İnsan embriyolarını klonlamak yaklaşık yedi yıldır mümkün. Ancak bu süre zarfında kimse klonlanmış bir bebek üretmedi veya görünüşe göre üretmeye çalışmadı. En şaşırtıcı olanı kimsenin insan klonlama niyetinde olduğunu açıklamamış olmasıdır. 23 Şubat 1997'ye gidelim. O gün, Nature adlı bilim dergisi yetişkin hücrelerden klonlanan ilk memeli olan Koyun Dolly adlı bir koyunun doğumuyla ilgili bir rapor yayımladı. Dünyayı şaşkınlık ve korku sardı.
Dolly'yi yaratmak bir koyundan yumurta almak, onun DNA taşıyan çekirdeğini çıkarmak, başka bir koyunun hücresini yumurtaya kaynaştırmak (birkaç yıldır ölü olan bir koyunun hücreleri), sonra yumurtayı elektriğe tutmak yoluyla mümkün olmuştur. Araştırmacılar 250 kez başarısız oldu ancak teknik nihayet çalıştı ve ortaya çıkan hücre büyümeye ve bölünmeye başladı. Hücre bir koyunun rahmine yerleştirildi ve sonunda sağlıklı bir klon hayvan doğdu.
Bu klon bir koyun olmasına rağmen, tartışma hemen klonlanmış insanlara döndü: Klonlanmış tasarım bebekler ve klonlanmış savaşçı köle ordular. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler insan klonlamayı yasaklamak üzere harekete geçtiler; daha önce hiç yapılmamış ve denenmemiş bir şeydi.
Dolly duyurusunun ardından ilk yıllarda çeşitli kişi ve gruplar insan klonlayacaklarını söyledi. İlklerden biri kapsamlı açıklamalarına rağmen hiçbir şey yapmamış olan fizikçi Richard Seed'di. Ardından Severino Antinori ve Panayiotis Zavos iki yıl içinde ilk klon insanı yaratma niyetlerini ilan ettiler. İnsan klon gebeliklerine başladıklarını söylediler ancak hiçbiri bir klon doğumu ilan etmedi.
Hepsinden en büyüleyicisi, Raelian denilen bir dini külttür. Uzaylılardan gelen dini bir emrin kendilerini insanları klonlamaya çağırdığını duyurdular. 1997'de, Dolly'nin doğumunun duyurulmasından yaklaşık üç ay sonra grup, bu amaca adanmış bir organizasyon olan Clonaid'i kurdu. Biyokimyacı Brigitte Boisselier tarafından yönetilen Raelianlar insan klonlamayı amaçlayan bir laboratuvar işlettiler ve sonunda ABD tarafından durduruldular.
Clonaid laboratuvarını Bahamalar'a taşıdı. 27 Aralık 2002'de grup ilk klon bebeğin – Eve adında – doğduğunu duyurdu. 2004 yılına kadar Clonaid, 14 insan klonu ürettiğini iddia etti. Ancak iddialar Clonaid'in bebeklerin bağımsız olarak test edilmesine izin vermeyince reddedildi.
Bildiğimiz kadarıyla, ne Raelianlar ne de başka biri, teknik olarak somatik hücre çekirdeği transferi (SCNT) olarak adlandırılan Dolly'nin klonlama sürecini insan klonlamak için kullanmayı başaramamıştır.
Neden İnsan Klonlanmıyor?
Bilimsel, etik ve ticari sebeplerden dolayı. Dolly'yi yaratan bilim insanları, DNA'yı bir koyun yumurtasından çıkardılar, yumurtayı yetişkin bir "donör" koyundan alınan meme epitel hücresiyle birleştirdiler ve artık sadece donör DNA'sı taşıyan hücreyi bir koyuna naklettiler. Ancak bu tekniğin diğer canlı türlerinde o kadar kolay olmadığı ortaya çıktı.
Klonlama bazı türlerde zor, bazılarında nispeten kolaydır. Örneğin kediler kolay; köpekler: zor; fareler: kolay; sıçanlar: zor; insanlar ve diğer primatlar: çok zor olarak sıralanır.
Birçok ülke tarafından illegal kabul edilmesi nedeniyle insan klonlaması için ticari bir motivasyon yok. Hem yardımlı üreme (IVF) hem de ilaç endüstrileri insan klonlamaya ilgi duymadıklarını söyledi. Sonuçta tüm yeni teknolojiler kar güdüsü ile yönlendiriliyor.
İnsan Klonlamanın Zorluğu
Dolly'den sonra araştırmacılar insan embriyolarını, hatta insan olmayan primat embriyolarını klonlamanın ne kadar zor olduğunu gördüler. Bu araştırmacılar bebek üretmeye bile çalışmamış, klonlanmış insan embriyoları üretmeye çalışmış ve onları yeterince uzun süre canlı tutmayı umarak insan embriyonik kök hücre dizileri elde etmeyi amaçlamıştır. Bunlar gerek araştırma gerekse klinik kullanımlar için çok önemli olabilecek hücre dizileriydi.
Uygun bir hastadan klonlanmış bir embriyodan yeni hücreler büyüterek hücreler, dokular veya organlar yapabilirsiniz ve bu hücreler veya ürünleri hastaya nakledildiğinde bağışıklık tepkisi yaratmaz. Bu durum kök hücreleri, dokuları ve organları tedaviler olarak çok önemli hale getiriyor. Bilim insanları, primat (insan ve insan olmayan) yumurtalarındaki çekirdekleri çıkarmayı ve bunlara kendi çekirdekleri olan diğer hücreleri yerleştirmeyi başarmış olsa da, ortaya çıkan hücreler yalnızca birkaç kez bölünmüştür. Bu klon hücreler hiçbir zaman araştırmacıların klonlanmış insan veya insan olmayan primat embriyonik kök hücre dizileri yapmasını sağlayacak kadar uzun süre (yaklaşık beş veya altı gün) hayatta kalmadı.
İnsan Klonlama Denemeleri
Mart 2004'te Güney Koreli bir bilim adamı olan Hwang Woo Suk ve meslektaşları Science dergisinde insan embriyolarını başarılı şekilde klonladıklarını ve ikisinden insan embriyonik kök hücre dizileri elde ettiklerini açıkladılar. Ertesi yıl, vücut hücreleri için çok çeşitli kaynaklar kullanarak 185 yumurtadan 11 insan embriyonik hücre dizisi oluşturduklarını bildirdiler. Haber insan hücreleri ve dokuları oluşturmak için somatik hücre çekirdeği transferini kullanmanın kapısını açıyor gibiydi – veya klonlanmış bebekler yapmanın.
Ancak Aralık 2005'te Hwang'ın çalışmasının tamamen sahte olduğu görüldü. Zavos yine de 2008'e kadar insanları klonlama çabasından bahsetmeye devam etti.
İnsan klonlamayla ilgilenen tüm araştırmacılar asılsız iddialarda bulunmuyor: Dolly'nin doğumunun açıklanmasından kısa süre sonra, Shoukhrat Mitalipov ve Oregon Eyalet Sağlık Üniversitesi'ndeki ekibi, klonlanmış insan olmayan primat embriyoları yapmak üzere 15.000'den fazla maymun yumurtası kullanarak klonlama üzerinde çalışmıştır. 2007'de maymunlardan embriyonik kök hücre dizileri yaptıklarını bildirdiler, bulguları hızla örnek alındı. Ancak bu klonlanmış embriyolardan klon bebek maymunlar üretemediler.
Mitalipov'un grubu 6 yıl sonra başarılı bir şekilde insan embriyonik hücrelerinden insan embriyoları klonladıklarını ve bu klonlanmış embriyolardan iki insan embriyonik kök hücre dizisi oluşturduklarını rapor etti. Ertesi yıl, yetişkin insanlardan alınan hücrelerle aynı şeyi yaptıklarını duyurdular. Diğer laboratuvarlar hızla çalışmaları örnek aldı.
Mitalipov sahtekar değildi – insan embriyoları gerçekten klonlanmıştı. (İlginç ki insan embriyosunu klonlamaya dair başarı getiren gizli bileşen kültür ortamına kafein eklenmesiydi)
Ancak Mitalipov, olası hamilelik ve doğum için kadınlara insan klon embriyoları aktarmaya girişmedi. Görünüşe göre bunun yapan başkası da yoktur.
Ancak Ocak 2018'de Qiang Sun ve Zhen Liu liderliğindeki bir Çinli grup, ilk klon maymunların doğduğunu duyurdu. Süreç pek verimli değildi: Yaklaşık 80 klonlanmış embriyo, altı hamileliğe ve iki canlı doğuma yol açmıştı. Yine de ilk kez bir primatta üreme klonlaması başarılı olmuştu.
Yani yaklaşık yedi yıldır bilim camiası insan embriyolarının klonlanabileceğine dair sağlam kanıtlara sahip. Ve birkaç yıldır klonlanmış maymun embriyolarının klonlanmış bebek maymunlar üretebileceğini biliyoruz. Öyleyse neden kimse klonlanmış insan bebekler yapmaya çalışmıyor? İnsan klonlamaya dair yasalar Dolly'den bu yana son yirmi yılda pek değişmedi: Bazı ülkeler insan klonlamayı yasakladı – bazıları Dolly'den önce, bazıları sonra. Yine de insan klonlamayı yasaklamamış birçok ülke var.
Klonlamaya Rakip Yöntemler
Ancak klonlama dünyasında bazı şeyler değişti. Bir yetişkinden kök hücre dizileri üretmek için klonlanmış insan embriyoları kullanılması fikri, uyarılmış pluripotent kök hücre (iPSC) yönteminin gölgesinde kalmaya başladı. Bu hücreler belirli genler kullanılarak elde edilir.
Bu genler normal hücrelerin, genelde deri hücrelerinin embriyonik kök hücre gibi davranmasını sağlar. İlk olarak 2006 yılında Shinya Yamanaka tarafından farelerden ve bir yıl sonra hem Yamanaka hem de James Thomson tarafından insanlardan elde edilen bu kök hücreler bireyin DNA'sını taşır ve embriyonik hücreler gibi bir insandaki tüm hücre tiplerini üretebilir.
Tıpkı klonlanmış insan embriyolarındaki embriyonik kök hücrelerin nakledilmesi gibi, uyarılmış pluripotent kök hücrelerin bir hastaya nakledilmesi hastanın bağışıklık sistemini tetiklemez. Dahası uyarılmış pluripotent kök hücre dizileri yapmak, klonlanmış insan embriyolarından embriyonik kök hücre dizileri yapmaktan basittir – yumurta yok, embriyo yok, etik veya politik kaygılar yok.
Öte yandan, insan dışı klonlama bugün bir dereceye kadar normalleşti. Birkaç şirket, evcil hayvanlar – özellikle köpekler – veya çiftlik hayvanları için klonlama hizmeti sunuyor. Örneğin dünya şampiyonu bir polo takımı birkaç yıldır klonlanmış midilliler kullanıyor. Klonlama şirketleri için pazar çok büyük değil, ancak firmalar ayakta kalıyor. Dahası yöntemlerinin güvenliğinin ve etkinliğinin gelişmeye devam ettiğini iddia ediyorlar.
Son olarak klonlamaya bir başka rakip olarak yeni CRISPR yöntemi var. Jennifer Doudna, Emmanuelle Charpentier ve meslektaşları Haziran 2012'de CRISPR'nin DNA düzenleme yöntemi olarak potansiyel kullanımını ortaya koydu. Düzenlenmiş embriyolar ve süper bebek teorileri ortaya atıldı. Kasım 2018'in sonlarında Çinli bilim adamı He Jiankui CRISPR'yi kullanarak embriyoları başarılı şekilde düzenledi ve bunlardan iki bebek doğdu. Bu gelişmeler dikkatleri klonlamadan uzaklaştırdı. Yeni ve geliştirilmiş bir versiyon yapmaya çalışmak varken, neden yaşayan bir insanın sadece genetik bir kopyasıyla yetinelim?
Her şeye rağmen henüz insan klonlamaya dair arzular tamamen yok olmadı. Örneğin bir çocuğunu kaybetmenin yasını tutan çiftler mutlaka bir klon çocuk isteyecektir.
İnsan klonlamaya dair hırsla dolu bilim insanları bugün reddedilseler de, bir gün tıpkı Galileo Galilei gibi karşılanabilirler. He Jiankui'nin 2019'un sonunda üç yıl hapis cezasına çarptırılması bazıları için caydırıcı oldu. Bilim insanları en azından insan geni düzenleme konusunda nerede ve nasıl çalıştıklarına dair daha dikkatli olacak.
Ve elbette kendilerini klonlamak isteyen benmerkezci milyarderleri unutmamak gerek. Sayıları artıyor ve bugünlerde benmerkezcilik makul karşılanmaya başladı. Bu milyarderlerden bazıları açıkça ölümsüzlüğün peşinde ve insan klonlama bunun ana yolu gibi görünüyor.