O zamanlar 11 yaşında olan Mary Bell, 1968 yılında İngiltere'de iki küçük çocuğun ölümünden sorumlu tutularak cinayetten suçlu bulundu. Olayın yankıları geniş çapta duyuldu ve kamuoyunda infial yarattı. Bell, Mayıs 1968'de Newcastle upon Tyne'ın Scotswood bölgesindeki terk edilmiş bir evde 4 yaşındaki Martin Brown'ı öldürdü. Bir ay sonra da 3 yaşındaki Brian Howe'u aynı şekilde öldürdü. Bell yakalandı ve 13 yaşındaki suç ortağı Norma Bell (akrabası değil) ile birlikte cinayetlerle suçlandı.
Mary Bell, duruşmadaki savunmasında suçsuz olduğu iddiasına rağmen, azalan sorumluluk (diminished responsibility) gerekçesiyle kasıtsız adam öldürmekten suçlu bulundu. Yargıç müebbet hapis cezasına çarptırılmasını önermiş ve mahkeme de bunu kabul ederek müebbet hapis cezası vermiştir. Jüri Norma Bell'i suçlarla ilişkilendiren hiçbir kanıt bulamadı ve Bell suçsuz bulundu.
Mary Bell'in yargılanması ve mahkumiyeti, ergen suçluluğu sorununu Birleşik Krallık'ta kamuoyunun dikkatinin ön sıralarına taşıdı. On bir yaşında bir gencin böylesine korkunç eylemlerde bulunabilmesi birçok kişiyi hayrete düşürmüş ve korkutmuştur. Mary Bell'in yetiştirilme tarzı, davada ebeveynlerin sorumluluğuna ilişkin tartışmalara yol açtı.
Mary Bell 12 yıl hapis yattıktan sonra 1980 yılında şartlı tahliye edildi. Yeni kimliği sayesinde son yıllarda dikkat çekmemeyi başardı. Son yıllarda tamamen affedilmesi ve yeni kimliğinin açıklanması için yapılan çağrılara rağmen, Birleşik Krallık hükümeti güvenliğini ve mahremiyetini koruma ihtiyacını öne sürerek direnmiştir.
Mary Bell davası, çocuk suçluların suçluluğu ve cezalandırılmasına ilişkin önemli etik ve yasal sorunları gün ışığına çıkarmıştır. Çocukların, eylemlerinin sonuçlarını tam olarak kavrayacak olgunluktan yoksun oldukları ve bu nedenle yetişkinlerle aynı standartlara tabi tutulmamaları gerektiği söylenmektedir. Diğerleri ise şiddet suçu işleyen gençlerin davranışlarından tamamen sorumlu tutulması gerektiğini savunmaktadır.
Mary Bell'in ruh sağlığı ve içinde yaşadığı sosyal çevre hakkında düşünmek de hayati önem taşımaktadır. İhmal, istismar ve şiddet görmesini içeren kaotik yetiştirilme tarzının, yetişkin bir insan olmasında muhtemelen büyük etkisi olmuştur. Bu durum, bu tür suçların tekrarlanmasını önlemek istiyorsak bu tür sorunların araştırılması ve çözülmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Sonuç olarak Mary Bell, 1968 yılında, henüz 11 yaşındayken İngiltere'de iki erkek çocuğunu öldürmekten hüküm giymiş bir kadındır. Olay geniş yankı uyandırmış ve halkın tepkisi öfke dolu olmuştur. Mary Bell'in İngiltere'de yargılanması ve mahkum edilmesiyle, suç işleyen küçüklerin hesap verebilirliği ve cezalandırılmasına ilişkin önemli bir etik ve yasal konu ön plana çıkmıştır. Gelecekte suç işlemesini önlemek için ihmal, istismar ve şiddete maruz kalma gibi sorunların tedavi edilmesi ve çözülmesinin önemi de vurgulanmıştır.
Aile, Betty'nin, kişinin çocuğuna zarar verme arzusunu ifade ettiği bir ruhsal bozukluk olan FDIA'dan muzdarip olduğunu iddia etmektedir. Mary'nin annesi doğumundan sonra onu bir şekilde atmaya niyetlenmişti. Mary kendisini evlat edinmeyi reddeden bir kadına teslim edildikten sonra teyzesi devreye girmiştir. İki yaşındayken içine kapanmış, yalnızlaşmış ve sessizleşmişti.
Daha sonra özgürlüğüne kavuştu ve yeni bir isim aldı. 1984 yılında bir kız çocuğu doğurdu, ancak bir muhabir kimliklerini öğrendikten sonra ülkeyi terk etmek zorunda kaldılar. Kızın annesi Mary Bell, 21 Mayıs 2003'te anonimlik haklarının ömür boyu uzatılması için mücadele etti ve sonunda aldı.