Doğum kontrol hapı üstüne detaylı bir yazıyı daha önce bu bağlantıda hazırlamıştık. Şimdi bitkisel açıdan ele alacağız. Pek çok hap kullanıyoruz ama içlerinden birinin yeri ayrı; 1960'ta piyasaya sürülür sürülmez "hap" denildiğinde akla gelen ilk şey olan oral kontraseptiften, yani doğum kontrol hapından söz ediyoruz. Doğum kontrol hapı altmışlı yılların özgürlük ortamına yetişemedi ama zamanla aktif cinsel hayatı olan kadınlara çocuk sahibi olup olmama konusunda benzersiz bir seçim hakkı sağladı.
Doğum Kontrol Hapı
Doğum kontrol hapının diğer ilaçlardan farkı, bir hastalığı tedavi etmek ya da ağrı gidermek amacıyla değil, doğal bir süreci engellemek üzere alınmasıydı. Üreme hormonları adet döngüsünü bir dizi hassas geri besleme süreci aracılığıyla kontrol eder. Haptan alınan günlük progesteron dozu bu sürece müdahale ederek övülasyonu baskılar. Başlangıçta kullanılan hormonun kaynağı bitkilerdi, özellikle iki yenmez Meksika yamı türü: Yerel dilde cabeza de negro (Dioscorea mexicana) ve barbasco (D. composita).
1930 ve 1940'larda steroidler, cinsiyet ve diğer hormonlar üzerine heyecan ve umut veren araştırmalar yürütüldü. Biyologlar bu kimyasal taşıyıcıların bedensel işlevleri nasıl yönettiğini saptarken, kimyagerler asgari maliyetle büyük miktarda hormon üretmeyi araştırdı. Bitkiler de steroid içeriyordu ve Meksika yamının potansiyelini ilk fark eden bağımsız organik kimyager Russell Marker oldu. Onun dehası, doğru malzemeyi ele geçirdiğinde doğada bulunan karmaşık organik bileşenleri sentezleme becerisinde yatıyordu. Japonların, yam steroidi olan diosgenin üzerindeki çalışmalarından etkilenen Marker, ucuz bir bitki steroidi kaynağı bulmak için çalışmaya başladı.
Botanik uzmanları ve yerel halkın da yardımıyla, Marker'in ekibi 1940'ların başında ABD'nin güneyi ve Meksika'ya yapılan yolculuklarda toplanan yaklaşık 400 bitkiyi analiz etti. Cabeza de negro yamı Marker'in dikkatini çekti. Yürek şeklinde yaprakları, dev yumru kökleriyle bu büyük, kaba ve yabanıl sarmaşık, doğu Meksika'nın sık Veracruz ormanlarında kendiliğinden yetişiyordu. Yerel bir dükkan sahibi kendisi için yam kökü bulmaya ikna eden Marker, bu diosgenin zengini kaynaktan endüstriyel ölçülerde progesteron üretmeyi başardı. Bütün insan steroidleri benzer temel yapıda olduğundan, birinin sentezi diğer cinsiyet hormonlarının (böbrek üstü hormonları) üretimine yol açtı.
Syntex ilaç şirketi kuruluyor
1944'te Mexico City'de Syntex ilaç şirketini kuran Marker, 1945 başında şirketten ayrıldı. Barbasco yamının diosgenin veriminin daha yüksek olduğunu keşfetmişti, üstelik bu yam türü yaklaşık üç yılda olgunlaşırken cabeza de negro'dan ürün almak için altı ile dokuz yıl beklemek gerekiyordu. Syntex kimyagerleri Carl Djerassi ve Loius Miramontes kökün işlenme sürecini geliştirerek daha büyük miktarlarda saf progestoron üretmeyi başardılar. Bundan sonra enjekte edilmek yerine ağızdan alınabilen bir progesteron formu geliştirdiler: Noretisteron. Menstrüel bozukluklar ve düşük tedavisinde kullanılması amaçlanan hormonun güçlü bir oral kontraseptif olduğu ortaya çıktı. Puerto Rico'da klinik deneyler yapıldı ve ilk doğum kontrol hapı Enovid böylece piyasaya çıktı.
Syntex, doğum kontrol hapı ve diosgenin stoku, Meksika'yı yüksek kaliteli bitkisel hormon üretiminde dünya lideri haline getirdi. Olumsuz gelişmeler de vardı. İşsiz köylüler ormandan kazıp çıkardıkları yamları aracılara satmadan önce kötü koşullarda saklıyordu. Bu türde hasat sürdürülebilir değildi. Meksika hükümetinin yam hasatını devlet kontrolüne almasıyla 1970'lerde fiyatlar yükseldi ve bütünsel sentez gibi başka seçenekler finansal açıdan uygulanabilir hale geldi.