Friedrich August Kekule karmaşık moleküllerin ayrıntılı mimarisini izlemenin bir yolu olan kimyasal yapı teorisinin baş yaratıcısıydı. Bu teorinin en belirgin uygulamalarından biri "aromatikler" diye bilinen kimyasal maddelerle ilgiliydi. Bu yeni anlayış 19. yüzyılın sonunda filizlenen kimya endüstrisini ivmelendirdi.
Sandalyemi şömineye doğru çevirdim ve uyuklamaya başladım. Yine atomlar gözümün önünde uçuşmaya başladılar … Ama dur, bu neydi? (Şekillerden) biri kendi kuyruğunu yakaladı ve gözümün önünde dalga geçercesine döndü durdu. Sanki yıldırım çarpmış gibi uyandım ve bu kez de, yine geceyi hipotezin sonuçları üzerinde çalışarak geçirdim.
August Kekule, bir konuşmasından, 1890
August Kekule Kimdir?
Kekule orta Almanya'da bağımsız, küçük bir ülke olan Hesse Grandükalığı'nın başkenti Darmstadt'ta doğdu. Babası Grandük'ün kabine üyesiydi, oğlunun mimar olmasını istediğinden August görev duygusuyla kuzeydeki Giessen'de, ülkenin küçük üniversitesinde mimarlık eğitimi almaya başladı. Ama o zamanlar fakülte görevlilerinin içerisinde oldukça farklı bir alanda dünya çapında ünlü biri vardı; Justus von Liebig'in derslerine katıldıktan sonra August kimyaya tutkuyla bağlandı.
Kekule eğitiminin sonuna yaklaşırken Liebig ona, kısmen kimyagerler için uygun pozisyon olmadığından doktora sonrası eğitim almasını öğütledi. Sonunda Kekule biri Paris'e, biri İsviçre, Chur'a ve sonuncusu Londra'ya olmak üzere üç adet eğitim yolculuğu yaptı. Sonrasında Heidelberg Üniversitesi'ne öğretim üyesi kabul edildi. Bu pozisyonda geçen iki buçuk seneden sonra, 1858 sonbaharında, Belçika'nın Fransızca konuşulan bölgesindeki Ghent Üniversitesi'ne kimya profesörü olarak atandı.
9 yıl sonra artık Avrupa'daki en ünlü kimyagerlerden biriyken, Bonn Üniversitesi'ne çağrıldı ve meslek hayatının kalanını Ren bölgesindeki bu şehirde tamamladı. Kekule ülkesine dönmekten memnun olduysa da, özel hayatında mutsuzdu. Çünkü genç ve güzel eşi ilk çocuklarını dünyaya getirirken ölmüştü ve ikinci evliliğinde mutluluğu bulamamıştı.
İleri Görüşlü Bir Teorisyen
1840'larda kimyagerler moleküllerdeki atomların dizilimini tespit etmek için olası yollar geliştirmeye başlamıştı, ancak bu konuda pek çok karşıt fikir ve karmaşa da vardı. Genç kuramsal kimyager Kekule kendini bu tartışmaların ön saflarında buldu. Sadece Almanya'da değil, Fransa, İngiltere, İsviçre ve Belçika'da da yoğun mesleki pratik sahibi olmanın avantajına sahipti. Bir takım Avrupalı bilim insanları atomların valansı – örneğin bir hidrojen atomunun başka bir atomla sadece bir bağ, oksijen atomunun iki bağ ve nitrojen atomunun üç, karbonun dört bağ (belki dört farklı atomla) kurması – üzerine fikir geliştirmeye henüz yeni başlıyordu.
Kekule'nin yaşlılığında anlattığı hikayeye göre, doktora sonrası üçüncü eğitim gezisi sırasında, 1855'te bir yaz akşamı atlarla çekilen Londra otobüsünün üst katında hayaller kurarken gözünün önünde bir molekül görüntüsü belirmiş. Eve varınca pek çok molekülün şematik biçimde teker teker atomlarına nasıl ayrılabileceğini ayrıntılarıyla yazmış. Burada önemli olan her karbon atomunun sadece dört başka atoma bağlanması değil, birbirlerine bağlanarak, lineer karbon atomu bağları oluşturmalarıydı. Bu teorisini üç yıl sonra yayımladı; bir kimyasal teorinin ana doktrini kısa zamanda kimyasal analiz ve sentezlerin paha biçilmez rehberi oldu.
Kekule aynı konuşmasında, 1862 yılında bir akşam Ghent'deki apartmanında şöminenin önünde yarı uyuklarken, kendi kuyruğunu yakalayan yılan gördüğü ikinci anısından bahsetti. Bu kez zihninde değil gözlerinin önünde beliren bu moleküler dans ona benzen molekülünün –"aromatik" denilen kimyasal maddelerin ana yapısı – düz bir çizgi değil halka şeklinde olabileceği fikrini verdi. Bu fikir onun 1865'te basılan benzen teorisinin özünü oluşturdu.
August Kekule ve Organik Kimya
Tesadüf ki sentetik boya endüstrisi, özellikle Almanya'da, tam o sıralarda büyük bir pazara dönüşüyordu ve hemen hemen tüm yeni boyalar benzen türevleriydi. Aslında sadece boyalar değil, ilaçlar, gıda kimyasalları, cephaneler, plastikler ve her çeşit sentetik madde aromatik yapı üzerine kurulmuştu. Kekule'nin bu maddelere dair daha yeni ve daha iyi bilimsel anlayışı, üretim araştırmalarında kilit rol oynadı ve pek çok yeni kimyasal endüstrisinin ani büyümesinde ana etmen oldu.
Kekule 19. yüzyılın en yaratıcı bilim insanlarından biriydi. Sıra dışı enerjisi ve mizah anlayışı, parlak kişiliği ve bilimsel karizması uluslararası öğrenci, arkadaş ve hayran kalabalığını kendine çekti. Ama ona en çok minnet duyan onun kendi yurttaşlarıydı, Kekule hayatının sonlarına yaklaşırken onun fikirleri öncülüğünde Almanya organik kimyada uluslararası lider konumuna yükselmişti. Bu fikirler günümüzde organik kimyanın temelini meydana getirir.
August Kekule'nin Sözleri
- "Hayal kurmayı öğrenelim beyler; o zaman belki de gerçeği bulacağız."
- "Organik kimyayı karbon bileşiklerinin kimyası olarak tanımlıyoruz."
- "Başta Liebig'in bir öğrencisi olarak, Dumas, Gerhardt ve Williamson'ın öğrencisi oldum: Artık hiçbir okula ait değildim."
Kaynak: