ABD'deki yönetim sisteminin ayırıcı özelliği tek bir grup ya da kişide aşırı yetki toplanmasına karşı koymadır. Başkanın güçlü konumuna karşın, yönetim birçok kişiye yüklenecek biçimde paylaşılmıştır. ABD 50 eyaletten oluşan bir federal devlettir. Katı güçler ayrılığına dayalı bir cumhuriyeti öngören 1787 anayasası hala yürürlüktedir.
Yürütme erki başkanın, yasama erki ise, Senato ve Temsilciler Meclisi'nden oluşan Kongre'nin elindedir; en yüksek yargı makamı ise Yüksek Mahkeme'dir. Her eyalet birçok alanda federal yönetimden bağımsız olarak kararlar alabilir. Eyaletlerin siyasal yapısı genelde federal devletinkiyle aynıdır; aradaki tek fark yönetimin başında doğrudan seçilen bir valinin yer almasıdır.
İlgili: Amerikan Bağımsızlık Savaşı ve Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi
ABD'de Başkanın Gücü
ABD'de başkan federal düzeyde iktidarın odak noktasıdır. Başkan, yardımcısıyla birlikte dört yıllık bir dönem için seçilir. Yurtdışında ülkeyi temsil eder, dış politikayı şekillendirir ve tek başına uluslararası antlaşmalar yapma yetkisini taşır. Anayasada öngörüldüğü gibi, silahlı kuvvetlerin başkomutanıdır. Başında bulunduğu Beyaz Saray Ofisi, bütün siyasal alanlarda ona danışmanlık eder ve öneriler hazırlar.
Başkan ancak Kongre'nin mahkemeye verme kararıyla görevden alınabilir; bunun için anayasanın hangi hükümlerinin çiğnendiğinin kesin olarak saptanması gerekir. Ama başkanlık yetkilerinin kapsamı neredeyse sınırsız gibi görünür. Başkanın nüfuzu büyük ölçüde diğer yönetim erkleri karşısındaki girişkenliğine bağlıdır.
Kurumsal İktidar Denetimi
Başkanın gücüne getirilmiş önemli bir sınırlama, resmen başında bulunduğu yürütme erkinin yapısına yatar. Her bir politika alanına ilişkin siyasal sorumluluk birçok farklı makama dağıtılmıştır; yetki alanlarıyla çoğu kez örtüşen bu makamlar sıklıkla karşıt siyasal hedefler izler. Bu durum başkanın bütün bu makamlar arasında eşgüdümü sağlayarak idaresini benimsetmesini güçleştirir.
Kongre yürütme erkine yetki verir ve para sağlar. Senato ve Temsilciler Meclisi'nden oluşan bu yasama organı tek başına yasa tasarılarını geçirir ve savaş açma yetkisini kullanabilir. Ayrıca antlaşmalar ancak yasama organının onayıyla yürürlüğe girer. Federal yönetim resmen Kongre'ye yasa tasarısı sunamaz; daha çok kendi adına inisiyatif üstlenip yasa tasarısı hazırlayacak temsilcilerin desteğine başvurur.
Başkan geçen bir yasayı veto edebilir; ama Kongre bir üst çoğunlukla bu vetoyu aşabilir. Federal yönetim girişimlerinin yasallığını denetlemek üzere soruşturma komiteleri kurulur. Özgür medya da yönetim içindeki yetki istismarlarını engellemeye katkıda bulunarak önemli bir rol oynar.
Başkanlık Seçimi Yöntemi
ABD'de başkan çok aşamalı bir süreçte seçilir. Parti içindeki bir seçim kampanyasından sonra, partinin ulusal kurultayınca aday belirlenir. Halk aslında seçmenler kurulunda yer alacak kişiler için oy kullanır. Her eyalet Kongre'deki temsilci sayısı kadar seçmeni bu kurula gönderir. Çoğu eyalette seçmenler gayri resmi olarak kendi parti adayına oy vermek zorundadır.
Söz verdiği yükümlülükten sapanlar çok azdır. Bir eyaletin seçmen oylarının hepsi çoğunluğu kazanan adaya gittiğinden, 2000 seçiminde olduğu gibi, bir adayın ülke genelinde halk oyunun çoğunluğunu kazanmaksızın seçmen oylarının çoğunluğunu alıp başkan olması mümkündür.
Güçler Ayrılığının Detayları
ABD anayasası uyarınca üç yönetim erki karşılıklı denetim sistemiyle dengelenmiştir. Yasama organı ayrı eyaletlerin çıkarları arasında dengeyi sağlar. Senato her eyaletçe 6 yıl görev yapmak üzere gönderilen ikişer senatörden oluşur. Her 6 yılda eyalet yurttaşlarının oyuyla yeniden seçilir. Buna karşılık Temsilciler Meclisi'nin 435 sandalyesi eyaletlerin nüfus büyüklüğüne göre dağıtılır ve üyeler 2 yıllık bir süre için görev yapar.