Seri katil kadınlar, toplumun son derece sıra dışı ancak iyi dokümante edilmiş bir alt kümesidir. Seri cinayetler daha çok erkeklerle ilişkilendirilse de kadınlar tarafından da işlenebilmektedir. Kadın seri katiller çeşitli faktörler tarafından yönlendirilebilir, ancak birçoğunun izi spektrumun her iki tarafındaki istismarcı ilişkilere kadar sürülmüştür. Ayrıca geçmişlerinde akıl hastalıkları da olabilir. Fakat Dorothea Puente'de olduğu gibi, bazı kadın seri katillerin cinayetlerini işlerken maddi kazancı motivasyon kaynağı olarak kullandıkları görülmüştür.
Seri cinayetler giderek büyüyen bir sorun olsa da, kadınların failler arasında orantısız bir şekilde küçük bir yüzdeye sahip olduğunu belirtmek gerekir. Bununla birlikte, kadın seri katiller de en az erkekler kadar tehlikeli ve gaddar olabileceğinden göz ardı edilmemeli ya da hafife alınmamalıdır.
Tarihte bilinen en ünlü seri katiller
Beverley Allitt
"Ölüm Meleği" olarak bilinen Beverly, 1993 yılında beş yeni doğmuş bebeğe aşırı miktarda insülin vererek öldürmekten hüküm giymiştir. Beverley Allitt'in etrafındaki sağlık görevlilerinden ilgi görebilmek için kendini sürekli hasta etmesi veya bunun için uğraşması ile ilgili olan akıl hastalığı Münchausen sendromuna sahip olduğu tespit edilmiştir.
Rosemary West
Rosemary ve kocası Fred, Rosemary'nin kendi kızı da dahil olmak üzere birçok çocuğa işkence etmiş ve cinsel tecavüzde bulunmuştur. Öldürülmeden ve vücutları parçalanmadan hemen önce bu işkenceyi görmüşlerdir. West, 1994 yılında çift olarak tutuklandıktan sonra ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı ve Fred daha sonra intihar etti.
Amy Archer-Gilligan
Amy, 20. yüzyılın başlarında Connecticut'ta bir huzurevinin yöneticisiydi. Yetkililer en az 48 hastanın onun gözetimindeyken öldüğünü keşfetti; bu hastalardan bazıları sigorta poliçelerinde onu lehtar olarak göstermişti. Gilligan kurbanlarını arsenikle öldürdü, ancak sadece bir cinayetle suçlandı. Gilligan 1917'de hapis cezasına çarptırıldı ama sonunda bir psikiyatri hastanesine yerleştirildi. 1962 yılında, 89 yaşındayken hayata veda etti.
Myra Hindley
Myra ve ortağı Ian Brady, 60'lı yıllarda İngiltere'de beş çocuğu öldürdü. Çocuklardan bazıları ölmeden önce ikili tarafından cinsel tacize uğramıştı ve ikilinin elinde bu tacize ilişkin ses ve görüntü kayıtları vardı. Hindley 2002 yılında hapisteyken ölmüştür.
Dorothea Puente
1988 yılında Dorothea, kiracılarını zehirlediği ve Sosyal Güvenlik çeklerini çaldığı iddiasıyla tutuklandı. Balkonunda üç erkek ve dört kadına ait iskelet parçaları bulundu. Ömür boyu hapis cezası, 82 yaşında Central California Women's Facility'de öldüğünde sona erdi.
Nannie Doss
Doss 1955 yılında dört kocasını öldürmek için arsenik kullandığını itiraf ettiğinde ömür boyu hapis cezası aldı. Ayrıca kayınvalidesinin annesini, kız kardeşini, yeğenini ve annesini de öldürmüştü. 1965'te hapisteyken lösemiden öldü.
Kristen Gilbert
Bir hemşire olan Gilbert, hepsi de savaş gazisi olan dört hastasını öldürdü. Kurbanlarına epinefrin iğnesi yapmıştı. İddia makamının idam cezası istemesine rağmen, 2001 yılında ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Amelia Dyer
Amelia Dyer, evlat edinme ve çocuklara sevgi dolu yuvalarda bakma bahanesiyle Viktorya dönemi İngiltere'sinde 300 ila 400 arasında bebeği öldürdü. Amelia Dyer bir bebek çiftçisiydi (baby farming). 1800'lerin Viktorya dönemi İngiltere'sinde, bekar anneler ebelere ve daha varlıklı kişilere ücret karşılığında bebeklerine bakmaları için para ödeyebiliyordu. Çocuğun sağlığına ya da babanın katılımına bağlı olarak bu ücret 80 sterline kadar çıkabiliyordu.
Juana Barraza
Juana 11 cinayet suçundan suçlu bulundu ve 759 yıl hapis cezasına çarptırılarak "La Mataviejitas" ("yaşlı kadınların katili" anlamına gelir) lakabını aldı. 2000'li yılların başında Mexico City'de çok sayıda yaşlı kadın boğulmuş olarak bulunmuş ve yetkililer nihayetinde hepsinin Juana'nın kurbanları olduğunu tespit etmiştir. Uzmanların düşüncesine göre annesinin içki içmesi, Juana'yı üç bira karşılığında bir erkeğe pazarlarken bu şekilde davranmasına neden olmuştur. 13 yaşındayken aynı adam tarafından tecavüze uğradı.
Judy Buenoano
1998'de elektrikli sandalye ile idam edildi ve kendisine "Kara Dul" lakabı verildi. Kısmen felçli oğlunu bir nehre atmış ve ardından kocasını zehirlemiştir. Ayrıca bir düzeneği patlatarak üçüncü bir kişiyi öldürmek için başarısız bir girişimde bulunmuştur. Söylenebildiği kadarıyla niyeti maktulün hayat sigortasından para kazanmaktı.