Hastalandığınızda iştahın azalmasının birkaç teorik nedeni var. Ana teori, vücudumuz virüsle savaşırken mevcut tüm enerjiye ihtiyaç duymasıdır. Bununla birlikte, hastalandığında iştahın artması gerektiğini düşünebilirsiniz. Çünkü vücut enerjisini yediği yiyeceklerden alıyor. Ancak sindirim sisteminin ne kadar enerji kullanıldığını hesaba kattığınızda iştahın azalması mantıklı gelir. Çünkü yenilen yiyecekleri parçalamak çok fazla enerji gerektiriyor. Bu mekanizmanın cevabı sitokinde gizli.
Hastayken İştah Azalmasının Birinci Nedeni: Sitokin
Virüse yakalandığımızda ve bağışıklık sistemimiz tetiklendiğinde, bağışıklık sistemi hücreleri Sitokin adı verilen protein ve peptidleri daha çok salgılamaya başlıyor. Bu kimyasal madde hücrelerin birbiriyle iletişimini sağlar. Hücreler bu yüzden sitokin reseptörlerine sahipler. Sitokinler hücrelere ulaşır ve onlara ne yapması gerektiğini söyler. Sitokin, beyinde tokluk merkezi olan hipotalamus üzerinde etkiye sahip. Yanal hipotalamustaki açlık merkezlerini bastırır. Bu arada TNF-alfa sitokini vücuda besin sağlamak için kaslardaki protein yıkımını hızlandırır.
Vücudumuz yabancı işgalcileri olabildiğince çabuk atabilmek için her yönüyle birlikte çalışıyor. Sitokinlerin yaptığı şeylerden biri beynimize bizi acıktırmayı bırakmasını söylemek oluyor. Vücudun açlık tepkisini azaltarak, yiyecekleri sindirmek için harcanacak enerjiyi bizi hasta eden virüsü öldürmek için kullanmayı sağlar.
Bu biyolojik tepki bugün artık insanlık tarihinin avcı/toplayıcı günlerinde olduğu kadar gerekli değil. Avlanmak veya yiyecek toplamak için harcanacak enerji yiyecekleri sindirmekle birleştiğinde vücudumuz geçmişte hastalandığında muhtemelen enerji kıtlığı sorunu yaşıyordu.
Sitokin Nedir?
Sitokinler, bağışıklık hücreleri tarafından salgılanan ve vücudun bağışıklık tepkisinde önemli roller oynayan bir grup proteindir. Sitokinler, hücreler arasında sinyal molekülleri olarak hareket ederek bağışıklık hücrelerinin iletişim kurmasını ve faaliyetlerini koordine etmesini sağlar.
Birçok farklı sitokin türü vardır ve her birinin bağışıklık yanıtında belirli bir rolü vardır. Bazı sitokinler enflamasyonu teşvik ederken, diğerleri bunu bastırır. Bazı sitokinler bağışıklık hücrelerini aktive etmeye yardımcı olurken, diğerleri aktivitelerini engeller. Sitokinler ayrıca bağışıklık hücrelerinin büyümesini ve farklılaşmasını da düzenleyebilir.
Sitokinler enfeksiyon, enflamasyon ve otoimmün hastalıklara verilen yanıtlar da dahil olmak üzere çok çeşitli bağışıklık yanıtlarında rol oynar. Bazı sitokinler kanser hücrelerinin büyümesi ve gelişmesinde de rol oynar ve kanser tedavisi için potansiyel hedefler olarak araştırılmaktadır.
Sitokin düzensizliği ya da sitokin üretimi veya aktivitesindeki dengesizlik, otoimmün bozukluklar, kronik enflamasyon ve bazı kanser türleri de dahil olmak üzere bir dizi hastalığa yol açabilir. Sentetik sitokinlerin veya sitokinleri hedef alan ilaçların kullanımını içeren sitokin tedavileri, bu hastalıkların tedavisi için geliştirilmektedir.
Hastayken İştah Azalmasının İkinci Nedeni: Mukus
İştahın azalmasının diğer nedeni soğuk algınlığı veya gripten hasta olunduğunda tıkanan burun yollarıdır. Vücut mukus salgılayarak zararlı bakteri veya virüsün hücre kılıfını eritmeye çalışır. Tıkalı burun iyi koku almaz. Koku alma duyusu olmadan tat alma becerisi de çoğunlukla kaybolur. Çünkü bu iki duyu birbiriyle son derece bağlantılı. Bu yüzden koku becerisi gittiğinde yiyeceklerin tadı da o kadar güzel gelmez. Ayrıca açlık, yemeğin koklanmasıyla tetiklendiğinden koku alamadan beynimiz bize aç olduğumuzu söylemez.
Hastayken açlığın azalmasına dair bir teoriye göre, yemek yemediğimizde kan şekerimiz düşer ve böylece bakteriler aç kalır.
Mukus Nedir?
Mukus, vücuttaki sindirim ve solunum yollarının birçok geçişini nemlendiren, kayganlaştıran ve koruyan viskoz sıvıdır.
Mukusun ana işlevi, kapladığı yüzeyleri korumak ve kayganlaştırmaktır. Solunum yollarında mukus toz, bakteri ve virüsler gibi solunan partikülleri hapsederek akciğerlere ulaşmalarını engeller. Mukus daha sonra ya öksürülerek ya da yutularak hapsedilen parçacıkları beraberinde sürükler. Sindirim sisteminde mukus, mide zarını mide asidi ve sindirim enzimlerinden korur. Üreme sisteminde mukus hassas dokuların yağlanmasına ve korunmasına yardımcı olur.
Mukus ayrıca enfeksiyonlara karşı korunmaya yardımcı olan bağışıklık hücreleri ve antikorlar içerir. Ayrıca zararlı maddelere karşı bir bariyer görevi görerek vücuda girmelerini önleyebilir.
Solunum yollarında bir enfeksiyon veya tahriş olduğunda, vücut normalden daha fazla mukus üretebilir ve bu da öksürük ve tıkanıklık gibi semptomlara neden olur. Aşırı mukus üretimi alerji, astım ve kronik bronşit gibi durumlarda da ortaya çıkabilir.
Hastayken Yenilecek En Faydalı Şey
Hasta olunduğunda iştahın azalmasının nedenleri bunlar. Hastayken vücudun hala yemeye ihtiyacı var. Normalde olduğu kadar çok veya daha fazla yemenize gerek yok ve katı gıda almak zorunda değilsiniz. Hastayken en iyi şey et suyudur ve her türlüsü iyidir. Et suyu çoğunlukla su olduğundan sindirilmesi neredeyse hiç enerji gerektirmiyor, dahası vücudu sulu tutma yararına sahip.
Hasta olduğunuzda vücudunuza verebileceğiniz en önemli şey sudur. Dehidrasyon vücudun hastalıkla etkili şekilde savaşmasını zorlaştırır. Susuz kalındığında kan basıncı düşer, kan kalınlaşır ve daha yavaş hareket eder. Böbrekler atıkları etkili şekilde temizleyemez. Yeterli miktarda su alındığında vücut genel olarak daha iyi çalışır. Hastayken susuzluktan kaçınmak ise daha da önemlidir; hastalığı daha çabuk atlatmayı sağlar.