Anneden gelen genler, oğulların aldığı kararları güçlü bir şekilde etkilerken, babanın genleri kızlara önyargılar veriyor. Psikologlar arasındaki önemli çekişmelerden biri daima doğa mı yetiştirme mi tartışması olmuştur – davranışımızın belirli yönlerinin ne ölçüde kalıtsal (genetik) veya edinilmiş (öğrenilmiş) etkilerin ürünü olduğu bilinmiyor. Fareler üzerinde yapılan bir çalışma ile ebeveynlerden miras alınan genlerin ruh halimizi ve davranışımızı belirleyen hormonlar ve nörotransmitterler üzerinde etkilere sahip olduğu gösterildi.
Anne Beyni Kontrol Ediyor
Şaşırtıcı bir şekilde, bu genetik etkilerden bazıları cinsiyete özgü. Örneğin anneden miras alınan genetiğin oğulların kararlarını ve eylemlerini şekillendireceği, babadan gelen genlerin ise kızlarda önyargıları belirlediğini buldular. Kromozom gibi genler ebeveynler gibi çiftler halindedir. Hem anne hem de baba genlerinin iki kopyasına veya aleline sahip ancak her ebeveyn çocuğuna her birinin yalnız bir kopyasını iletiyor. Bu genler, saç ve ten rengi gibi birçok özelliği değiştirir.
Ancak genlerden etkilenen sadece dış görünüşümüz değil. Dopamin, serotonin, norepinefrin veya epinefrin gibi hormonların ve nörotransmiterlerin sentezinde görev alan tirozin hidroksilaz ve dopa dekarboksilazın genleri anneden ve babadan kalıtılan genlerde kendini gösterir. Bu kimyasallar, ruh halinden harekete dek önemli işlevleri düzenliyor.
Bu genler ayrıca tehlike veya stresle karşılaştığımızda "dövüş ya da kaç" tepkisini tetikleyen ve adrenal bez tarafından salgılanan adrenalin hormonu üretiminde rol oynar. Birlikte beyin-adrenal ekseni oluşturuyor ve karar vermeyi belirliyorlar. Annenin genleri beyni ve babanın genleri adrenal (böbreküstü) bezini etkiliyor.
Nasıl Test Edildi?
Kalıtsal gen kopyalarının beyin-adrenal eksende anneden veya babadan gelen önyargıları nasıl ortaya çıkardığını araştırmak için, fareler floresanla işaretlenmiş dopa dekarboksilaz enzimine maruz bırakılarak genetik olarak değiştirildi. Mikroskop kullanarak bir genin anneden mi (kırmızı renkli) yoksa babadan mı (mavi renkli) kalıtıldığını gördüler.
Fare beyninin tamamı üzerinde yapılan araştırma, yalnızca annenin dopa dekarboksilaz geninin bulunduğu 11 nöron grubu bölgesi ortaya çıkardı. Tersine adrenal bezde ise yalnızca babadan kalıntılan gen kopyasıyla oluşturulmuş hücre grupları vardı.
Bu bulgular şu varoluşsal soruya varıyor: Davranışlarımız genetik eğilimlerden mi etkileniyor? Yanıt vermek için araştırmacılar bir ebeveynden geçen gen kopyasının baskılandığı hücresel mutasyona sahip fareleri yiyecek ararken analiz etti.
Fareler serbest dolaşmaya bırakıldı, böylece dış etkiler minimumdu ve yiyecek ararken karşılaşılan riskler ve engellere karşı gösterilen davranışlar doğal olmalıydı. Rastgele ve karmaşık görünen bu hareketler ve davranışlar araştırmacılar tarafından geliştirilen bir makine algoritması ile yakalandı. Bu yiyecek arama kalıpları modüllere ayrıldığında araştırmacılar her ebeveynin dopa dekarboksilaz genlerinin kopyasıyla ilişkili davranışsal farklılıklar keşfettiler.
Üzerinde bu denli iyi çalışılmış anne (Ddc) ve babadan (Th) geçen genlerin beyin ve adrenal hücreleri etkilemesi gerçeği bilim topluluklarını şaşırttı.
Genetik Önyargılar
Yargı ve kararla ilgili problemlere karşı gösterdiğimiz sistemli ancak kusurlu tepki kalıplarımız "bilişsel önyargı" terimiyle ifade edilir. Örneğin, kumarbaz yanılgısı arka arkaya beş kez tura gelen madeni paranın altıncı kez tura gelme olasılığının çok daha yüksek olduğunu düşünmemizi sağlar. Aslında oranlar daima 50-50'dir. En yaygın ve zarar verici önyargılardan biri bizi halihazırda düşündüğümüz veya şüphelendiğimiz şeyi doğrulayan kanıtlar aramaya yönlendiren doğrulama yanlılığıdır. Her iki tarafın diğer tarafa bazı konularda haklı olma şansı vermediği dünyadaki mevcut siyasi bölünmelerden rahatsızsanız doğurulama yanlılığına bakıyorsunuz. En az 185 çeşitli önyargı türü var.
Bilim insanları bu bilişsel önyargıların ve çeşitli karar süreçlerinin birçok memeli de olduğu gibi bizim biyolojimizde de derinden kök saldığına ikna olmuş durumda. Bu konuda daha fazla araştırma yapmak insanda anksiyete veya depresyon gibi uyumsuz durumlar için yeni gen tedavileri bulmamızı sağlayabilir. Genetiğin kararlarımızı nasıl biçimlendirdiği hakkında birçok yeni şey keşfetmeye yakınız.