Bitkiler acı hissediyor mu? Kısa cevap: Hayır. Bitkilerde beyin veya merkezi sinir sistemi yoktur, yani hiçbir şey hissedemezler. Ancak bu konuda biraz daha derine inilebilir. İnsanlar ve hayvanlar ağrıyı duyusal sinir hücreleri yoluyla algılıyor. Bunlar, duyularımızdaki bilgiyi ileten ve koklamamıza, görmemize, duymamıza, tatmamıza ve dokunmamıza izin veren aynı tip hücrelerdir.
Bu hücreler, omurilik ve beyin dışındaki tüm vücut sinirlerini içeren periferik sinir sisteminin bir parçasılar. Periferik sinir hücreleri deriden, kaslardan ve organlardan omuriliğe ve beyne mesaj taşıyan bir ağa sahip. Beyin, iyileşme sürecini desteklemek için ağrı bölgesine mesajlar göndererek yanıt verir. Peki tüm bunların bitkilerle ne ilgisi var?
Bitkilerde Acı Hissi
Biyologlar, bizimki ve diğer hayvanlarınki gibi sinir sistemlerinin bilgiyi işlemenin tek yolu olmadığını biliyorlar. Zira bitkilerin bir sinir sistemi olmasa da uyaranlara cevap verirler. Örneğin, yaprak biti bir yaprağa saldırdığında, bitkiye kendisini korumasını söyleyen bir elektrik sinyali yapraktan yaprağa aktarılır. Ne var ki, bitkinin gördüğü hasara tepki vermesinin acı içinde olduğu anlamına gelmediğine dikkat etmek önemli.
Bizden ve diğer hayvanlardan farklı olarak, bitkiler ağrıya cevap vermek için tasarlanmış reseptör tipleri olan nosiseptörlere sahip değiller. Elbette beyinleri de yok, bu yüzden bu uyaranları gerçek bir deneyime dönüştürmek için gerekli makineden yoksunlar. Bu yüzden bitkiler acı çekmez.
Ağrı reseptörleri, sinirleri veya beyni olmayan ve biz hayvanlar alemi üyelerinin anladığı şekilde acı çekmeyen bitkilerin kökünden sökülmesi veya budanması bir tür botanik işkence değildir. Bununla birlikte birçok bitkinin fiziksel uyaranları ve fiziksel hasarı önceleri düşünülenden daha sofistike şekillerde algılayabildiği ve iletebildiği görülmektedir.
Bitkilerin Duyusal Kapasitesi
Sinekkapan bitkileri gibi bazı bitkiler bariz duyusal yeteneklere sahipler zira üzerlerine konan bir avdan yaklaşık yarım saniye sonra kapanabilen inanılmaz canlılardır. Benzer şekilde küstüm otu dokunuşa yanıt olarak yapraklarını hızla kapatır ve potansiyel otçulları korkutmaya yarayan bir adaptasyondur. Bu bitkiler açıkça bir duyusal kapasite sergilese de, son araştırmalar diğer bitkilerin de mekanik uyaranları hücresel düzeyde algılayabildiğini ve tepki verebildiğini gösteriyor.
Örneğin, arabidopsis (bilimsel çalışmalarda yaygın olarak kullanılan hardal bitkisi veya fare kulağı teresi) tırtıllar veya yaprak bitleri tarafından yenildiğinde yapraktan yaprağa elektrik sinyalleri gönderiyor; böylece otçullara karşı kimyasal savunmasını devreye sokuyor. Bir diğer örnek ise çimler; çimler kesildiğinde uçucu bir organik bileşik salgılar ve yaralı bölgedeki hücre oluşumunu teşvik eder (yeni kesilen çim kokusu budur).
Bu olağanüstü tepki fiziksel hasarla başlar ancak elektrik uyarı sinyali insan ve hayvanlardaki ağrı sinyalinden farklıdır. Dolayısıyla yaralı bir bitkiyi acı içinde bir bitki olarak antropomorfize (insanlaştırma) etmemeliyiz. Bitkiler güneş ışığına, yerçekimine, rüzgara ve hatta küçük böcek ısırıklarına cevap verecek olağanüstü yeteneklere sahiptir, ancak (neyse ki) basit yaşamlarında acının yeri yoktur.