Kemoterapi tedavisi hakkında kısa bir yazı hazırladık. Kanser ve kanser gibi ölüme sebebiyet veren diğer hastalıkların yalnız kimyasal tedaviyle (ilaç tedavisi) ya da cerrahi ve ışın tedavisi kombinasyonuyla tedavi edilebilmesi, günümüzde ızdırap çeken birçok hastaya çare olmakta ve ömürlerini önemli ölçüde uzatmaktadır.
Hem rahimde gelişen "koryokarsinom" adındaki kanserin hem de çocukluk lösemisinin, metotreksat yöntemiyle başarılı bir şekilde tedavi edilmesi 1960'lı yıllarda bize kanserle başa çıkabileceğimizi gösteren ipuçları oldu. Tümör hücrelerini öldüren kemoterapik ilaç kombinasyonları, umudun da yardımıyla, kötüye giden vakaları iyileştirebilme yeteneğine sahiptir. Kemoterapi, hiç kuşkusuz büyük bir gelişme olsa da, birçok kişinin umduğu ya da inandığı gibi, her zaman olumlu sonuçlar vermeyebilir.
Kimimize zehir derman olur,
William Shakespeare, Henry IV, Bölüm 2
Eğer iyi olsaydım, bu haberler beni hasta edebilirdi,
Ama hasta olduğum için beni biraz iyileştirdiler.
Kemoterapi Tedavisi
Kemoterapi, öncelikle DNA replikasyonu ile ilgili hücrenin nükleer faaliyetlerini hedef alan bir tedavidir. Bu faaliyetler tüm hücrelerde gerçekleştiğinden, bunlara "sihirli mermiler" diyemeyiz. Kemoterapi, hızlı bölünen hücreleri hedef alan bir yöntemdir. İşte burada kanser hücrelerinin kendine özgü özellikleri önemli rol oynar, çünkü kanserli hücreler normal hücrelerden daha hızlı çoğalırlar.
Fakat yine de kemoterapi, hem bölünmekte olan normal hücreleri hem de bölünmekte olan kanser hücrelerini etkiler. Kemoterapi başarılı olduğunda, etkisi en çabuk, önceden hızla bölünen hücrelerin bulunduğu kanserlerde ortaya çıkar. Aynı şekilde yan etkileri de, en çok, genellikle çok çabuk bölünen normal hücrelerin bulunduğu doku ve organlarda belirgindir. Bunlar arasında kan hücrelerinin yapım yeri olan kemik iliği, saç kökleri (folikül) ve bağırsağın iç çeperi bulunur.
Kemoterapi İlaçları
Alkilleyici ajanlar, antimetabolitler, antitümör antibiyotikler, topoizomeraz inhibitörleri ve bitkisel alkaloidler. Bunların hepsi DNA sentezi ya da hücre bölünmesine etki eden kemoterapik ilaçların ana gruplarıdır.
Alkilleyici Ajanlar
DNA çift sarmalını oluşturan baz çiftlerinin arasına girerek tümör hücrelerinin çoğalmasını durdururlar.
Antimetabolitler
Pürin ya da pirimidin gibi davranıp esas metabolitlerin kullanılmasını engelleyerek ya da onun yerini alarak gerekli enzimler üzerinde etki gösterirler. Normal gelişmeyi ve bölünmeyi durdurarak, sağlıklı hücrelerden çok kanserli hücrelere etki ederler.
Bitkisel Alkaloidler
Mikrotubulüs fonksiyonlarını önleyerek hücre bölünmesini durdururlar. Mikrotubulüsler, hücre içinde materyallerin taşınmasını sağlayan küçük tüp şeklinde protein moleküllerinden oluşmuş yapılardır. Hücre bölünmesinde hayati öneme sahip olduklarından mikrotubulüslerin engellenmesi kanserli hücrelerin çoğalmasını da durdurur.
Topoizomeraz İnhibitörler
Normal DNA zincirlerinin halkalarını yararak DNA sentezini ve transkripsiyonunu (DNA'nın RNA'ya kopyalanma işlemi) engellerler. Kanser hücreleri, DNA'nın var olmasını sağlayan enzimler olan topoizomerazlar olmadan çoğalamazlar.
Antitümör Antibiyotikler
Streptomyces adlı mantar grubundan üretilen mikrobiyal fermantasyon ürünlerdir. Hücre bölünmesini başlıca iki şekilde önlerler. Birincisi, iki nükleotid baz arasına girip onların bölünmesini engelleyerek DNA sentezine engel olurlar. İkincisi, ribonükleik asidi engelleyerek, dolaylı olarak enzim sentezini durdurmuş olurlar.
Bu gruplara her gün yeni ilaçlar eklenmekte ve yeni kemoterapik ajan grupları oluşmaktadır. Bunların birçoğu onkolog ve hastalara haklı olarak yeni umutlar vermektedir. Bu alanda hastalara, hastalıklarını olduğundan daha hafifmiş gibi göstermek, onkologların bilinçli olarak yaptıkları bir şeydir. Çünkü umut her şeydir.