Radyasyon terapisi, kemiklerin fotoğrafını çekmemizi sağlayan X-ışınlarının aynısını kullanır. Bir de Dünya'yı sürekli bombardıman altında tutan kozmik radyasyon ya da yerdeki minerallerden yayılan radyasyon var. Duman dedektörleri, saatler, televizyonlar, cam ve seramikler gibi bazı insan yapımı nesneler de radyasyon yayar.
Tüm bu bilgiler göz önüne alındığında, radyasyon ve radyoaktivite kafa karıştırıcı terimler olarak karşımıza çıkabilir. Radyasyon gerçek şeydir: Materyaller arasında iletilen dalgalar veya parçacıklar. Bir nesne radyoaktifse, atomları kararsızdır ve zamanla parçacık kaybeder. Bu parçacıklar insan vücuduna çarpar ve Ulusal Kanser Enstitüsü'nün açıkladığı gibi hücrelerimizin içindeki DNA'ya zarar verebilir. Su, tıpkı ısıyı emmede olduğu gibi, bu tür parçacıkları emmede de özellikle iyidir. Söylemeye gerek yok, etrafta radyoaktif su içerek dolaşmak istemezsiniz.
Suyu arıtmak ve zararlı partiküllerden arındırmak için tehlikeli partikülleri hapseden ve temiz suyu içinden geçiren bir tür ağdan geçirmemiz gerekiyor, yani ters osmoz kullanmalıyız.
Ters Osmozun Gücü
"Ters ozmoz", kulağa hoş gelen ancak su arıtma ürünlerinin her tarafına yapıştırılmış, pek anlaşılmayan terimlerden biridir. Teknik kelimeler bazı müşterileri cezbedebilir, ancak ters osmoz gerçekte ne anlama geliyor? Ve gerçekten de mutfak lavabonuza giden şebeke suyunu temizleyen aynı işlem radyoaktif suyu da temizliyor mu? Evet ve evet.
Özünde ters osmoz, makarnayı süzen bir kevgirden ya da suyu geçiren ancak telveyi tutan bir kahve filtresinden farklı değildir. Su, çok küçük deliklerle delinmiş yarı geçirgen bir zardan – bazı şeyleri geçiren, ancak diğer şeyleri tutan bir yüzey – geçirilir. Ne kadar küçük? Tek tek parçacıkları yakalayacak kadar küçük. Tüm bu zararlı partiküller membranın bir tarafında kalırken, temiz, saf su diğer taraftan çıkar. Çok kolay.
Radyoaktif suyu temizlemenin karbon filtreleme gibi birkaç yolu daha vardır; bu yöntemde radyoaktif partikülleri toplamak yerine absorbe etmek için karbon filtre kullanılır. Bir de iyon değişimli su yumuşatma yöntemi var; bu yöntemde partiküller ne emiliyor ne de toplanıyor, ancak başka partiküllerle değiştiriliyor.
Fukuşima Felaketinden Gelen Su
Temel yöntem aynı kalsa da, ev tipi filtreleme kiti ile büyük ölçekli, endüstriyel düzeyde su arıtma arasında büyük bir ölçek farkı vardır. Japon hükümeti, 2011 yılında yaşanan Fukuşima nükleer santral felaketinin ardından bu tür önlemlere başvurmak zorunda kalmıştır. Yeniden hatırlamak isteyenler için, 2011 yılında Japonya açıklarında meydana gelen dev bir deprem, ülkenin doğu kıyılarına doğru büyük bir tsunamiye yol açmıştı. Dünya Nükleer Birliği'nin belirttiği gibi, tsunami maddi hasara yol açmış ve yaklaşık 20.000 kişinin ölümüne neden olmuş, yaklaşık 100.000 kişi de evlerinden tahliye edilmişti.
Fukuşima nükleer santralinin güç kaynağı darbe aldı, santral devre dışı kaldı ve üç çekirdeği de üç gün içinde eridi. Bunun eşi benzeri görülmemiş bir felaket olduğunu söylemek yeterli olacaktır. Japonya bugün hala toparlanmaya çalışıyor.
Birleşmiş Milletler, Japonya'nın Fukuşima'daki radyasyonlu suyu okyanusa boşaltmasına onay verdi. Olaydan bu yana geçen 12 yıl içinde Japonya, suyu tutmak için temizlik önlemleri almaya devam ediyor. Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi (TEPCO) 1.32 milyon metrik ton suyu tutmaya yetecek kadar tank inşa etti. Şimdi plan, suyun arıtılmasını tamamlamak ve denize boşaltmak. Radyoaktif elementlerden biri olan trityum yok edilemese de seyreltilebilir. Japonya ve çevre ülkelerdeki insanlar planla ilgili endişelerini dile getirdiler, ancak yetkililer, iyi ya da kötü, bu tür boşaltımların her zaman gerçekleştiği konusunda onları temin etmişlerdir.