamanlarını birlikte geçirdikten sonra ayrılmaz bir ikili oldular. Ancak Alejandro onun kendisini aldattığına dair suçlamaları duyunca ilişkileri hızla kötüleşti. İyileşmek için yalnız geçirdiği zaman ve Alejandro'ya karşı inkar edilemez duyguları nedeniyle Frida, onun sevgisini geri kazanmak için Kadife Elbiseli Otoportre'sini yapmaya daha da istekliydi. Ve Alejandro'ya gönderdiği resimle birlikte, "Bunu bana bakıyormuşsun gibi görebileceğin alçak bir yere koyman için sana yalvarıyorum" dedi.
Bu, Frida'nın onu yüzüyle yeniden tanıştırmayı ve aralarındaki tutkuyu yeniden alevlendirmeyi nasıl umduğunu örnekliyor. Bu, Frida'nın memleketi Coyoacán'da iyileşirken Alejandro'dan fiziksel olarak ayrı kalması ve Alejandro'nun azalan hevesi nedeniyle onu ziyaret etmekte tereddüt etmesinden kaynaklanıyordu. Frida'nın diğer eserleriyle kıyaslandığında bu resim daha klasiktir. Şarap renginde bir elbise giymiş ve Alejandro'ya elini uzatarak onu Avrupalı bir prenses gibi gösteriyor. Yakasının dekoltesi, ona göstermeyi umduğu çıplaklığın bir sembolüdür. Daha sonra çizdiği otoportreler daha korkutucu ve zor bir kadını göstermektedir. Alejandro hediyeyi aldıktan sonra onu ziyaret ettiği için hediyenin iyi karşılandığı anlaşılıyor. Ancak 1927 Mart'ında Alejandro Avrupa'ya gitti ve ilişki sona erdi.
Zaman Uçar – Otoportre (Self Portrait – Time Flies), 1929
Frida'nın üç yıl önce yaptığı kadife elbiseli otoportresi bu eseri açıkça etkilemiştir. Diego Rivera'ya aşık olduktan sonra sanatçı sonunda bir otoportre yapmıştır. Burada yepyeni, modern benliğini ortaya koyuyor. Alejandro'ya aşık bir genç kızken kendini gördüğü prenses gitmiş, yerine çok daha güçlü ve talepkâr bir kişilik gelmiştir. Önceki otoportresinin aksine, doğrudan resmin gözünün içine bakıyor, gözünü kırpmadan ve korkmadan.
Stili süsleyen Art Nouveau spiralleri de ortadan kaldırılmıştır. Önceki resimlerinde giydiği daha resmi kıyafetler yerine, burada tipik Meksika kıyafetleriyle görülüyor. Dudakları ve yanakları da aynı şekilde pembe. Rivera ile geçirdiği zaman ve Rivera'nın birçok duvar resminde kullanmayı tercih ettiği nativist tarzlar, muhtemelen onun erken dönem Rönesans tarzından uzaklaşmasına katkıda bulunmuştur. Bir kuş profilini andıran ve eserin ismine gönderme yapan belirgin tek kaşı da eserde dikkat çekici bir şekilde gösterilmiştir.
Kaşının belirginleşmesi, sorulan soruya verdiği ünlü cevabın okunmasına yol açıyor: "Bir kadının nasıl görünmesi gerektiğine dair vizyonunuza uymak için kendimi ifade etmemi sınırlamayacağım." Resmin kendisi onun ifade ettiği cesur feminist düşünceyi somutlaştırmaktadır. Bu eserin Frida Kahlo'nun kariyerindeki önemi nedeniyle, Amerikalı bir sanat koleksiyoncusu 2000 yazında Meksikalı sanatçıya bu eser için 5 milyon dolar ödeyerek onu tarihteki en başarılı Latin Amerikalı sanatçı yapmıştır.
Frida and Diego Rivera (Frida ve Diego Rivera), 1931
Temelde bir düğün resmi olan Frida ve Diego Rivera tablosu, çiftin evlenmesinden iki yıl sonra yapılmıştır. Sanat eserinin tarihi ve tasvirinin doğruluğu da tartışma konusudur. Frida Kahlo'nun biyografi yazarı ve aynı adlı biyografinin (1983) yaratıcısı Hayden Herrera'ya göre Rivera, yüksek boyu ve Frida'nın onun otoritesini boyun eğerek kabul etmek için kullandığı eğik başı nedeniyle merkezde yer alıyor. Ancak resmin sağ üst köşesindeki afişte "Kocam, ressam Diego Rivera ve ben burada sizin seyir zevkiniz için poz veriyoruz. Bu resimleri 1931 yılının Nisan ayında, Kaliforniya'nın güzel şehri San Francisco'da dostumuz Bay Albert Bender için yaptım."
Nihayetinde Frida hakkında yazan Margaret Lindauer, bu ifadeyi Frida'nın bir ressam ya da sanatçı olduğu şeklinde yorumluyor. Her ikisi de böylesine yüksek figürler oldukları için, çiftin evliliği evlilik dışı ilişkiler ve hararetli tartışmalarla dolu, şaşırtıcı olmayan bir şekilde sarsıntılıydı. Diego, Frida'nın kız kardeşi Cristina ile bile yattı; bu birliktelik Frida'nın A Few Small Nips (1935) adlı korkutucu ve şiddet dolu resmine ilham verdi. Frida'nın kendisi de Rivera'dan ayrılarak Leon Troçki ve iddiaya göre Amerikan modernizminin öncüsü Georgia O'Keeffe gibi sevgililer seçti. Evlilikleri tehlikelerle dolu olsa da çift, Frida'nın 13 Temmuz 1954'teki ölümüne kadar birlikte kaldı. Ölümünden on bir gün önce, kendisi gibi tekerlekli sandalyede olan Diego'nun yanında, ABD'nin Guatemala'ya müdahalesine karşı çıkmak için sokaklara çıktı.
Portrait of Guillermo Kahlo (Babamın Portresi), 1952
Babası Guillermo Kahlo'nun 14 Nisan 1941'deki ölümünden on beş yıl sonra Frida onun bir resmini yaptı. Guillermo bir Alman-Meksikalı olduğu için Frida'nın ilk "Frieda" telaffuzu Alman kökeninden gelmektedir. Nazi rejiminin iktidara gelişini protesto etmek için yeni bir kimliğe büründü. Frida fotoğrafçılığı, kendisi gibi fotoğrafçı olan babasından öğrendi. Babasının etkisi nedeniyle, Frida'nın özneleri genellikle kamera için poz veriyor gibi görünür.
Bu benzerlik Guillermo'nun kendi çekmiş olabileceği bir enstantaneyi andırır. Özellikle de 1898 tarihli düğün fotoğraflarını akla getiriyor. Görüntüleri, o dönemi oldukça çağrıştıran kahverengimsi sepya tonunda işlenmiş gibi görünüyor. Guillermo'nun kendisi de uzaklara bakarken neredeyse duygusuz görünüyor. Resmin alt kısmında Frida, babası Wilhelm Kahlo'ya tırnak içinde bir ithaf yazmıştır ve kabaca şu şekilde tercüme edilebilir: "Babam Wilhelm Kahlo'yu resmettim, Macar-Alman kökenli, mesleği ressam-fotoğrafçı, karakteri cömert, zeki ve iyi, kahraman çünkü altmış yıl boyunca epilepsi ile acı çekti, ama asla çalışmaktan vazgeçmedi ve Adolf Hitler'e karşı savaştı, sevgiyle, kızı Frida Kahlo." Frida'nın neden bu kadar önemsendiğini anlamak çok kolay. O kadar özel bir karaktere ve yeteneğe sahipti ki Guillermo ondan sık sık en sevdiği kızı olarak söz ederdi.
Frida Kahlo: Harikulade bir sanatçı
Frida'nın popülaritesi ve cazibesi ölümünden uzun süre sonra da devam etti, ancak bunlar bazen onun gerçekten dikkate değer yaratıcı çalışmalarını gizledi. Kırık Sütun "The Broken Column" (1944) ve Umut Olmadan "Without Hope" (1945), fiziksel hastalığı nedeniyle yaşadığı yalnızlıktan ve iyileşme süresinin uzunluğundan ilham almıştır. Resimleri Diego Rivera ile olan çalkantılı ilişkisinden derinden etkilenmiştir. Bu durum, her ikisi de Diego'ya açık göndermeler yapan ve onun ruhu üzerindeki etkisini daha da göstermek için Frida'nın alnında Diego'nun görüntüsünün belirdiği Birkaç Küçük Kesik "A Few Small Nips" (1935) ve Diego ve Ben "Diego and I" (1944) gibi resimlerde açıkça görülmektedir. Son olarak, kız kardeşinin bir benzeri olan Kardeşim Cristina'nın Portresi "Portrait of Cristina" (1928) gibi eserlerde görüldüğü gibi, sıklıkla kendi ailesinin üyelerini resmetmiştir.
Görsel kaynakları: https://www.fridakahlo.org