Deniz canavarları, dünyadaki çoğu denizcilik mitlerinde ve efsanelerinde önemli bir yere sahiptir. Okyanustaki biyoçeşitililk düşünüldüğünde deniz canavarı efsaneleri şaşırtıcı değildir. Öyleyse fantastik deniz canavarlarının ardındaki gerçek yaşam unsurlarına göz atalım.
Kraken'ın kökeni nedir?
İskandinav halk kültüründen gelen kraken genellikle tüm gemileri yok eden ve denizcileri kıyamete sürükleyen agresif, kafadanbacaklı bir yaratıktır.
Yukarıda 1801'de Malakolog Pierre Denys de Montfort tarafından çizilmiş, Fransız gemisine saldıran devasa bir ahtapot görülüyor. Dünyadaki birçok kültürde denizcileri rahatsız eden dokunaçlı bir canavara dair efsaneler vardır.
Antik Yunanistan'da Aristoteles ve doğa bilimci Pliny canavar Teuthos'tan (kalamar) bahseder. Odise'de Scylla yaratığı vardır. Karayipler'de (Lusca), Japonya'da (Akkorokamui) ve Yeni Zelanda'da (Te Wheke-a-Muturangi) kraken benzeri mitler görülür.
Jules Verne'nin 1870'de yazdığı Denizler Altında Yirmi Bin Fersah'ta mürekkepbalığından esinlenilmiş bir Kraken çizimi bulunur (üstte).
Kalamar ve ahtapot sıra dışı hayvanlardır. Vücut formları denizdeki başka hiçbir canlıya benzemez. Hızlı hareket eder ve vücutlarının, kollarının ve dokunaçlarının hareket biçimleri bizde bir bilinmezlik uyandırır. Nadir görülmeleri ve çok tuhaf canlılar olmaları kraken gibi deniz canavarı mitlerine esin vermiş görünüyor.
Örneğin, dev kalamar veya büyük bir ahtapotun kısmen sindirilmiş veya çürümüş kalıntısının kıyıya vurduğu yerlerde eski insanlar ne gördüklerini anlamakta zorlanmış olabilir.
Kraken efsanesi Norveç'te yaygınlaştı. Bu tür yıpranmış kalıntılar bazen Tanrı'dan veya Şeytan'dan gelen mesajlar olarak yorumlandı. Kıyıya vuran canlılara deniz meleği, deniz şeytanı veya deniz keşişi adı takıldı.
Japetus Steenstrup 1854'de bu deniz keşişi ve piskoposları kafadanbacaklı olarak tanımladığı çizimler yaptı (üstte). Her kültür gördüklerini farklı yorumladı ve dünyanın farklı yerlerinde farklı kraken mitleri ortaya çıktı.
Dev kalamar efsanesi
Gerçek dev kalamar (Architeuthis dux) ilk olarak 1857'de sınıflandırıldı ve bilim adamları hala gizemini aydınlatıyor. Dünyanın her yerindeki ılıman sularda bulunan dev kalamar yüzeyin 200-1400 metre altında yaşar. Dişilerin 13 metreye, erkeklerin ise 10 metreye dek büyüdüğü öngörülüyor.
Dev kalamar balık ve kabukluları avlar ve aynı zamanda çöpçülük yapar. Bazı yamyamlık kanıtları dışında menülerinde gemiler yoktur.
En büyük adaptasyonları kocaman gözleridir. Kendilerini yiyebilecek kadar büyük tek yırtıcı olan ispermeçet balinasından kaçınmasını sağlar. Dünyadaki herhangi bir canlı içinde ikinci en büyük gözlere sahiptir.
Diğer küçük kalamar türleri daha agresif olsa da, dev kalamar insan temasından uzak, derin, ılıman suda yalnız bir yaşam sürüyor. Türün dünyadaki en büyük ve en eksiksiz örneği Archie'dir. 8,62 metre uzunluğundadır ve 28 cm çapında göze sahiptir.
Büyük gemileri alaşağı etmeleri mümkün olmasa da küçüklere sorun çıkarabilirler. Dev kalamar su yüzeyinde yeterli oksjien alamaz. Bu yüzden yüzeyde bir dev kalamar varsa etrafına karşı stresli ve agresif olacaktır. Hala nasıl ürediği, ne kadar yaşadığı, nasıl büyüdükleri gizemini koruyor.
Deniz insanları kimdir?
İnsansı gövdeli ve yılan gibi kuyruklu siren ve deniz kızı gibi deniz halkları binlerce yıldır dünya genelindeki kültürlere konu oldu. Haritaları ve hayal gücümüzü süsledi. Üstte Jacob Meydenbach'ın Ortus Sanitatus adlı eserinden deniz kızı 1491'e aittir.
Denizciler bazen evlerinden uzakta yıllarca seyahat ettiler. Dünyanın diğer tarafında görecekleri fantastik şeylere dair büyük beklentileri vardı. Denizci hikayeleri o kadar popülerdi ki Japonya'daki kurnaz zanaatkarlar denizcileri kandırdıkları mumya çalışmalar yaptılar (aşağıda).
Üstte 18. yüzyılda Japonya'da Avrupalı gezginlere satılmak üzere üretilmiş, maymun gövdesi ve balık kuyruğundan oluşan "deniz kızı" figürü var. Deniz kızları bir zamanlar özel koleksiyonların ve karnaval gösterilerinin parçasıydı.
Deniz yılanı efsanesi
"Sea serpent" olarak bilinen dev deniz yılanı oldukça popüler bir efsanedir. Deniz yılanları ve deniz ejderleri dünyanın her yerinden antik çağlara uzanan hikayelerde görülür ve gemilere yok ederken anlatılır.
Deniz yılanı mitleri antik çağa ve daha da eski zamanlara uzanıyor. Bu masala esin veren doğal dünyadan bir aday arıyorsak kürek balığı en iyi seçenek olacaktır.
Kürek balığı 8 metreye varan uzunluğu, ata benzer yüzü, başında alev kırmızısı ibiği ve parlak, metalik gümüş renkli gövdesiyle yüzgeçleri olan iyi bir deniz canavarı örneği.
Dünyanın en uzun kemikli balığı olan dev kürek balığı (Regalecus glesne) dünya çapında ılıman ve tropik sularda yaşar ve 200 ila 1.000 metre arasına batar. Denizdeki çoğu büyük canlı gibi kürek balığı plankton yer.
Yüzeydeki insanlarla etkileşimleri yalnız stres dönemlerinde olur. Dikey veya yatay konumda yüzebilirler. Yalnız nefes almakta zorlandıkları zaman yüzeye yaklaşırlar. Yüzeyde yan yan yüzmeleri denizciler için ilginç bir görüntü oluştururdu.
Deniz yılanı canavarına iyi bir aday olan kürek balığı elbette gemileri batırıp denizcileri yemez ancak derin deniz depremlerinde yüzeye çıkmalarıyla tsunami ve sismik olayların habercileri kabul edilirler.