Suya sürülen bir at aynı bir boz ayı, tilki ya da kirpi gibi yüzebilir. Bu hayvanlar ebatları ve imkanları gereği zarif ve uzun süreli yüzemese de hiçbiri birden bire suyun dibine batıp boğulmaz. Dünya üzerinden gelip geçen tüm kara hayvanlarında olduğu gibi dinozorlar da biraz yüzebiliyordu. Öyle ki yapılan araştırmalar Spinosaurus dinozorunun aktif bir yüzücü olduğunu dahi göstermiştir. Hatta avını suyun altında takip edebiliyordu. Dolayısıyla dinozorların yüzüp yüzemeyeceği sorusu cevaplanamayacak bir konu değil.
Dinozorlar Yüzebiliyor muydu?
Tabii ki dinozorlar da en azından suyun içerisinde ilerleyebilecek kadar yüzebiliyordu. Kara canlıları olduklarından aksini düşünmek tarihsel olarak mümkün değil. Zira evrimleştikleri ataları deniz sularından karaya çıkan canlılardı ve dinozorların bu tarih öncesi yüzücülerin genini mirası aldıklarını unutmamak gerekiyor.
Süreci daha ileri taşımadan önce bazı önemli terimleri açıklamamız gerek. Birçok insan Kronozor ve Liopleurodon gibi dev deniz sürüngenlerini tanımlamak için "dinozor" kelimesini kullanır. Ancak teknik olarak bunlar Plesiosaur, Pliosaur, İhtiyozor ve Mosazor türleridir. Yani dinozorlarla yakından ilişkililer ancak evrimin uzun sürecine baktığımızda aynı aileye ait değiller.
"Yüzmek" kelimesi ile kastettiğimiz Marmara Denizi'ni ter bile dökmeden geçmekse, modern kutup ayılarından milyonlarca yıl önce yaşamış bir Iguanodon için bu elbette gerçekçi olmayacaktır. Durum böyleyken, tarih öncesi canlılar için "yüzmek" kelimesini tekrar tanımlamak gerekiyor: Dinozorlar için yüzmek, sudan boğulmadan mümkün olduğunca çabuk çıkmaktı.
Dinozorların Yüzdüğüne Dair Kanıtlar
Dinozorlar için geliştirilen tüm teoriler fosil kanıtlar üzerinden üretilmek zorunda. Tarih öncesi bir hayvanın yüzüp yüzmediğine dair fosil kanıt bulmaksa çok zordur. Alüvyonlar üzerinden günümüze dek korunarak gelen dinozor ayak izlerine bakarak dinozorların nasıl yürüdüğüne dair pek çok teori geliştirebilirsiniz. Fakat, yüzen dinozorun tüm gövdesi su ile çevrili olduğundan öldüğü noktaya fosil eser bırakması çok zordur.
Boğularak ölen birçok dinozor ile karşılaştık ve bunlardan bazıları bizlere muhteşem fosiller de bıraktı. Ancak bu iskeletlerin duruşuna bakıldığında ölüm anında aktif olarak yüzüp yüzmediklerini gösteren hiçbir bulgu yok. Yani suya girme sebebi bir yırtıcının saldırısından kaçmak mı yoksa ani erozyonla ya da deprem ile telaşa kapılıp kendilerini suya atmaları mıdır?
Bunun yanı sıra bazı nehir ve göl yatakları yakınlarında da dinozor fosili kalıntılarına rastlanmıştır. Mezozoik Çağ'ın küçük dinozorları düzenli olarak su baskınları altında sürüklenirlerdi. Bu nedenle bugün antik göl ve nehirlerde pek çok fosil var. Boğulduktan sonraki (genellikle topluca boğulurlardı) kalıntıları göller ve nehirlerin tabanındaki yumuşak alüvyonlar içine sürüklendi. İşin bu kısmında bilim adamlarının seçim yanlılığı olgusu devreye giriyor: Ani sel taşkını ile yok olan milyarlarca dinozorun vücutları asla fosilleşme şansı bulamamıştır. Bulmuş olsalar dahi, boğulan dinozora ait bir fosil o dinozorun yüzemediği anlamına gelmez.
Peki dinozorların yüzebildiğini ispatlayan etkileyici kanıtlar yok mu? Bir İspanyol havzasında bir Teropoda ait bir düzine ayak izi keşfedildi. Bu korunmuş izlere bakıldığında, Teropodun suya yavaş yavaş yürüyerek indiği yorumu yapıldı. Vücut yüzdükçe ayak izleri belirsizleşti ve sağ ayağa ait olanlar sağa doğru dışa sapmaya başladı. Wyomin ve Utah'da buna benzer Teropod ayak izlerine ve işaretlerine rastlanmıştır. Yine de ortaya atılan yorumlar hala kesin olmaktan uzak ve spekülasyondan öte değil.
Hangi Dinozorlar Daha İyi Yüzücüydü?
Çoğu olmasa da bazı dinozorların "köpek yüzüşü" yaparak kısa zamanlı yüzebiliyor olma ihtimalleri var. Geriye kalan azınlık bir kısım dinozor ise diğerlerine göre daha başarılı yüzmüş olabilirler. Örneğin Suchomimus ve Spinosaurus gibi sadece balık yiyen Teropodların yüzemiyor olduğunu iddia etmek mantıksızdır. Çünkü sürekli suya girmek onlar için hayati tehlike yaratacaktı. Aynı ilke çölün ortasında doğal su kaynaklarından su içen dinozorlar için de geçerli. Dolayısıyla Utahraptor ve Velociraptor gibi dinozorlar da kendilerini muhtemelen suyun içinde tutabiliyordu.
İşin ilginç tarafı, dinozor ailesinden ilk başarılı yüzücüler ilk Ceratopsianlardı. Özellikle de orta Kretase Dönemi'nde yaşayan Koreaceratops cinsi dinozorlar. Triceratops and Pentaceratopların bu uzaktan atalarının sahip oldukları tuhaf kuyrukları paleontoglarca "deniz adaptasyonu" olarak yorumlandı. Kuyruk kısmında bulunan ve omurgasına bağlı olan "nöral dikenler"in büyüklüğü bu türlerin erkekleri arasında baskınlık ifade ediyordu. Bu sayede daha fazla dişi ile çiftleşebiliyor ve bunun için iyi bir yüzücü olmaları da gerekmiyordu.
Bu noktada daha büyük dinozorların yüzme yeteneğini de merak ediyor olabilirsiniz; özellikle daha sonraki Mezozoik Çağ'ın yüz tonluk Sauropodları ile Titanozorları söz konusu olduğunda. Önceki paleontoglar, Apatosaurus ve Diplodocusun birbirlerine zarar vermeden büyük yığınlar halinde göl ve nehir kenarlarında zaman geçirdiklerini düşündüler. Bugün daha titizce yapılan bir analiz, yüksek su basıncının bu büyük hayvanları hareketsiz bırakacağını göstermiştir. Daha fazla fosil kanıtı bulunmadığı sürece Sauropodların yüzme alışkanlıklarını netleştirmek biraz zor olacak.